Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Kuantum Kütleçekimi Nedir?

7 dakika
6,335
Kuantum Kütleçekimi Nedir? Space
Kuantum kütleçekimi, evrenin en küçük parçacıklarında kütleçekimin nasıl çalıştığını açıklamaya çalışır.
Bu içerik 2 yazı dizisinde bulunuyor!

Bu yazı, Genel Görelilik Teorisi & Kütleçekim Fiziği yazı dizisinin 15 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Kütleçekimiyle İlgili (Muhtemelen) Bilmediğiniz 20 Gerçek!" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.


Bu yazı, Kuantum Fiziği yazı dizisinin 15 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Kuantum Mekaniği Nedir? Atom Altı Parçacıkların Dünyası, Evren'i Daha İyi Anlamamızı Sağlayabilir mi?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.


EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Kütleçekim, insanlığın varlığını kabul ettiği ilk temel kuvvet olmasına rağmen, hala en az anlaşılanı. Fizikçiler, kütleçekimin bowling topları, yıldızlar ve gezegenler üzerindeki etkisini muhteşem bir doğrulukta öngörebilirken, kimse bu kuvvetin küçük parçacıklarla ya da kuantalarla nasıl etkileşime girdiğini bilmiyor. Kuantum kütleçekim teorisi, yani kuvvetin, evrenin en küçük parçalarında nasıl çalıştığına dair geliştirilen teorimiz için neredeyse bir asırdır süren araştırma; tüm galaksileri, kuarkları ve aradaki her şeyi tek bir kütleçekim kuralının idare etmesi gerektiği şeklindeki basit bir beklenti tarafından yönlendirilmekte.[1] Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) teorik fizikçi Netta Engelhardt, şöyle anlatıyor:

Eğer bir kuantum kütleçekim teorisi yoksa, o zaman evren yalnızca kaostan ibarettir. Tamamen rastgeledir. Hatta kaotik ya da rastgele olduğunu bile söyleyemem çünkü bunlar, halihazırda meşru olan fiziksel süreçlerdir.

Genel Göreliliğin Sınırı

Teorik fizikteki en çetrefilli problemin kalbinde, alanın en büyük iki zaferi arasındaki çatışma yatıyor. Albert Einstein'ın genel görelilik teorisi; Isaac Newton'un "nesneler arası çekim kuramı" kavramını, madde ya da enerjinin etrafındaki uzay ve zamanı büktüğü ve yakındaki nesnelerin sanki birbirlerini çekiyormuş gibi davranarak, bu kıvrımlı yolları takip ettiği bir tanımla değiştirdi. Einstein'ın denklemlerinde kütleçekim, uzayın kendisinin şeklinden ibarettir. Einstein'ın teorisi, her seferinde uzayın daha ufak bir kısmına bakabileceğiniz, pürüzsüz ve klasik bir geleneksel evren tanımını korumuştur.

Genel görelilik, Einstein'ın asla hayal edemeyeceği durumlar da dahil olmak üzere, astrofizikçilerin yaptığı her testi geçmeye devam ediyor. Ancak çoğu uzman, Einstein'ın teorisinin bir gün yetersiz kalacağını düşünüyor; çünkü evren pürüzsüz değil, engebeli bir görünüme sahip. Gezegenler ve yıldızlar, aslında elektronlardan ve kuark demetlerinden oluşan atom topluluklarıdır. Bu parçacıklar, diğer parçacıklarla yer değiştirerek birbirlerinden ayrılır veya birbirlerine tutunur, bu da itme ve çekme kuvvetlerini meydana getirir.

