Küresel Problemlerin Üstesinden Gelmek İstiyorsak, Evrimi Anlamak ve Kullanmak Zorundayız!
Bu haber 10 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Antropojen Çağ, şu an içinde bulunduğumuz jeolojik çağın bilimsel adı, çevremize insan etkisi ile ön plana çıkıyor. Isınan iklim. Patojen ve haşerelerin dirençlerinin yükselmesi. Artan nüfus.
Bu tür modern küresel sıkıntılarla başa çıkmak için, kimilerinin antik diyebileceği bir prensibin uygulamalarına ihtiyacımız var: Evrim. Bu, Science dergisinde yayınlanan bir makalede, çeşitli alanlarda araştırmacıların olduğu bir grubun önerisi. California-Davis Üniversitesi’nde bir evrimsel ekolog ve aynı zamanda makalenin yazarlarından olan Scott Carroll şöyle söylüyor:
Evrim artık sadece geçmişle ilgili değil, aynı zamanda bugün ve gelecekle de ilgili. Toplumsal sorunlara –gıda güvenliği, ortaya çıkan hastalıklar, biyoçeşitlilik kaybı- sürdürülebilir bir şekilde seslenebilmek için evrimsel düşünmeye ihtiyacımız var.
Makale, evrimsel biyolojinin günümüzdeki kullanım alanlarını inceliyor ve bu alanın, Birleşmiş Milletler tarafından geliştirilmekte olan uluslararası sürdürülebilir kalkınma hedeflerine (international sustainable development goals – SDG) nasıl katkıda bulunabileceği konusunda öneriler sunuyor.
Kopenhag Üniversitesi’nin Makroekoloji, Evrim ve İklim Merkezi’nde çalışan Science dergisi yazarı Peter Søgaard Jørgensen, evrimsel biyolojinin SDG’ler tarafından aydınlatılan birçok sorunu çözme konusunda muazzam potansiyeli olduğunu söylüyor. Saha hesapları, haşerelerin seri bir şekilde bizim müdahalelerimize nasıl adapte olabildikleri ve savunmasız türlerin küresel değişime nasıl adapte olabildikleri hakkında. Hatta yazarlar, makalenin yayınlanma tarihini (12 Eylül 2014), 24 Eylül’de yapılan BM Genel Kurulu ile rastlaşması için özellikle seçmişler.
Önerilerinin arasında hastalıkların tedavilerinde gen terapileri kullanmak, kuraklık ve sele dayanıklı mahsuller seçmek ve yüksek genetik çeşitliliğe sahip yerleri korumak için doğal kaynaklara sahip çıkma stratejilerini değiştirmek var. Science yazarlarının birçoğuna kaynak bulan, NSF’in Çevre Biyolojisi Bölümü’nden George Gilchrist, şöyle söylüyor:
Toplumsal sorunlar için insanlar tarafından tasarlanan çözümlerin bir çoğu göreceli olarak kısa süre kullanılabildi; çünkü evrim onların etrafından bir yol bulur. Caroll ve meslektaşlarının önerdiği şey, bu durumu kendi lehimize çevirerek, evrimsel süreci daha dinamik ve güçlü çözümler üretmek için kullanmak.
Uygulamalı evrimsel biyoloji, yakın geçmişte akademik bir disiplin olmaktan pratik olmaya büyük bir adım attı. Başka bir Science yazarı, California-Los Angeles Üniversitesi (UCLA) Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Bölümü’nden Thomas Smith, şunu söyledi:
Dünyayı değiştiriyor olduğumuz gerçeği, evrimsel sürecin de etkileneceği anlamına geliyor.
Smith’e göre ise asıl soru, bu değişimle çatışmak istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Caroll’a göre, makale, aynı zamanda, uygulamalı evrimsel biyolojiye disiplinler arası bir alan kazandırmak ve bu alanı sürdürülebilir kalkınma çözümlerine bir yol haline getirmek için bir platform görevi de görüyor. Smith:
Evrimsel biyoloji, tıptan koruma biyolojisine, tarıma kadar doğa bilimlerinin birçok parçasına dokunuyor. Ve maalesef, bu alanları birleştirme amaçlı herhangi bir çaba gösterilmedi.
