Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Paris Sendromu: Paris Seyahatinize Yönelik Abartılı Beklentileriniz, Yaşadığınız Hayal Kırıklığı Sonucu Psikolojik Sorunlara Dönüşebilir mi?

5 dakika
14,453
Paris Sendromu: Paris Seyahatinize Yönelik Abartılı Beklentileriniz, Yaşadığınız Hayal Kırıklığı Sonucu Psikolojik Sorunlara Dönüşebilir mi? Pixabay
Paris: Herkesin Hayallerini Süsleyen Şehir
Tüm Reklamları Kapat

Paris Sendromu, Paris'i ilk kez ziyaret eden turistlerin, şehrin hayal ettikleri gibi bir şehir olmadığını fark ettiklerinde deneyimledikleri fiziksel ve psikolojik semptomlara verilen bir isimdir. 2011 yazında, çoğu Japon olan 20 kadar insan, Paris'in beklentilerini karşılamaması sonucu Paris Sendromu'na yakalandılar. 1988-2004 yılları arasında 63 Japon turistin bu sendroma yakalandığı vurgulanmaktadır; bunların %50'si 20-30 yaş arasındadır ve 48'inde şizofrenik ve diğer psikotik bozukluklar görülmüştür.

Yazın sona ermesi, Paris'te turist sezonunun sonuna geldiğimizi işaret eder. Nihayet Paris ferahlayacak desek de sezonun herhangi bir zayiat olmadan biteceğini düşünmeyin. Her yıl 20'den fazla turistin yakalandığı Paris Sendromu, her yere Le Chat Noir posterleri asan üniversiteli kadınlara özgüymüş gibi görünse de, özellikle Japon turistleri, Işıklar Şehri gezileri boyunca rahatsız eden, ciddi bir hastalık olma potansiyeline sahiptir.

Paris ve Sendromu

Eğlence sektörünün Paris'i temsili, dar bir pencere ile sınırlı. 2. Dünya Savaşı'ndan önceki dönem söz konusu olduğunda bile, ekranda idealize edilmiş bir Paris görüyoruz. Çoğu insan Paris'in izledikleri filmlerdeki gibi eski olduğu halde güzelliğini koruyan, yabancıları kucaklayan ve kültürel zenginliklerle dolup taşan bir şehir olduğunu düşünüyor. Bir reklam Paris'te çekiliyorsa, genç ve güzel bir kadın bisikletiyle Şanzelize'de bir kafede makaron yer. Tüm şehrin Chanel No. 5 koktuğunu ve devletin her köşede bir pandomim sanatçısı olmasını şart koştuğunu düşünürüz.

Tüm Reklamları Kapat

Japonya'da medya tarafından çizilen Paris görüntüsü, sokaklarda gezinen; fit, şık ve inanılmaz derecede zengin insanlarla sınırlı. Dünya'nın hiç bir yerinde Paris bu kadar karikatürize edilmiş değil. Japon medyasına göre bir Parislinin üç uğrak yeri: bir kafe, Eyfel Kulesi ve Louis Vuitton mağazası. Her ulustan insan, Paris'i güvercinlerin parklarda gezindiği ve garsonların servis sırasında şarkı söylediği bir şehir olarak görmek istese de, Paris bazen acımasız olabiliyor.

Her şehir gibi Paris'in de sosyal problemleri var: suç, çevre kirliliği, eşitsizlik ve turistlerin gözüne en çok çarpan sorun olan dostane olmayan Parisliler... Parisliler yabancılara anlayışsız; hatta küçümseyici davranmakta sınır tanımıyorlar. Eğer Fransızca bilmiyorsanız varlığınızdan bile rahatsız olan insanlarla pek çok rahatsız edici ve yorucu konuşma yapmaya hazır olun. Şehrin hizmet sektörü, yabancılara kötü davranmasıyla ünlüdür. Toplu taşıma bile turistleri hayal kırıklığına uğratabiliyor. Filmlerde gördüğümüz antik metro duraklarındaki sevimli metro araçları yerine, akordeon seslerinin ve bebek çığlıklarının yankılandığı kalabalık ve sıcak vagonlar karşılıyor bizi.

