Nikola Tesla Kimdir? Ne Yapmıştır? Kendi Ağzından Yaşam Öyküsü...
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Ben Nikola Tesla. 10 Temmuz 1856’da o zamanlar Avusturya imparatorluğunun sınırları içinde, bugün ise Hırvatistan sınırları içinde kalan Smijan (Gospic) şehrinde doğdum. Babam bir din adamıydı. Annem ise… Ne muhteşem kadındı. Arkadaşları ve akrabalarımız arasında kendi başına yeni ev aletleri icat etmesiyle ünlü bir ev kadınıydı. Annemin bu mucit hali, merak ve yetenekleri bana geçmiş olacak ki hayatım hep, kimsenin hayal bile etmediği deneyleri yaparak ve yeni buluşlar keşfederek geçti.
700'den fazla resmi patentli buluşum var. Üniversitede mühendislik okurken bir yandan da dünyada alanımla ilgili yapılan araştırmaları takip edebilmek için anadilim olan Sırpça dışında İngilizce, Almanca, Fransızca ve İtalyanca da öğrendim. 1882 yılında cebimde 4 sent para ile hayatımın büyük bir kısmını geçirip ömrümün sonuna kadar yaşayacağım ve buluşlarımın çoğunu gerçekleştireceğim ABD’ye yerleştim.
Elektrik! Dünyada var olan en büyük mucizelerden biridir. Elektrikli yılan balığını duydunuz mu? Bir atı bile çarparak şok edebilir… Eski Mısır kaynaklarında da Nil fırtınası olarak geçer. Benjamin Franklin manyağı… Fırtınalı bir havada elindeki uçurtma ipine bağladığı metal anahtarların bedeninde yaptığı sarsıntıyla yıldırımın elektrik akımı ürettiğini gösterdi. Böylece elektriğin tanrısal bir güçle alakası olmadığını ispat etti. Bugün elektrikten vazgeçmeniz mümkün mü? İşte Franklin gibi bilim insanlarının cesareti sayesinde elektrik günlük hayatın parçası haline geldi. Haa, elbette Luigi Galvani! Demir bir çengele astığı ölü kurbağaya bakır tellerle dokunduğunda bacaklarının seğirdiğini fark ederek “hayvan elektriğini” buldu..
Yani anlayacağınız, ben Amerika’ya Kolomb’dan 400 yıl sonra ayak bastığımda elektrik çoktan keşfedilmişti. Hatta elektrik enerjisi ile çalışan ilk ampuller aydınlatma amacıyla kullanılmaya başlanmıştı bile. Ne var ki elektriği üretildiği yerden kullanılacağı yere ulaştırmak ve tek bir ampulü yakmak bile büyük bir maliyet ve teknik beceri isteyen bir işti. İşte önce hayal ettiğim sonra da uğraşa didine başardığım buluşlarım sayesinde tüm dünya bugün günlük hayatı kolaylaştıran pek çok alete kavuşma olanağı buldu.
Sabah uyandınız, hava alacakaranlık, elektrik düğmesine dokundunuz ve tavandaki floresan lamba yandı. Aydınlık ne güzel değil mi? Benden önce elektik üretimi vardı elbet ama üretildiği yerden 10 km uzağa bile aktarılması çok pahalı ve zordu. Zaten kafama takılan ve çözüm bulmak için beynimi kemiren ilk sorun da bu oldu. Uzun uğraşlar sonunda alternatif akımı buldum. ABD’deki Niagara Şelalesi’nde üretilen elektriğin yakındaki bir kente aktarılması için önerdiğim alternatif akım (AC) projesi kabul gördü.
O güne kadar elektrik üretimi ve üretilen elektriğin kullanıcıya iletilmesi için doğru akım yani (DC) kullanılıyordu. O dönemin en büyük şirketi General Elektrikti ve sizlerin çok iyi bildiği ünlü bir bilim insanıyla çalışıyorlardı: Edison! İşte Thomas Edison ile rekabetimiz o günlere dayanır. Bir süre kendisinin şirketinde ben de çalıştım; ancak bir projesi için beni aylarca çalıştırıp sonra da vaat ettiği ücreti vermeyince, aramızdaki ipler tamamen koptu. Gerçi kendisi ölüm döşeğindeyken özür dilemek üzere beni görmek istemişti ancak benim bunlarla uğraşacak zamanım yoktu.
