Soğan Kesmek Neden Göz Yanması ve Göz Yaşına Neden Olur? Bunu Nasıl Önleyebilirsiniz?
Soğanlar, syn-propanethial-S-oksit isimli bir kimyasalı ürettikleri için gözlerinizin yanmasına neden olur. Bu, gözlerinizdeki gözyaşı bezlerini uyarır ve bu da ağlamanıza neden olur. Ancak bu kimyasala asıl etkisini katan şey, lakrimatör-faktör sentaz isimli bir enzimdir. Bu enzim, sözünü ettiğimiz kimyasalın dengesizleşmesine neden olur. Peki bu kimyasal gözlerinizi tam olarak nasıl "yakar"?
Bıçağı soğanın üzerine vurup onu kestiğinizde, lakrimatör-faktör sentaz enzimini havaya saçarsınız. Bu enzim, soğan içerisindeki sülfoksitleri sülfenik aside dönüştürür. Dengesiz yapıda olan sülfenik asit, kısa sürede kendisini syn-propanethial-S-okside dönüştürür. Bu da havaya karışarak gözlerinize ulaşır. Bu kimyasal, gözlerinizi yakar ve buna engel olmak isteyen gözyaşı bezleri de çalışmaya başlayarak gözyaşlarını üretir.
Peki bunu önlemenin hiç mi yolu yoktur?
Bugüne kadar birçok yol önerilmiştir. Bunlardan birçoğu "kocakarı efsanesi" konumunda olsa da, bazılarının bilimsel değeri bulunmaktadır. Bu yöntemlerin hepsi bilimsel ve yarı-bilimsel çevrelerce teste tabi tutulmuş ve en işlevsel olanları belirlenmiştir.
İşe Yarayan Yöntemler
Elbette, yukarıda izah ettiğimiz mekanizmayı öğrendikten sonra tahmin edebileceğiniz gibi asıl amaç soğandan saçılan kimyasalların gözünüze ulaşmasına engel olmaktır. Fakat bunu yapmanın kolay bir yolu bulunmamaktadır. Akla gelen ilk yöntem, gözlük takmak olacaktır. Gerçekten de eğer ki soğan keserken yüzücü gözlüğü gibi gözlerinizi tamamen kaplayan bir gözlük kullanacak olursanız, hiçbir göz yanması ve gözyaşına maruz kalmazsınız. Tabii ki bu sizin mutfakta komik ve tuhaf gözükmenize neden olacaktır; ancak kelimenin tam anlamıyla "eksiksiz" bir çözümdür. Normal gözlükler kısmen koruma sağlayacak olsa da, dikkate değer miktarda bir fark yaratmayacaktır. Keza, kontakt lenslerin kısmen koruma sağlandığı belirtilmektedir (ancak bu, herkesin uygulayabileceği bir yöntem olmadığı için ilgi alanımızda değildir).
Modern mutfaklarda yaygın olarak bulunan havalandırma altında kesmek işe yarıyor olabilir mi? Evet! Eğer ki fırınınızın üzerindeki veya mutfağınızın başka yerlerindeki hava emici sistemler yeterince güçlü bir şekilde çalışabiliyorsa, soğandan yayılan kimyasallar emilecektir ve gözünüze ulaşmadan ortamdan uzaklaştırılacaktır. Ne var ki çoğu mutfakta söz konusu ventilatörler mutfak tezgahından oldukça yüksektir veya yeterince güçlü çalışamamaktadır. Bu durumda işe yaramadığını deneyimleyebilirsiniz. Bunu çözmek için, soğanlarınızı biraz daha yüksek bir yerde, vantilatöre yakın olacak şekilde kesmeyi deneyebilirsiniz.