Bütün bunlar Paris'in güzel bir şehir olmasına engel değil. Her şehrin pozitif ve negatif yanları vardır. Ancak Paris hakkındaki her kötü gerçeğin medyadan hiç düşünülmeden silinmesinin şehre hiçbir katkısı yok. New York kötü yanları ile barışıp, çekiciliğinden hiçbir şey kaybetmezken, dünyanın Paris'i küçük bir kızın müzik kutusu gibi göstermedeki kararlılığını anlamak zor. Turistler medya tarafından sunulanlar ve ziyaret sırasında edinilen deneyimler arasındaki büyük fark nedeniyle büyük bir darbe alıyor.

Paris Sendromu Gerçek Bir Hastalık mı?

Bir problemin gerçek bir hastalık olup olmadığını belirleyen şey, Zihinsel Hastalıklar İçin Tanı ve İstatistik Rehberi olarak bilinen DSM gibi profesyonel kataloglarda yer alıp almadığıdır. Bu hastalık, şu anda hiçbir profesyonel katalogda yer almamaktadır; dolayısıyla resmi olarak bir hastalık değildir.

Tüm Reklamları Kapat

Genellikle ayrıcalıklı insanlarda görüldüğü için pek empati kurulamayan bir hastalık olan gutun 21. yüzyılda yerini bu hastalığa bıraktığını söyleyebiliriz. Hayalimizde sokak köşesinde bayılan elinde gösterişli bir yelpaze tutan kadınlar ve tek gözlüğü (monocle) küçük bir çınlama ile şampanya kadehine düşen bıyıklı adamlar canlanıyor. Yine de buna yenik düşenler için Paris Sendromu ve etkileri, gayet gerçek. Hastalar seyahat etmekten korkmaya başladıklarını ve bu deneyimlerinin travmatik olduğunu söylüyorlar. Öyle ki, 2006 yılında BBC'nin bildirdiğine göre Paris'teki Japonya Büyükelçiliği'nin 24 saat boyunca aktif olan bir "Paris Sendromu'ndan muzdarip olan Japonlar için yardım hattı" işletiyordu.

Hastalık ilk olarak 1980'lerde Sainte-Anne Hastane Merkezi'nde çalışan bir psikiyatrist olan Dr. Hiroaki Ota tarafından teşhis edildi ve 1991 yılında Paris Sendromu ismiyle yayınladığı bir kitap ile dünyaya duyuruldu. 1998 yılında Nissei Hastanesi'nden Katada Tamami, Japon bir turistin Paris Sendromu ile ilişkili manik depresif semptomlar gösterdiğini yazdı.

Paris Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Paris Sendromu, farklı kişilerde farklı belirtilere neden oluyor. Ama en yaygın belirtilerden bazıları akut sanrılar, halüsinasyonlar, baş dönmesi, terlemedir. Bazı hastalar, ulusları nedeniyle işkence görecekleri fikrine kapılabiliyorlar. Hayallerindeki şehre hiçbir açıdan benzemeyen, kendi ülkelerindeki herhangi bir şehirden çok da farklı olmayan bir şehirle karşılaşmak turistleri psikolojik anlamda çok zorluyor. Bu yıl içerisinde 6 hasta, doktor gözetimi altında kendi ülkelerine dönmek zorunda kaldı. Çoğunlukla birkaç günlük dinlenme ve bol sıvı tüketimi (İng: "hydration") sorunu çözüyor. Ancak Japon elçiliği şehrin üstlerine çöküp çökmediğini anlamak için arayan ya da ziyaret eden insanlarla dolup taşıyor.

Paris, Bu Konuda Ne Yapacak?

Paris'in insanları hayal kırıklığına uğratmasının gerçekten bir hastalığa sebep olduğunu kabul etmeliler mi? Riski kabullenmeliler mi? Bu yolu tercih etseler bile herhangi bir seyahat acentesi "Şehrimizin kabalığı ve korkutuculuğu yüzünden bazı insanlar hastanelik oldu." yerine "Paris: Güçlü olanın hayatta kaldığı şehir." manşetinin atılmasını sağlayabilir mi?

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Hayır, Paris için en iyisi, şehri dünyanın görmeye çok istekli olduğu pembe gözlüklerin ardından göstermeye devam etmek.

Paris turizmi Amélie filmi ya da Sofia Coppola tarafından yönetilen Dior parfüm reklamları ile ayakta kalmaya devam edebilir. Geçen yaz alnına kırmızı, beyaz ve mavi kurdelelerle minik bir Eyfel kulesi tutturulmuş bir modelin fotoğrafı tüm turizm broşürlerinde yer aldı. Model, tam anlamıyla "Fransız bir pegasus"tu idi. Bu bize medyanın tuhaf tanıtımlarını ne kadar ileri götürebileceklerini gösteriyor.

