Evrende Aynı Yoktur!
Her şey zamanına ve mekanına özgüdür. Aynılığın kendisi esasında, ne denli ortak yön ve benzerlik olursa olsun, bir yanılsamadır ve bu nedenle evrene içkin herkes ver her şey özgündür ve özgünlük özgürlüğün ilk alametidir.
Aynı nehirde iki defa yıkanamayacağımızın gerekçesi salt nehrin akışı ve değişen su değil, aynı zamanda değişen ve değiştiren biziz.
Birilerinin genelleme üzerinden ve ana hatları ile bir şeyleri önceden tanımlanmış olması, farkı yaratan ayrıntıya zum yapma hakkını elimizden almaz. Bazen ayrıntı o denli fark yaratır ki şaşar kalırız.
Adımızı başkaları koymuş olabilir, hatta her bir şeyimize karar verme hakkını kendilerinde görebilir fakat yola çıktığımız an atacağımız ilk adımdan sonrası, yürüyeceğimiz yol, nereye ve ne şekilde yürüyeceğimiz, hatta yürüyüp yürümeme tercihimiz bize aittir.
Burada bize biçilen dona onay da verebilir, reddedip kendi kıyafetimizi kendimiz de dikebiliriz. Ve elbette bir bedeli var...
Burada bir tek genetik kodlarımızın dayatması ne yapmamız gerektiği konusunda bir baskı unsuru olabilir fakat nasıl yapmamız konusunda değil. Bunu aşanlar da var ve onlara devrimci iradelerine de devrimci irade deniyor. Yani eskiyeni, eskiteni, yeni insanın yaratımında yeniye direneni tümden değiştirme hedefi olan, sanatçısından bilim insanına, yazarından, aydınına, emekçisinden politikacısına değin herkes ve onların ısrarla ortaya koyduğu irade…Tıpkı gerçek gibi...
İnsanlık tarihi bunlarla dolu ki onlar kar makinesi misali önlerine konan, onlara dayatılan yolu reddedip, ilk adımdan sonra yeni yolları açanlardır.
Gerek medeniyetimizi gerekse insanlaşma sürecimizi onlara borçluyuz. Sevgiyle...
Not: Don, Anadolu Türkçesinde insana biçilen yahut insanın içinde bulunduğu kıyafet, hal ve davranış ile kimliği ifade eder. Arapçada karşılığı kamiys’tir ve aynı şeye işaret eden uzun ( kadın erkek fark etmeksizin) iç, öz elbise anlamına gelir. Özgün kimliğin en önemli işaretidir.