Mersin Balığına Benzeyen 300 Milyon Yıllık Balık Türü, Bambaşka Bir Evrimsel Tarihe Sahip Olabilir!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Linnean Derneği Zooloji Dergisi’nde yayımlanan yeni bir çalışmada, Pennsylvania Üniversitesi’nden 2019 mezunu olan Jack Stack ve aynı üniversitenin Fen Edebiyat Fakültesi’nden paleobiyolog Lauren Sallan tarafından yönetilen araştırmacılar, 300 milyon yıl önce bugünkü New Mexico’daki bir nehir ağzı ortamında yaşamış eski bir balık türü olan Tanyrhinichthys mcallisteri’yi yakından inceliyorlar.[1] Bu balığın özelliklerini, çıkıntılı burnu da dahil olmak üzere, mersin balıklarına son derece yakın bulsalar da, bu özelliklerin modern mersin balıklarının ortaya çıkmasına sebep olan türlerden ayrı bir evrimsel yolda evrimleşmiş olduğunu gösteriyorlar.
Bulgular, Tanyrhinichthys’in yaşadığı çevre içerisinde başarılı olmasını sağlayan özelliklerin, eski olmalarına rağmen farklı balık nesillerinde çok kez ortaya çıkmış olduğuna ve bu durumun bu zaman diliminde yaşamış olan balıklar için daha önce tam olarak farkına varılmamış bir yenilik patlaması olduğuna işaret ediyor. Baş yazar Sallan, çalışma hakkında şöyle diyor:
Mersin balıkları, "ilkel" bir tür olarak kabul edilir; ancak biz, mersin balığı yaşam tarzının belirli koşullarda seçilmiş ve defalarca evrimleşmiş olduğunu gösteriyoruz.
Araştırma başında Pennsylvania Üniversitesi'nde bir lisans öğrencisi olan, şimdiyse Michigan Eyalet Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisi olan, çalışmanın ilk yazarı Stack, balıkların ekolojik sorunlara çözüm bulmakta çok iyi olduklarını söylüyor ve şöyle devam ediyor:
Bu, balıklarda mümkün olan yenilik ve yakınsama derecesini gösteriyor. Sayıları yeterince arttıktan sonra yepyeni biçimler üretmeye başladılar ve artık bu biçimlerin balıkların tarihi boyunca, benzer ekolojik şartlar altında pek çok kez evrimleşmiş olduklarını görüyoruz.
İlk Tanyrhinichthys fosili 1984 yılında, Albuquerque’nın yaklaşık yarım saat doğusundaki fosil bakımından zengin Kinney Brick Madeni’nde bulundu. Türün tarifini yapan ilk kişi, şu anda Stack’in yüksek lisans danışmanı ve Michigan Eyalet Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Michael Gottfried adındaki bir paleobiyologdu. Stack, bulunan fosille ilgili olarak şöyle diyor:
Bu örnek, biri bir balık bulmuş ve kafatasının ön kısmını çekiştirmiş gibi duruyor.
Kılıç balığından yelken balığına kadar birçok modern balık türünün, avlarına saldırmalarını kolaylaştıran, öne doğru uzayan çıkık burunları bulunuyor. Ancak bu özellik eski balıklarda çok daha ender görülüyor. Gottfried, 1980’lerde ilk örneği tarif ederken, Tanyrhinichthys’in bir turna balığına benzediğini ve uzun burunlu bir pusu avcısı olduğunu belirtmişti.
Bununla birlikte, son on yıl içerisinde aynı madende çok sayıda başka Tanyrhinichthys örnekleri de bulundu. Stack şöyle diyor:
Bu bulgular proje için bir itici güç oldu, çünkü artık bu gizemli ve tuhaf balık hakkında daha çok bilgiye sahibiz.
