Buna bazen pembe fil etkisi de denir. Pembe fili düşünmemeye çalıştığınızda, zihninizi serbest bıraktığınızdan daha fazla aklınıza pembe fil gelir. Bu düşünceyi silmeye çalışmanın paradoksal bir yanıdır[3] ve bilişsel davranışçı terapinin takıntılı (obsesif) düşünceyi kavramsallaştırmasının önemli bir parçasıdır[2]. Herhangi bir şeyi düşünmemek için aklınıza o şeyi getirmeniz gerekir. Bu da düşünmek istemediğiniz şey ile zihinsel olarak daha çok uğraşmanıza neden olur. Mesela pembe bir fili düşünmemek için önce pembe fil kavramının zihninizde canlanması gerekir. Sonra da düşünmemeye çalışmalısınız ki bu da zihininizden "pembe fili düşünmemeliyim, aklımdan atmalıyım" şeklinde düşüncelerin geçmesi demektir. Yani her bir düşünmemeye çalışmak pembe fili bir daha akla getirmek olur. Geri tepme etkisi olarak adlandırılan bu etki ilk olarak 1987 de yapılan bir çalışmada gösterilmiştir[1]. Bu çalışmada beyaz ayı düşünmemeleri söylenen katılımcıların söylenmeyenlerden daha fazla beyaz ayıyı düşündükleri gözlemlenmiştir.
Kaynaklar
- Wegner, D. M., et al. (1987). Paradoxical Effects Of Thought Suppression.. Journal of Personality and Social Psychology, sf: 5-13. doi: 10.1037/0022-3514.53.1.5. | Arşiv Bağlantısı
- P. M. Salkovskis, et al. (1998). Cognitive–Behavioural Approach To Understanding Obsessional Thinking. The British Journal of Psychiatry, sf: 53-63. doi: 10.1192/S0007125000297900. | Arşiv Bağlantısı
- J. . Shingler. (2009). Managing Intrusive Risky Thoughts: What Works?. Journal of Sexual Aggression. doi: 10.1080/13552600802542011. | Arşiv Bağlantısı