Kinizm Nedir? Bu Öğretinin Savunucusu Sinoplu Diyojen Kimdir?
Büyük İskender'in "Eğer Büyük İskender olmasaydım, Diyojen olurdum." dediği kişi kimdir ve neleri benimsemiştir?
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Köleler nasıl efendileri ne derse onu yapıyorlarsa, insanlar da tutkularının dediklerini yaparlar.
Kinizm; zenginlik, güç, şöhret gibi bütün insani duyguları terk edip her şeyden uzak yaşamayı benimseyen bir düşünce biçimidir. Kinizm için var olan temel kavramlar; doğa, akıl, kendi kendine yeterlilik ve özgürlüktür. Bunun dışında her şeyi yok sayarlar. Bir kinik için, gelenekler genellikle saçmadır ve alay konusu olmaya değerdir. Her ne kadar bu düşüncenin kurucusu Sokrates'in öğrencisi olan Antisthenes (MÖ 446 - MÖ 366) olarak kabul edilse de, kinizm denildiğinde genelde akla gelen ilk kişi, hayatını kendine yetmeye ve utanç duygusunun yoksunluğuna adayan Sinoplu Diyojen'dir.
Diyojen, aslında Sinop'ta doğmuştur. Babası varlıklı biri sayılırdı. Babasının asıl mesleği kuyumculuktu; fakat anlaşılan, kalpazanlığı da kendine hobi edinmişti. Bu faaliyetleri yüzünden Sinop'tan sürülmüşlerdir. Atina'ya geldiklerinde, sefalet içinde yaşamışlardır. Belki de o günlerde yaşadığı sefalet sayesinde bugün bile adını bildiğimiz o "Diyojen" haline gelmiştir. Bu konu hakkında Diyojen şunu söyler:
Fakirlik insanı felsefeye iter. Hiçbir şey sahibi olmayan insan nefsini köreltmeyi öğrenir.
Sanmayın ki Diyojen o zamanlarda tamamen sefil haldeydi. O, zor zamanlarda bile zekasıyla parıldıyordu. Hitabet yeteneğinin de çok iyi olduğu söylenirdi.
İlk kinikler, kendilerinden hoşnut olmayanlara "havladılar", Atina görgü kurallarını reddettiler ve doğada yaşadılar. Başka bir deyişle, bizim günümüzde aşağılayıcı olarak adlandırdığımız şeyleri, binlerce yıl önce felsefi bir düşünce haline getirdiler. Kinik felsefeyi benimseyenler, umursamazlığı alışkanlık edinmiş kişilerdir. Öyle ki Diyojen, bu umursamazlığı başka bir seviyeye çıkarmıştır. Söylenenlere göre kendisi, zamanında bir fıçının içinde yaşayıp, asgari düzeyde kıyafetle dolaşırdı. Hatta dilenmeyi bile iyi karşılardı. Şu anda bu durumu garipsemeniz elbette normal. Bizim için utanç verici olabilecek bu olay, Diyojen ve bu düşünceyi benimseyenler için gayet olağandı. Zamanında kendini aşağılayanlar içinse Diyojen şu cevabı verdiği söylenir (bu alıntıya yönelik güvenilir bir kaynak bulunmamaktadır):[1]
Aşağılama, aşağılayanın ayıbıdır; aşağılanın değil.
Bu söz, popüler kaynaklarda kimi zaman şu şekilde de çevrilir:[2]
O aşağılamış olabilir; ama ben aşağılanmadım.
Diyojen'den sonra yaşayan bir filozof olan Samosatalı Lucian, Diyojen'in düşüncelerini Diyojen'in ağzından şöyle anlatmıştır:
Her şeyden önce seni bütün lükslerinden arındıracağım. Fakirliği tattıracağım. Üzerine eski püskü bir aba giydireceğim. Sonra seni bir ırgat gibi çalıştıracağım. Ta ki yorgunluktan bayılana kadar. Yerde uyuyacaksın. Sudan başka bir şey içmeyecek ve ne bulursan onu yiyeceksin. Eğer para bulursan, onu denize atmanı söyleyeceğim. Karını, çocuklarını, ülkeni düşünmeyi bırakacaksın, bunların hepsi sana birer saçmalık gibi gelmeye başlayacak. Aileni bırakıp ya mezarlıkta, ya bir kulede ya da bir fıçının içinde yaşamaya başlayacaksın. Böyle bir hayatla inan bana Pers kralından daha mutlu olacaksın. Seni bir işkence tahtasına bağlayacak olsalar bile umursamayacaksın. İnatçı ve kararlı olmalısın. Karşında çıkan kim olursa olsun, aynı şekilde umursamaz davranmalısın. Karşındaki kral da olsa sıradan bir insan da aklından geçeni aynı şekilde söyleyeceksin ki herkesin hayranlığını kazanasın.