Elektrik düğmesine bastığınızda yanan floresan ampulü de ilk olarak dünyaya Chicago’da, 1893 senesindeki dünya fuarında ben tanıttım diyebilirim. Şaşırdınız mı? İşte ta o zamanlarda da böyle fuarlar oluyordu. Edison tarafından bulunan akkor ampuller çalışırken aşırı derecede ısınıyor biliyorsunuz. Isı ile kaybedilen enerjinin daha az, ortaya çıkan ışığın daha güçlü olduğu bir lamba ne iyi olurdu. Bu amaçla içi gaz ile dolu bir cam tüp kullandım. Siz aydınlanmak için elektrik anahtarına bastığınızda floresan dediğimiz bu ampulün iki ucu arasında adeta futbol oynamaya başlayan enerjik gaz moleküllerinin saçtığı sakar ve şaşkın ultraviyole ışın topları tüpün duvarına çarptıkça gözle görülebilir ışık oluşuyor. Ve günaydın! Odanız ve gününüz aydınlıkla doluyor.
Artık kahvaltı için hazırsınızdır umarım. Sırada taze sıkılmış portakal suyu var. Biliyorum sizin çağınız benimkinden çok daha hızlı ve hepinizin, her zaman aceleniz var. Oysa ben buluşlarımı yaparken bazen aylar boyunca hiçbir şey denemeden, zihnimde kurduğum projeyi hayalimde tekrar ve tekrar gerçekleştiririm. Doğayı sabırla gözlemlerim. Bazen bir güvercine saatler boyunca hareketsizce baktığım olmuştur. Bu davranışlarımın çevremde garip karşılandığını da itiraf etmem gerek ancak üretkenliğimin altında yatan faktörlerden biri belki de bu konsantrasyon gücüm olabilir.
Neyse siz aceleci 21. yüzyıl insanlarının hızlıca sıkılmış bir bardak portakal suyuna ihtiyacınız var sanırım. İsterseniz elektrikli portakal sıkacağı kullanalım. Peki ama bu portakal sıkacağının başlığı nasıl bu hızda dönebiliyor. "Motoru var!" dediğinizi duyar gibiyim. Var ama o motorun üzerinde yazan ‘AC’ ifadesinin ne anlama geldiğini hiç düşündünüz mü? İngilizce ‘Alternative Current’ yani alternatif akım teriminin kısaltmasıdır bu. Akımın yönünün sürekli değiştiği, elektronların belli bir sıklıkla ileri geri gittiği bu akım sayesinde enerji, üretildiği santralden evinize çok daha az kayıpla, çok daha ucuza ve kolaylıkla iletilebiliyor. Evlerinizde doğru akım yerine alternatif akımın kullanılması benim buluşlarım sayesinde mümkün oldu. Hatta bu akım ile çalışan motor tipi benim icadımdan yüz yıl sonra bile aşağı yukarı aynı haliyle sizin portakal sıkacağınızda kullanılıyor. Nasıl mı? Karşılıklı yerleştirdiğim manyetik bobinlerin ortasına yerleştirdiğim metal silindir, sürekli yönü değişen manyetik alan içinde hızla dönmeye başlıyor… İşte portakal suyunuz hazır!
Artık sabah haberlerini almak üzere televizyonunuzu ya da radyonuzu açabilirsiniz. Radyo dedim de aklıma geldi. Siz radyoyu Marconi icat etti zannediyorsunuz ya Amerikan Yüksek mahkemesi 1943 yılında aldığı kararla radyoyu benim icat ettiğimi kabul etti ama ben bunu da pek umursamadım. Marconi radyo için benim patentlerimden sadece 17 taneciğini kullanmıştı ama iyi bir insandı ve hevesi kırılmadan yoluna devam etmesi iyi oldu.
Neyse… ey tembel yeni nesil, sizin televizyonunuzu açmak için bir uzaktan kumandaya ihtiyacınız olacağını tahmin etmiştim. 1898 yılıydı. Madison Square Garden’daki bir su tankına koyduğum ve üstüne bir metrelik bir anten bağladığım sandalımı gösteriyi seyreden insanların istediği yöne doğru yüzdürmeyi başardığımda herkes bunun bir sihir olduğunu düşünmüştü. Oysa doğaüstü güçlerim yoktu belki ama doğamın bana verdiği merakım vardı ve doğa olaylarını iyi gözlemlersem onlardan faydalanma imkanı da bulacağımı anlamıştım. Siz artık kumandanız ile oturduğunuz yerden televizyonunuzu açabilirsiniz ya da canınız sıkılırsa oyuncak helikopterinizi uzaktan kumandanız ile dilediğiniz yöne uçurabilirsiniz. Tabii ki benim kablosuz enerji ve elektromanyetik dalga transferi buluşlarım sayesinde.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu kablosuz enerji transferi konusu benim için çok önemli biliyor musunuz? En büyük hayallerimden biri icat ettiğim ve halen benim adımla anılan Tesla Bobini sayesinde tüm dünyaya sınırsız ve ücretsiz elektrik enerjisi üretmekti. Çılgınca değil mi? Bu hayalim için başlangıçta bana destek veren yatırımcılar bunu başarmam halinde enerji dağıtımından para kazanamayacaklarını anlayınca verdikleri desteği geri çektiler. Oysa benim düşünceme göre “Para, insanların ona biçtiği değere sahip değildir”. Ben bütün paramı deneylerime yatırdım. Yeni buluşlar yapıp insanoğlunun yaşamını biraz daha fazla kolaylaştırmayı amaçladım. Kim bilir, belki siz de tüm insanlara ücretsiz elektrik hakkı hayalinin peşinden koşar ve bir gün başarırsınız.
