Kuşlara Ait En Kapsamlı Evrim Ağacı, Kuşların Evrimsel Tarihini Aydınlatıyor!
Bu haber 10 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Kuşların soy ağacını haritalandırmak için yapılan oldukça önemli uluslararası bir çalışma dinozorları yeryüzünden silen toplu soy tükenmesinden sonra kuşların bugün yaşayan 10,000 türe nasıl evrimleştiğini gözler önüne seriyor. 20 ülkeden 200’ü aşkın bilim insanı kuşların renkli tüyleri nasıl edindiğini, dişleri nasıl yitirdiğini ve şakımayı nasıl öğrendiğini gösteren bir evrim ağacı yaratmak için güçlerini birleştirmişti.
Çalışma insanların konuşmasını sağlayan beyin devreleri ile kuşlara ötüşü verenler arasında fevkalade benzerlikler açığa çıkardı: ortak biyolojik yapılara farklı evrimsel yollarla ulaşılabiliyor.
Bazı kuşların şaşırtıcı bir biçimde yakın ilişki içinde olduğu görüldü: doğan kartal veya akbabadan ziyade papağanla; flamingo ise pelikandan ziyade güvercinle çok daha yakın akraba. Harita ayrıca kara kuşlarının en eski ortak atasının bir zamanlar Amerika’da dehşet saçmış tarihöncesinin devasa kuşlarının yolunu açan bir üst düzey yırtıcı [Ç.N. Doğada yetişkin halde iken başka türler tarafından avlanılmayan veya av türlerini kontrol altında tutan avcı canlılar] olduğunu ortaya koyuyor. Science dergisine konuşan Stockholm’deki İsveç Doğa Tarihi Müzesi’nden evrimsel biyolog Per Ericson şöyle söylüyor:
Bu daha önce başka bir canlı için yapılmadı. İnsanın aklını başından alıyor!
Bilim insanları son 30 yılda dünyanın dört bir yanındaki müzelerden toplanan kartal, ağaçkakan, devekuşu ve muhabbetkuşu da dahil 45 kuş türünün donmuş etinden parmak tırnağı büyüklüğünde parçaları analiz ederek projeye başladı. Çözülen dokudan kuşların tüm genomlarını çıkarıp okudular. Bunlara daha önce dizilenmiş üç türün genomlarını eklediler. Bütün genomların karşılaştırılması ve kapsamlı bir evrim ağacına dönüştürülmesi dokuz süperbilgisayarın 400 yıla eşdeğer işlemci süresini aldı.
Avian Phylogenomics Consortium (Kuş Filogenomik Konsorsiyumu) da denilen projenin üyeleri soy ağacını ve analizlerini Perşembe günü Science dergisinde sekiz ana makalede ve toplamda 20’den fazla farklı bilim dergisinde yayınladılar.
Kuşların doğuşu 65 milyon yıl önce başladı. Büyük olasılıkla bir asteroid çarpmasının yol açtığı toplu soy tükenmesi büyük gövdeli dinozorların çoğunu yok etti, fakat geride birkaç tüylü canlı kaldı. Bu kadar çok sayıda türün kayboluşu büyük ekolojik alanları boş bıraktı ve bu hayvanların çeşitlenmesine olanak tanıdı.
Kuş genomlarının diğer hayvan genomlarıyla karşılaştırılması araştırmacıları renkli tüylerin ortaya çıkışıyla ilişkili gen kümelerine bakmaya zorladı. Tüyler ilk olarak sıcaklık için ortaya çıkmışken, renkli tüyler çiftleşmede rol oynuyor olabilirdi. Güney Carolina Üniversitesi’nden araştırmacıların keşfettiğine göre su kuşları tüy renkliliğiyle bağlantılı en az gen sayısına sahipken evcil hayvanlar ve zirai kuşlar sekiz katına sahip.
Genomların daha detaylı incelenmesi tüm yaşayan kuşların ortak atasının dişlerini 100 milyon yıldan çok daha önce kaybettiğini gösteriyor. En az altı anahtar gendeki mutasyonlar dişlerdeki mine dokusu oluşumunun 116 milyon yıl önce durduğunu söylüyor. Diş kaybı muhtemelen çenenin ön kısmında başladı ve gaga geliştikçe arkalara sıçradı. Riverside Kaliforniya Üniversitesi’nden Mark Springer şöyle söylüyor:
Fosil kuş Archaeopteryx’in 1861’deki keşfinden itibaren, yaşayan kuşların dişli dinozorların soyundan geldiği bilinmekteydi. Ancak, modern kuşların atasındaki diş kaybının tarihi 150 yıldan çok daha fazladır anlaşılamamıştı.
