Günlük konuşmalarda kullandığımız, uzaklık-yakınlık, büyüklük-küçüklük gibi terimlerin anlamı, uzaya çıkınca genişler. Yakın, çok uzak; uzak, daha da uzaktır. Küçük çok büyük, büyük ise devasadır. Bu durumda, hangi mesafenin uzak veya yakın olduğu, alacağınız referans ile doğrudan ilişkilidir. Dünyada görebileceğiniz en büyük nesne, dağdır. En uzak mesafe ise ufuktur. Hatta daha da ileri götürüp, en büyük nesne Ay'dır da diyebiliriz ama bunlar bile, evren gibi sonsuz enginlik içinde birer toplu iğne başı kadar bile değildir.
Gökyüzünde gördüğün o nokta şeklindeki parıltıların hepsi birer yıldızdır. Bizden yüzbinlerce ışık yılı uzakta da olsalar, çok güçlü ışık kaynakları oldukları için, fotonları bize kadar ulaşır. Güneş de bizim yıldızımız ve diğer yıldızların konumunu düşününce, biz yıldızımızın kucağında sayılırız. Hatta dünyamız, helyosfer denilen, güneşin yaydığı parçacıkların içinde bulunduğu bir bölgede yer alır. Yani göreceli olarak, yıldızımızın atmosferi içindeyiz.
Bir de bunların yanına, güneş ile dünya arasındaki devasa boyut farkını ekleyelim. Dünyanın çevresi, yaklaşık 40 bin km'dir. Bir Boeing 737 yolcu jeti ile dünyanın çevresini hiç durmadan 44 saatte dolaşabilirsiniz. Güneşin çevresi, 4,3 milyon km'dir. Aynı jet ile, güneşin çevresini dolaşmaya kalksanız, yolculuk 7 ay sürer.
Kısacası, güneşe uzak değiliz, bu devasa ve güçlü gök cisminin tam dibindeyiz.