Karındanbacaklılar (Gastropoda)
- Bilimsel Adı Gastropoda
- Halk Arasındaki Türkçe Adı Karındanbacaklılar
- Halk Arasındaki İngilizce Adı Gastropods
- Üst Alan (Superdomain) Neomura
- Tip (Type) Ökaryotlar (Eukaryota)
- Alem (Kingdom) Hayvanlar (Animalia)
- Bölük (Division) Yumuşakçalar (Mollusca)
- Sınıf (Class) Karındanbacaklılar (Gastropoda)
- Bu içerik, Evrim Ağacı'nın tür gözlemleri ve türlere dair bilgileri barındıran Yaşam Ağacı projesinin bir parçası olarak hazırlanmıştır.
- Gözlem Ekle
Gastropoda (Gaster: Mide, karın; Pous: ayak, bacak olmak üzere "Karındanbacaklılar"), yaklaşık 30.000 deniz, 5.000 tatlı su ve 30.000 kara türü ile Mollusca (Yumuşakça) filumunun açık ara en kalabalık sınıfıdır. Ayrıca üç ana habitat olan okyanus, tatlı su ve kara habitatlarının hepsinde başarılı olan sınırlı sayıda hayvan sınıfından biridir. Beslenmeleri de benzer şekilde çok çeşitlidir: Çoğu türü otçul olmasına karşın leşçil, etçil ve parazit beslenen türleri de vardır.
Sınıfın 500 milyon yıl öncesine dayanan fosil kayıtları bulunur ve boy, kütle gibi özellikleri bakımından uç noktalarda türlere sahiptir. Örneğin; Homalogyra gibi bazı deniz salyangozları bir milimetreden daha küçük bir çapa sahipken en büyük deniz salyangozu olan Syrinx aruanus, 60 santimetreden daha uzun olabilir. En büyük kara salyangozu olan Achatina achatina türünde ise bu sayı 20 santimetredir. Yaşayan en büyük Gastropod olan Aplysia californica, bir deniz tavşanı türüdür. Kaliforniya'da bulunur ve 7 kilogramın üstündeki bireylere rastlanmıştır. Ancak bunlar uç örneklerdir, genele bakıldığında yetişkin salyangozlarının %90'ının boyu 2.5 santimetreyi geçmez.
Sınıfın en çok bilinen üyeleri; içine girebileceği spiral bir kabuğa sahip salyangozlar ve evrimsel süreç sonunda kabuğunu kısmen/tamamen yitirmiş sümüklü böceklerdir. Bu bilinen üyelerin de dahil olduğu geleneksel sınıflandırmada Gastropodlar 3 ana gruba ayrılırlar:
- Prosobranchia (solungacı kalbin önünde olanlar).
- Opisthobranchia (solungacı kalbin arkasında olanlar).
- Pulmonata (solungaç yerine akciğeri olanlar).
Prosobranchia üyeleri genelde canlının içine girebileceği bir kabuğa sahiptir. Ayağın arkasında operkulum isimli bir yapı vardır ve canlı kabuğuna girdiğinde bu yapı, kabuktaki boşlukları doldurarak avcıya karşı ek koruma sağlar. Prosobranchia, iki gruptan oluşur:
- Archaeegastropodlar: Belirgin bir çift solungaca, iki kulakçıklı kalbe ve bir çift böbreğe sahiptirler.
- Caenogastropodlar: Yalnızca bir solungaç, bir böbrek ve bir kulakçıklı kalpleri vardır. Bazılarında sifon adı verilen bir yapı vardır. Bu yapı yardımıyla canlı, temiz suyu manto boşluğuna çeker ve avı uzaktan tespit edebilmek adına suyun "tadına bakar".
Opistobranchia üyelerinin ayakları yüzgeç şeklini almıştır ve yüzmeye yardımcı olur. Kabukları çok küçük, ince ve kırılgandır; bazı türlerde ise tamamen yok olmuştur. Bu sebepten ötürü nadiren fosilleşirler. Tatlı su habitatlarında yaşarlar ve en çok bilinen üyeleri arasında açık deniz canlıları olan deniz kelebekleri yer alır.
Pulmonata üyeleri ise operkulumdan yoksun olmalarına karşın karmaşık ve çok çeşitli vücut yapısına sahiptirler. Bir akciğer ya da su deposu görevi gören akciğer boşluğu bulundururlar. Tatlı su habitatlarına dönmüş istisna türler hariç karada yaşarlar.
Kara Gastropodlarındaki mukus, canlının hareketini kolaylaştırmak için ayaktan salgılanır. Yapışkan değildir ve %99'u sudan oluşur. Yumurtalarını kuluçkaya yatırmayan türlerde yumurtayı korumak için üreme organı tarafından başka tür bir mukus üretilir. Salgılanan üçüncü mukus türü ise çok yapışkandır ve gastropodun üreme sırasında bitkilere veya kayalara yapışmasını sağlar. Son olarak vücutlarını kurumaya karşı korumak için farklı bir tür mukus daha salgılarlar.
Bu gibi adaptasyonlardan da anlaşılacağı üzere kara salyangozları hareket ettikçe su kaybederler. Bundan ötürü suyun kısıtlı olduğu dönemlerde kabuklarına çekilirler. Kışın su, buza veya kara hapsolduğunda da kış uykusuna yatarlar. Temelde iki gruba ayrılırlar:
- Basommatophora: Kafadan uzanan bir çift tentaküle (dokungaç) sahiptirler ve bu tentaküllerin her birinin tabanına birer göz konumlanmıştır. Genelde tatlı su habitatlarında yaşarlar.
- Stylommatophora: İki çift tentaküle sahiptirler ve gözler büyük olan tentakül çiftinde yer alır. Küçük olan çiftte ise koku alma organı yer alır. Kabukları kısmen veya tamamen yok olmuştur.
Bazı Gastropodların gözleri çok basit yapılıdır ve yalnızca ışığı karanlıktan ayırt etmeye yarar. Fakat Caenogastropod'lardan olan Lambis gibi bazı kabuklularda ise göz daha karmaşıktır ve lens katmanlarından oluşur.
Opisthobranchia ve Pulmonata!da, istisnalar hariç canlının ömrü 1 ila 5 yıl yıl arasındadır. Prosobranchiaların ömrü ise daha uzundur. örneğin bazı Vivipara türleri 20 yıllık ömre sahiptir. Kaliforniya'dan gelen bazı Sonora Çölü salyangozları ise 20 ila 50 yıl yaşayabilir.
Davranış ve Etoloji
Yalnızca en ilkel Prosobranchia'larda üreme hücresinin suya salınması ile dış döllenme görülür. Bu döllenmiş yumurta, bir süre sonra serbest yüzen trokofor larvasına dönüşür.
Trokofor larvasının kirpikli kuşağının, kirpiksi loblara (vela) genişlemesi üzerine canlı torsiyona (burulmaya) uğrar. Torsiyon öncesi solungaçlar, duyu ve boşaltım organlarını tutan manto boşluğu ve anüs hayvanın arkasında yer alır. Fakat torsiyona uğradığında içinde barındırdığı yapılar da dahil olacak şekilde manto boşluğu ve anüs hayvanın başının hemen üstüne gelir. Ayrıca bu torsiyon olayı, bağırsağın U şeklini almasına ve önemli sinirlerin birbirinin üzerinden geçmesine neden olur. Bu evre sonunda trokofor larvası, veliger larvasına dönüşür. Dönüşümden önce canlı bilateral simetriktir fakat torsiyon simetriyi yok eder ve asimetrik bir canlı oluşur. Torsiyon, sadece Gastropodlar'da görülür ve hemen hemen hepsinin torsiyon yaptığı bilinmektedir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bazı Opistobranchia'ların gelişimin erken aşamalarında torsiyona uğrayıp ilerleyen aşamalarında neredeyse başlangıç durumuna dönmesi ise işleri daha da karmaşık hale getirir. Bu olaya detorsiyon denir ve hayvanın vücudunun bir kısmının diğer kısmına göre daha hızlı büyümesinden kaynaklanır. Yani canlı tekrardan torsiyona uğramaz. Ayak ise torsiyondan veya detorsiyondan etkilenmez.
