Köpekbalıkları, Dünya'nın Manyetik Alanını Kullanarak Yönlerini Belirliyorlar!
Hayvanlar aleminde muazzam göçler söz konusu olduğunda, akla ilk gelen hayvanlar, genelde kuşlar ve somonlardır. Fakat Güney Afrika'dan Avusturalya'ya göçen büyük beyazlardan tutun Bahama adalarına yolculuk eden limon köpekbalıklarına kadar birçok köpekbalığı türü de okyanusların bir ucundan öbür ucuna olan etkileyici göçlere imza atıyorlar.
Uzun bir süredir bilim insanları, köpekbalıklarının bunu nasıl başardığını merak ediyorlardı. Birçok türün üstün bir koku duyusu olmasına ve bu duyunun yolculuklarının sonuna doğru rotayı bulmalarına yardım ediyor olmasına rağmen, tek başına koku duyusu, uzun mesafeleri kat etmelerini sağlayamaz. İşte bu birçok bilim insanını, köpekbalıklarının Dünya'nın manyetik alanından faydalanarak yollarını bulduklarını düşünmekteydi.
Dünya'da her konumun özel bir manyetik karakteristiği, yani bir "manyetik parmak izi" olmasından ötürü, bilim insanları köpekbalıklarının zihinlerindeki bir "manyetik haritaya" göre hareket ettiklerini düşünüyorlardı. Bu teoriyi test etmek için ABD Ulusal Oşinografi ve Atmosfer Dairesi'nde (NOAA) çalışan köpekbalığı uzmanı biyolog Bryan Keller, 20 yavru çekiçbaş köpekbalığını (Sphyrna tiburo) Florida State University'de bir laboratuvara getirdi. Current Biology dergisinde yayınlanan çalışmada Keller ve meslektaşları, çekiçbaşlı köpekbalıklarının gerçekten de dünyanın manyetik alanını kullanarak yol bulduklarını ortaya koydular.[1] Keller, şöyle anlatıyor:
Köpekbalıklarının manyetik alanları hem algıladıklarını hem de etkileşimde bulunduklarını ortaya koyan farklı çalışmalar da bulunuyor; fakat bizim çalışmamız, ilk defa köpekbalıklarının manyetik bir harita algısı olduğunu gösterdi.
Köpekbalıklarının nasıl yol bulduklarını anlayabilmek, bize onların nereye gittiklerini anlamamızı ve bu bölgeleri koruyabilmemizi sağlayacaktır. Köpekbalıklarının göç ettikleri bölgelerin çoğu, fahiş balıkçılık ve çevre kirliliğine maruz kalmaktadır: 1970'den bu yana 18 farklı köpekbalığı ve vatoz türünün 70% azaldı.
Yavru Köpekbalıklarını Kandırabilir Miyiz?
Deney için araştırmacılar, yavru köpekbalıklarını bakır kablolarla sarılmış bir küp ile çevrelenmiş bir su tankına aktardılar. Keller'ın deney hakkındaki açıkladığı üzere, elektromanyetik yasalar çerçevesinde, kablolardan geçen güç artırıldıkça, manyetik alan değiştirilebiliyordu. Keller'e göre eğer köpekbalıkları gerçekten de manyetik bir harita algısına sahiplerse, onları farklı bir manyetik alanın etkisi altına koymak, onların hareketlerini etkilemeliydi.
Keller'in bu kanaati, deney boyunca birçok kez doğrulandı. Yavru köpekbalıkları, Florida'nın körfez kıyısının açıklarında yakalandıkları yerin manyetik alanına maruz bırakıldıklarında, çok çeşitli yönlere yöneldiler. Fakat yakalandıkları konumun yaklaşık olarak 600 kilometre güneyindeki bir konumun manyetik özelliklerine maruz bırakıldıklarında, çoğu köpekbalığı kuzeye yöneldi.
Keller'e göre bu, köpekbalıklarının zihninde olmaları gereken yerden çok daha güneyde bulunduklarını onlara bildiren bir manyetik harita algısı olduğunu açıkça gösterdi.
Fakat Keller ve meslektaşları, sadece bu sonuçlarla tatmin olmadılar.
İlk deneyde olduğu gibi, köpekbalıklarını olmaları gerekenden 600 kilometre daha kuzeyde bulunduklarını sinyalleyen bir manyetik alana maruz bıraktılar. Fakat bu deney, ilki kadar başarı olmadı ve köpekbalıkları, nerede oldukları hakkında hiçbir fikirleri olmaksızın, hangi yöne gideceklerini anlayamadılar.
Beklenmedik Sonuçlar
Peki ama köpekbalıklarının manyetik haritası neden sadece güneyde çalışmış olabilir?
Keller'e göre bunun bir sebebi, örneklemin alındığı çekiçbaşlı köpekbalığı nüfusunun kuzeyde kara olmasından ötürü hiç kuzeye gitmemiş olmaları olabilir. Fakat, öte yandan, köpekbalıklarının yakalandıkları yerin güneyinde Meksika körfezi bulunmakta ve yavruların burayı keşfetme olanaklarının olmuş olabileceği ihtimali var. Bu, köpekbalıklarının manyetik haritalarını bizzat öğrenerek oluşturduklarının göstergesidir. Kenneth Lohmann şöyle diyor:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu bulgular köpekbalıkları ile deniz kaplumbağalarının manyetik alanları benzer şekillerde kullandıklarına işaret ediyor.
Lohmann'a göre günümüze dek yapılmış çoğu araştırma, deniz kaplumbağalarının navigasyonel mekanizmalarının somon gibi diğer uzun mesafeli okyanus göçmen türlerinkine benzer olduğunu gösterdi:
Okyanusta göç eden türlerin rotalarını çizmelerine katkıda bulunabilecek faktörler fazlasıyla kısıtlı. Bundan ötürü dünyanın manyetik alanı bu gibi türler için önemli bir ipucu teşkil ediyor olabilir.
Daha Kapsamlı Manyetik Haritalar
Deniz kaplumbağaları üzerine yapılan araştırmala,r manyetik alanların algılanmasının ve yorumlanmasının kısmen kalıtsal ve kısmen öğrenilen bir kabiliyet olduğunu, iki bileşenin ortak mevcudiyetinin bu sürüngenlerin göç rotalarını bulmalarını sağladığını gösterdiler. Logmann şöyle diyor:
Köpekbalıkları için manyetik alanları algılama ve yorumlama kabiliyetinin ne kadar kalıtsal ve ne kadar öğrenilmiş olduğu hakkında yargılar yapılması için çok erken. Fakat bu çalışma gelecek araştırmalar için sağlam bir temel teşkil ediyor.
Almanya'da Oldenburg Üniversitesi'nde çalışan duyusal sinirbilimci Henrik Mouritsen ise, her ne kadar köpekbalıklarının bu kabiliyeti hakkında bir kanaate varılması için erken olduğuna katılsa da kuşların manyetik algıları üzerine yapılan ve daha köklü olan çalışmaların da gösterdiği gibi bu tür kabiliyetlerin "kesinlikle öğrenilmiş" olduğunun da altını çizdi. Şöyle diyor:
(Köpekbalıklarının) özel elektrik duyularının olup olmadıklarını da merak etmiyor değilim. Benim için asıl heyecan verici olan şey köpekbalıklarının böyle bir şeyi nasıl becerdiklerinin açıklanması olacaktır.
Keller'e göre bu çalışmanın ardından yapılacak bir sonraki deneyde, doğdukları yerden hem kuzeye hem de güneye yolculuk edebilen, ABD'nin doğu kıyılarından çekiçbaşlı köpekbalıklarının yakalanması ve daha kapsamlı bir manyetik haritalarının olup olmadığının araştırılması ilgi çekici sonuçlar üretecektir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 4
- 3
- 3
- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. A. Keller, et al. (2021). Map-Like Use Of Earth’s Magnetic Field In Sharks. Current Biology. doi: 10.1016/j.cub.2021.03.103. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:17:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10461
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in National Geographic. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.