Kısmen veya Büyük Oranda İşe Yarayan Yöntemler
Bunlara en meşhur örnek, soğanı kesmeden önce soğanı dondurmaktır. Basitçe, soğan kesilmeden önce dondurucuda (dolapta değil, dondurucuda) 15 dakika kadar beklenir. Amaç, soğandan yayılan kimyasalları donma noktasına çekerek etkisizleştirmektir. Ne var ki donmuş bir soğanı, oda sıcaklığındaki soğana göre kesmeniz daha zor olacaktır. Hem bıçağın daha zor kesmesi açısından, hem de soğanların daha zor soyulması bakımından. Ayrıca soğuk dilimler, yiyeceklerinizin tadını da etkilemektedir.
Peki ya soğanı sadece soğutmak? Bu da, soğanı kesmeden önce 30 dakika önce dolaba koymak suretiyle denenmiştir. Ancak bu durum, dondurucu kadar etkili olmadığı için, pek bir işe yaramamaktadır. Soğanın tipine ve içerisindeki kimyasalların miktarına bağlı olarak kısmen faydalı olabilir. Ayrıca soğanı kesme işleminiz boyunca soğan da hızla ısınacağı için, muhtemelen sonlarına doğru gözlerinizin yanmaya başladığını hissedeceksinizdir. Ancak basit ve yarı-işlevsel bir yöntem arıyorsanız, bu yöntemi uygulayabilirsiniz.
Buna benzer bir yöntem, soğanı kesmeden önce suya batırmaktır. Burada da amaç, suyun sülfenik asit gibi kimyasalların su tarafından hapsedilerek göze ulaşmasına engel olmaktır. Bunu yapmak için soğanlar soyulduktan sonra 15 dakika boyunca suya batırılır. Bu yöntemin kısmen işe yaradığı gösterilmiştir; çünkü gerçekten de gözlerin yanmasına büyük oranda engel olmaktadır. Ancak uyaralım: Bu yöntem, soğanlarınızın daha tatlı hale gelmesine de neden olacaktır. Dolayısıyla acısını kaybetmek istemiyorsanız, bu yöntemden uzak durmalısınız.
Bir öncekine çok benzer bir yöntem, akan su altında soğanı kesmektir. Tamamen suya bandırılmış soğanı kesmek halihazırda kısmen zordur; ancak akan suyun altında soğanları kesmek daha da zordur. Çünkü soğan iyice kaygan hale gelir, suyun sağa sola sıçraması dikkat dağıtıcıdır ve suyun akıyor olmasından ötürü kestiğiniz birçok parça doğrudan lavabonun içine gidecektir. Ayrıca genelde lavabolar bel seviyesinde veya altında olduğu için, belli bir sürenin üzerinde bunu yapmak belinizi ağrıtabilecektir. Buna rağmen, yukarıdaki olduğu gibi bu yöntem de özünde çalışmaktadır. Sadece suyun aşağı doğru akması bile soğandan saçılan kimyasalları aşağıya doğru itebilir. Bu da, işe yaramasının arkasında yatan sebeptir.
Büyük Oranda İşe Yaramayan Yöntemler
Bazı yöntemlerin işlevselliği yeterince test edilmediği için, ne kadar işe yaradığından da emin olmak zordur. Bu kategoriye giren güzel bir örnek, soğan doğrarken sakız çiğnemektir. Yarı-bilimsel, meraklı bazı kişilerce yapılan yarı-kontrollü deneylerde sakız çiğnemenin gözyaşı üretimine engel olduğu; ancak göz yanmasına hiçbir etkisi olmadığı gösterilmiştir. Bu durumda sakız çiğnemek, en azından gözyaşlarına bir nebze olsun engel olmaktadır diyebiliriz. Ancak unutmamak gerekiyor ki gözyaşlarınızın üretilme sebebi, soğandan saçılan ve gözlerinizi yakan kimyasalları gözünüzden uzaklaştırmaktır. Dolayısıyla gözyaşlarına engel olmak, gözlerinizin yanma miktarının ve süresinin artmasına neden olacaktır!
