Periyodik Tablodaki Tüm Elementleri Toplayabilir misiniz? Toplasanız, Ne Olurdu?
Periyodik tablo, evrendeki her şeyi oluşturan kimyasal elementlerin sınıflandırılması için geliştirilmiş bir tablodur. Bir Rus kimyacı ve mucit olan Dmitri Mendeleev ve Alman bilim insanı Julius Lothar Meyer periyodik tablonun “babası” olarak kabul edilir.
Günümüzde element koleksiyonculuğu yapan insanlar bulunmaktadır. Birçok element koleksiyoncusu, kimyasal elementlerin kendine özgü kullanımlarını bulmaktan zevk alır. Bazı toplayıcılar, elementleri bir bileşik veya alaşım hâlinde toplamaktan kaçınırken (çünkü bu, bulmayı bir nebze olsun kolaylaştırır); diğerleri bunu kabul edilebilir bulmaktadır. İnternette, saf elementlerden yapılmış madeni paralar veya yoğunluk küpleri (İng: "density cubes") adı verilen minik küpler açık artırma sitelerinde satılmaktadır.
118 elementten 30'u (helyum, karbon, alüminyum, demir ve azot gibi) yerel perakende mağazalarından saf hâlde satın alınabilir. Bazı elementler, günlük hayatta kullandığımız eşyalardan ayrıştırılarak bulunabilir. Örneğin, duman dedektörlerinde küçük miktarlarda amerikyum örneği elde edebilirsiniz. Sonuç olarak, elementlerin yaklaşık 80'ini bulmak mümkündür. Eğer sağlığınızı, can güvenliğinizi riske atmayı ve tutuklanmayı göze alıyorsanız, bu sayı 90’a kadar çıkabilir. Geri kalanlar ise aynı anda birkaç atomdan fazlasını toplamak için fazlasıyla radyoaktif veya kısa ömürlüdür.
Yani anlayacağınız, element toplama hobisi, birçok zorluğu da beraberinde getirir. Peki... Ya yapabilseydik? 118 elementin her birini toplayabilseydik, ne olurdu?
118 Elementi Toplamak...
Her elementten oluşan 1 metreküplük küplerimiz olduğunu varsayalım.
Birinci Periyot
Birinci satırda (periyot) işimiz çok basit olacaktır. Hidrojen küpümüz, bir balon gibi yukarı doğru yükselir ve dağılır. Aynı şey helyum için de geçerli olacaktır. Bu iki element, partiden her zaman erkenden ayrılan arkadaşlarımıza benzer.
İkinci Periyot
İkinci satırda yeterince dikkatli olmazsak, öksürmeye başlar ve nefes almakta güçlük çekeriz. Lityum havayla temas eder etmez kararır. Berilyum oldukça zehirlidir bu nedenle, soluduğumuz havaya tozu dahi girmemelidir. Bu yüzden çok dikkatli olmamız gerekir. Oksijen ve azot, diatomik (iki atomlu molekül) hâldelerse yavaşça dağılırlar. Eğer küpümüz tek atomlardan oluşuyorsa, atomlar anında birleşir ve binlerce dereceye kadar ısınırlar. Neon havada süzülürken, soluk sarı flor gazı zemine yayılacaktır.
Flor, periyodik tablodaki en reaktif ve en aşındırıcı elementtir. Saf flora maruz kalan hemen hemen her madde kendiliğinden alev alır. Nemle temas ettiğinde, aşındırıcı hidroflorik asit (HF) oluşturur. Bu gazdan eser miktarda bile nefes aldıysanız, burnunuza, akciğerlerinize, ağzınıza, gözlerinize ve nihayetinde size ciddi şekilde zarar verir. Bu durumda kesinlikle bir gaz maskesine ihtiyacımız olacaktır fakat florun birçok potansiyel maske malzemesini erittiğini de unutmamak gerekiyor.
Üçüncü satırda işler sarpa sarmaya başlar.
Üçüncü Periyot
Buradaki en büyük baş belası fosfor olacaktır. Saf fosfor, doğada birkaç şekilde bulunur: Kırmızı fosforun kullanımı oldukça güvenlidir. Beyaz fosfor, hava ile temas ettiğinde, kendiliğinden tutuşur. Söndürülmesi zor alevlerle yanar ve oldukça zehirlidir. Öte yandan sülfür, normal şartlar altında bir sorun oluşturmayacaktır, en kötü ihtimalle kötü kokar. Bununla birlikte kükürt, solunda oldukça ısrarlı bir şekilde yanan fosfor ile sağındaki klor ve sağ üstündeki flor arasında sıkışmıştır. Saf flor gazına maruz kaldığında, kükürt benzeri birçok madde hızla tutuşur.
İnert argon, havadan daha ağırdır; bu yüzden sadece etrafa yayılır ve zemini kaplar. Bu noktada argon için endişelenmenize gerek yok; çünkü daha büyük sorunlarımız var. Çıkan şiddetli yangın, kükürt heksaflorür (SF6) gibi korkunç kimyasallar üretecektir. Deneyi iç ortamda yapıyorsak, zehirli dumandan boğuluruz ve bulunduğumuz bina yanabilir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Başımıza yeterince bela almadığımızı düşünüyorsak ve hâlâ hayattaysak, sonraki satırlarda bizleri daha fazlası bekliyor.