Evrimsel yöntemlerin birçok disiplinde (Patojen direncinin yavaşlatılması için HIV’in ilaç kokteylleri ile tedavisi gibi) kullanılmasına rağmen, hala bir bağlantısızlık var. Ayrıca, evrimsel biyolojinin etkileri, toplumsal bilinçte hala tam oturmamış, ateşli bir tartışma. Smith, bu sorunların pek azının evrimsel bağlamda tanımlandığını söyledi ve ekledi:
Toplumu evrimsel prensiplerin günlük hayatımızdaki önemi hakkında bilgilendirmek için bir fırsatı kaçırıyoruz.
Annual Review of Ecology, Evolution and Systematics (AREES)’de yayınlanan, Smith’in eşyazarlığını yaptığı bir makaleye göre, koruma konusunda evrimsel yaklaşımlar önemsenmiyor çünkü evrimin bizim planlama kabiliyetlerimizin çok ötesinde ve fazla yavaş olduğu yönünde bir inanış var. Yakın zamanda online olarak yayınlanan makale, aynı zamanda uygulamalı evrimin de üstesinden geliyor. Makale Caroll, Maine Üniversitesi’nden biyolog Michael Kinnison, California-Davis Üniversitesi’nden Sharon Strauss ve California-Los Angeles Üniversitesi’nden Trevon Fuller tarafından yazılmış. Bunlardan Kinnison ve Strauss aynı zamanda Science’da yazar.
AREES makalesine göre, bilim adamlarının şu an gözlemlediği çağdaş evrim, birkaç aydan birkaç yüzyıla kadar değişebilen bir zaman diliminde gerçekleşiyor ve koruma planlama sonuçlarını etkileyebilir. Evrimsel potansiyeli ve türlerin kısıtlamalarını düşünmek de, “evrimsel uyumsuzluk” ile mücadele etmek için şart. “Evrimsel uyumsuzluk”, bir türün yaşadığı çevre ile o çevrede yaşamak için evrimleşmiş olan o türün artık uyumsuz olması anlamına geliyor.
Modern insanların yerleşik hayat tarzlarından ve işlenmiş gıdaya dayalı beslenme şekillerinden bahseden Science yazarları, böyle bir ahenksizliğin oldukça pahalıya patlayacağını yazıyor. Bu tip hayat tarzları; artan obezite oranları, diyabet ve kardiyovasküler bozukluklarla bağlantılı. Sağlığımızı onarmak için daha fazla fiziksel egzersize ve daha az işlenmiş karbonhidrata ihtiyacımız var. Science makalesi, bu beslenme ve aktivite seviyesini “ortama daha iyi adapte olduğumuz geçmişe daha yakın” olarak tanımlıyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Jørgensen, uygulamalı evrim prensiplerini uygulamaya koymanın, sosyal teşvik üzerine dikkatlice düşünülmesini gerektirdiğini söylüyor. Örnek olarak, halka açık aşı programlarını ve ve ürünlerde haşere kontrolünü, bireysel fayda ve toplumsal fayda arasında gerilim yaratıyor. Bu sebeple uygulamalı evrim; biyologlar, doktorlar, ziraatçılar tarafından besleme bekliyor. Jørgensen:
Bunun içine girebilmek için politikaları belirleyen ve kararları veren insanlarla görüşmeler yapıyoruz.
Smith, evrimsel biyologların tüm cevaplara sahip olmadığını söylüyor, ancak birçok durumda risk almamızı gerektiren bir noktaya geldiğimizi de ekliyor:
Arkamıza yaslanıp fazlasıyla korumacı olamayız, yoksa oyunu kaybederiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Science Daily | Arşiv Bağlantısı
- S. P. Carroll. (2014). Applying Evolutionary Biology To Address Global Challenges. Science. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 15:01:35 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2870
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Science Daily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.