Öncül İnsanlar Aslanların Geride Bıraktıkları Leşlerle Beslenmiş Olabilir
Öncül insanlar, Afrika savanalarında, iki milyon yıldan daha önceki dönemlerde kendilerini doyurabilecek besinleri büyük kediler sayesinde elde etmiş olabilirler. Eğer insanın tarihöncesinde yeterince geriye gidersek, köpeklerin değil, aslanların ve çok uzun zaman önce soyu tükenmiş olan kılıç dişli kedilerin insanın en iyi dostu olduğunu düşünebiliriz.
ABD’de bulunan Smithsonian Enstitüsü’nün İnsanın Kökeni Programı’nda araştırmalarını sürdüren paleoantropolog Dr. Brianna Pobiner’in, Journal of Human Evolution’da (insan evrimi konusunda yayınlar yapan akademik dergi) yayınlanan çalışması, yeterli kaloriyi elde edebilmek için aslanların ve ya kılıç dişli kedilerin avlarını yemeyi bitirmelerini bekleyip, kalıntılarıyla beslenmenin Afrika savanalarında iki milyon yıl önce yaşamış olan homininler için oldukça uygun bir yöntem olduğunu gösteriyor.
Pobiner, Kenya’nın Ol Pejata Doğal Hayatı Koruma Bölgesi’nde aylar geçirerek, iri etçillerin yaşam bölgelerindeki dağınık avlanma alışkanlıklarını gözlemleyip, değerlendirip, analiz ederek sonuca ulaştı.
Pobiner, modern yaşam alanlarının bile öncül insanların milyonlarca yıl önce yaşadığı yaşam alanlarından çok da farklı olmadığını düşünüyor: “Bu bölge, öncül insanların yaşamış olduğu Afrika savanlarına oldukça benzerlik göstermektuçe.” diyor. “Bu yaşam alanı, hem yapısı hem canlı çeşitliliği açısından oldukça benzer ve bu bölgede de dominant yırtıcı hayvan aslan. Bu koşulların olduğu yaşam alanlarında, atalarımızın büyük memelilerin etlerini yiyerek beslenmeye başladığı dönemlerde de, felidlerle –öncül aslanlar, leoparlar ve üç kılıç dişli kedi türüyle- birlikte yaşadığına dair kanıtlar bulunmakta." diye ekliyor.
Pobiner’in çalışma sahasındaki günü, doğal hayatı koruma alanında aslanların avlanıp, avlanmadığı haberini bekleyerek başlıyor, eğer şanslı bir gündeyse jiple ve yanında korumayla yola çıkıp aslanların avlarını yediği bölgeyi gözlemleyecekleri güvenli bir yere giderler. Bir saat sonra aslanlar avı yemeyi bitirir ve olay yerini terkederler, Pobiner ve yardımcı koruması, ölü haycanın yanına giderler. Pobiner fotograflar çekip not alarak, belgeleme çalışması yapar. Daha sonra ise ölü hayvanı jipe yükleyip çalışmak için yanlarına alırlar. Pobiner’in bir diğer yardımcısı, etleri diş izleriyle karışmaması için dikkatlice, tahta aletlerle kemikten ayırır ve kemikleri kaynatarak temizler. Kemikler kuruduğunda ise çalışmaya hazır hale gelir.
Bu kadar çaba sonunda, Pobiner’in çalışması sonuçlarını verir. Ondan önceki araştırıcılar gibi, bu çalışma da, günümüzde sürmekte olan modern av tekniklerinden önceki dönemdeki öncül insanların yaşama biçimine dair tartışmalara cevaplar önermektedir.
Tartışma iki fikir üzerinde yoğunlaşmaktadır. Birincisi olan “avcı insan” hipotezi, iki milyon yıl önce ya da daha da erken dönemlerde insanların, et ihtiyacını avlanarak giderdiği düşüncesidir. İkinci fikir ise “leş yiyici insan” hipotezidir. Bu hipoteze göre ise dönemin öncül insanları, aynı bölgede yaşayan yırtıcıların av kalıntıları ile beslendiği savunulur. “Leş yiyici insan” hipotezi içerisinde de iki farklı görüş dile getirilmektedir.
Bunlardan ilki, diğer yırtıcılarla çekişme içinde olan ve onları korkutarak veya çatışarak avdan uzaklaştırmak şeklinde besin elde etme eden “güçlü leş yiyiciler”, diğeri ise “pasif leş yiyiciler” olarak, yırtıcıların avlarıyla işlerinin bitmesini bekleyip onlar alanı terk ettikten sonra arta kalanlarla beslenmek şeklinde açıklanabilir.
Pobiner’in çalışması, yırtıcılar avı terk ettikten sonra bile, kalıntıların yeterli beslenmeyi sağlayacak kadar et kaldığını ve öncül insanların pasif leş yiyici olarak yaşamış olma olasılığını destekler nitelikte olduğunu göstermektedir.
Pobiner, yırtıcıların geride bıraktığı kalıntıların daha önce gözlemlenenden çok daha fazla olduğunu, bir zebradan, dönemin öncül insanlarına göre üç yetişkin erkeğin günlük ihtiyacını karşılayabilecek kadar olan yaklaşık 6100 kalorilik besin kaldığını, başka bir deyişle, 11 büyük hamburgerden fazla kalori içerdiğini ve bunun pasif leş yiyiciler için hiç de fena olmadığını söylemektedir. “Leş yiyicilik hipotezinin, özellikle de pasif leş yiyicilik için, eleştirilerin bir kısmı yeterli et elde edilmesinin zor olduğu düşüncesi üzerinden yapılmaktadır, benim çalışmam ise yeterli besinin elde edilebileceğini gösteriyor.” demekte.
Pobiner, insanın evrimsel başarısında, et yemenin nasıl ve ne zaman kalori, protein ve diğer besinlerin ana kaynağı haline geldiği konusundaki araştırmalara oldukça zaman harcamış.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Diyetin, bir organizmanın adaptasyonunda çok kritik bir öneme sahip olduğuna değinen Pobiner, öncül insanların, büyük memelilerden elde edilen eti ne zaman ve nasıl diyetlerine dahil ettiklerini anlamanın; beyin hacmi büyümesi, vücut boyutunun büyümesi, yaşam alanı ve grup üye sayısının çoğalması, yeni yaşam alanlarına yerleşilmesi, yırtıcılarla ilişkileri, iletişim ve planlama becerileri gibi bir çok konuyu aydınlatacağını düşünmektedir. “Biz, 2,5 milyon yılda av olmaktan, dünyadaki en dominant avcı veya en azından en dominant avcılardan biri haline geldik.” diyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Popular Archaeology | Arşiv Bağlantısı
- Dan McLerran. Study Lends New Support To Theory That Early Humans Were Scavengers. (3 Mart 2015). Alındığı Tarih: 1 Temmuz 2018. Alındığı Yer: Popular Archaeology | Arşiv Bağlantısı
- Briana L.Pobiner. (2018). New Actualistic Data On The Ecology And Energetics Of Hominin Scavenging Opportunities. Journal of Human Evolution, sf: 1-16. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:19:37 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7132
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Popular Archaeology. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.