Tanyrhinichthys’in sularda dolaştığı zamanlarda Dünya’daki kıtalar Pangea adı verilen dev süper kıta halinde birleşmiş durumdaydı ve tek bir okyanusla çevreleniyordu. Ancak bu aynı zamanda bir buz çağıydı ve iki kutupta da buz vardı. Fosil kalıntıları, günümüzde okyanuslara hakim olan ışıklı yüzgeçli balıkların bu dönemden hemen önce bir çeşitlilik patlaması yaşamış olduklarını gösterdi. Ancak 300 milyon yıl önce, Sallan’ın tabiriyle “sanki biri durdurma düğmesine basmıştı.”
Daha fazla varyasyon olmuş olabileceğine yönelik bir beklenti var, bunun nedeni de bu zaman dilimiyle ilgili özelikle ABD’de ve ABD’nin batısında yeterince çalışma yapılmamış olması.
Tanyrhinichthys’in daha fazla özelliğini saptayarak bu boşluklardan bazılarını doldurma amacıyla Stack, Sallan ve çalışma arkadaşları örnekleri yakından detaylı olarak incelediler ve bu zaman diliminde yaşamış olan diğer türleri de araştırdılar. Stack şöyle diyor:
Bu kulağa basit geliyor, ama uygulamasının zor olduğu ortada. Çünkü fosiller doğada muhafaza edilirken sıkışarak düz bir hal alıyorlar.
Araştırmacılar, modern balıkların biçimlerinden faydalanarak fosiller için üç boyutlu anatomi modelleri oluşturdular.
Fark ettikleri şey, Tanyrhinichthys’in turna balığına benzediği düşüncesi üzerinde şüphe yarattı. Turna balığının, avına doğrudan saldırmasını sağlayan, sonunda çenesinin bulunduğu uzun bir burnu varken, Tanyrhinichthys’in çenesi uzun burnunun altında bulunuyor.
Stack, bu balığın biçiminin tümünün diğer dipte yaşayan balıklara benzediğini söylüyor. Ayrıca Sallan, balığın burnunun üzerinde, kafasının üst kısmında yoğunlaşan, duyu organlarının bağlı olabileceği, kanala benzeyen yapılar fark etti. Sallan şöyle diyor:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bunlar balığın avını yakalamasını sağlayan titreşimleri algılıyor olabilirler.
Araştırmacılar, benzer ortamlarda yaşayan diğer türlerin çoğunun, Sallan’ın tarifiyle “bir surat antenine” benzeyen uzun burunlara sahip olduklarını bildiriyorlar. Sallan’a göre:
Bu mantıklı, çünkü bu ortam, büyük nehirlerin döküldüğü ve suyu karıştırarak bulanıklaştırdığı bir nehir ağzıydı. Böyle bir yerde av bulmak için gözleriniz yerine diğer duyu organlarınızı kullanmalısınız.
Buna rağmen, çeşitli eski çağ balıklarının diğer morfolojik özellikleri Tanyrhinichthys’den o kadar farklıydı ki, aynı kökeni paylaşmıyor oldukları muhtemel. Günümüzdeki mersin balığı da Tanyrhinichthys’in soyundan gelmiyor. Bunun yerine, uzun burunlar yakınsak evrimin bir örneğine benziyor, diğer bir deyişle birçok farklı soy, bulunduğu ortama uyum sağlamak için aynı yeniliği gerçekleştirmiş. Stack, sözlerini şöyle bitiriyor:
Yaptığımız çalışma ve genel olarak paleontoloji, bugün gördüğümüz yaşam formlarının geçmişe uzanan kökleri olduğunu gösteriyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Heritage Daily | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Stack, et al. (2020). Tanyrhinichthys Mcallisteri, A Long-Rostrumed Pennsylvanian Ray-Finned Fish (Actinopterygii) And The Simultaneous Appearance Of Novel Ecomorphologies In Late Palaeozoic Fishes. Zoological Journal of the Linnean Society. doi: 10.1093/zoolinnean/zlaa044. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 19:40:32 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9196
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Heritage Daily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.