Bir Komplo Teorisyeni Nasıl İkna Edilir?
Komplo Teorisyenleri genellikle ikna edilmesi en zor kişilerdir, çünkü herkes UFO'lara inanmasa ya da ruhsal bilgilere güvenmese de, birçok kişi komplolara inanabilmektedir, çünkü daima bir şeylerin gizlendiğini ve büyük oyunların döndüğünü düşünerek bir tür güvensizlik hissiyatına sahip olabilmektedirler. Bu aslında gayet anlaşılır bir şeydir, ancak birçok durumda Siyaset, Ekonomi, Tarih ve hatta Bilim dünyasında bile bilgi kirliliğine ve asıl gerçeklerin kenara itilmesine sebep olmaktadır. Eğer bir paylaşımda Dünya'yı yöneten elitler, büyük olayların arkasında gizli örgütler, üretilip yayılan hastalıklar, saklanan tedaviler, önemli insanların suikastı, Yahudilerin gizli planları, halka söylenmeyen süper teknolojiler, uzaylılarla yapılan antlaşmalar, GDO ile yaratılan tehlikeler, film ve müzik endüstrisinde sübliminal mesajlar, insanların zihnini kontrol etme isteği ve iklimi ele geçirme gibi konular bulunuyorsa, büyük ihtimalle komplo içerikli bir paylaşımla karşılaştığınızı söyleyebiliriz.
Sizce Düz Dünya'ya inanan birisine NASA'ya ait bir fotoğrafı gösterdiğinizde size "Ah tamam, artık küresel olduğuna inanıyorum" der mi? Bazı skeptikler oturup "Anlamıyorum, bunca kanıta rağmen nasıl inkâr ediyorlar?" diye kafaları kurcalanabiliyor. Bunu şöyle düşünün: Sigara içen bir arkadaşınıza sigaranın tüm zararlarını saydığınızda, sizce "Bugün bırakıyorum!" diyerek ani bir karar verir miydi? Hepimiz cevabın burada kocaman bir "Hayır" olduğunu biliyoruz. Komplo teorilerinde de durum böyledir. İstediğiniz kadar kaynakça gösterin ve kanıtlar sunun, bu şekilde ikna edemezsiniz, çünkü onlara göre bunlar sizin gerçekleriniz (her ne kadar gerçekler göreceli olmasa bile). Evrim Ağacı'nda yayınladığımız makaleler ile neden bazı iddiaların hatalı olduklarını açıklıyoruz, ancak bunları insanları ikna etmekten öte meraklı okurlar için paylaşıyoruz, yoksa biz de belirli düşüncelere sahip insanların yazılarımızı okuduktan sonra hemen fikir değiştireceklerine inanmıyoruz. Bu naif bir beklenti olurdu.
Peki Nasıl Tartışılır?
Umutsuz bir vaka gibi görünse de, hepimiz eskiden sahip olduğumuz bazı düşünceleri zaman içerisinde birbirinden farklı argümanlarla karşılaşarak değiştirmişizdir (5 sene önceki halinizle bugün aynı mısınız?). Bu sebeple "ikna edilmesi imkansız" diyebileceğimiz bir birey yoktur. Katı görüşlü, inatçı ve aşırı zorlayıcı kişilikler olabilir, ama sonuçta uğraştığımız kişi bir insandır, organik bir yapıdır ve bir beyne sahiptir. Bazılarımız yaşlılar için bile "Artık çok geç, tüm inançları ve düşünceleri yerleşmiş durumda, bu saatten sonra onun fikrini istesen de değiştiremezsin" diyebiliriz, ancak araştırmalar bunun da doğru olmadığını göstermektedir.
