Evrimsel bir özellik değişimi için mutlaka:
- Popülasyon olmalıdır (bireyler evrimleşmez!)
- Çeşitlilik olmalıdır (tıpkıbasımlar evrimleşmez!)
- Kalıtsallık olmalıdır (nesilsiz evrim yaşanamaz!)
Sorularımızı sırayla soralım:
- Popülasyon var mı? Evet, bacak kesme olayı tek bir kişiye etki etmiyor; popülasyon var.
- Çeşitlilik var mı? Evet, bacağı kesilen veya kesilmeyen bireyler var.
- Çeşitlilik kalıtsal mı? Hayır! Bacak kesmek, genlerde herhangi bir değişim yaratmıyor ve kalıtsal değil.
Tek bir sorunun cevabının bile hayır olması dolayısıyla, evrimden söz edemeyiz.
*
Sorunun ikinci kısmı anlamak için başa bir örnek üzerinden gidelim:
- Fillerin son asırda, her yeni nesilde daha kısa yapılı dişlerle doğması konusu birçoklarının kafasını karıştırmaktadır; çünkü avlanmanın dişleri evrimleştirebileceğini düşünmekte zorluk çekerler. Hemen sorularımızı sırayla soralım:
- Popülasyon var mı? Evet, fil popülasyonu var.
- Çeşitlilik var mı? Evet, diş uzunluğu konusunda filler arasında çeşitlilik var.
- Çeşitlilik kalıtsal mı? Evet, diş uzunluğu genetik olarak belirleniyor ve kalıtsal nitelikte.
Her sorunun cevabı "Evet!" olduğu için, evrim yaşanacaktır diyebiliriz. Bu evrimin öngörülebilir olup olmadığı ile ilgili olarak 4. sorumuzu soralım:
4. Seçilim var mı? Evet, yasa dışı avcılıkla uğraşanlar, her seferinde en uzun dişlere sahip olan filleri hedef almaktadırlar; çünkü filler silahlı korumalarla korunmaktadır ve kısa sürede en büyük dişlere ulaşmak avcılar için avantajlıdır. Buna bağlı olarak, genetik nedenlerle daha kısa dişlere sahip olmak avantajlıdır; çünkü hayatta kalma başarısını doğrudan etkilemektedir. Bu daha kısa dişleri üreten genlere sahip bireyler daha kolay hayatta kalır, daha çok ürer ve gelecek nesildeki filler de ortalamada daha kısa dişli olur.
Yani yasa dışı fildişi avcılığı sonucunda fillerin sadece evrimleşmesini beklemeyiz; ayrıca bu evrimin her nesilde giderek küçülen dişler yönünde olmasını bekleriz. Gördüğümüz tam da budur!
Yani fil popülasyonu içinde diş uzunluğuna bağlı olarak bir çeşitlilik vardır, dişin uzunluğu genetik temellerde belirlenmektedir (yani kalıtsaldır). Bu çeşitlilik üzerine hayatta kalma başarısını etkileyen bir seçilim baskısı (yasa dışı fildişi avcılarının yarattığı baskı) uygulanmaktadır. Bu durumda filler, her nesilde daha kısa dişli olacak biçimde evrimleşmektedir.
*
Şimdi de körelmeyi görebildiğimiz Meksika Tetrasının gözlerinden bir örnekle devam edelim. Mağaralarda Yaşayan Meksika Tetrası Balıklarının Gözleri Körelerek Yok Oldu. Peki bacak kesme olayı ile ne farkı var? Anlatayım.
Buna evrim ekonomisi deniyor. Artık o özelliğin kullanılmasına gerek olmayan organların üretilmeler bakılmaları, beslenmeleri gerekir. Bu da çok masraflıdır. Dolayısıyla popülasyon içerisinde bu işlevsiz organları üretmeyenler, enerji tasarrufu bakımından diğerlerine göre avantajlı konuma geçerler. O işlevsiz gözlere harcayacakları enerjiyi hayatta kalmak ve üremek için kullanabilirler. Böylece nesiller içerisinde işlevsiz olan organı en az (veya eksik olarak) üreten ve hatta hiç üretmeyenler, en avantajlı olanlardır. Bunlar daha fazla üreyecek ve o organların üretilmesine engel olan genetik mutasyonları gelecek nesillere aktaracaklardır. Böylece nesiller içerisinde o organlar yok olacaktır.
Yani burada bir kalıtsallık var. O organı daha körelmiş şekilde oluşmasını sağlayan bir mutasyon vb gibi kalıtsal bir çeşitlilik olursa evrim ekonomisinden dolayı avantajlı olmuş olur ve bu kalıtsallığı gelecek nesillere daha çok aktarır. ve organ körelir.
*
Kaynakçadaki içeriklere de bakmayı unutmayın.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak 1. (16 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 16 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak 2. (16 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 16 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak 3. (16 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 16 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Kaynak 4. (16 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 16 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı