Ormanlardaki Ağaçların Birbirleriyle Sadece İşbirliği Yapmak İçin Konuştuğu İddiası Yanıltıcıdır!
Ağaçları ve Ormanları, "İnsanlar Gibi" Oldukları İçin Değil, "Ağaç" ve "Orman" Oldukları İçin Korumayı Öğrenmeliyiz!
Bir ormandaki bitkilerin birbiriyle konuşabildiği fikri romantik bir fikirdir; ancak ağaçların tıpkı insanlar gibi olduğunu iddia etmek, ağaçları koruma mücadelesine ve onları anlama çabamıza zarar verebilir.
Ağaçların haberleştiği, birbirini önemsediği ve iş birliği yaptığı fikri, özellikle de Suzanne Simard’ın fazlasıyla övgü görmüş Finding the Mother Tree isimli kitabı, James Cameron’ın Avatar’ı, Peter Wohlleben’in Ağaçların Gizli Yaşamı ve Richard Powers’ın Pulitzer ödüllü romanı Overstory nedeniyle popüler kültürün hayal gücünü ele geçirmiştir.
Ancak Kathryn Flinn gibi birçok bilim insanı, bu tasvirlerin ekosistemleri yanlış temsil ettiğine ve onları koruma amacına zarar verdiğine inanıyor.
Ağaçlar Arası İşbirliği Gerçektir!
Ağaçlar gerçekten konuşur mu? Tabii ki! Bitkiler, hormonlar ve savunma sinyalleri salgılarlar. Diğer bitkiler bu sinyalleri algılar ve fizyolojilerini buna göre değiştirirler. Fakat bitkiler arası iletişim, hep bu şekilde nazik değildir: Bitkiler, ayrıca komşu bitkileri zehirleyen allelokimyasallar üretirler.
Simard ve arkadaşları, bir ağaç tarafından üretilen karbon bileşiklerinin, bitki köklerinde yaşayan ve topraktan aldıkları su ve besin maddelerini bitkilerinin ürettiği şeker ile takas eden mantarlardan oluşan yer altı mikoriza ağı vasıtasıyla, komşu ağaçlara transfer edilebileceğini göstermiştir.[1] Araştırmacılar, ürettiği karbon bileşiklerini bağışlayan ağaçların, diğerlerinin büyümesine yardımcı olmak ve ağaç sürülerinin sağlığına katkı sağlamak için ağaçların kasıtlı bir şekilde ve fedakârca diğer ağaçlara besin gönderdiğini ileri sürüyorlar.
Peki, bu nasıl çalışıyor? Diğer tüm ekolojik etkileşimler gibi ağaçlar arası iş birliği de doğal seçilim yoluyla evrimleşmiştir. Diğer adaptif özelliklerde olduğu gibi, ağaçlar üzerindeki seçilim sürecinde de bazı özelliklerin sıklığı artar; çünkü onlara sahip olan bireyler daha fazla yavru üretir ve özelliklerini aktarır.
Belki de en basit açıklama şudur: Mantarlar, kendi çıkarlarını korumak için, ağaçlar arası karbon transferini sağlarlar ve gelecekte de kendilerine besin tedariki sağlandığından emin olmak için birden fazla konakçı bitki yetiştirirler.
Altruizm (fedakarlık), fedakarlıktan fayda gören tarafın, fedakarlığı yapan tarafa karşılık verme olasılığı varsa evrimleşebilir. Ağaçlar arasında bu tür bir karşılıklı faydacılık mümkündür; ancak olgun ağaçlar ve küçük fideler gibi birçok etkileşim asimetriktir.
- Bitkiler Birbirlerini Uyarmıyorlar; Kendi Bünyelerindeki Diğer Yaprakları Uyarıyorlar, Diğer Bitkilerse Buna "Kulak Misafiri" Oluyor!
- Güney Afrika’daki Bitki Florasını Aydınlatan İki Paleobotanikçi: Dr. Heidi Anderson ve Dr. John Anderson
- Bitkiler, Kendini Yiyen Otçullara ve Yarattıkları Titreşimlere Tepki Veriyor!
Fedakârlık davranışı, fedakarlıkta bulunan bireyin genlerini taşıyan ve gelecek nesillere aktaran akrabalara fayda sağlıyorsa da evrimleşebilir. Giderek artan sayıda kanıt, mikorizal ağlar vasıtasıyla besin dağıtımının, alakasız bitkilerden ziyade akrabalara fayda sağladığını göstermektedir.[2] Bitkilerin akrabalarını nasıl tanıdığı ve onlara nasıl tepki veridiğini izah eden mekanizmalar, henüz tam olarak çözülememiştir.[3], [4]
Orman İçindeki İşbirliğini Abartmayın!
Ne yazık ki, popüleştiriciler tarafından en çok tercih edilen ve ağaçların topluluğu güçlendirmek için diğerlerine kaynaklar gönderdiği açıklaması, olasılıklar arasından en az olası olanıdır. Bu, doğal seçilimin iş birliği yapan grupların, iş birliği yapmayan gruplara karşı galip geldiği grup seçilimi ile karşılanmasını gerektirecektir. Ama doğal seçilim ile grup seçilimi çatıştığı zaman, doğal seçilim hemen hemen her zaman kazanır; çünkü bireyler, gruplardan çok daha fazladır ve çok daha hızlı dönüşürler.
