Evrenin yaşı, birden fazla bağımsız araştırma sonucu ortaya çıkmış yaklaşık sonuçtur. Planck uydusunun 2015 verilerine göre evrenin yaşı 13,799 milyar yıl olduğu hesaplanmıştır. Diğer bütün deney ve gözlemler de bu rakama yakın sonuç vermektedir. Doğal olarak bu veriyi görmezden gelemeyiz.
Diğer yandan, evren oluştuğundan beri hızla genişlemektedir. Evrenin genişleme hızı; 1 milyon ışık yılında yaklaşık 20 km civarıdır. Yani birbirinden 1 milyon ışık yılı uzakta olan iki cisim birbirlerinden saniyede 20 km hızla uzaklaşır. Bu genişleme kozmik bir genişlemedir, evrenin her yeri, yani kendisi genişler. Birbirinden daha uzak cisimler ise, daha hızlı uzaklaşır. Örneğin 100 milyon ışık yılı uzaklıktaki iki cisim, birbirinden saniyede 2000 km hızla uzaklaşır.
Buna göre aralarında, 15 milyar ışık yılı gibi bir mesafe bulunan iki cisim birbirinden ışık hızında uzaklaşır. Evrenin başlangıcından bu güne kadar genişleyen evren böylelikle devasa bir boyuta ulaşmıştır. Çapı yaklaşık 93 milyar ışık yılı olan bir kürenin tam merkezinde bulunuyoruz. Aslında evren, 93 milyar ışık yılından çok daha büyük ama bu mesafeden sonraki cisimlerin ışığı henüz bize ulaşmadı veya hiç ulaşmayacak. Çünkü fotonlar da enerji kaybediyor. Belli bir mesafeden sonra bizim için karanlık.
Şimdi soruna gelecek olursak; evren 13,8 milyar yaşında ama bu süre boyunca çok hızlı genişledi ve 93 milyar ışık yılı çapına ulaştı. Bazı astrofizikçilere göre (hesaplanmış verilere ve WMAP sonuçlarına göre) evren 93 milyar ışık yılından yaklaşık 250 kat daha büyük olmalı. Aynı zamanda, gözlemlenebilir evren, evrendeki her noktada farklıdır. Örneğin Andromeda galaksisinin gözlemlenebilir evreni bizimkinden farklıdır, gerçi çoğu ortak olmasına rağmen onların bizden, bizim de onlardan 2,2 milyon ışık yılı mesafelik, daha farklı bir gözlemlenebilir evreni vardır.