Neden Bazı Güvercinler Takla Atarken Diğerleri Atmıyor?
Atoosa Samani, genç yaştan itibaren güvercin genetiğiyle ilgilenmeye başladı. İran'ın güvercin kuleleriyle ünlü İsfahan şehrinde, güvercinlerin arasında büyümüştü. En sevdiği kuşsa bembeyaz bir güvercindi, ancak Samani altı yedi yaşlarındayken bu güvercinin yavrularının hiçbirinin tamamen beyaz olmadığını fark etti.
Böylece güvercinlerde beyaz rengin çekinik bir özellik olduğunu, yani her iki ebeveynden de çekinik olan alel alınırsa ortaya çıktığını öğrendi. En sevdiği kuşta iki tane çekinik alel olduğundan kuş bembeyazdı, çünkü normalde tüylerdeki pigmentleri üreten gende bir mutasyon vardı. Buna rağmen, bu kuşun çiftleştiği dişilerden gelen baskın genler sayesinde yavrular pigment üretebiliyor ve bembeyaz olmuyordu.
Güvercin genetiğine bu şekilde ilgi duymaya başlayan Samani, Utah Üniversitesinde eğitim görmek üzere ABD'ye taşındığında Kaya güvercini olarak bilinen güvercinlerin (Columba livia) nasıl takla attığını araştıran Michael Shapiro'nun laboratuvarına katıldı.
Bu güvercinlerin iki çeşidi var: Birmingham Roller veya Birmingham Taklacıları olarak bilinen, uçabilen ancak yerde yuvarlanan ırk ve uçamayan ancak yerde ters takla atabilen Parlor Taklacı güvercinleri. Aslında İranlı birçok şair, şiirlerinde bu akrobatik hareketleri mutluluktan yaptığını yazmış, ancak Samani gerçeğin rahatsız edici olduğunu söylüyor:
Takla atma davranışı, bir hareket bozukluğunun sonucu ve olumlu hiçbir yanı yok.
Üstelik bu hastalık ilerleyici yapıda, yani kuş yumurtadan çıkar çıkmaz başlıyor ve uçamayacak hale gelene kadar ilerlemeye devam ediyor. Samani, takla atma davranışının arkasındaki genlere odaklanıyor. Bir konferansta bildirdiğine göre, bu davranışta etkili olan en az 5 gen mevcut.
Samani'nin meslektaşları da takla davranışının Yarış Güvercinleriyle Parlor Taklacılarının çifleştirilmesi sonucu ortaya çıkan çekinik bir özellik olduğunu doğruluyor, hibrit çiftleşmelerin hiçbirinde takla davranışı gözlenmiyor. İki takla geni alelinden birisi baskın birisi çekinik olan kuşlar çiftleştirildiğinde ise yavruların onda dördünde takla davranışı görülmüş ki bu oran da takla atma özelliğinin çekinik olarak kalıtıldığını gösteriyor.
Samani güvercinlerin neden tepetaklak yuvarlandığını görmek için iki farklı istatistiksel yöntemden yararlandı. Bu araştırma sonucunda davranışla ilişkili, binlerce gen içeren 5 DNA bölgesi tespit etti. Ancak bu bölgelerdeki genlerin hiçbirinde böyle bir davranışa sebep olabilecek bir mutasyon yok gibiydi.
Bunun üstüne Samani, güvercinlerin beyin aktivitelerini incelemeye karar verdi ve Parlor Taklacılarının beyinlerinde yaklaşık 2.000 genin diğer iki ırka göre daha az veya daha çok ifade edildiğini fark etti. Elde ettiği tüm bilgileri birleştiren Samani, olası takla genlerinin sayısını 300'e kadar indirdi, ancak hâlâ tam olarak hangi genler olduğundan emin değil.
Samani yakında doktorasını bitirecek ve eğitim vermeye başlayacak. Güvercinleri ve onlar üstünde kafa yormayı özleyeceğini söylüyor ve ekliyor:
Beş yıldır bu konuyla uğraşıp duruyorum. Elimde birkaç yapboz parçası var, ama bunları nasıl birleştirebileceğimden emin değilim. Öyle bir yapboz oluşturmalıyım ki, eldeki bilgilerimizin hepsi birbirine uymalı. Peki bu parçalar birbirlerine uyan parçalar mı? İşte bunu bilmiyoruz ve gizemleri çözmeyi çok sevdiğimden en çok özleyeceğim şey de bu olacak.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Science News | Arşiv Bağlantısı
- TAGC24. Homepage - Tagc24. Alındığı Tarih: 29 Aralık 2024. Alındığı Yer: TAGC24 | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/01/2025 06:05:19 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19444
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Science News. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.