Son Derece Güçlü, Etobur Bir Yırtıcı Dinozor Keşfedildi: "Korkuya Neden Olan", Nam-ı Diğer "Llukalkan aliocranianus"!
Bu haber 3 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Hakemli Journal of Vertebrate Paleontology'nde yayımlanan araştırma, yeni keşfedilen bir dinozor türünü ilan etti: Llukalkan aliocranianus, yani "korkuya neden olan"!
Tiranozorların Kuzey Yarımküre’ye hükmettiği yaklaşık 80 milyon yıl öncesinde, bu dinozor, güney kıtalarına hükmettiği bilinen 10 abelisaurid türünden biriydi.
Korkunç bir katil olan Llukalkan, 5 metreye varan müthiş boyutu, son derece güçlü ısırığı, oldukça keskin dişleri, ayaklarındaki dev pençeleri ve keskin koku alma duyusu nedeniyle, günümüzde Arjantin olan Patagonya'da Geç Kretase döneminde yaşamış, muhtemelen en büyük yırtıcı hayvanlarından biriydi.
Kaba kemiklerden oluşan kısa bir kafatası vardı; günümüz sürüngenlerinden Gila Canavarı'na veya bazı iguana türlerine benzer çıkıntılara ve uzantılara sahipti. İşitme duyusu da diğer abelisauridae dinozorlarından farklıydı. Kafatasının yapısı, diğer abelisauridae dinazorlarının birçoğundan daha iyi olduğunu ve günümüz timsahlarının kafatasına benzer olduğunu göstermektedir.
Cins adı olan Llukalkan sözcüğü yerli Mapuçe halkının dilinde "korkuya neden olan" anlamına gelmektedir. "Farklı kafatası" anlamına gelen aliocranianus belirleyici adı ise Latinceden gelmektedir. Bu dinozor, dinozorlar çağının sona ermesinden sadece birkaç milyon yıl önce, başka bir furileusaurian (sert sırtlı kertenkele) abelisaurid türü olan Viavenator exxoni ile aynı küçük alanda ve zaman diliminde yaşamıştır.
Llukalkan ve Viavenator fosil kalıntıları, Arjantin’in La Invernada bölgesindeki aynı ünlü fosil sitesi olan Bajo de la Carpa Formasyonu’na yalnızca 700 metre uzaklıkta bulundu. Arjantin’deki Ulusal San Luis Üniversitesi’nde paleontolog olan baş yazar Dr. Federico Gianechini, şöyle diyor:
Bu oldukça önemli bir keşif, çünkü abelisauridae çeşitliliğinin ve bolluğunun dinozorların alacakaranlık döneminde sadece Patagonya'da değil, aynı zamanda daha yerel bölgelerde de önemli ölçüde olduğunu gösteriyor.
Abelisauridae, çoğunlukla Patagonya’da ve günümüzde Afrika, Hindistan, Antarktika, Avustralya ve Güney Amerika olarak kabul edilen antik güney altkıta bölgelerinde yaşamını sürdüren, ortalama 5 ila 9 metre uzunluğunda, çarpıcı bir teropod dinozor ailesiydi. Bu korkunç yırtıcının Patagonya’da bu güne kadar neredeyse 10 türü gün ışığına çıkarıldı. Abelisauridlerin genel görünüşü küçük, kısa ve kalın kollarıyla T. rex'e benzerken; genellikle tepeleri, çıkıntıları ve boynuzları olan benzersiz kafatasları ise olağanüstü derecede kısa ve derindi.
Avlarına saplamak için kullanmış olabilecekleri dev pençeleriyle arka bacaklarında dik hareket eden Llukalkan’ın, güçlü arka ayakları sayesinde hızlı hareket ederken avını parçalayan son derece güçlü ısırıkları ve oldukça keskin dişleri vardı.
Llukalkan'ın fosilleşmiş kalıntılarında aynı zamanda mükemmel bir şekilde korunmuş ve bozulmamış bir beyin de bulunmaktadır. Bu yeni tür, birçok açıdan Viavenator'a benzese de, onlardan daha küçük olmakla birlikte, kafataslarındaki damarların geçtiği boşluklar daha büyüktür; diğer farklılıkların yanı sıra, beyin kasasını oluşturan kemiklerden biri olan supraoksipital, tepe kısımdan daha geniş bir şekilde ayrılır. Ancak bu yeni dinozorun en ayırt edici özelliği, şimdiye kadar bulunan diğer abelisauridlerde daha önce gözlemlenmemiş, orta kulak bölgesindeki küçük, arkası havayla donu sinüstür.
Arjantin’deki Patagonya Jeoloji ve Paleontoloji Enstitüsü’nden ortak yazar Dr Ariel Mendez’in söylediği üzere; bu durum, Llukalkan’ın diğer Abelisauridslerden farklı olarak, muhtemelen günümüz timsahlarından çok daha iyi bir işitme duyusu olduğu anlamına gelebilir:
Bu bulgu, onların diğer abelisauridlerden farklı bir işitme adaptasyonuna ve muhtemelen daha keskin bir işitme duyusuna sahip olduklarına işaret ediyor.
Llukalkan’ın adaptasyonlarının fosil kanıtı, dinozorların soyu tükenmeden hemen önce Abelisaurids’in geliştiğini göstermektedir; ancak yaşamış da olabilir. Dr. Mendez şöyle diyor:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu dinozorlar halen yeni evrimsel yollar deniyorlardı ve tamamen yok olmadan önce hızla çeşitleniyorlardı.
Önemli bulgulara rağmen, daha keşfedilecek çok şey var. Gianechini, sözlerini şöyle bitiriyor:
Bu keşif aynı zamanda henüz keşfedemediğimiz daha fazla abelisaurid olduğunu gösteriyor; bu nedenle başka yeni türler arayacak ve furilesaurlar arasındaki ilişkiyi daha iyi kavrayacağız.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 14
- 12
- 7
- 4
- 4
- 4
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: SciTechDaily | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/12/2024 15:14:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10329
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in SciTechDaily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.