İlginç bir şekilde, mikoriza, kaynakları, doğal bir ottan istilacı bir ota aktardığında, bu "iş birliği" olarak değil "parazitlik" olarak yorumlanır.[5]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
İş birliğinin önemini abartmak yanıltıcıdır. Orman zemini, şiddetli bir rekabet alanıdır. Olgun akçaağaçlar milyonlarca tohum üretebilir ve ortalama olarak sadece bir tanesi en tepeye ulaşabilecek düzeyde büyür. Geri kalan tohumlar, öyle ya da böyle, ölecektir.
Bu mücadelenin ortasında ağaçlar bazen birbirlerinin büyümesini kolaylaştırabilir. Fakat bu, ormanların tek bir organizma gibi davrandığı anlamına gelmez. Bir ekosistem, hem pozitif hem de negatif olacak şekilde değişen çeşitli etkileşimlere sahip, sürekli değişen bir organizma çeşitliliğini içerir.
Son buzul çağından sonra, farklı ağaç türleri, farklı hızlarda ve farklı yollarla kuzeye göç etti. Kayın-akçaağaç ormanı veya meşe-ceviz ormanı birlikte hareket etmediler. Hatta şu anda ağaçlar, geçmişte veya gelecekte benzeri olmayan bir kombinasyonlar içinde yaşıyor.
Antropomorfizm (insanbiçimcilik), bilimde tabudur; çünkü bu şekilde düşünmek, bize yardımcı olmaz; tam tersine bizi aldatır. Ağaçlar insan değildir. Ormanlar, insan aileleri veya devletler gibi hiç değildir. Öyle olduklarını öne sürmek, bizi sadece hayali sonuçlara götürebilir. Simard, bir röportajında şöyle diyor:[6]
İnsanlar, ağaçlarla daha iyi ilişki kurabilmek için antropomorfizmi ve "anne" gibi kültürel olarak ağırlıklı kelimeleri kullanırlar. Söz ettikleri ağacın cinsiyeti erkek olsa bile! Böylece ağaçlarla daha iyi ilişki kurabildiklerini düşünüyorlar, çünkü eğer onlarla ilişki kurabilirsek, o zaman onları daha çok önemseyeceğimizi umuyorlar.
Ağaçları, "Ağaç" Oldukları İçin Koruyabiliriz!
Ağaçların yaşamalarına izin vermemiz için insani değerlere ve duygulara sahip olmaları gerekir mi? Onları korumamız gerektiğini gösteren bilim veriler yeterince net. Yeraltı dünyası ile ilgili yeni keşifler bile yeterince heyacan verici. İnsanlar, kişileştirme ve metafor karmaşası olmadan hikayenin doğrusunu duymayı hak ediyorlar.
Bu dikkat dağıtıcı şeyler bizleri gerçeklerle yüzleşmekten alıkoyuyor: Kolaylaştırıcı etkisi gerçek olabilir; ama Darwinci varoluş mücadelesi de gerçektir. Bizler, ahlaksız bir dünyadaki ahlaklı insanlarız. Doğa, bizim değerlerimizi paylaşmaz. Ve neyse ki biz de doğanın tüm yollarını taklit etmek zorunda değiliz.
Kathryn Flinn'e göre, bitkilere "nesne" veya "insan" gibi muamele etmenin bir alternatifi bulunuyor: Bitkileri, kendi terimleriyle anlamaya çalışalım! Bitkiler, esasen bizim gibi değillerdir. Onlar sessizdir, köklere sahiplerdir ve esrarengizlerdir. Bizden ayrı ve karmaşık bedenlerinde sahip, karmaşık etkileşimlerde bulunan ve anlaşılmaz yaşamlara sahip farklı organizmalara saygı duymayı öğrenmemiz gerekiyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 23
- 10
- 9
- 9
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. W. Simard, et al. (1997). Net Transfer Of Carbon Between Ectomycorrhizal Tree Species In The Field. Nature, sf: 579-582. doi: 10.1038/41557. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. L. File, et al. (2012). Plant Kin Recognition Enhances Abundance Of Symbiotic Microbial Partner. PLOS ONE, sf: e45648. doi: 10.1371/journal.pone.0045648. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. V. Bhatt, et al. (2011). Kin Recognition, Not Competitive Interactions, Predicts Root Allocation In Young Cakile Edentula Seedling Pairs. New Phytologist, sf: 1135-1142. doi: 10.1111/j.1469-8137.2010.03548.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Karban, et al. (2013). Kin Recognition Affects Plant Communication And Defence. Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences, sf: 20123062. doi: 10.1098/rspb.2012.3062. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. V. Carey, et al. (2004). Mycorrhizae Transfer Carbon From A Native Grass To An Invasive Weed: Evidence From Stable Isotopes And Physiology. Plant Ecology, sf: 133-141. doi: 10.1023/B:VEGE.0000026031.14086.f1. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Toomey. Exploring How And Why Trees ‘Talk’ To Each Other. (1 Eylül 2016). Alındığı Tarih: 14 Ağustos 2021. Alındığı Yer: Yale E360 | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:57:25 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10831
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Scientific American. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.