Mark Bogan'ın Kamyonu ve Adli Botanik: Bitki DNA’sı ile Çözülen İlk Cinayet!
Bitki deyip geçmek "ayıp" olur; çünkü bir bitki, bir kadının katilinin kim olduğunu ortaya çıkardı. Katile nasıl ulaşıldığını anlamak ve geçirilen soruşturma sürecini hissedebilmek için Arizona’ya gidiyoruz.
3 Mart 1992’de bir motosikletli, Phoenix’teki terk edilmiş bir alanda bir kadın cesedine rastladı. Dehşete düşen adam bu durumu hemen polise haber verdi. Kadın dövülmüş, bağlanmış ve tahminlere göre boğularak öldürülmüştü. Üstelik kendi tişörtü ile boğulmuştu. Ayrıca üzerinde sadece kolsuz bir yelek vardı. Kurbanın el ve ayak bileklerinde görülen bağlama işlemi ise kadının kendi ayakkabı bağcıkları kullanılarak yapılmıştı; fakat bu bağlar gevşek duruyordu. Yani kadın savunmasız ve çırılçıplak bir halde bu araziye bırakılmıştı. Bunun üzerine polisler kadının ya öldürülmeden önce ya da öldürüldükten sonra tecavüze uğramış olabileceğini düşündüler. Olay yeri incelemesinde ceset yakınlarında bir çağrı cihazıyla karşılaştılar. Bu ve diğer deliller toplandıktan sonra, ceset kimlik tanımlanması ve otopsi için adli tıpa gönderildi. Kurbanın parmak izi sistemdeki bir parmak iziyle eşleşti ve adının Denise Johnson olduğu ortaya çıktı.
30 yaşındaki Denise’in şimdi öksüz kalan iki tane çocuğu vardı. Denise, dünyaya güzel bir şekilde veda edemediği gibi, hayatını da mutlu bir şekilde yaşayamamıştı. Phoenix’te doğmuş ve büyümüş olan bu kadın yanlış kişilerin ve tercihlerin kurbanı olmuştu. Uyuşturucu ve alkol bağımlısı olan Denise sokaklarda yaşıyordu. Hırsızlık ve uyuşturucu satıcılığı yaparak hayatını kazanmaya çalışan kadın, genelde kamyon duraklarını iş yeri olarak seçiyordu ve kamyon şoförleri ile uyuşturucu takasına giriyordu.
Kimlik tanımlama işlemi ve otopsiden sonra, olay yerinde bulunan çağrı cihazının kime ait olduğu tespit edildi. Cihaz Mark Bogan’a aitti. Mark bir kamyon şoförüydü. Hemen soruşturmaya alınan Bogan, iddiaları reddetti:
Denise ile ilk kez 3 Mart gecesi karşılaştım. İşten eve dönerken bir telefon konuşması için yol kenarında durduğum zaman, Denise aracıma doğru yaklaştı ve eyaletler arası bir yolculuk yapması gerektiğini ve ona yardımcı olup olamayacağımı sordu. Ben de kendisini araca aldım ve yola birlikte devam etmeye başladık. Bir süre sonra kendisi bana cinsel ilişki teklifinde bulundu ve ben de kabul ettim. Bunun için aracı kenara çektim ve cinsel beraberlik gerçekleşti. Bu beraberlikten sonra onu araçtan indirmem gerektiğini ve yola tek başına devam etmesi gerektiğini söyledim; fakat bunları dedikten sonra Denise, cüzdanım dahil birkaç parça eşyamı çalmaya çalıştı. Biraz boğuşmanın ardından Denise araçtan indi ve uzaklaştı. Bu onu ilk ve son görüşüm oldu.
Polisler çağrı cihazı hakkında soru yönelttikleri zaman, Bogan cihazının kaybolduğunu sabah fark ettiğini ve cihazın üreticisi olan şirkete bu durumu bildirdiğini söyledi.
Adli tabip, otopsi sonucunda Denise’in boğularak öldürüldüğünü söyledi; fakat cinsel bir kanıta (meniye, yabancı saç veya tükürüğe) rastlamadığını da belirtti. Bunun yanı sıra kurbanın kanında kokaine rastlandı. Otopsi sonucu, katili tanımlamaya yönelik bir şey sunmamıştı ve Mark Bogan’ı cinsel birliktelikle ilişkilendirecek ve onu kesin olarak suçlayabilecek somut bir kanıt yoktu.
Cinayet bürosundan dedektif Charles Norton, gözden kaçırmış olabilecekleri bir ipucu veya kanıtı yakalamak için cinayet mahalline tekrar gitti ve gözüne çarpan bir şey oldu: Taze bir aşınmaya sahip Palo Verde ağacının sarkık bir dalı... Dedektif, katile yaklaşmaya yardım edip edemeyeceğini bilmeden, bir yol gösterici olabileceğini düşünerek, bu daldan birkaç tohum aldı.
Bu sırada tek şüpheli olan Mark Bogan’ın kamyonu aranmaktaydı. Kamyonda herhangi bir saç teline, meniye, kana, tükürüğe ya da giysi kalıntısına rastlanmadı; fakat kamyonun arkasına bakıldığı zaman birkaç tohum kabuğu görüldü. Tohumlar, Palo Verde ağacına aitti!
Sorun şu ki bu ipucu da hala Mark Bogan’ın katil olduğunu kanıtlamıyordu; çünkü Palo Verde Arizona’nın yoğun sıcağına dayanabilen birkaç ağaçtan biriydi ve bu yüzden bu ağaçlar her yerde görülebiliyordu. Bu cinayeti çözmeye çalışan bilim insanları kamyonda bulunun tohumlar ile olay yerinde bulunan tohumların aynı ağaçtan mı farklı ağaçlardan mı geldiğini anlamak zorundaydılar.
