Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Anonim
Anonim Üye
2

Atomların, hücrelerin görme duyma özelikleri yoksa nasıl göz, kulak yapabiliyorlar?

750 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
3 Cevap
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur

En son bölümde nasıl gördüğümüzü ve gözün katkısını kısaca özetledim, isterseniz bakabilirsiniz ama ben doğrudan esas konuya gireceğim. "Duymak" ve "kulak" da aynı mantıkta işliyor, o yüzden sadece görme eylemine odaklanacağım.

Görme eyleminde görev alan organlar ve etkileşimler "görmez." Biz, bunların tamamının yaşattığı deneyime "görme" eylemi diyoruz. Bu, çok klasik bir mantık safsatası. Kompozisyon Safsatası (İng: "Composition Fallacy"), bir bütünü oluşturan parçalardan herhangi birinin özelliklerinin, bütünün tamamında bulunması gerektiğini savunduğunuzda ortaya çıkar.[1]

Mesela bir arabanın pistonları kendi başlarına ileri gidemezler; ancak arabanın tamamı "ileri gitme" işini yapabilir. Atomlar ve bilinç için de aynı şey geçerlidir. Hatta atomlar ile her şey için aynı şey geçerlidir: Hiçbir atomun sertliği de yoktur; ancak metal serttir. Hiçbir atomun kokusu yoktur; ancak çiçekler kokar. Hiçbir atomun bilinci yoktur; ama canlıların bilinci vardır.[2]

Tüm Reklamları Kapat

Yani "görmeyen" etkileşimler ve organlar bilinçsiz bir evrim süreci sonunda "görmeye" sebep olabilir. Görmeye sebep olan her etkileşim ve her organ, her "parça", bütünün her yaptığını yapabilmek zorunda değildir. Bu etkileşimler ve organlar bunu "bilerek" de yapmak zorunda değil, bu bilinçsiz bir seçilim sürecinin sonucu. Burada anlatmıştım.

---

Ekstra: Görmenin kısa bir özeti.

Bildiğimiz gibi göz, 5 temel duyu organından biridir. Işık ışınlarına duyarlı reseptörleri barındıran bir organdır ve temel olarak etraftaki varlıkların görsel bilgilerini beyne iletmeye yarayan organdır. Bu işi, dediğimiz gibi yapısında bulunan elektrokimyasal reseptörler aracılığıyla yapar. Hayatın her alanında olduğu gibi, bu konuda somut bir şekilde izah edilebilir. Bu çalışma prensibine çok kısaca bakacak olursak:

Tüm Reklamları Kapat

Uzayda bazı kaynaklar, bazı fiziksel ve kimyasal sebeplerle ışık ışını paketleri (fotonlar) yayarlar. Bu ışınlar, Dünya'ya (ya da herhangi bir başka yere) ulaşırlar ve bu gezegenlere ve üzerlerindeki ulaşabildikleri her yere çarpıp, yine fizik yasaları etkisi altında yansırlar. Bu yansıma bütün cisimlerin fiziksel özelliklerinin de fotonların yansıma ve kırılma biçimlerinden ötürü dolaylı olarak fotonlarla birlikte taşınmasına sebep olur. Örneğin kıvrımlı bir yüzeyin her noktasına düşen ışık ışınları, farklı yönlere doğru kırılacaktır. Göz, çevreden sürekli olarak gelen bu fotonları yakalamak için özelleşmiş bir organdır. Gözün giriş bölgesi olan göz bebeği'nden (pupil) geçerek içeri giren ışık ışınları, daha sonra özelleşmiş sinir tabakasına ulaşarak geliş açıları, şiddetleri, vb. fiziksel özelliklerine göre çeşitli biçimlerdeki elektrokimyasal sinyallere dönüştürülürler. Bu sinyaller, sinir hücreleri üzerinde beyne taşınır ve beyinde bu sinyalleri okumak üzere özelleşmiş diğer sinir hücrelerince değerlendirilirler. Bu değerlendirme sonucunda bazı kimyasallar oluşturulur ve biz buna uygun tepkiler (düşünce, refleks, vb.) geliştirdiğimizi "sanarız" (aslında verilen bu tepkiler biyokimyasal tepkimelerden başka bir şey değildir).

Burada önemli bir noktayı belirtmekte fayda vardır: herhangi bir şeyi gören, gözümüz değildir; beynimizdir. Gözün tek görevi, etraftan gelen ışık ışınlarını elektrokimyasal sinyallere dönüştürerek, beyne bilgi sağlamaktır. Beyinde gözden gelen sinyalleri değerlendirmek üzere özelleşmiş olan bölgelere hiyerarşik olarak iletilir ve değerlendirilirler. Bu sinyaller sonucunda, beynin farklı bölgelerindeki hücreler, farklı kimyasallar salgılayarak gördüğümüz "şey"in algılanmasını sağlarlar.[3]

127 görüntülenme

Kaynaklar

  1. E. Alparslan. Parça-Bütün Safsataları: Parçaların Özellikleri Bütünde, Bütünün Özellikleri Parçalarında Görülmek Zorunda Mı?. (14 Şubat 2022). Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
  2. Ç. M. Bakırcı. Herhangi̇ Zekası Veya Bilinci Bulunmayan Atomlardan Oluşan Beynimizin Nasıl Düşünme Yetisi Ve Bilinci Var?. (29 Haziran 2019). Alındığı Yer: Evrim Ağacı S&C | Arşiv Bağlantısı
  3. Ç. M. Bakırcı. Gözün Evrimi: Görme, Göz Kusurları, Gözde Evrimsel Hatalar Ve Çok Daha Fazlası.... (21 Haziran 2011). Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Dilrbad .
Dilrbad .
35K UP
yok

bu ağacın aklı yok nasıl onun üzerine çıkıp oturucunda benim için oturacak bir alan görevi görüyor ya da ağacı kesip birleştirince nasıl sandalye oluyor ve ben üzerine oturabiliyorum demek gibi birşey.