Tüm Reklamları Kapat

Örneğin elektrik ve manyetik kuvvetler, "sanal foton" olarak bilinen parçacıkların alışverişini yapan nesnelerden meydana gelmektedir. Mesela, bir mıknatısı buzdolabına yapıştıran güç; düzgün, klasik bir manyetik alan olarak tanımlanabilir; ancak alanın ince detayları, onu oluşturan kuantum parçacıklarına bağlıdır. Evrenin dört temel kuvvetinden (kütleçekim kuvveti, elektromanyetik kuvvet, güçlü ve zayıf nükleer kuvvetler) yalnızca kütleçekim kuvvetinin "kuantum" tanımı yoktur. Sonuç olarak hiç kimse, hakkında pek çok fikir olmasına rağmen, kütleçekimsel alanların nereden geldiğini ya da içlerindeki parçacıkların ayrı ayrı nasıl hareket ettiğini kesin olarak bilmiyor.

Farklı Güç

Problem şu ki, kütleçekimi bizi yerde tutsa ve genelde bir kuvvet gibi davransa da, genel görelilik onun bundan çok daha fazlası olduğunu, uzayın şeklinin ta kendisi olduğunu ileri sürmekte. Diğer kuantum teorilerinde parçacıkların ne kadar hızlı ve ne kadar uzağa uçtuğunu ölçebilmek için, uzayın düz bir zemin olduğu varsayılır. Uzayın eğriliğini görmezden gelmek parçacıklarda işe yarar; çünkü kütleçekim kuvveti, diğer kuvvetlere göre o kadar zayıftır ki, elektron kadar küçük bir şeye yaklaşıldığında uzay düz görünür. Kütleçekimin etkileri ve uzayın eğriliği, gezegenler ve yıldızlar gibi daha uzak seviyelerde nispeten belirgindir. Ama fizikçiler, uzayın eğriliğini bir elektronun etrafında hesaplamayı denediklerinde, ne kadar az olursa olsun, matematik imkansız hale gelir.

1940'lı yılların sonlarında fizikçiler, kuantum mekaniğinin belirsizlikleriyle başa çıkmak için "renormalizasyon" denen, bir elektronun sıkıcı bir yolculuğa sonsuz farklı şekilde renk katmasına olanak veren bir teknik geliştirdiler. Örneğin söz konusu elektron, bir foton fırlatabilir. Bu foton, elektron ve elektronun karşıt madde ikizi pozitrona bölünebilir. Bu çift, sonrasında daha fazla ikize bölünebilecek daha çok foton fırlatabilir ve bu böyle devam eder. Hatasız bir hesaplama, sonsuz çeşitlilikteki elektron yolculuklarını saymayı gerektirse de renormalizasyon, fizikçilerin başa çıkılması zor olasılıkları elektron yükü ve kütlesi gibi ölçülebilir birkaç sayıda toplamasına izin verdi. Bu değerleri tahmin edemezlerdi; ancak deneylerden sonuçlar toplayıp, bunları elektronun nereye gittiği gibi başka tahminlerde bulunmak için kullanabilirlerdi.

Graviton denen hipotetik kütleçekim parçacıkları işin içine girdiğinde, renormalizasyon işe yaramaz. Gravitonların daha fazla uzay bükülmesi ve graviton yaratan enerjileri vardır. Bu enerji de daha fazla bükülme ve graviton yaratır ve bu böyle giderek genelde devasa bir matematiksel karmaşayla sonuçlanır. Fizikçiler, bazı sonsuzlukları deneysel olarak ölçmek için bir yığın haline getirmeyi denediklerinde bile sonunda sonsuz sayıda yığın arasında boğulurlar. Engelhardt şöyle diyor:

Tüm Reklamları Kapat

Bu, herhangi bir şeyi saptamak için sonsuz sayıda deneye ihtiyacınız olduğu anlamına geliyor ve gerçekçi değil.
Genel görelilik kuramı evrenin pürüzsüz bir doku olduğunu, kuantum mekaniği pütürlü bir parçacık karmaşası olduğunu, fizikçiler ise ikisi birden olamayacağını söylüyor.
Genel görelilik kuramı evrenin pürüzsüz bir doku olduğunu, kuantum mekaniği pütürlü bir parçacık karmaşası olduğunu, fizikçiler ise ikisi birden olamayacağını söylüyor.
Space