Bu sebeple öncelikle sakin olun, derin bir nefes alın, tavrınızı koruyun ve duyduklarınız sizi çılgına döndürse bile sesinizi yükseltmeyin ve bu şekilde kendinizi haksız konuma düşürmeyin. Çünkü siz nasıl ki karşınızdaki kişinin bir yanılgı içerisinde olduğunu düşünüyorsanız, o da aynısını sizin için de düşünmektedir. Adeta karşılıklı bir "Hayır, asıl sen uyan ve gerçeklerin farkına var!" oyunu oynanıyor. 2014 senesinde bilim tutkunu ve konuşmacı Bill Nye, ABD'de bulunan Yaratılış Müzesinde (İng: Creation Museum) yaratılışçı Ken Ham ile seyircinin ve kameraların karşısında yaşamın kökeni üzerine bir tartışma gerçekleştirdiler. Evrimi savunan Nye'ın tarafındaki bazı bilimseverler bu tartışmayı "gereksiz, vakit kaybı, uğraşmaya değmez" gibi sözlerle yorumlamışlardır. Elbette Ham'in para kazandığı bu işletmeden fikrini değiştirerek ve "Özür dilerim sevgili takipçiler, yanılmışım, burayı kapatıyorum" diyerek evine gitmeyecektir, belki de asla düşüncelerinden vazgeçmeyecektir, ancak her iyi tartışmacının da bildiği gibi, rakibinizi yenemezseniz bile sizi izleyenlerin olduğunu da unutmayın. Karşımızdaki insanla tartışırken hepimiz savunma mekanizmalarımızı çalıştırmaya başlarız, ancak bizi izleyen seyirci bizimle doğrudan etkileşimde olmadıkları için birer gözlemci konumunda olmaktadırlar. Bu şekilde binlerce insan fikrini değiştirmiştir. Bu yüzden hiç kimse bu tartışmaların boş birer uğraş olduğunu söyleyemez. Elbette demek istedikleri şey "Bir astronom ve astrolog aynı programa çıkınca sanki eşit düzeydelermiş gibi bir izlenim yaratıyor" tarzındadır ancak her açıdan tartışmalar ve eleştiriler bir toplumun ilerleyebilmesi için kıymetli ve gerekli diyaloglardır.
Bununla birlikte, karşınızdaki kişiye empati gösteremiyorsanız, işiniz daha da zordur demektir. Çünkü ortak bazı noktalar keşfetmeniz size karşı daha sempatik yaklaşmasını sağlayacaktır. Satış ve pazarlama teknikleri arasında bile anlaşmaya vardığınız bir müşteriyle iş dışı ortak noktalar bulmanız size daha yakın ve sıcak davranmasına neden olacaktır. Belki siyasi konularda anlaşamadığınız bir arkadaşınız vardır, ama belki aynı futbol takımını tutuyor ve aynı filmlerden hoşlanıyorsunuzdur. Bunları da konuşmalarınızın arasında dile getirmek aradaki tartışmayı yumuşatacaktır. Özellikle "Sizi anlıyorum, bu ve şu konularda hak veriyorum..." gibi cümleler de sarf etmeniz daha da etkili olacaktır, karşınızdaki insanı dinlendiğini hissettirmiş olacaksınız. Beyinimiz düşüncelerimizin başkaları tarafından da onaylandığını görmek istiyor. Eğer komplolar dünyası içerisinde eskiden kaybolmuş bir insan iseniz, karşınızdaki insanı daha iyi anlayabileceksiniz. İşte bu yüzden muhafazakâr yapılı inançlı kesim bir başkası tarafından ikna olmaktan öte bizzat kendi inançları içinden gelmiş bir eleştirmene daha çok kulak verebilmektedirler.
Bir komplo teorisyeni sıradan bir insan gibi değildir. Araştırmacı bir kimliğe sahiptir. Elbette araştırmalarını yaparken önyargılı davranıp ihtiyacı olan kısımları seçebilir ve birbirinden absürt iddiaları birbiriyle ilişkilendirebilir, ancak onunla konuşurken bir aptalmış gibi muamale yapmanız doğru olmaz. Çünkü kendisi körce yaşamak yerine çevresindeki sistemi ve oluşumları sorguluyor, insanların uyanmasını istiyor ve yaydığı bilgilerle topluma bir fayda sağladığına inanıyor. Onun karşısında durmanız, sanki önüne bir engel koymaya çalışan ve bizzat eleştirdiği sistemlerin bir kuklası olan birisi gibi görünmüş oluyorsunuz. Örneğin ABD ile ilgili hatalı bir iddiaya yanıt verdiğinizde, hiç ima etmemenize rağmen bir ABD sempatizanı ilan ediliyorsunuz ya da tıp dünyasıyla ilgili hatalı bir iddiayı ele aldığınızda siz de Big Pharma'nın (söylenenlere göre kazanç sağlamak amacıyla kasıtlı olarak toplumun sağlığını kötü etkileyenlerin bulunduğu oluşum) bir savunucusu olarak görülüyorsunuz.
