Eş ve arkadaş seçimlerimizde dış görünüşten etkilenmenin haricinde genetik uyumun da arandığı, fakat bunu farkında olmadan yaptığımız pek çok deney ile ortaya konmuştur.
Yapılan deneyde; erkek deneylere kullandıkları T-shirt giysilerini en az 2 gün boyunca değiştirmeden ve banyo yapmadan kullanmalarını, parfüm ve benzeri koku veren ürünlerden uzak durmaları söyleniyor. Deneyin 3. gününde T-Shirt giysiler kadınlara koklatılıyor ve hangi kokudan daha çok etkilendikleri soruluyor. Deneyin sonucu çok ilginç; kadınların seçimi ile MHC geninin nükleotit dizilimi arasında ciddi bir ilişki olduğu anlaşılıyor. Deneyi tersten yaparsanız, yani kadın çamaşırlarını erkelere koklatırsanız da aynı sonuç çıkıyor.
MHC geni nedir? Bu gen öncelikle kişiye özel kokuyu belirliyor, her farklı dizilim kişiye has kokuya neden oluyor. MHC geninin tek görevi elbette bu değil; enfeksiyonel hastalıklarda vücudun dirençli olmasını sağlayan antikorları üreten genetik şifreyi de içeriyor. Geldik işin en can alıcı noktasına: Her kadın kendi MHC diziliminden en uzak olan erkeğin kokusunu bir o kadar çekici buluyor. Çünkü ebeveynler arasında MHC geni ne kadar farklı dizilimlerden oluşursa, doğacak çocuğun bir o kadar enfeksiyonel hastalıklara karşı direnci artıyor.
Bildiğiniz gibi sağlıklı toplumların oluşabilmesi ve genetik hastalıkların azalması için geniş bir gen havuzuna ihtiyaç duyuluyor. Yani her birey kendinden bir o kadar uzak gen dizilimi olan eşi bir şekilde daha çekici bulabiliyor. Bu elbette bilinçli yapılan bir şey değil, ancak evrim süreçleri bizlere bu özelliği kazandırmış görünüyor.[1]
Kaynaklar
- S. T. Y. Yazılar. Eş Ve Arkadaş Seçiminde Genlerin Rolü. (13 Mayıs 2011). Alındığı Tarih: 11 Eylül 2024. Alındığı Yer: Genetik | Arşiv Bağlantısı