Peki turistler kendilerini "Işıklar Şehri" için nasıl hazırlayabilir? Bir doktor eşliğinde acil uçuş ile evlerine uçmaktan nasıl sakınabilirler? Eğer La Haine ve Taken'ı tekrar tekrar izlemek pek çekici gelmediyse ve 2005 banliyö ayaklanmaları üzerine Wikipedia'da detaylı okumalar yapmak için zamanları yoksa, her zaman kendilerine ziyaret edecekleri şehrin gerçek yönlerini hatırlatabilirler. Obezitenin Fransa'da büyüyen bir problem olduğunu, McDonald's, KFC ve Subway'in sivilce gibi tüm şehre yayıldığını ve gasp ve cepçiliğin o alanda en sık görülen suçlar olduğunu hatırlatabilirler. Gün batımında Eyfel Kulesi ne kadar güzel görünürse görünsün kulenin dibinde 1 euroluk hediyelik eşyalar satmaya çalışan yüzlerce ısrarlı satıcı olacaktır. Burada bir bahşiş kültürünün olmadığını, garsonların her koşulda aynı parayı alacağını, bu nedenle de garsonların turistlere karşı tavrının tamamen garsona ne kadar iyi davrandıklarına bağlı olduğunu hatırlayabilirler. Müşteri, her zaman haklı değildir. Parisli garsonlar da bu kabule göre hareket eder.

Doisneau'nun fotoğraflarıyla dolu bir ayakkabı kutusu söylenenler ile dengelendiğinde bir turist Paris'in hayallerindeki alçakgönüllü portesiyle eşleşmesini bekleyebilir. Şehir pis, kalabalık, sıradan ama aynı zamanda güzel ve nefes kesici olacaktır. Mobilyaların canlanmasını ve Çirkin'le dansınıza hazırlanmanıza yardım etmesini beklemediğiniz sürece bu şehri ziyaretiniz tatmin edici, heyecan verici ve en önemlisi güçsüz düşüren halüsinasyonlar yaratmaktan uzak olacak.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
34
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 9
  • Korkutucu! 8
  • Güldürdü 4
  • Üzücü! 3
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • İnanılmaz 1
  • Muhteşem! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: The Atlantic | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:44:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9633

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Eşey
Genler
Evrim Ağacı Duyurusu
Yeşil
Asteroid
Beslenme Bilimi
Kalıtım
Sendrom
Kanser
Dağılım
Ağrı
Nöronlar
Deniz
Sars
Ara Tür
Renk
Embriyo
Tür
Periyodik Tablo
Hukuk
Ortak Ata
Carl Sagan
Evrimsel Tarih
Hayatta Kalma
Kanser Tedavisi
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
C. Fagan, et al. Paris Sendromu: Paris Seyahatinize Yönelik Abartılı Beklentileriniz, Yaşadığınız Hayal Kırıklığı Sonucu Psikolojik Sorunlara Dönüşebilir mi?. (3 Aralık 2020). Alındığı Tarih: 21 Kasım 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/9633
Fagan, C., Fıçıcıoğlu, E., Bakırcı, Ç. M. (2020, December 03). Paris Sendromu: Paris Seyahatinize Yönelik Abartılı Beklentileriniz, Yaşadığınız Hayal Kırıklığı Sonucu Psikolojik Sorunlara Dönüşebilir mi?. Evrim Ağacı. Retrieved November 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/9633
C. Fagan, et al. “Paris Sendromu: Paris Seyahatinize Yönelik Abartılı Beklentileriniz, Yaşadığınız Hayal Kırıklığı Sonucu Psikolojik Sorunlara Dönüşebilir mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 03 Dec. 2020, https://evrimagaci.org/s/9633.
Fagan, Chelsea. Fıçıcıoğlu, Eda. Bakırcı, Çağrı Mert. “Paris Sendromu: Paris Seyahatinize Yönelik Abartılı Beklentileriniz, Yaşadığınız Hayal Kırıklığı Sonucu Psikolojik Sorunlara Dönüşebilir mi?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, December 03, 2020. https://evrimagaci.org/s/9633.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close