Simülasyon Teorisi düşünmesi güzel bir konu olsa da bunun olduğunu gösteren hiçbir kanıt yok. Kuantum gibi alanlar da spekülasyona son derece açık bir alan. Kuantum veya similasyon teorisi doğru olsa bile simülasyonu yapanların sınırlarının olup olmadığını bilemeyiz. Kuantum, doğrudan "İmkansız diye bir şey yoktur." gibi bir çıkarım yapmıyor. Bunlar, daha tam anlaşılmayan konularda özellikle sahtebilimcilerin insanlara verdikleri "gazlardan" ibaret.
Doğa yasaları evrenin yapısından dolayı oluşan zorunluluklar olduğundan evrenin yapısı, bazı şeyleri imkansız kılabilir. Simülasyonu yapanların da bu tarz sınırları olabilir. Hatta kuantum, çoklu evrenler evrenler gibi spekülasyona açık tam anlaşılmamış kavramlar "İmkansız yoktur." şeklinde de "İmkansız vardır." şeklinde de yorumlanabilir. Biraz spekülasyon yapalım:
Örneğin kendi evrenimizin yapısı nedeni ile bazı durumlar gerçekten imkansızdır ve bunun mümkün olduğu yere ve doğa yasalarının işleyişi nedeni ile asla gidemeyeceğizdir. Kuantumun işleyişi de bu evrende bazı şeyleri imkansız kılıyor olabilir. Hatta çoklu evrenlerin yapısı bile bazı şeyleri imkansız kılıyor olabilir. Bunların tam tersi bile olabilir. Ama bir yere varılmaz.
Bilimin sınırı insandır, insanın beyninin ve anlama ve yapabilme kapasitesinin kapasitesinin de sınırı vardır. Dolayısı ile bu durum bilimin de insanların da sınırları olduğunu gösterir. Sınırlarımızı beğenmediğimiz için her şeyin mümkün olduğunu hayal etmek ve bunu kuantum, simülasyon, çoklu evrenler gibi tam anlaşılmamış, kanıtlanamamış ya da ilgisiz kavramlara bağlayıp gerekçelendirmeye çalışmak kendimizi daha iyi hissettiriyor. "Bilimde sınır var ama belki evrende sınır yoksa kendi sınırımızı aşabiliriz, belki de başkaları aşar." diye düşünmek çok rahatlatıcı ve hoş geliyor.
Ama bazı şeylerin çalışmadığı ile de yüzleşmemiz gerekiyor. Fantastik düşünceler ile oynamak keyifli ama bir yere kadar. "Her şey mümkündür." pazarlaması bu yüzden iyi bir sahtebilim reklamı. Örneğin astroloji çalışmıyor, olmuyor, zırva, yalan ve imkansız. Çalışmadığını ve gerçek olmadığını/olamayacağını biliyoruz. Bu, evrenin yapısı değişmedikçe böyle. Ama kuantum, simülasyon gibi süslü kelimelerle süslenmiş bir sahtebilim size "bozuk, çalışmayan ürünü" bile "Her şey mümkündür." mottosu ile satabilir. Kuantumun bu zırvalıkların doğru olabileceğini gösteren hiçbir tarafı olmamasına rağmen, simülasyonu yapan adeta Tanrısal bir karakterin her şey yapabileceğini düşünüp bu imkansız şeyleri mümkün yapabileceğine inanabilirsiniz. Bu, bütün bilinenlere karşı; olabilirliği size güzel gelen bir şeyin, günün birinde bilinmeyen bir şekilde olabilir hale gelmesine ya da olabilir olduğunun anlaşılmasına inandığınız, fantastik bir düşünceyi benimsediğinizi gösterir.
Daha önce söylediğim gibi, bunlar kafa yorması güzel konular olsa da sahtebilime karşı fantezi evreninden çıkmak gerekir. Yoksa bilinenler ile inanılanlar arasındaki bu bilişsel çelişki, sizi Seekers Tarikatı gibi bir vakanın konuğu haline getirir. Lafı geçmişken bilişsel çelişki ve bununla ilgili vakaları buradaki yazıdan okumanızı da tavsiye ederim.