Sahtekarlık Sendromu: Imposter Sendromu Nedir? Başarılı İnsanlar Neden Kendilerinin Başarıyı Hak Etmediğine İnanır?
Merak Etmeyin, Sırf Başarılısınız Diye (Muhtemelen) Sahtekar Değilsiniz!
Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.
Sahtekârlık Sendromu (İng: "Imposter Syndrome"), kişinin yeteneklerinden ve başarılarından şüphe duyduğu psikolojik bir fenomendir. Temelde, kişinin kendinden şüphe etmesini ve başkalarının düşündüğü kadar yetkin olmadığına inanması durumunu ifade eder. Daha basit bir ifadeyle yeterince iyi olamama inancını, yetersizlik hissini içeren bir tür utanç türü olarak düşünülebilir.
Imposter sendromu genellikle eğitim ve iş gibi profesyonel ortamlarda ortaya çıkar. Sendroma sahip kişi, başarılı olmak için yeteri kadar yetenekli veya akıllı olmadıklarını hisseder. Nesnel/objektif başarılarına rağmen kendisinden şüphe edebilir ve kendisini yetersiz hissedebilir. Diğer insanların yetenekleri hakkındaki olumlu geri dönüşlerini abartılı bulur. Bu nedenle sahip olduğu statüyü hak etmediğini ve yakında başkalarının bu sahtekârlığını öğreneceği endişesine kapılabilir. Bu endişe ile birlikte, rol yapmaya devam etmek için üstünde bir baskı hissedebilir. Bu kişilerin her ne başarı elde ederlerse etsinler kendilerini emin veya yetkin hissetmeleri zordur. Başarılarının sevincini yaşamak veya çabalarını fark etmek yerine genellikle hatalarına ve yetersizliklerine odaklanır, sahtekârlıklarının bir gün ortaya çıkacağından endişe ederler.
Imposter sendromu ilk olarak 1970'lerde Suzanne Imes ve Pauline Rose Clance tarafından profesyonel bağlamda başarılarını şansa, sevimli olmaya veya yetenekleriyle ilgili olmayan dış faktörlere bağlayan kadınları tanımlamak için kullanılmıştır. Ancak yakın zamandaki araştırmalar, üniversite öğrencilerinden üst düzey yöneticilere kadar pek çok farklı yaşta ve meslekte Sahtekârlık Sendromu görülebileceğini göstermektedir.
Belirti ve Semptomlar
Imposter sendromu, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel El Kitabı (DSM)'da ruhsal bir bozukluk olarak tanımlanmamıştır. Bu nedenle bu sendromu tanılamak için belirli bir semptom listesi bulunmamaktadır. Bununla birlikte, bu sendrom ile mücadele eden insanlar üzerinde yapılan kapsamlı araştırmalar birkaç karakteristik özelliği ortaya koymaktadır:
- Sahtekâr Gibi Hissetmek: Sahtekârlık sendromu, genellikle profesyonel ve rekabetçi ortamlarda yüksek başarı elde eden veya elde etme potansiyeline sahip olan kişilerde ortaya çıkar. Sendroma sahip kişiler, bu rekabetçi ortamda olmaya yetecek kadar akıllı veya yetenekli olmadıklarını hissederler. Aslında bulundukları pozisyonu veya başarıyı hak edecek yetkinliğe sahip olsalar bile kendilerinin yetkin, yetenekli veya bilgili olmadıklarını hissettikleri için sürekli olarak başkalarını kandırıyormuş gibi hissederler.
- Keşfedilme Korkusu: Imposter sendromuna sahip kişiler, sendromun adından da anlaşılacağı üzere kendilerini sürekli olarak başkalarını kandıran bir sahtekâr gibi hissederler. Bu nedenle başkalarının kendileri hakkındaki gerçeği keşfedeceğinden veya kim olduklarını anlayacaklarından korkarlar. Örneğin, üç kez Grammy ödülünü kazanan Amerikalı yazar ve şair Maya Angelou, "11 kitap yazdım, fakat her defasında 'Eyvah, bu sefer öğrenecekler!' diye düşündüm. Herkese bir oyun oynadım ve şimdi beni bulacaklar." cümlelerini kurmuştur.
- Başarılı Olduğunda Kendinden Şüphe Etmek veya Suçluluk Hissetmek: Çoğu insan başarılı olduğu durumlarda kendilerinden gurur duyarken, Sahtekârlık Sendromuna sahip kişiler genellikle kendilerinden şüphe eder veya suçluluk duyar. Öyle ki, büyük başarılar Sahtekârlık Sendromu olan kişiler için kendinden şüphe edecekleri bir döngünün başlangıcı dahi olabilir. Bu kişiler, hayatlarında önemli bir dönüm noktasına ulaşsalar bile başarılarını fark edemeyebilir. Bunun arkasındaki sebep, başarının genellikle hissettikleri sahtekârlık duygusunu yoğunlaştırmasıdır. Çünkü Imposter Sendromu olan bir kişi, elde ettiği başarıyı gerçekten hak etmiş olsa bile, bunu etik olmayan yollarla veya şans eseri elde ettiğini düşünür. Bu nedenle de bu başarının gelecekte tekrarlanamayacağını düşünerek endişelenmeye başlayabilir.
- Sorumluluk Almaktan Kaçınma ve Kendini Sınırlama: Imposter sendromu olan kişiler, yeteneklerini sergilemek için daha fazla görev üstlenmek yerine daha küçük ve kolay yönetilebilir görevlere yönelebilirler. Kendilerine ve başarılarına karşı duydukları şüphe profesyonel girişimlerini sınırlamal\text{}arına sebep olabilir. Kendi kendilerine empoze ettikleri olumsuz düşünceler, terfilerden kaçınmalarını veya yalnızca yeterince iyi olduklarını düşündükleri işler için motive olmalarını sağlayabilir. Bu nedenle kariyer basamaklarını büyük bir motivasyonla tırmanmak yerine genel olarak daha risksiz adımlar atabilirler. Hatta öyle ki, bazen büyük bir başarı yakalama şansından dönüm noktasından hemen önce vazgeçebilir, dahası bu olumlu durumun ortadan kalkması için kendilerini sabote edecek davranışlarda bulunabilirler. 2014 yılında yapılan bir araştırma, Imposter sendromuna sahip kişilerin iş hayatında daha fazlasını yapacaklarına inanmadıkları için mevcut pozisyonlarında kalma eğiliminde olduklarını göstermiştir.
- Başarısızlıkları Üstlenme Eğilimi: Imposter sendromu olan kişiler, yeterliliklerini ve becerilerini inkâr ederler. Başarılarını genellikle dış etkenlere veya şansa bağlarlar ve sorumluluğunu üstlenmezler. Başkalarına veya bir projeye yaptıkları katkıları küçümserler ve başarılarını içselleştiremezler. Buna karşın, hataları veya başarısızlıkları üstlenme eğilimindedirler. İşler, kendilerinden bağımsız şekilde dış etkenlerden dolayı ters gittiğinde bile kendilerini suçlayabilirler.
- Takdir Edilmekten Rahatsızlık Duyma: Imposter sendromu olan kişiler, başarılı oldukları için takdir gördüklerinde kendileriyle gurur duymak yerine daha yetersiz ve endişeli hissedebilirler. Başkaları tarafından olumlu bir şekilde tanınmak veya övgü almak, bu kişilerde daha yüksek bir performans göstermek için ek baskı oluşturabilir. Bu, genellikle Sahtekârlık Sendromuna sahip kişiler için daha büyük bir başarısızlık riski ve sahtekârlıklarının ifşa olma olasılığı ile ilişkilendirilir.
Imposter Sendromu Türleri
Imposter sendromunun her türü; kendini küçümseme, kendinden şüphe etme, sahtekarlık duygusu ve keşfedilme korkusu gibi belirli temel özellikler içerir. Bu temel eğilimler, birçok insanda benzer şekilde gözlemlense de altta yatan inançlarda farklılıklar olabilir. Imposter sendromu genellikle 5 farklı türe ayrılarak incelenir. Bunlar, kişinin kendisi için yeterliliğin veya yetkinliğin ne anlama geldiğine dair kişisel inançları içerir.
- Mükemmeliyetçi: Imposter sendromu sıklıkla mükemmeliyetçi duygularla birlikte ortaya çıkar. Bu türdeki kişiler, genellikle işlerin nasıl yapıldığıyla ilgilenir. Kendilerine gerçekçi olmayan büyük hedefler koyarlar ve hatalara karşı oldukça hassastırlar. Bu kişiler için başarı nadiren tatmin edicidir. Çünkü her zaman mükemmel bir insanın daha iyisini yapabileceğine veya yapması gerektiğine inanırlar. Herhangi bir işi tamamladıktan sonra ne kadar sıkı çalıştığını kabul etmek yerine, küçük hatalarına odaklanıp kendilerini eleştirirler. Bir hedefe ulaşamadıklarında kendilerinden büyük bir şüphe duyarlar ve başkalarının da bu sahtekarlıklarını fark edeceklerinden korkarlar. Mükemmeliyetçilerde, Imposter sendromu genellikle kendilerine dair bir hata veya kusur algıladıklarında tetiklenir.
- Doğal Deha: Sendromun bu türüne sahip kişiler, genellikle yetkin insanların her şeyi zorlanmadan ve çok fazla çaba sarf etmeden başarabileceklerine dair bir inanca sahiptir. Bu nedenle çok fazla çalışmadan veya hazırlanmadan bir işte başarılı olmayı beklerler. Bu nedenle, çabalarının aksine yeterliliklerini hız ve kolaylığa dayalı olarak yargılarlar. Başka bir deyişle, bir konuda yetkinleşmeleri uzun sürdüğünde kendilerini sahtekârlık yapıyormuş gibi hissedebilirler. Yeni başladıkları bir iş onlara kolay gelmediğinde ve ilk denemelerinde başarısız olduklarında kendilerinden şüphe edebilirler. Bu bakımdan bu tür kişilerde Imposter sendromu; genellikle bir şeyi başarmak için bazı şeyleri öğrenmek, çabalamak veya ustalaşmak gerektiğini algıladıklarında tetiklenir.
- Uzman: Uzman türündeki kişiler, genellikle yeterliliklerini neyi ne kadar bildiklerine veya yapabildiklerine dayalı olarak karakterize ederler. Belirli bir konu hakkında bilinmesi gereken her şeyi bilmediklerinde kendilerini sahtekâr gibi hissederler. Öğrenmeleri ve uzmanlaşmaları gereken daha çok şey olduğunu düşündüklerinden kendilerini yetkin olarak hissetmezler. Bu kişilerde Imposter sendromu, genellikle yeni veya bilmedikleri bir şeyle karşılaştıklarında veya bir konu hakkında kendilerinden daha fazla şey bildiklerini sandıkları insanlarla bir araya geldiklerinde tetiklenir.
- Süper Kişi ("Superman" veya "Superwoman"): Bu türdeki kişiler, genellikle aynı anda kaç farklı işi yapabilecekleri ile ilgilenirler. Yetkinliklerini öğrenci, arkadaş, eş, ebeveyn veya çalışan gibi farklı rollerin gerekliliklerini başarıyla yerine getirip getiremediklerine göre değerlendirirler. Tüm bu rolleri kolaylıkla dengeleyebilmeyi beklerler. Bu tür kişilerde Imposter sendromu, genellikle tüm görevleri yerine getiremediklerinde veya yetersiz kaldıklarında tetiklenir.
- Solist: Bu tür kişiler, genellikle bir işi veya görevi kimin tamamladığıyla aşırı ilgilenirler. Kendilerini yetkin hissetmek için bir görevi tamamen kendi başlarına tamamlamaları gerekir. Her şeyi bireysel olarak halletmeleri gerektiğine inanırlar. Başarıyı başkalarının yardımı ile elde ettiklerinde kendilerini değersiz hissedebilirler. Bu yüzden birinden yardım istemek veya birinin teklif ettiği desteği kabul etmek, bu kişiler için yetersizliklerini ve başarısızlığı kabul etmek anlamına gelir. Bu tür kişilerde Imposter sendromu, genellikle birilerinden yardım veya tavsiye aldıklarında tetiklenir.
Sendromla İlişkili Etken Faktörler
Sahtekârlık Sendromunun nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Çocukluk deneyimleri, aile ilişkileri, kariyer, mevcut ruh sağlığı gibi bir dizi faktörden etkilenerek geliştiği düşünülmektedir.
Bu konuda yapılan ilk araştırmalar, Sahtekârlık Sendromunun erken dönem aile ilişkileri ve toplum cinsiyet rolleri gibi faktörlerde bağlantılı olduğunu göstermiştir. Ancak daha sonra yapılan kapsamlı araştırmalar, fenomenin birbirinden farklı geçmiş deneyimlere, yaşlara ve cinsiyetlere sahip insanlarda da geliştiğini ortaya koymuştur.
Çocukluk Deneyimleri
Araştırmalar, erken çocukluk deneyimlerinin ve aile ilişkilerinin Sahtekârlık Sendromu geliştirmede önemli bir rol oynayabileceğini öne sürmektedir. Özellikle aşırı korumacı ve kontrol kontrolcü ebeveynler, çocuklarda Sahtekârlık Sendromu gelişmesine neden olabilir.
Ebeveynleri ile güçlü bir bağ kuramayan çocuklarda olduğu gibi, küçük yaşlarda ebeveyn rollerini üstlenmek zorunda kalmış çocukların da Sahtekârlık Sendromu geliştirme olasılığı daha yüksektir. Ayrıca çocuklukta yeteri kadar övgü veya olumlu pekiştirme almayan çocuklar başarıya ilişkin olumsuz inançlar geliştirebilir. Bazı araştırmalar, düşük seviyede destek ve yüksek miktarda çatışma olan aile ilişkilerine sahip kişilerin Sahtekârlık Sendromu geliştirme olasılığının daha yüksek olabileceğini düşündürmektedir.
Örneğin, başarıya normalden fazla değer veren bir aileye sahip olan veya başarıları sonucunda yeterli miktarda övgü alamayan bir çocuk kendini yetersiz hissedebilir. Benzer şekilde okulda başarılı olması için ebeveynleri tarafından baskı gören, kardeşleriyle kıyaslanan veya hata karşısında keskin bir dille eleştirilen çocukların Sahtekârlık Sendromu geliştirme ihtimali daha yüksektir.
Eğitim veya İş Koşulları
İş ve çalışma ortamlarının Sahtekârlık Sendromuna neden olduğuna dair kesin bulgular olmamakla birlikte, bazı çalışma koşullarının bu sendromu yaşama olasılığını azalttığını söyleyebilmek mümkündür. Örneğin, destekleyici bir lidere ve iş arkadaşlarına sahip olan ve işbirlikçi bir çalışma ortamında bulunan bir kişinin Sahtekârlık Sendromu geliştirme olasılığı düşüktür. Benzer şekilde çalışanlara risk alma ve hata yapma şansı veren çalışma kültürü de bu sendromu geliştirme olasılığını azaltır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bununla birlikte entelektüel yetenek, not, puan ve akademik başarıya vurgu yaptığı için üniversite ortamlarında Sahtekârlık Sendromunun geliştirilmesi oldukça yaygındır. Bazı araştırmalar, sendromun özellikle insanların hayatlarındaki bir geçiş döneminde ve yeni bir şeyler denerken ortaya çıktığını göstermektedir. Örneğin üniversiteye başlamak veya işyerinde yeni bir pozisyona geçmek, kişinin bulunduğu ortama ait hissetmemesine ve yetenekli olmadığı hissine kapılmasına sebep olabilir. Özellikle yeni roller ve yeni ortamlar, başarılı olma kaygısı ve deneyim eksikliği ile birleştiğinde kişide yetersizlik duygusunu tetikleyebilir.
Ayrıca erken çocukluk dönemindeki akademik başarılar da ilerleyen senelerde sahtekârlık duygularının ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Örneğin, ilkokul veya liseyi pek de zorlanmadan başarılı şekilde tamamlamış biri, kendisini üniversitede ilk defa bir rekabet ve mücadele ortamında bulabilir. Diğerlerinin kendisinden daha zeki ve yetenekli olduğunu düşünmeye başlayabilir ve kendisini oraya ait hissetmeyebilir.
Ruh Sağlığı Sorunları
Sahtekârlık Sendromu, genellikle anksiyete ve depresyon gibi diğer ruh sağlığı sorunları ile beraber gözlemlenir. Depresyon ve anksiyete; zaten kişinin kendisinden şüphe etmesine, özgüveninin azalmasına veya başkalarının onu nasıl gördüğüne dair endişe duymasına sebep olduğu için Sahtekârlık Sendromunu tetikleyebilir.
Ön Yargı ve Ayrımcılık
Bahsettiğimiz tüm faktörlerin yanı sıra cinsiyet eşitsizliği ve kurumsallaşmış ırkçılık gibi durumlar da Sahtekârlık Sendromu gelişmesini tetikleyebilir. Bazı araştırmalar, Sahtekârlık Sendromunun özellikle kadınlarda ve beyaz olmayan insanlarda daha sık ortaya çıkma eğiliminde olduğunu göstermektedir.
Bir kişinin, cinsiyetine veya ırkına yönelik bir ön yargının farkında olması bu kimliği hakkında süregelen klişeleri ortadan kaldırmak için daha çok çalışmasına sebep olabilir. Yeterince başarılı olmasına rağmen diğerleri tarafından ciddiye alınmak için herkesten daha fazla çalışması gerektiğine inanabilir. Ayrıca olumsuz klişelerin amaçladığı gibi kişinin hatalarına daha fazla odaklanmasına veya yeteneklerinden şüphe duymasına sebep olabilir. Bu bakımdan profesyonel ortamlarda daha az temsil edilen bazı grupların Sahtekârlık Sendromu geliştirme ihtimalinin daha yüksek olduğu söylenebilir.
Görülme Sıklığı
Kesin prevalans bilinmemekle birlikte, insanların %70'inin hayatları boyunca en az bir kez Sahtekârlık Sendromu yaşadığı tahmin edilmektedir. Özellikle yüksek başarı gösteren kişilerin yaklaşık %25 ila %30'unun bu sendromu yaşadığı düşünülmektedir. Bazı insanlar sendromun daha yaygın ve kronik biçimlerini deneyimlerken, diğerleri bu sendromu yalnızca belirli durumlarda geçici olarak deneyimleyebilir.
1970'lerdeki ilk araştırmalar, çoğunlukla başarılı kadınlara odaklanmış olsa da Sahtekârlık Sendromunun hem erkekleri hem de kadınları etkilediği açıktır. Kesin olmamakla birlikte, bazı araştırmalar artan yaşın azalan sahtekârlık duygularıyla ilişkili olduğunu göstermiştir.
Sonuç
Birçok insan hayatının belirli dönemlerinde Sahtekârlık Sendromu belirtileri yaşayabilir. Yeni bir rol veya bir pozisyona geçiş döneminde, kişinin kendini bulunduğu ortama ait hissetmemesi veya kendini yetersiz hissetmesi oldukça normaldir.
Kendinden şüphe etmeyi içeren duyguların mutlaka Sahtekârlık Sendromu ile ilişkili olmadığını anlamak önemlidir. İnsanların zaman zaman kendinden şüphe etmesinin yanlış bir tarafı yoktur. Burada anlaşılması gereken, daha önceki yazılarımızda da altını çizdiğimiz gibi böyle bir durumun psikolojik bir fenomen olarak ele alınmasının temelinin söz konusu duyguların deneyimlenme sıklığı olmasıdır.
Sahtekârlık Sendromunun belirtileri sürekli olmaları durumunda bir kişinin ruh sağlığını, kariyerini ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Eğer bahsettiğimiz belirtileri sıklıkla yaşıyorsanız bir ruh sağlığı uzmanından yardım almayı düşünebilirsiniz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 9
- 6
- 3
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- D. M. Bravata, et al. (2020). Prevalence, Predictors, And Treatment Of Impostor Syndrome: A Systematic Review. Journal of General Internal Medicine, sf: 1252-1275. doi: 10.1007/s11606-019-05364-1. | Arşiv Bağlantısı
- D. M. Castro, et al. (2010). Parentification And The Impostor Phenomenon: An Empirical Investigation. The American Journal of Family Therapy, sf: 205-216. doi: 10.1080/01926180490425676. | Arşiv Bağlantısı
- J. Langford, et al. (2006). The Imposter Phenomenon: Recent Research Findings Regarding Dynamics, Personality And Family Patterns And Their Implications For Treatment.. American Psychological Association (APA), sf: 495-501. doi: 10.1037/0033-3204.30.3.495. | Arşiv Bağlantısı
- S. Li, et al. (2017). The Links Between Parenting Styles And Imposter Phenomenon. Psi Chi, the International Honor Society in Psychology, sf: 50-57. doi: 10.24839/2164-8204.JN19.2.50. | Arşiv Bağlantısı
- G. Gibson-Beverly, et al. (2011). Attachment, Entitlement, And The Impostor Phenomenon In Female Graduate Students. Wiley, sf: 119-132. doi: 10.1002/j.2161-1882.2008.tb00029.x. | Arşiv Bağlantısı
- J. Vergauwe, et al. (2015). Fear Of Being Exposed: The Trait-Relatedness Of The Impostor Phenomenon And Its Relevance In The Work Context. Journal of Business and Psychology, sf: 565-581. doi: 10.1007/s10869-014-9382-5. | Arşiv Bağlantısı
- A. Abrams. Yes, Impostor Syndrome Is Real. Here's How To Deal With It. (20 Haziran 2018). Alındığı Tarih: 26 Aralık 2022. Alındığı Yer: Time | Arşiv Bağlantısı
- A. Benisek. What Is Imposter Syndrome?. (15 Şubat 2022). Alındığı Tarih: 26 Aralık 2022. Alındığı Yer: WebMD | Arşiv Bağlantısı
- V. Saripalli. Imposter Syndrome: What It Is & How To Overcome It. (16 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 26 Aralık 2022. Alındığı Yer: Healthline | Arşiv Bağlantısı
- H. Nichols. Obsessive-Compulsive Disorder (Ocd): Symptoms, Causes, And Treatment. (30 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 26 Aralık 2022. Alındığı Yer: Medical News Today | Arşiv Bağlantısı
- M. B. Frothingham. Imposter Syndrome: Definition, Symptoms, Types, And Coping. (2 Kasım 2021). Alındığı Tarih: 26 Aralık 2022. Alındığı Yer: Simply Psychology | Arşiv Bağlantısı
- A. Cuncic. What Is Imposter Syndrome?. (17 Kasım 2022). Alındığı Tarih: 26 Aralık 2022. Alındığı Yer: Verywell Mind | Arşiv Bağlantısı
- Psychology Today. Imposter Syndrome. Alındığı Tarih: 26 Aralık 2022. Alındığı Yer: Psychology Today | Arşiv Bağlantısı
- Cleveland Clinic. What’s Imposter Syndrome And How To Overcome It. (4 Nisan 2022). Alındığı Tarih: 26 Aralık 2022. Alındığı Yer: Cleveland Clinic | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 17:30:31 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13695
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.