Öncelikle "utanç verici" tanımını kültürel NORMları almış yetişkinler olarak yapıyoruz. Yani bir davranış biçimini utanç verici olarak KABUL EDEREK yapıyoruz. Ergenlik dönemi, henüz bu tür genel kabullere yeni yeni alışılan bir süreç olduğu için kişi henüz kendi kuralları içinde kaldığı için (bu çocuklarda daha ileri boyutlarda biliyoruz ki), genel tabular, ahlaki değerler yaşama tam olarak dahil olmamıştır.
Diğer yandan serebral korteks yeterli kalınlığa neredeyse 21-23 yaşlarında gelebilmekte. Yani dürtü kontrolü için ergen birey çok yetersizdir. Ve bir yetişkin gibi dürtülerini duygularını regüle edemez doğal olarak. Ancak "yetişkin" yani tornadan çıkmış insanlar arasına çocuklara göre daha çok karıştıkları için, geleneksel - kültürel yapıyla uyumsuz davranışları daha çok dikkat çeker. Bu durumlardan henüz tam olarak "utanmayı" öğrenmemiştir ergen birey.
Her ne kadar topluma ait gelenek-kültür vazgeçilmez olsa da, bireyin yaşamını yok etmemeli, aksine bireysel yaşamı desteklemelidir. Böyle insan odaklı bir kültür değil de, bizimki gibi kapalı bir kültür yapısı içinde, yetişkinleri hapsettiğimiz yazısız kurallar ile, ergenleri de yargılamaktayız. Biraz olsun kendimizi kontrol ettiğimizde bunu hepimizin yaptığını göreceğiz. Kendi ergen dönemimizde yaptıklarımıza rağmen.
Birey utandırılmadan, yargılanmadan, ötekileştirilmeden de etik ahlaki kurallar öğretilebilir. Yaptığının yanlış olmadığı, ancak topluluk içinde yapılabilir olmayan davranış biçimlerinin altı dolu bir şekilde aktırabileceği unutulmamalı.