Öncelikle fizik evrenin yaklaşık %5inden haberimiz var.
Işığın nesneden yansımasıyla görüyoruz, ancak ışığın ne kadarını görüyoruz... Evet ışık tayfının 10 milyarda birini algılayabilecek yapıdayız. Görebildiğimiz ışık tayfının o kadar küçük bir kısmı ki, görebiliyoruz demek çok iyimser olur. (Burada evrimsel olarak yaşamda kalmak merkezde olduğu için daha yüksek algı düzeyi değil, ışık tayfının yaşama adapte olunabilecek kısmı temeldir.) Bunun yanında bir de beynin görüntüyü abartılı bir şekilde işlemesi, artık görme olayının sorgulanmasını gerektirecek son durak olmakta. Görüntünün sadece milimetrik olarak sürekli değişen odak noktası nettir. Diğer yerler flu dur aslında ama biz bunu anlayamayız. Merkeze yakın kısım renki, kenarlara doğru renksizleşmektedir. Ama bunu anlayamayız. İki ayrı görüntü işlenerek tek bir görüntü haline getirilir. Anlayamayız. Görüntünün ortasında siyah bir boşluk (kör nokta) bulunmaktadır. Ancak görüntü ultra işlendiği için farketmeyiz. Görüntüye etkisi olan damar yapılarının yine işlenmesi temizlenmesi vs vs vs diye gidersek, görme olayı son derece yapay ve sorgulanır hale gelir. (Bizim görmeyle ilgili hiçbir sorunumuz yokmuş gibi rahat olmamızın nedeniyse, elde ettiğimiz görüntünün yaşamımızı sürdürmeye yetmesidir. Daha üst nitelikte bir görmeyi bilmediğimiz için, bunun yeterli olduğunu düşünüyoruz.)
Ve sonuç olarak bu soruyu sormak oldukça yerinde.
Biz aslında görüyor muyuz....