Tesla Bobini yalıtkan bir silindir boruya sarılmış iki faklı kalınlıkta telden oluşuyor aslında. Başlangıçta kalın telden geçen akım daha ince telden yapılmış ikinci bobine geçtiğinde akım voltajı müthiş artış gösteriyor. Milyonlarca volt elektrik oluşturmak mümkün oluyor. Tıpkı bir sulama hortumunun ucunu sıkıştırarak daralttığınızda suyun hortumun ucundan hızla fışkırması gibi. Bu yolla 2,5 km uzaktaki ampulleri kablo kullanmadan yakmayı başardım. İzleyen herkes büyülenmişti. Hatta bu yolla yapay şimşekler üreterek gösteriler düzenleyip insanların dikkatini çalışmalarıma çekmeyi başardım.
Bu ne işime yarayacak bu gün demeyin lütfen. Okula ya da işe gideceğiniz otomobillere ihtiyacınız yok mu? Otomobil motorlarının, akülerden aldığı düşük voltajlı doğru akımı kullanarak motor ateşlemesi yapan sisteminde aradan 130 yıl geçmesine rağmen hala benim icat ettiğim bu Tesla Bobini kullanılıyor. Üstelik neredeyse hiç değişmeden.
2000’li yıllarda bir otomobil üreticisi, benim adımla elektrikli motor kullanan bir otomobil üretmeyi başarmış. Tesla isimli bu araç saatte 100 km hıza 3,6 saniyede çıkabiliyor. Etkileyici değil mi?
Otomobil demişken, çalışmakta olan bir otomobil motorunun aküyü geri şarj etmek için kullandığı alternatörler de benim buluşum. Yani akım kendi etrafında dairesel bir elektromanyetik alan oluşturuyor. Böylece hareket enerjisinden elektrik enerjisi üretebilirsiniz. Bu hareketi akarsu, rüzgar, deniz dalgaları gibi yenilenebilir ve neredeyse sınırsız olan kaynaklardan elde ederseniz dünyanın sınırlı kaynaklarını tüketmeden insanlığın gelişmesine katkı sağlamış olursunuz. Size bunlar iç garip gelmiyordur tabii ki.. bir de beni düşünün. 130 yıl önce bunları söylerken sadece yüzüme tuhaf tuhaf bakıyorlardı.
Sermaye gruplarının ve şirketlerin çatışmasında arada kalan, hakkı yenilen biri oldum. Kimileri beni garip buldu, kimileri şizofren olduğumu düşündü, kimileri ise insanlığı kurtaracak buluşlar yapan gizemli bir dahi olduğumu. Ben ise 130 yıl önceden şu sözlerimi tekrar etmek isterim:
Eğer güç elde etmek için yakıt kullanırsak sermayemizden yeriz ve onu hızla tüketiriz. Bu yöntem barbarcadır ve müsrifliktir. Yeni nesillerin çıkarı için bu yöntemi durdurmamız gerekir.
Günde milyonlarca varil petrol tüketilen bir dünyada hayal gibi görünüyor; ama hayallerimin çoğunun sizin yaşadığınız yüzyılda gerçek olduğunun görünce umutlanıyorum. Bırakın doğruları gelecek söylesin ve herkesi eserlerine ve başarılarına göre değerlendirsin.
Bugün onların olsun ama uğruna çok uğraştığım gelecek benimdir.
Not: Nikola Tesla'nın yaşamı, icatları ve iddiaları ile ilgili kapsamlı bir analizi buradaki yazımızdan okuyabilirsiniz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 28
- 17
- 13
- 7
- 7
- 5
- 4
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 31/10/2024 09:19:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8119
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.