Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Ölmeye Yakın Görüldüğü Söylenen Işık, Havada Süzülme ve Sesler Gibi Deneyimlerin Kaynağı Nedir?

Ölmeye Yakın Görüldüğü Söylenen Işık, Havada Süzülme ve Sesler Gibi Deneyimlerin Kaynağı Nedir? Tomorrow Today Global
6 dakika
37,226
Tüm Reklamları Kapat

İddia

Geçirdiğim kazadan sonra 5 dakika kalbim durdu. Bu sürede havada süzüldüğümü ve tünelin sonunda bir ışık olduğunu gördüm. Bunlar, ölümden sonra bir yaşamın olduğunu ispatlıyor!

Gerçek mi?

Karışık
Karışık

Gerçek Taraflar

Ölümden dönen bazı insanların (bu deneyim her ölümden dönende görülmemektedir); beyaz ışık, tünelde yürüme, vücuttan ayrılma gibi anlam veremedikleri halüsinasyonlar görebildiği gerçektir.

Sahte Taraflar

Bu görsel ve işitsel illüzyonların fiziksel olarak anlamlı, gerçek, geçerli bir diğer boyut veya olgunun kanıtı olduğuna dair hiçbir bilimsel temel bulunmamaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

İddianın Kökeni

Ölümden sonra yaşam inancının kökeni, insanlık tarihi kadar eskidir; ancak özellikle de organize inanç sistemlerinin inşası ve bilimsel yöntemlerin ortaya çıkması sonrasında bu iddiaların bilimsel olarak kanıtlanması çabaları başlamıştır. Bugüne kadar bunu başarabilen olmamıştır. Buna rağmen ölüme yakın olan (ama "ölümden sonra" olmayan) bu deneyimler, hatalı bir şekilde, ölümden sonra yaşamın, bilincin, bireysel varlığın devam edeceğine yönelik kanıt olarak sunulmaktadır.

Bilgiler

Fizyolojik olarak ölüme çok yaklaşan insanlarda birçok olağan dışı tepkime meydana gelir. Bu tepkimelerin büyük bir kısmı beyinden kaynaklanır. Beyin, vücudun oksijensiz kalması sonrasında vücudun kontrolünü sağlamak amacıyla yüz binlerce sinyal gönderip alır; ancak bunlar, oksijenin kullanılamamasından ötürü, nöronların ve vücudun pek çok noktasının düzgün çalışamaması dolayısıyla istenildiği gibi gerçekleşemez. İşte bu sebeple, beynin gönderdiği sinyaller beklenmedik durumlar doğurabilir. Bunlardan en meşhur ikisi, gözler önünde ışıkların çakması ve kişinin hafiflediğini ve hatta havada süzüldüğünü hissetmesidir.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak ölüme yaklaşan kişilerin çeşitli fizyolojik tepkiler deneyimlemesinin, yaşamını sürdüren kişilerin deneyimlediği fizyolojik tepkilerden herhangi bir farkı yoktur. Yani bu deneyimler, "ölümden sonrası" ile ilgili değildir; halen "ölümden öncesi" ile ilgili deneyimlerdir.

Bunu uzmanlar da doğruluyor: Edinburgh Üniversitesi ve Cambridge Tıbbi Araştırmalar Konseyi'nin ortaklaşa yaptıkları bir çalışmada uzmanlar, insanın "vücudu dışına çıkması" veya "ölmüş yakınlarıyla karşılaşması" gibi deneyimlerin, ölümden sonraki hayatın kapısının aralanması değil, beyin işlevlerinin 'cilvesi' olduğunu belirtiyorlar.

Ölümün eşiğinde hissedildiği söylenen tuhaf deneyimler, beynin travmatik bir anda insan bedeninin maruz kaldığı tıbbi durumu anlamlandırma çabası olarak yorumlanıyor. Edinburgh Üniversitesi'nde görevli Dr. Caroline Watt şöyle diyor:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Ölümün eşiğinden döndüğünü anlatan insanların dosyalarını incelediğimiz zaman, çoğunun aslında ölüm riskiyle karşı karşıya gelmediğini gördük. Fakat öldüklerini düşünüyorlardı.

Yani söyleyebiliriz ki insanların sözünü ettiği tünel, ölümden sonraki yaşamda değil, beyinde! Peki bunu bilimsel olarak da gösterebilir miyiz?

Tünel Hissini Nörobiyolojik Olarak Yaratmak Mümkün!

Ölüm sırasında yaşandığı iddia edilen deneyimlerin sıradan fizyolojik süreçler olduğunu ispatlamanın en kolay yolu, bu süreçlerin yapay olarak da yaratılıp yaratılamayacaklarını sınamaktır. Eğer bir his sinirbilimsel olarak, yapay yöntemlerle yeniden yaratılabiliyorsa, bu olgunun "fizik-ötesi bir doğası" olmasını beklemek doğru olmaz.

Gerçekten de uzmanlar, beynin algı ve bilinçten sorumlu kısmının uyarılması ile bu hissin yapay olarak yaratılabileceğini söylüyor.

Hatta sinirlere doğrudan müdahale etmeye gerek bile yok! Pilotlar, yerçekimi ivmesinden kaynaklanan G-kuvvetinde uçtuklarında kimi zaman kan basıncının aşırı yükselmesinden kaynaklanan baygınlıklar yaşayabiliyor, bu sırada tünelden geçme duygusuna kapılabiliyor ya da göz merkezinde bir kaç saniyeliğine görüşü kaybedebiliyorlar.

ABD'de yapılan bir diğer araştırmaya göre ise tünelin ucundaki ışık, göze yeterli kan ve oksijen gitmemesi ile açıklanabiliyor. Organ yeterli besine erişemeyince, buradaki sinirler beyne uyarı sinyalleri iletir ve bunlar beyinde görsel verinin karışması ve tünel benzeri uzun bir kayma algısı olarak algılanabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Şunu anlamak gerekiyor: Bu deneyimlerin ölüm-sonrası ile ilişkili olmadığı gerçeği, bu deneyimlerin kendisinin gerçek olmadığı anlamına gelmiyor! Tam tersine, bu deneyimi anlayabilirsek, ölen insanların neler hissetiğini çok daha iyi anlayabiliriz ve ölüme-yakın olan kişilere verilen sağlık hizmetlerinin kalitesini arttırabiliriz. New York Eyalet Üniversitesi'nden Dr. Sam Parnia ise, sadece ölüp dirilme hissinin değil, mutluluktan depresyona tüm duyguların beyin süzgecinden geçtiğini kaydediyor:

Beyinde bunlardan sorumlu olan alanları bulmak, ya da aynı hissi yaratabilmek, deneyimin hakiki olmadığı anlamına gelmiyor. Aksi halde, aşk, mutluluk ve depresyon da gerçek değil demek gerekirdi. Pek çok kişi de beynin işlemediği (kalp krizi gibi) anlarda bir şeyler gördüğünü anlatıyor. Bunları sırf beyin ile açıklamak mümkün değil, çünkü beyin devre dışı halde. Yaşayanlar açısından gerçek görünen bu tür ölümün eşiğinden dönme deneyimleri, biz geri kalanlar için de ölümün nasıl bir şey olduğuna dair ipucu veriyor.

Trends in Cognitive Science yer alan makalede, uzmanlar şöyle yazıyor:

Tüm bunlar bir araya geldiğinde, bilimsel deneyimler, ölümün eşiğinden dönüşün tüm boyutlarının nöro-psikolojik ya da psikolojik temelleri olduğunu düşündürüyor.

Bir diğer deyişle, eldeki bilimsel kanıtlar, ölüme yaklaşma deneyiminin tamamen biyolojik bir süreç olduğunu gösteriyor.

Her İddiayı Ciddiye Almamak Gerekli...

Işık gördüğünü ya da havada süzüldüğünü iddia eden insanların çoğu aslında ölüme yaklaşmamıştır. Ölmeye yaklaştıklarını düşünmelerine sebep olan hastalıklardan ötürü, beyinleri ve sinir sistemlerinin geri kalanı düzgün çalışamamaktadır ve bu sebeple, tıpkı yukarıda açıklandığı gibi, beklenmedik tepkimeler doğabilmektedir. Yapılan araştırmalar, ışık gördüğünü iddia edenlerin aslında ölüme yaklaşmakla hiçbir ilgileri olmadığını ortaya koymuştur.

Tüm Reklamları Kapat

Ölümün eşiğinden döndüklerini anlatanların sıkça sözünü ettiği bir unsur, "öldükleri bilinci", yani "ölüm hissi" adı verilen tuhaf bedensel deneyim. Ancak bu hissi başka şartlar altında deneyimlemek de mümkün: "Cotard Sendromu" ya da "yürüyen ceset sendromu" denilen bir hastalık, bireylerin öldüğünü düşünmesine yol açıyor. Bu gibi durumlar ağır travma sonrasında, ya da tifo ve multipl skleroz hastalıklarının ileri safhalarında ortaya çıkabiliyor.

Memler: Duyduğunuzu Deneyimlersiniz!

"Kültür parçacıkları" olarak düşünebileceğimiz memlerin yayılmasıyla, ölüme yaklaşan kişilerin beyinleri uzun yıllardır şartlandıkları "Ölüme yaklaşan insanlar ışık görürler." bilgisini hatırlayıp gerçekleşmesine sebep olabilmektedir.

