Merhaba.Mevcut düzen statükocu değil zaten (Genel kontekst'ten bakıyorum ülkemiz özelinde konuşmuyorum).Pazar nerede ise tezgah orada.Fukuyama'nın dediği gibi :"İdeolojilerin sonu göründü/geldi".Tabii ki belli kurallar çerçevesinde bazı şeyler değişmiyor, belki de değişmeyecek.Ama tabii,burada toplumsal yargılar ve öteden beri gelen statükocu düşüncelerin etkisi var.Yeni nesiller eskiye nazaran çok daha farklı düşünüyor.Merkezci olmak birçok surette doğru değildir.Çünkü kozmopolit bir coğrafayada,epey bir düşünsel farklılıklarla karşılaşırsın.Farklı düşünceler merkezci komutlarla yönlendirilmek istemezler.Niye istesinler ki? Dünyanın neresine bakarsanız bakın,özgür,seküler,marjinal vesaire gibi modernist tanımlar çerçevesinde değerlendirilebilecek bir anlayış yoktur(Antitezi olan arkadaş varsa cebine iki tane daha argümanını koysun.Almanya'da bu hafta "Devlet,coronavirüs bahanesiyle bizi uyutuyor" diyen Alman halkı,derisi farklı diye ayrımcılık gösteren Nazi anlayışı,buraya son dem'de olmuş yüzlerce iğrenç olay sığdırılabilir ama yazımın mehabetine saygımdan paylaşmayacağım.).Bunu en optimum seviyede uygulayan anlayışlar vardır sadece.Ve bu ülkeler adını söylememe gerek yok zannediyorum; eğitimde,endüstirde,ekonomide hayli yol katetmiş görünüyorlar.