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Buna benzer, büyük oranda işe yaramaz olan bir yöntem soğanın köklerinin olduğu alt kısmını kesmektir. İddiaya göre bu kısım, söz konusu göz yakan kimyasalların çoğunun (hatta bazı kaynaklara göre hepsinin) bulunduğu kısımdır. Buna inanan insanlar, soğanlarının alt kısmını konik bir şekilde kesip atarlar ve bu kimyasallardan kurtulduklarını düşünürler. Bu yöntemi deneyecek olursanız, muhtemelen gözlerininizin yandığını ve yaşardığını göreceksinizdir. Soğanın bir kısmını atmış olmanızdan ötürü muhtemelen kısmen az yanacaktır; ancak yine de pek bir şey değişmeyecektir. Zira söz konusu kimyasalların belli bir bölgede yoğunlaştığına dair güvenilir bir kaynak bulunmamaktadır.
İşe Yaramayan Yöntemler
Soğanın yanında mum yakmak, halk arasında sık sözü edilen çözümlerden birisidir. Her ne kadar oldukça basit bir çözüm gibi gelse de, tamamen işlevsizdir ve hiçbir işe yaramamktadır. Aslında bu çözüm, mutfaktaki soğan kokusunu bastırmak için geliştirilmiştir; ancak insanlar sanki soğanın göz yakıcı etkisini azaltmak için de kullanıldığını düşündükleri için halk arasında hatalıu bir şekilde yayılmıştır. Hiçbir işlevsel tarafı yoktur; zira soğandan yayılan kimyasallar ateşe verilmediği sürece normal şekilde, her yöne dağılacaktır. Belki bir alev-püskürtücü silah (flamethrower) ile bu sorunu çözebilirsiniz; ancak evde denemenizi tavsiye etmiyoruz.
Kocakarı masallarından bir diğeri ise, soğanı keserken dilinizi damağınıza yapıştırmaktır. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu tamamen işlevsizdir. Zira mekanizmasını izah ettiğimiz gibi, soğanın gözünüzü yakıp ağlamanıza neden olan mekanizmasının diliniz ya da damağınız ile bir alakası yoktur. Bu yöntemi tavsiye eden insanlar, soğanın göz yakma nedeninin, soğandan yayılan kimyasalları "solumamız" olduğunu düşünmüşlerdir. Bu nedenle dil ile ağız yolunu kısmen kapatmanın faydalı olabileceğini düşünmüşlerdir. Ancak bunun hiçbir işlevsel tarafı bulunmamaktadır; zira soğanın bu etkisi doğrudan gözlerinizle ilgilidir.
Kocakarı masalı olmasından ziyade hatalı bir şekilde tavsiye edilen yöntemlerden biri, soğanı jülyen tipi doğramanın göz yaşarmasına engel olduğu argümanıdır: Yani soğanı, tıpkı şeflerin yaptığı gibi aşırı hızlı bir şekilde kesmek... Bu, her ne kadar bıçak kullanma yeteneklerinizi geliştirebilecek olsa da, göz yaşarması üzerinde tamamen işlevsizdir. Daha hızlı ve keskin hareketler yapmanın, soğandan saçılan kimyasallar ile hiçbir alakası yoktur.
İşte böyle... Genel olarak, bıçaklarınızın keskin olduğundan emin olursanız, gözleriniz yanmaya başladığında gözlerinizi ovuşturmazsanız, daha az göz yaşartıcı tipte soğanlar kullanmaya çalışırsanız, bir kere kestiğiniz soğanı bir daha kullanmaya özen gösterirseniz bu sorunları en aza indirebilirsiniz.
Ha bir de... Yüzücü gözlüğü edinmeyi unutmayın!
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 12
- 6
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Library of Congress. Why Does Chopping An Onion Make You Cry?. (26 Şubat 2020). Alındığı Tarih: 26 Şubat 2020. Alındığı Yer: Library of Congress | Arşiv Bağlantısı
- M. Pinola. Tested: The Best Tear-Free Tricks For Cutting Onions. (18 Nisan 2013). Alındığı Tarih: 26 Şubat 2020. Alındığı Yer: LifeHacker | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:28:49 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4821
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.