Elbette kazanabiliriz. Örneğin insanlar elektromanyetik spektrumun sadece %0.0035'lik bir kısmını (kırmızıdan mora kadar olan "renkleri") görebiliyor. Mikrodalgaları, mor ötesi ışınları, kızılötesi ışınları, radyo dalgalarını, X ışınlarını vs. göremiyoruz. Eğer bu yönde bir seçilim baskısı oluşacak olsaydı, gerek gözlerimizin duyarlı olduğu elektromanyetik aralığın genişlemesi yoluyla, gerekse de göz organı ile olmayan bir şekilde (mesela deri yoluyla) bu diğer frekansları da algılayabilirdik.
Evrim sona eren bir şey değil. İnsanlar, olabilecekleri en iyi evrimsel formda değiller. Şu anda sahip olduğumuz özellikler (ki buna duyu organları da dahil), ormanlardan savanalara göç eden atalarımız için en avantajlı olan özelliklerin bir mirası. Bu, onlar için fazlasıyla yeterli idi ve biz de kendimizi doğadan kopararak ve bilimi geliştirerek seçilim baskısını büyük oranda ortadan kaldırdık; bu nedenle de yeni özellik edinme (ve kaybetme) hızımız dikkate değer miktarda düştü. Ama şu anki formumuz, kesinlikle, olabileceğimiz "her şey" değil, hatta ondan çok ama çok uzak.