Silikon temelli çalışan transistörlerin işlevlerini karşılayan birkaç alternatif vardır: Moleküler transistör, optik bilgisayarlar, kuantum bilgisayarlar, spintronik.
Kısacası, alandan alana daha iyi alternatifler bulunabilir. Ancak günümüz hayatına adapte olabilecek teknolojiler oldukları pek söylenemez. Bu yöntemlerin çoğu stabil laboratuvar ortamı gerektiriyor.
Bildiğim iki boyutlu tek varlık gölge. İnsan gözü aslında üç boyutlu göremiyor, iki boyutlu görüyor. eğer biz hareket etmesek ya da gözlemlediğimiz nesne hareket etmezse iki boyutlu yüksek çözünürlüklü bir resim ile üç boyutlu gerçek arasında ayrım yapamayız. Benim düşüncem boyutlarla ihtimaller arasında bir ilişki var. Şu anda çok büyük ihtimalle 7 mikro boyutlu ve 3 makro boyutlu bir uzayda yaşıyoruz ancak mikro boyutları algılayamıyoruz. Benim geliştirmeye çalıştığım bir teori var. Triple Event Space Theory (TEST): A Unified Framework for Observation, Entropy, and Reality. Zaman içinde makro boyutta her olay minimum 3 ihtimalden oluşan karar noktalarına indirgenebilir diyor. Makro boyutların oluşma nedeni de budur diyor. Eğer 1000 makro boyutlu bir evrende yaşıyorsak her noktada 1000 adet ihtimal söz konusu olack demektir. Şuanda bir zaman noktasında geçmiş, şimdi ve gelecek var. 1000 boyutlu bir evrende bir sürü geçmiş ve bir sürü gelecek ve belki de bir sürü şimdi olacak. Bence 1000 boyutlu bir evrenle 1001 boyutlu evren arasında çok büyük farklar olmaaycaktır ancak böyle bir evrenin evrimleşmesi ihtimali çok az. Bu tür evrenler vardır ama sayıları çok azdır bence. Böyle bir evrende yanlış-doğru, güzel-çirkin, mutlu-mutsuz gibi ikilemler nasıl olur tartışmak gerek. Benim teorime bir bak belki bana bir katkı sağlayabilirsin.
Devlet diyorum, iyi ve kötü tüm zehir içicilerin bulunduğu yere. Devlet diyorum, iyi ve kötü herkesin kendini kaybettiği yere; devlet diyorum, herkesin ağır ağır intihar ettiği - hayat denilen yere.
Zamanın yavaşlaması yani genleşmesi fiziksel bir olgudur ve isteseniz de istemeseniz de gerekli fiziki şartlar sağlandığında deneyimlersiniz fakat çok büyük ihtimalle bunun farkında olmazsınız. Zaman sizin için genişlese bile siz zamanı kendi saatinizle ölçersiniz ve zaman sizin için yavaş mı akıyor hızlı mı akıyor bilemezsiniz. Bunu bilmenin en iyi yolu, zamanı sizden daha hızlı ya da daha yavaş deneyimleyen biriyle bir süre sonra kıyas yapmaktır.
Bunun için İkizler Paradoksu çok güzel örnektir ama onu biraz soruyu daha iyi açıklayabilmek açısından değiştirelim. Bir ikiz kardeş düşünelim. Bu ikiz kardeşlerin yaşları 20 olsun. Interstellar filmi de bu örneği işlemişti, film üzerinden de gidebiliriz. Filmde karadeliğin yakınlarındaki 1 saat, Dünyada tam olarak 7 yıla eşit. Eğer ikiz kardeşlerden birini bir karadeliğin yakınlarına bırakır (dikkat edin olay ufkunun içerisine bırakırsanız bir daha kendisinden haber alamazsınız) ve orada 5 saat deneyimlemesini sağlarsanız, Dünyada tam olarak 35 yıl geçmiş olacaktır. Karadeliğin yakınlarındaki kardeş için zaman sadece 5 saat geçmişken, Dünyadaki kardeşi 55 yaşında olmuş olacak. Kara deliğin yakınlarındaki kardeş 5 saatlik bir zamanı 5 saat olarak deneyimleyecek, zaman onun için sadece diğer ikiz kardeşe göre yavaş akmış olacak ve tabii ki dünyadaki diğer kişilere göre ancak bu göreli bir durum olacak. Kişiler için zaman yine aynı akmaya devam eder ancak bu zaman genleşmesi gibi fenomenler sadece kıyas yapabildiğiniz noktada anlam bulur.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.