Kuş şakıması bir kereden fazla evrimleşti. Birçok geni paylaşmasına rağmen, papağanlar ve ötücü kuşlar sesleri öğrenme ve kopyalama yetisini sinekkuşlarından bağımsız kazanmışlardır. Daha çarpıcı olan, bazı kuşların şakımasına olanak tanıyan 50 ve civarı gen grubu insana konuşma yetisi verenlerle benzer. Kuzey Carolina’daki Duke Üniversitesi’nden Erich Jarvis şöyle diyor:
Bu sesli öğrenen kuşların ve insanların beynin şakıma ve konuşma bölgelerindeki genler bakımından birbirine diğer kuşlardan ve primatlardan daha çok benzediği anlamına geliyor.
Ortak genler motor korteksindeki beyin hücreleriyle ses çıkarmaya yarayan kontrol kas hücreleri arasında yeni bağlantılar kurmakla yükümlü.
Beklenildiği gibi, bilim insanları papağan beyninin sesle ilgili bölgelerinde farklılıklar keşfetti. Papağanlar beynin ikincil bir bölgeyle çevrili şakıma üretmekle yükümlü başka bir kesimine sahip; bu araştırmacıları "bir şakıma sistemi içindeki şakıma sistemi" olarak adlandırmaya itti.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Edinburgh Üniversitesi Roslin Enstitüsü’nden David Burt konsorsiyum tarafından yayınlanan ilk sonuçların yalnızca başlangıç olduğunu belirtti ve şunları ekledi:
Umarız insanlara kuş gen bilgisinin zenginliğini keşfetmenin araçlarını vermek çok daha ileri araştırmaları tetikler. Nihayetinde, bu çalışma vahşi kuşların ve çiftlik kuşlarının sağlığının iyileşmesini sağlayacak önemli anlayışları getirecektir.
Penguenler Soğuk Şartlara Nasıl Uyum Sağladı?
Kuş soy ağacı projesi için toplanan penguen DNA’sı uçamayan kuşların Antartika’nın soğuk ve sert ortamına nasıl dayanabildiğine ışık tuttu. Pekin Genomik Enstitüsü’nde Cai Li önderliğindeki araştırmacılar Adelie ve imparator penguenlerinin genomlarını analiz etti ve soğuk şartlara adaptasyonlarını sağlayan genetik değişimlerin bilgisine ulaştı. İki penguenin de ısıyı içerde ve suyu dışarda tutan kısa, sert tüylerin yoğun katmanlı kürkünü koruyan tüy proteinleri yapmakla yükümlü güçlendirilmiş gen takımına sahip olduğu görüldü. Bilim insanları ayrıca DSG1 olarak bilinen bir geni tanımladı. İnsanlarda el ve ayaklarda kalın deriye neden oluyor; penguenlerdeyse tüm bedeni kapsayan bu adaptasyon faydalı.
Penguenler soğuğa dayanmak ve yağ depolayarak aylarca besinsiz idare etmek zorunda. Adelie penguenin yağ metabolizmasıyla ilişkili sekiz gene sahip olduğu görülmüşken, imparator pengueninde bu sayı üç. Bu kuşlar uçma kabiliyetlerini yitirdi ama kanatları sualtı akrobasisine fevkalade uyum sağladı. GigaScience dergisinde yazan Li’nin ekibi penguenlerin önayaklarının yeniden biçimlenmesini tetikleyen 17 gen tanımlıyor. EVC2 denilen bu genlerden birindeki mutasyonlar uzuv cüceliği ve insanlarda kısa kaburgayla ilişkili bir genetik bozukluk olan Ellis-van Creveld sendromuna sebep oluyor. İlk penguenler 60 milyon yıl önce evrimleşti, ama imparator ve Adelie penguenleri oldukça farklı tarihlere sahip.
Adelie pengueni popülasyonu 150,000 yıl önce iklimin ısınmasıyla hızla arttı, fakat 60,000 yıl önce soğuk ve kuru buzul çağı gelince % 40 oranında azaldı. İmparator penguenleri daha iyi iş çıkardı; sayıları hemen hemen hiç değişmedi ve sert ortamla başa çıkmakta yetenekli olduklarını gösterdiler.
Teşekkür: Bu çeviri için Sercan Ulucak'a teşekkür ederiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 3
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
- G. Zhang, et al. (2014). Comparative Genomics Reveals Insights Into Avian Genome Evolution And Adaptation. Science, sf: 1311-1320. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 04:02:33 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3152
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Guardian. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.