Bu videoyu da izlemenizi öneririm: https://www.youtube.com/watch?reload=9&v=tMfohi6z-x4
Sadece insan değil, çoğu canlının evrimsel tarihindeki fosil kayıtları arasında milyonlarca yıl olabilir. Ara tür arayışınızı teknik olarak sınırsız olarak sürdürebilirsiniz; ancak bir yerde tıkanmanız normaldir.
Evrim karşıtları, durmaksızın "Şununla bunun arasındaki ara tür nerede?" diye sorarlar. Bu aslında yerinde ve araştırmayı tetikleyici bir sorudur... Elbette iyi niyetle sorulduğu ve bilimin sınırları anlaşıldığı müddetçe!
Ara türler, tarihsel olmaları nedeniyle neredeyse her zaman fosil olarak bulunurlar; çünkü yüz binlerce, milyonlarca, hatta yüz milyonlarca yıl önce yaşamış canlılardır. Ancak fosilleri, günümüze kadar ulaşabilmiştir. Ne var ki fosilleşme, aşırı nadir olan bir olaydır. Tam sayıyı bilmek imkansız; ancak 1999 yılında Donald Prothero tarafından yazılan bir makaleye göre, yaşamış bütün bitki ve hayvanların sadece %1'inden azı fosilleşmiştir! Bunlarınsa çok ufak bir kısmını biz insanlar keşfedebilmekteyiz; çünkü fosil bulmak, doğru zamanda doğru yere bakmayı gerektiriyor.
Ancak bu zorlu araştırmada, evrimsel biyoloji düşmanımız değil, dostumuz. Bize tutarlı bir yaşam tarihi sunduğu için, evrimsel biyolojiden gelen verilere bakarak doğru zamanda doğru yere bakmayı bilebiliyoruz. Örneğin, evrimsel biyoloji olmasaydı, karasal omurgalıların ilk olarak nerede evrimleştiğini asla bilemezdik. Evrimden ve jeolojiden gelen bilgilerimiz sayesinde Neil Shubin ve ekibi doğru zaman diliminde, doğru yere bakarak Tiktaalik fosilini keşfettik. Tiktaalik, denizel omurgalılar ile karasal omurgalıların özelliklerinin bir karışımı gibidir! Tam bir ara geçiş formudur!
Ancak yine de fosilleşme ve o fosil kalıntıları bulmak aşırı zor bir iştir. Bu nedenle, atasal A türü ile ile torun Z türü arasında bulunan M türünü sorgulayabilirsiniz. Bu bir ara geçiş türüdür. Bu türü keşfetmeyi kafaya koyarsanız, bilimsel yöntemin alet çantasına sahipseniz ve yeterince uğraşırsanız, M türünü bin bir zahmetle de olsa keşfedersiniz. Ancak şimdi, 2 adet boşluk oluşmuştur. A ile M türleri arasındaki G türü... Ve M ile Z türü arasındaki T türü...
Bilim insanları bin bir çaba gösterip bu iki türü de keşfederler. Ancak bilime düşman kişiler, oturdukları yerden, "Peki, onu da buldunuz. Peki A türü ile G türü arasındaki fosiller nerede? G ile M arasındaki? M ile T arasındaki? T ile Z arasındaki?" diye sorarlar.
Bunu durmaksızın devam ettirebilirsiniz ve bilim insanları da zaten sizin daha sormanıza gerek kalmadan bu canlıları merak edip araştıracaktır. Ancak bu fosilleri bulmak her zaman kolay bir iş değildir ve bir noktadan sonra durup, eldeki fosillere bakarak büyük resmi görmeyi başarmak gerekmektedir.
Eğitimli ve donanımlı bir göz, A, G, M, T, Z türlerini keşfettikten sonra, aradakilerin neye benzemesi gerektiğini ve sürecin nasıl işlediğini tespit edebilecektir. Çünkü evrim, uzun bir video gibidir. Fosillerse, o uzun videodan alınan ekran görüntüleridir. Bu ekran görüntülerine bakarak, videonun neyi anlattığını ve ne gibi bir sürece tabi olduğunu anlamak mümkündür. Bilim insanlarının yaptığı da tam olarak budur! Fosillere ve eldeki diğer verilere bakarak evrim tarihini parça parça bir araya getirirler.
Zaten bilim de bununla ilgilidir. Sadece evrim sahasında değil, astrofizikten moleküler genetiğe, biyokimyadan mikrobiyolojiye kadar her bilimde boşluklar vardır ve bunları bilimsel araştırmalar ve düşünce sistemi doldurur. Her bir nesle ait fosil bulmamız imkansızdır. Ancak var olan fosillerin bariz bir şekilde anlattığı hikayeyi anlamıyorsanız, sorunlu olan bilim değildir.
Örneklemek gerekirse;

Kimi zaman evrimsel biyoloji ve jeolojide, "fosil kaydının eksik olduğu"ndan bahsedilir. Bu doğrudur; çünkü hiçbir zaman var olmuş her bir canlı türünün her bir bireyinin fosillerini bulamayacağız! Fosilleşme aşırı nadir olan, fosilleşen bireyleri bulmak ise aşırı zor olan bir iş olduğu için, her zaman şurada veya burada eksik bireyler ve eksik türler bulunacak.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak 1. (7 Mart 2020). Alındığı Tarih: 7 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak 2. (7 Mart 2020). Alındığı Tarih: 7 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı