Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Piaget'in Bilişsel Gelişim Teorisi Nedir? Çocuklar, Farklı Yaşlarda Yeni Şeyleri Nasıl Öğrenir?

Piaget'in Bilişsel Gelişim Teorisi Nedir? Çocuklar, Farklı Yaşlarda Yeni Şeyleri Nasıl Öğrenir? Shutterstock
12 dakika
32,179
Tüm Reklamları Kapat

Piaget'in bilişsel gelişim teorisi, bilişsel gelişimin bebeklikten yetişkinliğe dek uzanan dört dönemde gerçekleştiğini öne süren teoridir. Adından da anlaşılacağı gibi, çocuk gelişimi alanında yaptığı çalışmalarla bilinen İsviçreli psikolog Jean Piaget tarafından ortaya atılmıştır.

Piaget'in çocukların entelektüel gelişimiyle tanışması, Binet Enstitüsü'nde asistan olarak çalıştığı sırada İngilizce IQ testlerinin Fransızca versiyonlarını geliştirirken gerçekleşti. Bu dönemde çocukların mantık gerektiren sorulara verdikleri yanlış cevapları inceledi. Aynı veya benzer yaştaki çocukların aynı cevaplar verdiğini ve benzer hatalar yaptıklarını fark etti. Çocukların sorulara verdiği yanlış cevapların, yetişkinler ve çocukların düşünce yapısı arasındaki farkı oluşturduğuna inanıyordu. Bu noktada dönemin geleneksel görüşüne karşı çıkarak, çocukların zihinlerinin yetişkin zihninin daha küçük bir versiyonu olmadığı yönündeki hipotezlerini güçlendirdi ve çocukların kendilerine özgü bir dünya görüşü olduğunu vurguladı.

Ayrıca yeğeni ve kendi çocukları üzerindeki doğal gözlemlerden ilham aldı. Bu gözlemleri kullanarak, bebeklikten ergenliğe uzanan süreci inceledi; gelişim emarelerini gösteren notlar aldı. Sohbet edebilen ve sorulan soruları anlayabilen daha büyük çocuklarla yapılan klinik görüşmelerden de faydalandı. Ardından, zekanın bir dizi aşamada geliştiğini öne sürdü.

Tüm Reklamları Kapat

Piaget, zekayı nicelikten çok nitelik olarak ele aldı ve birçok zihinsel büyümeyi içeren bilişsel bir gelişim süreci olarak değerlendirdi. Buna göre, sanılanın aksine, daha büyük çocuklar, küçük çocuklara göre daha hızlı düşünmüyordu. Küçük çocuklar ve büyük çocukların düşünce yapıları arasında niteliksel farklar vardı. Çocuklar, yetişkinlerden daha farklı akıl yürütüyor ve çevrelerini daha farklı şekillerde görüyorlardı.

Ancak teoriye göre çocuklar bir dizi dönemin ardından dünya hakkındaki fikirlerini geliştirmektedir. Nihayetinde çeşitli entelektüel kazanımlarla birlikte bir yetişkin gibi dünya hakkında daha karmaşık bir anlayış biçimi oluşturmaktadırlar.

Teoriyi Oluşturan Bileşenler

Piaget'e göre insanlar içgüdüsel bir düzen ihtiyacına sahip olarak doğarlar. Organizmalarda olduğu gibi insan zihninin gelişimi de denge arayışı ile gerçekleşir. Piaget, homeostazi durumunu zihinsel gelişimdeki temel mekanizma olarak nitelendirmiştir. Dış çevreden gelen tepkiler, insanın kendi düşünce yapısı veya anlayışı ile açıklanabiliyorsa denge durumu sağlanır. Ancak tepkileri mevcut anlayış ile açıklamada yetersiz kalınıyorsa bir dengesizlik durumu oluşur ve organizma bunu ortadan kaldırmak için harekete geçer. Bu hareketlerin tümü, anlamsız olanı anlamlı hale getirerek ve yeni anlayışlar geliştirerek dengeyi yeniden kurmak içindir.

Bu noktada tüm süreci oluşturan belirli kavramlar karşımıza çıkmaktadır:

Tüm Reklamları Kapat

Şema

Anlama ve bilmeye dayalı hem fiziksel hem de zihinsel eylemleri tanımlayan kavramdır. Basitçe, dünyayı anlamak için kullanılan bilgi olarak tanımlanabilir. Edinilen bilgiler, şemalardan bağımsız olarak hafızada yer almazlar. Yeni deneyimler meydana geldikçe, yeni bilgiler var olan şemaları değiştirecek veya onlara ekleme yapacaktır. Piaget, yeni doğan bebeklerin az sayıda doğuştan gelen şemaları olduğunu düşünüyordu. Henüz dünyayı deneyimleme fırsatına erişmedikleri için başlangıçta belirli reflekslerin olduğuna inanıyordu.

Örneğin, yeni doğan bir bebeğin dudaklarına değen herhangi bir şey onun emme refleksini tetikleyebilir. Bu yüzden uzandığı yorganı, parmağını veya kucağa alındığında memeyi emmeye başladığını görebiliriz. Piaget, bunun emme şeması olduğunu varsaymıştır. Başka bir örnek, bir çocuk yalnızca küçük köpeklerle karşılaştıysa küçük ve kıllı köpekleri içeren bir köpek şeması oluşabilir.

Özümleme

Yeni bilgilerin halihazırda var olan şemalara alınmasını içeren bilişsel süreçtir. Bir önceki örneğe dönersek, çocuğun bir köpeği görmesi ve onu köpek olarak etiketlemesi özümlemeyi ifade eder. Özümleme, genellikle yeni deneyimlerin veya nesnelerin, eski deneyimlerden çok da farklı olmadığı durumlarda gerçekleşir. Yeni bir deneyimle karşı karşıya kalındığında önceden işlenen ve öğrenilen bilgilerle yeni bilgi birbirine uydurulmaya çalışılarak anlamlandırılır ve denge sağlanır. Özümlemede, şemalara alınan şey bir duyu olabileceği gibi bir deney de olabilir. Örneğin, bir çocuk bir oyuncağı eline almayı öğrendiğinde diğer nesneler için de aynı şemayı kullanır.

Uyum

Özümlemenin aksine yeni deneyimlerin, geçmiş deneyimlerden daha farklı olduğu durumlarda dengeyi sağlamak için şemaların değiştirilmesini veya ayarlanmasını içeren süreçtir. Yeni bilgiler ışığında mevcut şemalar değiştirilebileceği gibi yeni şemalar da oluşturulabilir. Bir önceki örneği ele alırsak, oyuncak ayı gibi bir nesneyi eline almayı öğrenen bir çocuk, çok daha küçük bir nesneye aynı hareketi uygulandığında başarısız olacaktır. Bunun sonucunda daha küçük nesneleri almak için işaret ve baş parmağını kullanmayı içeren bir şema geliştirebilir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Piaget, tüm çocukların bilişsel gelişim aşamalarında ilerledikçe özümleme ve uyum arasında bir denge kurmaya çalıştıklarına inanıyordu. Çünkü dengelemenin çocuklara bir düşünce aşamasından diğerine nasıl geçileceği konusunda yardımcı olduğunu düşünüyordu. Bunu şu şekilde düşünebiliriz: Eğer bir çocuk her zaman özümlemeyi kullansaydı, yeni bir bilgiyi öğrenmesi de mümkün olmazdı. Karşılaştığı her yeni şey, zaten sahip olduğu şemalara eklenirdi. Bu da uyum ve dengenin sağlanamaması ile sonuçlanırdı.

Piaget'in Dört Bilişsel Gelişim Dönemi

Piaget'in teorisi, çocukların bilişsel gelişiminin belirli aşamalar halinde gerçekleştiğini ileri sürer. Bu aşamalar şunlardır:

  • Duyusal-Motor Dönemi (0-2 yaş)
  • İşlem Öncesi Dönem (2-7 yaş)
  • Somut İşlemler Dönemi (7-11 yaş)
  • Soyut İşlemler Dönemi (11-yetişkinlik)

Her çocuk bu aşamalardan aynı sırayla geçer ve her aşama bir önceki aşamanın tamamlanması ile gerçekleşir. Aşamalar, bir önceki aşamada kazanılan becerilerin üzerine inşa edilir. Ancak çocuğun düşüncesi her aşamada niteliksel olarak farklıdır ve her aşama farklı bir zeka türünü içerir.

Duyusal-Motor Dönemi (0-2 yaş)

Bilişsel gelişimin ilk evresi duyusal-motor dönemidir. Doğum ile başlar ve 18-24 aylık olana dek sürer. Bu dönemin duyusal-motor olarak adlandırılmasının sebebi, bebeklerin dünyayı keşfetmek ve anlamak için görme, duyma gibi duyusal deneyimlerini emme, itme, tutma ve kavrama gibi fiziksel eylemlerle koordine etmesidir.

Piaget, bebeklerin belirli doğuştan reflekslerle doğduğunu ileri sürer. Öğrenilen her şey genellikle deneme yanılma yöntemine dayanır. Duyusal-motor döneminde bebekler bu refleksleri başlangıçta çevreye uyum sağlamak için kullanır. Dönemin ilerleyen evrelerinde bu refleksler yapılandırılmış, kasıtlı ve anlamlı şemalara dönüşür.

Piaget, duyusal-motor dönemi içinde 6 farklı alt evre tanımlamıştır:

Tüm Reklamları Kapat

  • Basit Refleksler: Bu evre bebeğin doğumu ile yaklaşık 2 aylık olduğu dönemi kapsar. Bu evrede bebekler genellikle reflekslerini kullanırlar. Bir bebeğin avucuna parmağınızı değdirdiğinizde parmağını kavraması bu reflekslere örnektir.
  • Birincil Döngüsel Tepkiler: Bu evre 1. aydan 4. aya kadar olan dönemi kapsar. Bu evrede bebekler rastlantısal olarak gerçekleştirdikleri eylemleri tekrarlamaya ve belirli deneyimleri yeniden yaratmaya çalışırlar. Özellikle tatmin edici davranışları tekrarlama eğilimi gerçekleşir. Örneğin, bebek ağzının kenarındaki elini veya parmağını emer. Ancak daha sonra bu davranışı tekrarlamayı denediğinde başarılı olamaz. Bebekler bu dönemde gerçekleştirdikleri eylemlerde çevreye karşı oldukça ilgisizdir.
  • İkincil Döngüsel Tepkiler: Bu evre 4. ay ile 8. aya kadar olan dönemi kapsar. Bu evrede bebekler genellikle nesnelerle ve olaylarla daha fazla ilgilenmeye başladıkları için daha kasıtlı davranışlar ortaya çıkar. Davranışların birçoğu tesadüfen keşfedilerek öğrenilir. Örneğin Piaget, kızının beşiği tekmelediğini ve bu sayede beşikte asılı olan oyuncak bebeğin sallandığını gözlemlemiştir. Muhtemelen bebek bu hareketi bebeği sallamak için yapmamıştı. Ama tekmeleme hareketi ile oyuncağın sallanması arasındaki bağlantıyı öğrenmişti. Benzer şekilde bebeğin oyuncağa vurduğunda ses çıkardığını fark ettiği için bu hareketi tekrarlaması da örnek olarak verilebilir. Ayrıca bu evrede bebekler yetişkinlerin davranışlarını veya çevredeki sesleri taklit etmek gibi eğilimler gösterebilir.
  • İkincil Döngüsel Tepkilerin Eşleşmesi: Bu evre 8. ay ile 12. ay arasındaki dönemi kapsar. Bu evrede bebeklerin çevreye olan ilgileri daha da artar. Bebeklerin davranışları daha hedef odaklı hale gelir ve hedefe ulaşmak için belirli davranışları bir araya getirirler. Piaget, bu davranışları ilk zeka belirtileri olarak kabul etmiştir. Bebekler, bu dönemde çevre ile çevreyle etkileşim içindeki nesnelerin ilişkisini ve hedefler ile engeller arasındaki bağlantıyı fark eder. Bu yüzden hedefledikleri davranışın gerçekleşmesi için söz konusu engellerin kaldırılması gerektiğini keşfeder.
  • Üçüncül Döngüsel Tepkiler: Bu evre 12. ay ile 18. ay arasındaki dönemi kapsar. Piaget, bu evreyi merak duygusunun başlangıcı olarak kabul etmiştir. Bebekler, bu evrede çevrelerinde olup bitenlere karşı oldukça ilgilidir. Bu noktada bebek aktif deneyler yapmaya başlar. Yeni olaylara girmeye ve yeni davranışlar üretmeye ilgilidir. İstenen bir sonucu elde etmek için çeşitli davranışlarda bulunabilirler. Bu davranışlar işe yaramazsa veya farklı sonuçlara ulaşılmak istenirse yeni davranışlar geliştirebilirler. Bunlar tesadüfi veya kendiliğinden değil, amaca yönelik davranışlardır. Piaget, bu durumu bebeklerin neden-sonuç ilişkisini kavramaya başlaması olarak ele almıştır.
  • Şemaların İçselleştirilmesi: Duyusal-motor döneminin son evresi 18. ay ile 24. ay arasındaki dönemi kapsar. Bebekler bu evrede çevrelerine yönelik taklitleri artırırlar. Göz önünde olmayan nesne ve olayların temsili zihinlerinde oluşur. Bu, nesneler ve olaylar arasında daha güçlü bağlantılara sebep olur. Problemleri çözmek için zihinsel kombinasyonlara güvenmeye ve bir şeyler yapmanın yeni yollarını bulmaya başlarlar. Problemleri çözmek için birçok farklı girişime girmek yerine, dikkatli bir şekilde eylemlerini seçmeye başlar.
Shutterstock

Nesne Sürekliliği

Duyusal-motor döneminin en büyük zihinsel kazanımı nesne sürekliliğinin keşfedilmesidir. Nesne sürekliliği basitçe, nesnelerin gözden kaybolmalarına rağmen hala var olmaya devam ettiklerini anlayabilme becerisidir. Bu beceri bebeklerde yaklaşık 8. ayda gelişir. Piaget, bunu bilişsel gelişim için önemli bir unsur olarak kabul etmiştir. Çünkü bebekler nesnelerin kendilerinden ayrı ve farklı varlıklar olduğunu ve algıları dışında da var olduklarını öğrendiklerinde nesnelere isim vermeye başlayacaklardır. Bu, aynı zamanda nesneleri veya duyguları temsil etmek için kelimelerin kullanılabileceğini fark etmelerine sebep olduğundan dilin de ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Bu da erken dil gelişiminin başlangıcı olarak kabul edilebilir.

Bilişsel gelişimin ilk aşaması olan duyusal-motor dönemi, bebeklerin çözümü fiziksel olarak test etmek zorunda kalmadan problemler üzerinde düşünme ve zihinsel olarak eylemlerini koordine edebilme yeteneği geliştirmesiyle sona erer.

Bu konuda daha fazla bilgiyi buradaki yazımızdan alabilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat

İşlem Öncesi Dönem (2-7 yaş)

İşlem öncesi dönem 2 ila 7 yaşları arasında arasındaki zaman dilimini kapsar. Dil gelişiminin temelleri bir önceki dönemde atılmış olsa da dilin ortaya çıkışı işlem öncesi dönemin en önemli özelliklerden biridir. Bu dönemde çocuklar, bebeklik döneminin aksine duyular ve sınırlı davranışların ötesinde dünyayı kelimeler, çizimler ve imgeler ile temsil etmeye başlarlar. İşlem öncesi dönemin başlarında soyut temsil becerisi gelişmeye başlar. Örneğin çocuk, bir karton kutuyu veya tahta parçasını bir ev olarak düşünebilir. Benzer şekilde geçmişte meydana gelen bir olayı canlandırabilir veya şu anda odada olmayan biri hakkında konuşabilir.

Bu dönemde çocuklar benmerkezcidir, bu yüzden olaylara başkalarının gözünden bakamazlar. Örneğin, bir masanın köşesine siz, diğer köşesine bir çocuğun oturduğunu düşünelim. Masanın ortasında duran nesnenin siz tarafından nasıl gözüktüğü çocuğa sorulursa, muhtemelen onun gördüğü biçimde gördüğünüzü düşünecektir. Benzer şekilde bu dönemdeki bir çocuk ebeveyniyle telefonda konuşurken “yeni şapkam nasıl” diye sorabilir.

Bu dönemde çocuklarda sıklıkla gözlemlenen şey ise animizmdir. Bir çocuk, cansız bir nesneye sanki canlıymış gibi davranabilir veya onları canlı olarak algılayabilir. Çocukların oyuncak bebekleriyle konuşması buna örnek olarak verilebilir. Canlılık kavramı, her çocuk için farklı anlamlara gelebilir. Örneğin balıkları hareket ettikleri için canlı saydığı gibi rüzgarı, ayı veya güneşi de canlı olarak sayabilir. Ancak hareketleri dış etkilere bağlı olduğu için bisiklete veya gemiye canlılık sıfatını yüklemeyebilir.

Korunum problemi çözmede çocukların yetersiz kalması yine bu dönemde sıklıkla rastlanan durumlardan biridir. Korunum ilkesi basitçe, herhangi bir nesnenin fiziksel biçimi veya mekandaki durumunda değişiklik olduğunda, nesnenin miktar, hacim, alan ve sayı gibi özelliklerinde değişim olmayacağını ifade eder. Örneğin, iki geniş bardağa aynı miktarda su doldurduğumuzu düşünelim. Bardaklardan birindeki suyu, daha dar ve geniş bir suya alırsak, bir çocuk dar bardaki su miktarının çok daha fazla olduğunu düşünecektir. Benzer şekilde bir oyun hamurunun iki eşit parçaya bölünmesine rağmen parçalara farklı şekiller verilmesi yine çocukların nesne hakkındaki düşüncelerini etkileyecektir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Klinik Onkoloji El Kitabı
  • Boyut: 14 x 20
  • Sayfa Sayısı: 750
  • ISBN No: 9779758624875
Devamını Göster
₺520.00
Klinik Onkoloji El Kitabı
  • Dış Sitelerde Paylaş

Somut İşlemler Dönemi (7-11 yaş)

Somut işlemler dönemi 7 ila 11 yaşları arasındaki dönemi kapsar. Bu dönemde çocuklar daha fazla sayıda sonuç ve bakış açısını göz önünde bulundurabilir ve bu yüzden problem çözme konusunda daha yetenekli olabilir.

Korunum ilkesinin çocuk tarafından kavranması somut işlemler döneminin en önemli kazanımlarından biridir. Bu dönemdeki bir çocuk maddedeki dış özelliklerin değişimine rağmen iç özelliklerinin aynı kaldığını anlayabilir. Bir önceki bölümde verdiğimiz örneği düşünürsek bu dönemdeki çocuklar nesnenin fiziksel biçimindeki bir değişimin miktarında, hacminde veya sayısında bir değişim olmayacağını bilir. Piaget’e göre çocuklar önce miktarın (6-7 yaş), sonra ağırlığın (9-12 yaş), sonra da hacmin (11-12 yaş) korunumunu edinirler.

Soyut İşlemler Dönemi (11+ yaş)

Piaget’in teorisinin son aşaması soyut işlemler dönemi yaklaşık 11 yaşlarında başlar. Bu dönemde ergenler, soyut düşünme yeteneği geliştirir. Nesneleri daha karmaşık şekillerde sınıflandırma yeteneği ve daha yüksek düzeyde akıl yürütme kapasite kazanırlar. Mantıksal ayrımlar yapabilir ve tümdengelim kullanabilirler. Örneğin daha küçük yaştaki çocuklar hem annesi hem de babası köpeklerden korkmadığı için kendisinin de köpeklerden korkmaması gerektiğini içeren tümevarım türü düşüncelere sahiptir. Bu dönemdeki ergenler ise tümdengelim kullanmaya başlayarak aynı bir yetişkin gibi her iki akıl yürütme biçimini de kullanabilir.

Bu dönemde ergenler Piaget’in bireyin uyum sağlama çabası olarak ifade ettiği soyut düşünme becerisini kazanır. Daha küçük yaştaki çocukların aksine daha karmaşık problemleri mantıklı bir şekilde çözebilmek için muhakeme becerilerini kullanabilirler. Soyut fikirler ve durumlar hakkında düşünebilirler. Gerçek dünya koşullarının varlığı olmadan belirli fikirlerin mantığını kendi içlerinde değerlendirebilirler.

Sonuç

Piaget’in teorisi bilgi ve zeka gelişiminin aktif bir süreç olduğunu ortaya koymuş ve çocukların entelektüel gelişimini anlamamıza yardımcı olmuştur. Piaget’in bilişsel gelişim teorisi, birçok farklı gelişim teorisinden yalnızca biri olsa da gelişim psikolojisi üzerinde büyük bir etkisi olmuştur. Bu teori, öğrenme yöntemlerini ve çocukların nasıl bir dünya anlayışına sahip olduğuna dair algıyı değiştirmiştir. Öne sürdüğü kavramlar, özellikle eğitim alanında çocuklarla iletişim kurma ve çocukları anlama konusunda pratik kullanımlar ortaya koymuştur.

Bu faydalarla birlikte Piaget’in teorisi bazı sebeplerden dolayı eleştirilmiştir. Örneğin Piaget, teorisinde biyolojik olgunlaşma ve bilişsel gelişimin evrensel aşamalarına aşırı derecede odaklanmıştır. Bu yüzden, sosyal ortam ve kültürün bilişsel gelişim üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurmamıştır.

Teori, Piaget’in tek başına yürüttüğü gözlemlere ve topladığı verilere dayandığı, bu yüzden de kendi öznel yorumunu içerdiği için de eleştirilmiştir. Ayrıca Piaget, çocukların entelektüel gelişimi hakkındaki genel ilkeleri çıkartırken kendi çocukları ve meslektaşlarının çocukları üzerinde incelemelere başvurmuştur. Teorisi çoğunlukla sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ailelerin çocuklarını içerdiği için araştırmacılar verilerin genellenebilirliğini sorgulamıştır.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 14
  • Muhteşem! 5
  • Bilim Budur! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • İnanılmaz 1
  • Umut Verici! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/07/2024 04:03:56 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13148

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Böcekler
Ara Geçiş Türleri
Deniz
Epigenetik
Einstein
Kuşlar
Nüfus
Dalga Boyu
Entomoloji
Viral
Kurt
Mavi
Jeoloji
Zaman
Bilgisayar
Tedavi
Yaşamın Başlangıcı
Bilgi
Transkripsiyon
Bağışıklık
Malzeme
Ecza
Nöroloji
Fare
Bilinç
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
E. Kocabey, et al. Piaget'in Bilişsel Gelişim Teorisi Nedir? Çocuklar, Farklı Yaşlarda Yeni Şeyleri Nasıl Öğrenir?. (2 Kasım 2022). Alındığı Tarih: 27 Temmuz 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/13148
Kocabey, E., Bakırcı, Ç. M. (2022, November 02). Piaget'in Bilişsel Gelişim Teorisi Nedir? Çocuklar, Farklı Yaşlarda Yeni Şeyleri Nasıl Öğrenir?. Evrim Ağacı. Retrieved July 27, 2024. from https://evrimagaci.org/s/13148
E. Kocabey, et al. “Piaget'in Bilişsel Gelişim Teorisi Nedir? Çocuklar, Farklı Yaşlarda Yeni Şeyleri Nasıl Öğrenir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 02 Nov. 2022, https://evrimagaci.org/s/13148.
Kocabey, Enes. Bakırcı, Çağrı Mert. “Piaget'in Bilişsel Gelişim Teorisi Nedir? Çocuklar, Farklı Yaşlarda Yeni Şeyleri Nasıl Öğrenir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, November 02, 2022. https://evrimagaci.org/s/13148.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close