Bu nedenle işin ehli olan Arizona Üniversitesi’ndeki bitki genetikçisi Dr. Timothy Helentjaris’e ulaştılar. Helentjaris, bu tohum kabuklarını karşılaştırmak için Rastgele Çoğaltılmış Polimorfik DNA (RAPD) tekniğinden yararlandı.
RAPD Tekniği Nasıl Çalışır?
Öncelikle bu testin insan DNA’sını analiz etmede ve eşleştirmede kullanılan testten farklı olduğunu belirtmemiz gerek. Bu teknik, Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) yönteminin bir türüdür. PCR metodu, belirli bir DNA bölgesinin birçok kopyasını yapmak için kullanılan yaygın bir yöntemdir. Bu metot ile milyonlarca veya milyarlarca kopya birkaç saat içerisinde elde edilebilir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bizim vakamızı çözmeyi sağlamış olan RAPD tekniği ise, PCR’ı temel alır. RAPD tekniğinde çoğaltılacak DNA parçaları rastgele seçilir, yani önceden belirlenmiş bir DNA bölgesi yoktur. Bu nedenle bu teknik nükleotid dizi bilgisine bakılmaksızın polimorfizmin -iki veya daha fazla farklı fenotipin aynı tür popülasyonunda bulunması durumu- belirlenmesini sağlar. Ayrıca RAPD tekniği genom dizisi hakkında herhangi bir ön bilgi, yüksek saflıktaki DNA’dan büyük bir miktar veya radyoaktif kimyasallar gerektirmez. Bunların yanında, bu yöntem düşük maliyetli ve hızlıca uygulanabilen bir metottur.
Bu teknikten yararlanan bilim insanları, genellikle 8-12 nükleotitten oluşan bir DNA bölgesiyle işe başlar ve bu 8-12 nükleotitten oluşan DNA bölgesine primer denir. Bir primer, DNA sentezinin başlangıcında tüm canlılar tarafından kullanılır ve primerler sayesinde DNA replikasyonu başlatılmış olur. RAPD tekniğinde, bir DNA segmenti primerlerin tamamlayıcı olan pozisyonlarına bağlı olarak çoğalır ya da çoğalamaz. Örneğin, primerlerin 3’ uçları birbirine bakmıyorsa bir çoğalma durumu görülemez.
RAPD yöntemi, adli bilimlerin yanında, genotipin belirlenmesinde, genom yapısının araştırılmasında, evrimsel sorunlar hakkındaki araştırmalarda, popülasyon biyolojisinde kültür ve etnik köken belirlenmesinde, ebeveyn belirlenmesinde ve ekoloji alanında da kullanılmaktadır.
Bu noktada vakamıza geri dönecek olursak: Dr. Helentjaris, RAPD tekniği sayesinde olay yerinden alınmış tohum kabuklarının DNA’sı ile Bogan’ın kamyonunda bulunan bitki tohumlarının DNA’sının aynı olduğunu kanıtladı.
Peki ya ülkedeki bütün ağaçlar birbirinin kopyasıysa? Bu ihtimali ortadan kaldırmak için Arizona’daki yüz tane Palo Verde ağacından örnekler toplandı ve Dr. Helentjaris’e teslim edildi. Dr. Helentjaris’in önceden belirttiği gibi örneklerin alındığı yüz Palo Verde ağacı birbirinden farklı DNA’ya sahipti ve kamyondaki bitki tohumlarının DNA’sı sadece olay yerindeki Palo Verde ağacından alınan örnekle eşleşti. Bu durumda, Mark Bogan, Denise Johnson’ı öldürmekten suçlu bulundu. Bogan, şartlı tahliye ihtimali olmadan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Bu vaka, dünya tarihindeki en önemli vakalardan biri olarak kabul edilmektedir; çünkü bu vakadan önce bitki DNA’sı bir kanıt olarak görülmüyordu; fakat bu dava ile birlikte bitki DNA’larının insan DNA’ları gibi benzersiz olduğu tüm bilim insanları tarafından kabul edildi. Bu nedenle bitki DNA’larının araştırmalarda kanıt olarak kabul edilmesine izin verildi ve Denise Johnson vakası da bir bitki DNA’sının geçerli adli kanıt olarak kayıtlara girdiği ilk vaka oldu.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 34
- 21
- 12
- 12
- 8
- 8
- 7
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Bite-Size History. Plant Dna Used For The First Time To Solve A Murder. (1 Ağustos 2018). Alındığı Tarih: 13 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Bite-Size History | Arşiv Bağlantısı
- H. Singh. The Denise Johnson Case: The Seed Pods Convinction. (1 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 13 Temmuz 2020. Alındığı Yer: The Lawyers Update | Arşiv Bağlantısı
- J. Williams, et al. (1990). Dna Polymorphisms Amplified By Arbitrary Primers Are Useful As Genetic Markers. Nucleic Acid Research, sf: 6531–6535. | Arşiv Bağlantısı
- S. Aydın. (2004). Rapd (Rastgele Arttirilmiş Polimofik Dna) Belirleyicileri Ve Bitki Sistematiği. Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, sf: 113-129. | Arşiv Bağlantısı
- R. Mestel. Murder Trial Features Tree's Genetic Fingerprint. (29 Mayıs 1993). Alındığı Tarih: 13 Temmuz 2020. Alındığı Yer: New Scientist | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 05:28:58 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8987
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.