Pratikte parçacıkların etrafındaki eğrilikle başa çıkma konusundaki bu başarısızlık, çok fazla kütlenin ve enerjinin uzayı elektronların ve benzerlerinin bile yardım edemeyeceği kadar sıkı bir şekilde büktüğü durumlarda -örneğin kara deliklerde- ciddi bir hal alır. Ancak uzay-zaman çukurlarının çok yakınındaki -ya da daha kötüsü içindeki- her parçacık, fizikçiler bilmese bile angajman kurallarını mutlaka bilir. Princeton, New Jersey'deki İleri Araştırmalar Enstitüsü'nün yöneticisi Robbert Dijkgraaf, enstitü için yazdığı bir yayında şöyle diyor:

Doğa, kara delikler yaratmanın bir yolunu buldu. Şimdi doğanın bilip bizim henüz bilmediğimiz şeyin ne olduğunu bulmak bize bağlı.

Kütleçekimi Sahaya Getirmek

Fizikçiler, Engelhardt'ın "yara bandı" dediği bir genel görelilik yaklaşımı kullanarak, gravitonların neye benzeyebileceği hakkında bir fikir geliştirdiler; ancak kimse, yakın zamanda bir graviton görmeyi beklemiyor. Bir düşünce deneyi, bir gravitonu saptamak için Jüpiter ağırlığında bir parçacık çarpıştırıcıyla 100 yıl deney yapmak gerekeceğini öne sürüyor. Bu nedenle o zamana kadar teorisyenler, evrenin en temel unsurlarının doğasını tekrar düşünüyor.

Döngüsel kuantum kütleçekimi olarak bilinen bir teori, uzay-zaman ve parçacıklar arasındaki çatışmayı uzay ve zamanı küçük parçalara ayırarak ötesinde hiçbir yakınlaştırmanın yer alamayacağı nihai bir çözümle ortadan kaldırmayı amaçlar.

Bir başka popüler çerçeve olan sicim teorisi, farklı bir yaklaşım izleyerek parçacıkları noktasal benzerlerinden matematiksel olarak daha iyi davranan iplik benzeri sicimlerle değiştirir. Bu basit değişimin karmaşık sonuçları vardır; ancak iyi yanı, kütleçekimin matematiğin dışında kalmasıdır. Engelhardt, şöyle diyor:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Einstein ve çağdaşları genel göreliliği hiç geliştirmemiş olsalardı bile, fizikçiler daha sonra sicim teorisi yoluyla genel görelilikle karşılaşırlardı. Bunu oldukça mucizevi buluyorum.

Ayrıca Engelhardt'a göre sicim kuramcıları, son yıllarda üretken bir yolda olduklarını gösteren daha fazla ipucuna sahip. Basitçe söylemek gerekirse uzay fikri, fizikçileri evrenin daha temel bir yapısından uzaklaştırıyor olabilir.

Kuramcılar; 1990'ların sonlarında kütleçekim içeren basit, kutu benzeri bir evren tanımının, yalnızca kuantum fiziğine sahip, kütleçekimsiz, düz bir evrenin resmine matematiksel olarak eşit olduğunu keşfettiler. Bu tanımlar arasında gidip gelebilmek, uzayın kozmosun temel bir malzemesi olmaktan ziyade, parçacık etkileşimlerinden kaynaklanan bir yan etki olabileceğini düşündürüyor.

Her ne kadar uzay dokusuna gömülmüş biz ölümlüler için hayal etmek zor olsa da, uzay ve parçacıklar arasındaki ilişki, oda sıcaklığı ve hava molekülleri arasındaki ilişkiye benziyor olabilir. Fizikçiler bir zamanlar ısıyı, sıcak bir odadan soğuk bir odaya akan bir sıvı gibi düşündüler. Ancak moleküllerin keşfi, sıcaklık olarak algıladığımız şeyin hava moleküllerinin ortalama hızından kaynaklandığını ortaya çıkardı. Uzay (ve eşdeğer olarak kütleçekim) benzer bir şekilde küçük ölçekli bir fenomenle ilgili büyük ölçekli deneyimlerimizi temsil ediyor olabilir. Engelhardt şöyle diyor:

Sicim teorisi içinde, bu noktada uzayın gerçekten ortaya çıktığına dair oldukça iyi göstergeler var. Bu farklılık bir sorun olmayabilir çünkü kuantum kütleçekimi bütün muhtemel evren şekilleri için aynı şekilde davranabilir.