Eğer bir konuyu düzgünce öğrenmek istiyorsanız, ona dair bildiğiniz her şeyi bir kenara bırakıp en başından başlamalısınız. Hem savunan hem de eleştiren tarafları gözden geçirmelisiniz. Böylece daha sağlıklı sonuçlara varmış olacaksınız. İşte bunu da karşınızdaki kişiye de izah etmeniz gerekecektir. Ona bir sürü makale, belgesel ve kaynakça atmanız bir işe yaramayacaktır, hatta zahmet edip göz atmayacaktır bile, çünkü ona yardım etmeye değil, onu haksız göstermeye çalışan kötümser bir insan gibi görünürsünüz. Bu paylaşımların yapıldığı konuşmalara geçebilmeniz için önce aradaki gerginliği yumuşatma aşamasını geçmelisiniz. Eğer illa "Nasıl bir şey demeliyim ki?" diye soruyorsanız, size basit bir örnek gösterelim:
"Seni anlıyorum, eskiden ben de bu iddialara inanırdım. Bunları araştırman çok güzel, keşke daha fazla insan senin gibi bu konuları sorgulasa, ama sen de biliyorsun ki bazen araştırma yaparken taraflı olabiliyoruz, ben de olabiliyorum. Ama şundan eminim ki tartışmalı konularda en başından başlamak en iyisidir. Hiçbirimiz yanlış şeylere inanmak istemeyiz ve edindiğimiz bilgilerin doğruluğundan emin olmak isteriz. Bunun için de hem savunan, hem eleştiren hem de tarafsız olan kaynaklara bakmak daha sağlıklı olacaktır. Kim bilir, belki ben de fikrimi bu süreçte değiştiririm, aynısını senin de yapmanı tavsiye ederim. Çünkü akıllı bir insansın. Seninle karşılıklı olarak bildiklerimizi ve öğrendiklerimizi paylaşabiliriz. Belki aynı sonuca ulaşacaksın ama arada daha önce bilmediğin yeni şeyler de öğrenebilirsin, böylece daha kuvvetli argümanlar kurabilirsin ve davanda kendini daha çok göstermiş olursun. Sana kolaylıklar dilerim dostum."
Ve unutmayın, hiç kimse tek gecede düşüncelerini değiştiremez. İnsan beyni bir bilgisayar sistemi gibi değildir. Sabırlı olmanız ve karşınızdaki insana vakit tanımanız bu yüzden önemlidir. Bugün size şiddetle bir iddiayı savunan kişi birkaç ay sonra "Kusura bakma, o zamanlar baya tutkuluydum bu konuda, ama şimdi hatamı anlıyorum" diyebilecektir. Değişim yavaş bir süreçtir, bu bazı durumlarda kötü ve bazı durumlarda iyi bir şeydir...
- En Yakınımızda Bulunan 10 Milyon Yıldızın Hiçbirinde Bir Medeniyet Bulunmuyor Olabilir!
- Dev İnsanların Yaşadığını İspatladığı Söylenen İskeletler, Bir İnternet Yarışmasında Üretilen Photoshop Çalışmalarından İbaret!
- Melanize Mantar Enfeksiyonu (Fayohipomikoz) ve Tinea Nigra: Bazı İnsanların Elindeki Kahverengi Lekeler, "Cinlerin Kına Yakması" Nedeniyle mi Oluşuyor?
Daha fazla bilgi için Skeptikler Kılavuzu'muza bakmanızı tavsiye ederiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 11
- 6
- 4
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Tugsan. Komplo Teorileri – 1: Her Derde Deva. (14 Ağustos 2012). Alındığı Tarih: 24 Ekim 2018. Alındığı Yer: Yalansavar | Arşiv Bağlantısı
- M. Shermer, et al. Conspiracy Theories. (24 Ekim 2018). Alındığı Tarih: 24 Ekim 2018. Alındığı Yer: Skeptic.com | Arşiv Bağlantısı
- D. Ludden. Why Do People Believe In Conspiracy Theories?. (6 Ocak 2018). Alındığı Tarih: 24 Ekim 2018. Alındığı Yer: Psychology Today | Arşiv Bağlantısı
- M. Popova. How To Criticize With Kindness: Philosopher Daniel Dennett On The Four Steps To Arguing Intelligently. (28 Mart 2014). Alındığı Tarih: 24 Ekim 2018. Alındığı Yer: Brain Pickings | Arşiv Bağlantısı
- TED-Ed, et al. The Origin Of Countless Conspiracy Theories. (24 Ekim 2018). Alındığı Tarih: 24 Ekim 2018. Alındığı Yer: TED | Arşiv Bağlantısı
- BilimFili, et al. Bilimfili Podcast 4: Bilim İnkârcılığı. (20 Mart 2018). Alındığı Tarih: 24 Ekim 2018. Alındığı Yer: BilimFili | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 15/11/2024 02:03:17 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5003
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.