Evrende "Mutlak Hareketsizlik" yoktur!
Hareket halindeki bir trenin ( evrenin) içindeki hiç bir şey o trenin (evrenin) dışına çıkmadığı sürece, içinde bulunduğu trenden (evrenden) ve trenin (evrenin) içinde daha hızlı hareket edemez. Foton bile...
Evren maddi temellidir. Maddenin olduğu yerde hareket kaçınılmaz. Bu nedenle evrende mutlak hareketsizlik diye bir şey yoktur.
Evren, içindekiler ile evrendir ve içerdiklerinin kendisidir. Dolayısı ile hareketin geçtiği arenanın adı uzaydır ve hareket maddi temelli olduğu için zaman da maddeye tabi olduğundan bunlar birlikte ifade edilir. Uzay-zaman dokusu şeklinde.
İşte bu dokunun arenasındaki hareket bir bütün olarak ve evrenin tamamı için (evren içerdiklerinin kendisidir) maksimum hızda hareket etmektedir. Yani ışık hızında ve bir yönlü olarak. Zaman için hep ileri, uzay ve madde için hep düzensizliğe doğru.
Yani aslında her şey ışık hızında hareket halindedir. Ancak kimi foton gibi başına buyruk (aslında değil; elektrik ile manyetik alanın elbirliği treni ile) kimi ise değişik trenler kullanarak (Dünya, güneş sistemi, galaksiler ve evrenin geneline değin farklı büyüklükte ve hızda iç içe trenler) hareket etmektedir.
Işık hızında da zaman durmaz. Hatırlarsak evrende mutlak hareketsizlik yoktur. Işık hızında zamanın durmuş gibi görünmesinin sebebi zaman ile ışığın aynı hızda ve ileriye doğru akmasıdır. Tıpkı hızları aynı yönde eşitlenen iki trenin birbirine göre duruyor görünmesi gibi. Yahut aynı hızda ve bir yöne giden trenin içerdikleri ile aynı hızda hareket edişi gibi. Yani görelilikten zaman da foton da muaf değildir.
Ya da daha farklı bir ifade ile görelilikte değişen bir durum yok. Bildiğini okumaya devam ediyor. Ben evrensel bir yasayım ve (evrene içkin her şeyi kastederek) tek bir patronum var, evrenin kendisi diyor.
Fakat buna rağmen kafama bir soru takılıyor: Evrene içkin mutlak hareketsizlik olmamasına rağmen, ışık hızında zamanın göreli durmasına bağlı olarak bu hız maddenin temel yapı taşlarına (atoma) nasıl fiziksel bir etkide bulunuyor ki; canlılar için yaşlanma, cansız varlıklar için aşınma, eskime, yıpranma, dağılma , atom için bozunma vb.(entropi) durabiliyor.
Mantıksal olarak onun da göreli olması daha akla yatkın olanı gibi geliyor. Aksi durumda birinden vazgeçmemiz gerekiyor. Ya evrende mutlak hareketsizlik yoktur fikrinden ya da entropi fikrinden.
Kütlenin zamanı eğip bükmesi ve buna ve hıza bağlı zaman genişlemesi açıklamaları; kuvvetle muhtemel benden kaynaklı olarak, bana bu konuda yeteri kadar açıklayıcı gelmiyor.
Kimi açıklamalar maddenin hareketinin uzay düzleminde gerçekleştiği ve maddenin hızı zamanın hızına (aynı zamanda ışık hızına da) ne denli yakın olursa o kadar az eskiyeceğine, yaşlanacağına vb. vurgu yapıyor. Yani zaman ile arasındaki mesafeyi kapattığı oranda daha az yaşlanılacağına ya da yaşlanma hızının uzaydaki maddenin hareketinin salt zaman düzlemindeki hareketten ne denli geri kalındığına bağlı olarak yaşlanmanın hızlanacağına.
Burada da kafamı karıştıran iki nokta var.
İlki, zamanın dolayısı ile ışığın hızına eşit bir hızda uzay düzleminde bir hareketin yaşlanmayı durdurmasının ancak hareketin durmasına bağlı olarak gerçekleşebileceği, yani sıfır enerji sarfiyatını gerektirdiği. Bunun da hem mutlak hareketsizlik ilkesine hem de entropinin kaçınılmazlığına ve istediğimiz kadar dışarıdan enerji transferinde bulunalım, asgari seviyede de olsa devam edeceğine ters bir duruma tekabül ediyor.
İkincisi: Uzay ve zamanı sanki farklı ve birbirinden bağımsız dokularmış gibi ayrıştırıyor. Oysa bildiğim kadarı ile uzay-zaman dokusu iç içe geçmiş bir kumaşın hammaddesi ve rengi gibidir. Ayrı ele alınamaz.
Soru platformunda bu kadar uzun soru sorma imkanı olmadığı için ayrıca soru içeren bir cevap kendiliğinden oluştu. Hoş göreceğinizi umarım. Sevgiyle…