Dördüncü Periyot
Dördüncü satırdayız. Arsenik... Kulağa korkutucu geliyor. Bunun sebebi, neredeyse tüm karmaşık yaşam biçimleri için zehirli olmasıdır. Küçük miktarlardaki arsenikle başa çıkabilecek olsak da çoktan alev almış fosfor, kendiliğinden yanmaya eğilimli olan potasyumla birleşir ve arseniği tutuşturur. Bu reaksiyondan büyük miktarda arsenik trioksit (As2O3) açığa çıkar. Bu gaz oldukça zehirlidir.
Yangın esnasında eriyen galyum, alüminyuma nüfuz ederek elementin yapısını bozar ve onu ıslak kâğıt kadar yumuşak ve zayıf hale dönüştürür. Şu ana kadar yarattığımız yangının üreteceği toksik bileşiklerin miktarı, bu noktada hesaplanamayacak kadar büyüktür.
Beşinci Periyot
Beşinci satır, ilk radyoaktif maddemizi içeriyor, teknesyum (Tc).
Teknesyum, kararlı izotopları olmayan bir elementtir. Gün boyunca solunan toz halindeki teknesyum, kesinlikle bizi öldürebilir. Beşinci satırı oluştururken başımıza açacağımız belalar dördüncü satırdakilerden farklı olmayacaktır.
Altıncı Periyot
Altıncı sırayı oluşturmaya başlamadan önce uyaralım: Ne kadar dikkatli olursanız olun, altıncı satır sizi kesinlikle öldürecektir.
Periyodik tablonun altıncı satırı, prometyum, polonyum, astatin ve radon dâhil olmak üzere birkaç radyoaktif element içerir. Astatin, bu elementler arasında kötü olanıdır. Neye benzediğini tam olarak bilemediğimiz astatin, doğada en az bulunan elementtir. Doğada, kararlı hiçbir izotopu mevcut değildir. En uzun yaşayan izotopu yalnızca 8,1 saatlik bir yarı ömre sahiptir. Bu nedenle, çıplak gözle görünebilir şekilde kimse tarafından gözlenememiştir. O kadar radyoaktiftir ki (yarı ömrü saat olarak ölçülür), büyük bir parçası kendi ısısıyla hızla buharlaşır.
Ayrıca, astatin için bir malzeme güvenlik bilgi formu (İng: MSDS, Material Safety Data Sheet) bulunmamaktadır; dolayısıyla onu sağlıklı bir şekilde nasıl depolamamız gerektiğinden bile emin değiliz. Ama eğer astatin için bu form hazırlanmış olsaydı, muhtemelen üzerinde defalarca "HAYIR, KULLANMAYIN, NE OLUR" kelimeleri karalanmış olurdu.
Teorik olarak, koleksiyonumuza yerleştirmek istediğimiz 1 metreküplük astatin küpümüz, şimdiye kadar Dünya üzerinde sentezlenen astatinden daha fazla astatin içerirdi; fakat anında aşırı ısınmış bir gaza dönüşür ve yakınındaki herkesi bulunduğumuz binayla birlikte yok ederdi. Sıcak gaz bulutu hızla gökyüzüne yükselip ısı ve radyasyon yayardı.
Astatin, polonyum ve diğer radyoaktif elementlerle kaplanmış toz ve enkaz, yağmur olarak yağar ve rüzgâr yönünde bulunan tüm mahalleleri tamamen yaşanmaz hale getirirdi. Göz kırpmanın birkaç yüz milisaniye sürdüğü düşünüldüğünde, göz açıp kapayıncaya kadar ölümcül düzeyde radyasyona maruz kalır ve akut radyasyon sendromundan ölürdük.
Transuranik Elementler
Periyodik tablonun altında, transuranik elementler adı verilen bir sürü garip element vardır. Uzun zamandır, çoğunun "unununium" gibi geçici isimleri vardı, ancak yavaş yavaş kalıcı isimler verilmektedir. Bu elementlerin çoğu o kadar dengesizdir ki sadece parçacık hızlandırıcılarda yaratılabilirler ve birkaç dakikadan fazla var olmazlar. Eğer 100.000 adet livermoriyum (Lv) atomumuz olsaydı, bir saniye sonra sadece 1 adet kalmış olurdu ve birkaç yüz milisaniye sonra o da kaybolurdu. Maalesef deneyimizde, transuranik elementler sessizce yok olmayacak, aksine saniyeler içinde radyoaktif olarak bozularak muazzam miktarda enerji açığa çıkaracaklardır.
Meydana çıkan enerji seli, bizi ve periyodik tablonun geri kalanını anında plazmaya çevirir, sürekli devam eden patlamalar sonucu, şehrin üzerinde bir mantar bulutu yükselirdi. Duman, stratosfer boyunca uzanır ve kendi ısısıyla yüzerdi. Nüfusun yoğun olduğu bir bölgede olsaydık, patlamadan kaynaklanan ani kayıplar şaşırtıcı olurdu, ancak serpinti nedeniyle uzun vadeli kirlenme tüm dünyaya yayılır ve Çernobil felaketinin sebep olduğundan binlerce kat daha fazla radyoaktivite salınımına sebep olurdu.
Bu nedenle, yeni bir hobi seçmek istiyorsak, toplanacak çok daha iyi şeyler olduğunu aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 29
- 26
- 16
- 14
- 11
- 10
- 8
- 7
- 5
- 2
- 1
- 1
- Türev İçerik Kaynağı: What If?: Serious Scientific Answers to Absurd Hypothetical Questions | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 04:32:29 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9158
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.