Nurajik Medeniyetinin Devasa Heykelleri, Sardinya Mezarlıklarına 3000 Yıl Boyunca Göz Kulak Oldu!
1974 baharında, tarlalarını süren Sardinyalı çiftçiler, işlerini durdurmak zorunda kaldılar. Büyük bir kaya olduğunu varsaydıkları bir şeye rastlamışlardı; ama daha yakından incelendiğinde, çok daha ilgi çekici bir durum ortaya çıktı: Buldukları şey, taştan yapılma bir kafaydı. Onların keşfi, Batı Akdeniz'deki en önemli Demir Çağı buluntularından birini ortaya çıkardı.
Mont'e Prama adasının bereketli batı kıyısında, kireçtaşı bloğu ortaya çıkarıldı. Sonraki on yıl içinde arkeologlar tarafından toplanan binlerce parçanın ilkiydi. O zamandan beri çıkarılan parçalar birleştirilerek, ortaya dev heykeller çıkarıldı.
Başta kireç taşlarından oyulmuş Mont'e Prama devleri\text{}nin boyu, çoğu insandan uzundur. Bazıları neredeyse iki küsür metre boyundadır. Üçgen yüzler ve "T" şeklinde kaş ve burunlara sahip olmak gibi oldukça ikonik özellikleri vardır. En dikkat çekici özellikleri ise gözleridir. Heykellerin gözleri, dümdüz ileriye bakan büyük, yuvarlak eşmerkezli dairelerle tasvir edilmektedir. Bazı heykellerin ellerinde kalkan varken, diğerleri yay taşımaktadır. Bunlara dayanarak bilim insanları, Mont'e Prama heykellerini üç ana başlıkta kategorize ettiler: okçular, boksörler ve savaşçılar.
Tarihçiler, hala Mont'e Prama devlerinin tam olarak neyi temsil ettiği konusunda emin olmasalar da, hepsi, antik halkı güçlü sembolizmleriyle bir tutmayı amaçladıkları konusunda hemfikir. Halk, dışarıdan gelen saldırılara boyun eğmeden önce, bu heykeller yaklaşık 3.000 yıllık güçlü ve dikkate değer bir Demir Çağı kültürünün bir göstergesi konumundaydı.
Sanatçıyı Tespit Etmek
Günümüzde İtalya'nın bir parçası olan Sardinya'da insanlık tarihi, eskiye dayanır ve hareketli bir geçmişe sahiptir. İtalyan ve İber Yarımadaları arasında yer alan bu bölge, uzun süredir Akdeniz ticaretinde önemli bir rol oynamaktadır.
Mont'e Prama taşları ilk keşfedildiğinde, bilim insanları bunların bir Kartaca tapınağının parçası olduğunu düşündüler. Kartaca, ticari güç elde etmek için Kuzey Afrika'ya odaklandı ve MÖ 500 tarihlerinde Sardinya'yı fethettiler.
Daha ayrıntılı çalışmaların ardından ise araştırmacılar, taş parçalarının Kartacalılardan çok daha eski olduğunu fark etti. Birçok kişi tarafından Sardinya arkeolojisinin babası olarak kabul edilen Giovanni Lilliu, parçaları inceledikten sonra, Sardinya'nın Nurajik uygarlığı'nda yapılan bronz heykelciklerle aynı özelliklere sahip olduğu sonucuna vardı.
MÖ 18. ilâ 8. yüzyıllar arasında gelişen Nurajik medeniyeti, hem metal hem de taş işçiliği ile ünlenmişti. Ada genelinde, nuraghi (Medeniyetlerinin ismini de buradan almışlardır) olarak bilinen farklı megalitik yapılar inşa ettiler. Günümüzde, adada altı binden fazla nuraghi biberi kayda geçmiştir ki bu, 24 bin km2'lik (hemen hemen Amerika Birleşik Devletleri'ndeki New Hampshire eyaletinin büyüklüğü) bir arazi için dudak uçuklatacak bir sayıdır.
Genelde dairesel bir odaya sahip bir kulenin hükmettiği bu yapılar, sadece Sardinya'da bulunur. Tam olarak hangi amaçla inşa edildikleri bilinmiyor. Bunların kale, konut, saray veya üçünün birleşimi olduğuna dair teoriler vardır. MÖ 1200 civarında, nuraghi yapımlarının büyük ölçüde durmuş olması muhtemel ancak yüzyıllar boyunca kullanılmaya devam edildiler.
Devasa heykellerin yaratılmasından bir süre sonra, Nurajik kabilesi zayıflamaya ve gerilemeye başladı. Hem Yunanlılar hem de Fenikeliler, adanın verimli maden kaynakları için savaştılar ve Fenikeliler galip çıktı. Daha sonra, Kuzey Afrika'daki Kartacalı kuzenleri (Kartaca, aslen Fenikeliler tarafından kurulmuştu) MÖ 6. yüzyılda Sardinya'yı fethetti.
Nurajik uygarlığının tarih sahnesinden çekilmesiyle, heykeller yok edilmiş gibi görünüyor. Görünüşe bakılırsa, bu, kasıtlı bir şekilde yapılmış bir saygısızlıktı. Bilim insanları, bunun muhtemelen Fenikeli veya Kartacalı sömürgeciler tarafından yapıldığı, amaçlarının ise eski düzeni alenen karalayarak kendi sistemlerini dayatmak olduğu kanısındalar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Mont'e Prama'nın Kudretli Heykellerinin Özellikleri
2007 ve 2011 yılları arasında arkeologlar tarafından yeniden bir araya getirilen devasa Sardinya heykelleri, yukarıda da söz ettiğimiz gibi üç ana kategoriye ayrılıyor: boksörler, okçular ve savaşçılar. Heykellerde eksik parçalar bulunmakta, ancak arkeologlar, henüz bozulmadıkları zamanlarda her heykelin kendi kategorisinde ortak özellikler barındırdığına inanıyor.
Şu ana kadar bulunmuş sayıca en fazla kategori olan boksörler, çıplak göğüslüdür ve diğer kategoriler arasında en kalınıdır. Her figür, başının üstünde bir siperlik taşımaktadır. Arkeologlar, bir zamanlar sağ ellerinde törensel bir savaş eldiveni bulunan parçalar da tespit etmişlerdir. Yüzler, gözlere göre iki eş merkezli daireye sahiptir. Tarihçiler, bu figürlerin dini, hatta rahiplik rolüne sahip savaşçı-sporcular olduğunu tahmin ediyorlar.
Okçuların sağ eli selam için havaya kaldırılmış, eldivenin içindeki diğer eli ise omzuna dayanan yayı tutmuş vaziyette tasvir edilmiştir. Uzun saç örgüleri ise aşağıya doğru sarmaktadır. Henüz iyi korunmuş okçu kafaları bulunamadı, bu nedenle bilim insanları savaşçılarla aynı yüz özelliklerini paylaştığına inanıyorlar. Şimdiye kadar bulunan birkaç savaşçı heykelin durumu kötüdür. Miğferlerinin ortasında bir arma ve üstte iki boynuz bulunmaktadır. İlk yontulduklarında, muhtemelen hepsi dairesel kalkanlar taşıyordu.
Zorlu Görev
1970'lerden bu yana yapılan kazı çalışmaları, Mont'e Prama'nın eski bir Nurajik nekropolüne ev sahipliği yaptığını doğruladı. En eski mezarların tarihi ise MÖ 11. yüzyıla dayanmaktadır. Yalnızca daha fazla heykel parçası bulunarak değil, aynı zamanda da arkeologların nuraghinin minyatür taş modellerini ortaya çıkarmasıyla, kazılar; alanın tartışmasız Nurajik kültürüne ait olduğunu doğruladı.
Birlikte ele alındığında, Mont'e Prama sahasındaki müteakip kazılardan elde edilen bulgular, taş devlerin MÖ 10. ilâ 8. yüzyıllar arasında (yani Geç Demir Çağı'nda) Nurajik dönemin zirvesinin sonuna doğru yontulduğunu ortaya çıkardı.
Mont'e Prama'daki arkeolojik çalışmaların çoğunun merkezinde, nekropoller (mezarlar) vardı. Ayrıca bölgedeki topraktan alınan çok sayıda parça, sabırla incelendi. Ekibin üstlendiği görev oldukça büyüktü, çünkü 1970'lerin ortalarından bu yana binlerce çeşit parça birikmişti.
2007'de taş figürleri yeniden birleştirmek için özenli bir çalışma başladı. 2011 yılına kadar uzmanlar, taş parçalarını çoğu tamamlanmamış 24 heykel halinde yeniden birleştirmeyi başardı. Bugün bu Demir Çağı şaheserlerini, Sardinya'nın başkenti Cagliari'deki Ulusal Arkeoloji Müzesi'nde ve Mont'e Prama bölgesinin yakınında bulunan Cabras'taki Giovanni Marongiu Kent Müzesi'nde görmek mümkündür.
2015 yılında, ondan 1 sene önce Mont'e Prama'da bulunan iki okçu da dahil olmak üzere üç figür daha restore edildi. Bu heykellerin tarzı, daha önce bulunanlardan belirgin şekilde farklıdır. Heykellere ek olarak ekip, aynı zamanda çok sayıda nuraghi modelini de restore etmektedir.
Önemli Hususlar ve Teoriler
Nurajik topluluğunun bu heykelleri neden diktiği ve bulundukları arazide nasıl yerlerine koydukları, yaklaşık 3.000 yıl sonra bile hala uzmanlar tarafından tam olarak yanıtlanmış değil. Bazıları, heykellerin, muhtemelen nekropolde gömülü yatan Nurajik askeri ve rahip sınıflarını temsil ettiğini iddia ediyor.
Başka bir teori ise heykellerin Nurajiklerin tarihî kahraman figürlerini, belki de devasa nuraghi yapılarını inşa etmiş olanları temsil ettiğidir. Bu teoriye göre heykeller, Yunanca bir terim olan heroon (bir kahramana veya kahramanlara adanmış bir tapınak veya anıt) olarak dikilmiş olabilir. Nekropolün yakınına yerleştirilen bu ata-kahramanlar, ada topluluğunu birbirine bağlayan geleneksel değerlerin ve ortak mirasın bir hatırlatıcısı olabilir.
Günümüzde bile Sardinyalılar, geçmişlerinin bu tür sembolleriyle güçlü bir duygusal bağ kuruyorlar. Mont'e Prama devlerinin simaları o kadar iyi tanındı ve ünlendi ki, nuraghi evlerini geçerek adanın antik geçmişinin sembolü olmayı başardılar.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 5
- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 02/12/2024 14:01:15 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11181
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in National Geographic. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.