O, böyle dese de sicim teorisinin kutudaki evreni, bizim gördüğümüz evrenden farklı bir şekle sahiptir. Kutu evrenden alınan dersler gerçekte geçerli olsa bile matematiksel iskelet kabataslak kalır. Fizikçiler, uzayla teorik bağlarını kesmekten ve tüm pürüzlü ihtişamıyla kuantum kütleçekimin doğru bir tanımına ulaşmaktan çok uzaktalar.

Kendi teorilerindeki önemli matematiksel tuhaflıkları çözmeye çalışırken bazı fizikçiler astrofiziksel gözlemlerinin onları bir gün doğru yöne itebileceğini umuyor. Bugüne kadar yapılan hiçbir deney genel göreliliğin tahminlerinden sapmadı ancak gelecekte birçok dalga boyuna duyarlı çeşitli bir dizi yerçekimi dalga detektörü, gravitonların hafif fısıltılarını yakalayabilir. Ancak Engelhardt, sözlerini şöyle bitiriyor:

İçgüdülerim, parçacık çarpıştırıcılarına bakmaktansa, kozmosa bakmamız gerektiğini söylüyor.
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Bu içerik 2 yazı dizisinde bulunuyor!

Bu yazı, Genel Görelilik Teorisi & Kütleçekim Fiziği yazı dizisinin 15 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Kütleçekimiyle İlgili (Muhtemelen) Bilmediğiniz 20 Gerçek!" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.


Bu yazı, Kuantum Fiziği yazı dizisinin 15 . yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Kuantum Mekaniği Nedir? Atom Altı Parçacıkların Dünyası, Evren'i Daha İyi Anlamamızı Sağlayabilir mi?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.


EA Akademi Hakkında Bilgi Al
70
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 19
  • Merak Uyandırıcı! 12
  • Bilim Budur! 9
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 7
  • Muhteşem! 6
  • İnanılmaz 5
  • Umut Verici! 3
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Space | Arşiv Bağlantısı
  • ^ K. Tate. Strange Quarks And Muons, Oh My! Nature's Tiniest Particles Dissected (Infographic). (7 Nisan 2011). Alındığı Tarih: 19 Kasım 2020. Alındığı Yer: Live Science | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 03/12/2024 17:09:03 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9558

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Elektromanyetizma
Solunum
Konuşma
Şempanze
Evrimleşme
Tür
Video
Darwin
Lgbt
Ekoloji
Carl Sagan
Kozmik Mikrodalga Arkaplan Işıması (Cmb)
Kalıtım
Temel
Patlama
Bilgisayar
Tarih
Sağlık Bilimleri
Bilişsel
Güve
Yangın
Dalga
Yüzey
Viral Enfeksiyon
Bebek Doğumu
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
C. Wood, et al. Kuantum Kütleçekimi Nedir?. (19 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 3 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/9558
Wood, C., Çullu, H. E., Bakırcı, Ç. M. (2020, November 19). Kuantum Kütleçekimi Nedir?. Evrim Ağacı. Retrieved December 03, 2024. from https://evrimagaci.org/s/9558
C. Wood, et al. “Kuantum Kütleçekimi Nedir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Helin Ezgi Çullu, Evrim Ağacı, 19 Nov. 2020, https://evrimagaci.org/s/9558.
Wood, Charlie. Çullu, Helin Ezgi. Bakırcı, Çağrı Mert. “Kuantum Kütleçekimi Nedir?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Helin Ezgi Çullu. Evrim Ağacı, November 19, 2020. https://evrimagaci.org/s/9558.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close