Diyojen, bir krala da normal bir vatandaşa da aynı şekilde davranırdı. Kendisine "Dile benden ne dilersen" diyen Büyük İskender'e, güneşinin önünden çekilmesini söyleyecek kadar bu düşünceyi benimsemiş ve uygulamaktan hiçbir zaman çekinmemiş birisidir. Lucian anlatmaya devam ediyor:
Konuşmalarında saldırgan olmalısın, hatta bir köpek gibi hırlamalısın. Somurtmalısın ve yüz ifadenle uyumlu bir yürüyüşün olmalı. Diyeceğim o ki, her şeyin vahşi ve hayvani olmalı. Bütün mütevazılığı, efendiliği bir kenara bırakmalısın. Uyumlu olmaya çalışmamalısın. Yüzün asla kızarmamalı, utanmamalısın. En kalabalık yerleri seç ve oraya gidip tek başına kal, kimseyle konuşma. Kimsenin sana yaklaşmasına izin verme. Gücünü baltalamalarına izin verme. Pek çok kişinin kendi özelinde bile yapamayacağı, çok cesurca şeyleri herkesin önünde yap. Şehvet duygularını tatmin edecek en absürt yolları seç. Eğer istersen bir ahtapot ya da mürekkepbalığını çiğ çiğ ye ve öl. Sana vaat edebileceğimiz mutluluk budur.
Yukarıdaki görselde Diyojen'i elinde bir fenerle gezerken tasvir edilmiş şekilde görüyorsunuz. Diyojen, insanları hiç sevmez ve onları küçümserdi. Gündüz vakitleri elinde fenerle "Bir adam arıyorum." diyerek sokaklarda gezerdi. Bunu yaparak, Atina'da "adam" yani iyi ve erdemli birini görmediğini anlatmaya çalışmıştır.
Kinik yaşamı deneyimlemek için, böyle bir özgürlüğün gerektirdiği çeşitli fiziksel zorluklara göğüs germek gerekiyordu. Kinikler bedenlerini, ruhlarının iyiliği için eğitirler. Bunu benimseyen Diyojen efendisinin çocuklarına da gerekli miktarda spor yaptırırdı.
Diyojen'e değerli bir varlığı olup olmadığı sorulduğunda "Var." deyip üzerinden değerli bir şey çıkmayınca onunla alay edenlere göğsünü açıp şöyle demiştir:
İçinde birbirinden güzel şeyler olan bu vücudu taşıyorum ama senin gözlerin kapalı olduğundan göremiyorsun.
Diyojen'in düşünme şekli şüphesiz tarihte bildiğimiz diğer filozoflardan epey farklıdır. Diyojen, olaylara bizim yaklaşmadığımız açılardan yaklaşabilme yeteneğine sahipti. Bu yeteneği sayesinde şu anda, M.S 2020 yılında bile kendisinden söz ediyoruz. Oysa neyi vardı ki? Bir kral veya çok önemli bir siyasetçi miydi? Hayır. Düşüncelerinden başka hiçbir şeyi olmayan bir düşünürdü. Bugün bile Büyük İskender ile beraber Diyojen'den bahsedip onun düşüncelerini tartışıyoruz. Büyük İskender'in koskoca bir ordusu ve yardımcıları vardı, Diyojen'in ise bir fıçısı...
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 75
- 28
- 26
- 17
- 12
- 10
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- ^ Exploring your mind. 5 Disconcerting Diogenes The Cynic Quotes. (21 Temmuz 2018). Alındığı Tarih: 16 Aralık 2022. Alındığı Yer: Exploring your mind | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Perker. (2020). Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam. ISBN: 9786053117322. Yayınevi: Destek Yayınları.
- J. Piering. Cynics. (1 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 1 Kasım 2020. Alındığı Yer: IEP | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 21:38:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9498
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.