kulak örneğinden gidelim. her hücre kök hücre zamanında yani ne olduğu belli değil görev veriliyor ve o göreve göre birşeyler yapıyor zamanlarında göreve göre kulağa gitti diyelim. kulak oluşuyor ama bu hücreler veya bir hücre yüzünden duymuyoruz. ses geliyor kulağa çarpıyor içeride titreşiyor cart curt. tam yolu bilmiyorum ama bu şekilde oluyor.

hepsi beyinde oluyor aslında kulağında hiçbir sorun olmamasına rağmen duyamayabilirsin beyinde olan bir sorun nedeniyle. bu atomlarım tek başına yaptığı birşey değil. zaten "birşey" olması için atomların birleşmesi ayrılması bir etkileşime girmesi gerekiyor. bu atomlar bir neden ile bu etkileşime giriyor ve birşey oluşuyor.

Tüm Reklamları Kapat

kısaca bu atomlar veya hücrelerle alakalı değil. görme nedenimiz de zaten hücreler değil ışık ile daha çok ilgili. yani göz görmüyor daha çok ışığı yansıtıyor diyebiliriz çünkü görme dediğimiz eylem aslında bu.

umarım açıklayabilmişimdir.

Kaynaklar

  1. TÜBİTAK Bilim Genç. Nasıl Görürüz?. (21 Aralık 2021). Alındığı Yer: TÜBİTAK Bilim Genç | Arşiv Bağlantısı
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
183K UP
Bilim ve felsefe okuru

Ne atomlardan oluşan göz görür ne de çoğunluğu yağ ve sudan oluşan et beyin görür. Görmeyi sağlayan şey elektromanyetik etkileşimdir. Göze gelen ışık (ki ışık elektromanyetik bir dalgadır) sinir hücrelerindeki elektromanyetik ağı tetikler ve bu beyne iletilir. Burada işlenir ve görme merkezinde görme gerçekleşir. Yani herşey önce beyin doğrudan görüntüleri görmez gelen ışık beyinde işlenir dönüştürülmüş olur. Bu nedenle ham ışığın doğrudan beyne yansıtılıp iletildiğini düşünen ve bu şekilde gördüğünü sananlar yanılır. Görme atom ve hücrelerle ilgili değil elektromanyetik dalga etkileşimi ile alakalıdır. Nasıl ki bir TV anteni elektromanyetik radyo dalgalarını çözüp dönüştürüyor ve görüntüye çeviriyor benzer bir durum görme için de geçerlidir. Sinir sisteminde ağ tabanlı yapı vardır. Yani sinir sisteminde nöronlar arası elektromanyetik bağlantı kuran snaps bağlantıları vardır. Bu bağlantılar sayesinde dışarıdan gelen elektromanyetik dalganın tetiklemesi beyne iletilir. Sinir hücrelerindeki bağlantı ile hücreler arası iyon transferi olur (genellikle sodyum veya potasyumun iyonları ) bu biyokimyasal transfer ile birlikte gelen ışıktakı veri sinir sisteminde ağ tabanlı bir yapıya dönüştürülmüş olur ve daha sonrada beyinde işlenir. Yani gören şey atom veya hücreler değildir. Görmeyi sağlayan şey elektromanyetik etkileşimdir özünde. Bu da dalga yapısına dayanır. Ses için de benzer durum söz konusu. Ses dalgasindaki titreşim kulaktaki zarını titreştirince bu ileti aynı yukarıdaki gibi elektromanyetik etkileşimle beynin duyma merkezine aktarılır.

Sanıldığı gibi ne et beyin ne atomlar ne de hücre görmez duymaz. Özünde tamamen elektromanyetik etkileşime dayanan radyo veya tvdeki alıcı verici arasındaki dalda etkilesimine benzer bir süreç ile görme ve duyma elektromanyetik iletişimle gerçekleşir. Tabi nöron hücreleri söz konusu elektromanyetik snaps bağlantılarını oluşturan şeylerdir. Bu açıdan beynimiz nöronlar arasındaki ağ tabanlı yapı ile dış veriyi çözücü durumunda temelde kod veya sinyal çözücü (decoded) gibi işlemektedir. Tabi bütüncül bir sistem olarak.

Buradan da anlıyoruz ki bütün parçaların toplamından çok daha fazlasıdır. Bu nedenle de indirgemeci yaklaşımların ne kadar hatalı olacağını görmek mümkün. Çünkü görmenin nasıl gerçekleştiğini hücrelere indirgeyerek açıklamaya çalışmak başarısızlıkla sonuçlanır. Hücrelerin arasındaki bütüncül etkileşimler ile görme ancak açıklanabilir. Bütün bir sistemdeki özellikler parçada çoğu zaman bulunmaz. Örneğin uçak parçaları uçmaz ama uçak uçar. Uçağı tanımlamak için indirgemeci bir bakış açısına başvuranlar parçaları tek tek ele alarak uçağa (bütüne) dair hemen hiç birşeyi tanımlamayı başaramazlar. Çünkü uçağın uçması parçalar arasındaki doğru birleşim ve etkileşime bağlıdır. Benzer bir durum hücreler ve atomlar için de geçerlidir. Salt hücreler veya atomlar ile bütüncül bir sistemi açıklama çabası bu nedenle başarısız olacaktır. [1]

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. F. Crick. Şaşırtan Varsayım. ISBN: 9789754030693. Yayınevi: Tübitak Yayınları.
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close