“Bilgisizliğin verdiği cesareti bilgi hiçbir zaman verememiştir” (Darwin: İnsanın Türeyişi, önsöz)
Darwin dile gelse…
“Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni
Dermansız dert olmaz, dermana sal beni
Kaybettim kendimi, ne olur bul beni
Yoruldum halim yok, sen gel de al beni.
Feryada gücüm yok, feryatsız duy beni
Sevenlerin aşkına, ne olur sev beni
Sev beni...”
(Orhan Gencebay’ı da anmış olduk bu güzel şarkısı vesilesi ile)
Tabi şaka bir yana Darwin neticede bir insan ve gerek kişilik üzerinden gerekse bilimsel kimlik üzerinden hata yapması kadar olağan bir şey yoktur. Ancak bunu biz bilemeyiz. Kim bilebilir: Kendisi ve anılarını ortak yaşayan ya da paylaştıkları.
Biz onu Evrim teorisi ile tanırız ve bilimsel kimliği ile. Ondan bugüne gelebilen her şey, bilimsel anlamda hatalardan ayıklanmış anlamına gelir ki gelebilmiş. Zaten zamanında hata olanlar ve muhtemeldir ki hata olduklarının farkına vardıkları zaten zamanla elenmiş ki biz haberdar değiliz. En azından ben.
Ancak şundan eminim: Bilimin gelişme eğrisi inişli çıkışlıdır. Yani hem hatayı hem de doğruyu barındırır ve hatalarından arındıkça ivme yukarıya doğru yön alır. Buna da bilimsel gelişme ismini veriyoruz. Çünkü bilimde bir şeyin ne olmadığını bilmek ilkseldir ve yerine göre ne olduğunu bilmenin öncül anahtarıdır. Zira bilimle özdeşleşen deney ve gözlem olgularının maksadı da budur.
Charles Darwin neticede bir bilim insanıdır. Mutlaka hata yapmıştır fakat doğruya ulaşmanın birer aracına evirmiştir ki bugün hala alanında zirvededir. Onu zirvede tutan gerekçeler kaynakça bölümündedir…Okuman dileği ile. Bir Orhan Gencebay kadar da hoşgörüyü hak eder her halde.
Hatasız kul olmaz… Sevgiyle…
Kaynaklar
- Charles Darwin. (2013). Türlerin Kökeni. Yayınevi: sol ve onur yayınları. sf: 664.
- Charles Darwin. (2016). İnsanın Türeyişi. Yayınevi: sol ve onur yayınları. sf: 292.
- Charles Darwin. (1977). Seksüel Seçme. Yayınevi: sol ve onur yayınları. sf: 544.