Bunun sebebi, özellikle de oksijen bulamayan bir beynin vücut fonksiyonlarını sürdürebilmek için fazlasıyla çaba sarf etmesidir. Oksijenin azalması sonucu hücresel fonksiyonlar bozulurken, beyinde bu süreçte bol miktarda elektrik atımı yaşanır. Bunların bir kısmı anıları tetikleyerek, kişinin "hayatını bir film şeridi gibi görmesine" neden olabilir. Ölüm sırasında rastgele ve istemsiz olarak çağrılan bu anılar, belki de beynin vücudu hayatta tutmak için ileri sürdüğü bir biyolojik motivasyon olarak görülebilir.

Beyin, ölüme yakınken de veri işlemeyi sürdürür ve dolayısıyla vücuttan gelen ölüm ile ilişkili tüm sinyalleri de değerlendirmeye çalışır. Bilincimiz, bu sırada olan biteni anlamlandırmaya çalışır. Tam da bu sırada anıların rastgele çağrılıyor olması dolayısıyla, "ölüm ile ilişkili olan bilgilerin" de hatırlanması ve deneyimlenmesi çok beklendiktir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Omurgasız Hayvanlar Biyolojisi
  • Boyut: 16 X 24
  • Sayfa Sayısı: 512
  • ISBN No: 9779758982043
Devamını Göster
₺440.00
Omurgasız Hayvanlar Biyolojisi
  • Dış Sitelerde Paylaş

Bir kısım insanın ölüm-öncesi deneyimlerinin popüler kültürde yaygınlaştırılması sebebiyle her birimiz "o şekilde" bir deneyim yaşamayı bekleriz; ancak bu, biyolojik olarak anlamlı değildir. Anılarımızın neredeyse tamamı ömrümüz içinde öğrendiğimiz bilgilerden oluştuğu için, popüler kültürün ölümle ilgili çizdiği tablo da, bizim ölümden beklentimizi belirlemektedir. Dolayısıyla ölüm anında bu "klişe" deneyimlerin yaşanacağı beklentisi, bu yönde anıların çağrılmasını ve "ışık", "tünel", "bulut", "vücuttan ayrılıp uçmak" gibi deneyimlerin yaygın olarak yaşanmasını tetikliyor olabilir.

Sonuç

Eldeki bilimsel veriler, ölüme yakın kişilerin deneyimlerinin tamamının sıradan (ama ölüm korkusu ve ölüm fizyolojisi dolayısıyla normalde deneyimlemediğimiz) sinirbilimsel olgular olduğunu göstermektedir. Bu durum, söz konusu deneyim ve hislerin ölümden sonrası ile değil, ölümden önce faaliyetlerini sürdüren beyin ile ilgili olduğuna işaret etmektedir.

Her ne kadar ölümden sonra yaşamın veya bilincin devam etmediğini ispatlamak mümkün değilse de, ölümden sonra bu tür olguların bulunduğunu pozitif olarak ispatlamayı başaran hiçbir çalışma bugüne kadar yapılmış değildir. Bilimin boş hipotez ve ispat yükü olguları çerçevesinde ispatlanması gereken, ölüm öncesi ile ölüm sonrası arasında gerçekten de bu tür bir sürerliğin bulunduğudur - ve bu, bugüne kadar yapılabilmiş değildir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
36
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Bilim Budur! 30
  • Tebrikler! 15
  • Umut Verici! 8
  • Merak Uyandırıcı! 6
  • Muhteşem! 4
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Güldürdü 1
  • İnanılmaz 1
  • Grrr... *@$# 1
  • Korkutucu! 1
  • Üzücü! 0
  • İğrenç! 0
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/04/2024 01:03:37 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/767

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Entropi
Karbondioksit
Sars
Yas
Doğa
Karbon
Diş Hekimliği
Tarım
Dalga
Epistemik
Mitler
Hormon
Hominidae
İyi
Eğitim
Astrofizik
Işık
Evrimsel Biyoloji
Dişler
Uydu
Küresel Isınma
Su
Gebelik
Teyit
Müfredat
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Ölmeye Yakın Görüldüğü Söylenen Işık, Havada Süzülme ve Sesler Gibi Deneyimlerin Kaynağı Nedir?. (7 Kasım 2011). Alındığı Tarih: 19 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/767
Bakırcı, Ç. M. (2011, November 07). Ölmeye Yakın Görüldüğü Söylenen Işık, Havada Süzülme ve Sesler Gibi Deneyimlerin Kaynağı Nedir?. Evrim Ağacı. Retrieved April 19, 2024. from https://evrimagaci.org/s/767
Ç. M. Bakırcı. “Ölmeye Yakın Görüldüğü Söylenen Işık, Havada Süzülme ve Sesler Gibi Deneyimlerin Kaynağı Nedir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 07 Nov. 2011, https://evrimagaci.org/s/767.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Ölmeye Yakın Görüldüğü Söylenen Işık, Havada Süzülme ve Sesler Gibi Deneyimlerin Kaynağı Nedir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, November 07, 2011. https://evrimagaci.org/s/767.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close