Veliger evresi bazen haftalar, hatta aylar sürebilir. Bu süreç boyunca larva başını ve kirpiksi loblarını içine çekebileceği bir kabuğa ve sanki sadece kirpiksi lobda dolaşım sağlamak için var gibi görünen bir larval kalbe sahiptir. Kirpiksi lobun hareketiyle ağza kanalize edilen planktonlar ile beslenirler.
Bu evrenin sonunda larval kalp ve ağzın her iki yanında yer alan özel boşaltım hücreleri yok olur ve larva bir salyangoza dönüşür. Bu dönüşüm ile yavru, cinsel olgunluğa kadar devam eden tipik bir hızlı büyüme evresine girer. Bu evrenin ardından enerjisini sadece üreme için harcayacağından büyüme ya durur ya da yavaşlar.
Gastropodlarda bir evrimsel eğilim ile hermafroditizm - bir bireyde hem erkek hem dişi üreme organını bir arada bulundurması- gelişir. neredeyse tüm Opisthobranchia ve Pulmonata türleri hermafrodittir: Bir birey erkek, diğeri dişi olarak davranabilir veya birbirlerini dölleyebilirler.
Davranışlardaki farklılıklar genelde habitatlarla ilişkilidir ve bir cinsin türleri içinde görülür. Buna ilişkin en iyi örneklerden biri Littorina cinsidir: İngiltere'deki L. neritoides normal su seviyesinin biraz üzerindeki kaya çatlaklarında yaşar. Ancak 2 haftada bir meydana gelen yüksek gelgitler veya fırtınalar sırasında yüzen (pelajik) yumurta kapsüllerini suya salar. Gelgitlere nadiren maruz kalan deniz yosunlarında yaşayan L. littoralis ise deniz yosunlarının üzerine jelatinimsi yumurta kütleleri bırakır ve larvalar veliger aşamasından geçerek iki ila üç haftalık bir süreç sonunda sürünen bir genç olarak ortaya çıkar. Son olarak da gelgit seviyesinden birkaç metre yukarıya kadar uzanan yerlerle yaşayan L. saxatilis dişisi, yumurtaları sürünen birer yavru olarak yumurtadan çıkana kadar içinde tutar.
Calyptraeidae familyasının çoğu üyesi hayata tamamen işlevsel erkekler olarak başlar ancak bir geçiş aşamasının ardından kalan ömürlerini dişi olarak geçirirler. Örneğin Crepidula türleri, 19 bireyden oluşan yığınlar oluşturur. Üstteki genç olanlar erkek, alttaki daha yaşlı olanlar dişi ve ortadakiler "orta" cinsiyettedir. İzole edilmiş bir birey iki üç hafta erkek olarak işlev görür. Ancak bir yığındaki genç erkekler alttaki dişilerin bazı tanımlanamayan etkileri nedeniyle daha uzun süre erkek olarak kalırlar.
Yumurta üretimi ve yavru bakımı ise geniş sınırlara sahiptir: Bir yandan bazı türler yüz binlerce hatta milyonlarca yumurta üretir. Bu yumurtalar ebeveyn bakımı gerektirmez ve %1'den azı hayatta kalır. Öte yandan bazı türler 1 ya da 2 yumurta üretir ve bu yumurtalarla ilgilenir.
Çok yumurta üretenlere Strombus cinsi iyi bir örnektir: Bu cinse ait türler, toplam 23 metre uzunluğunda 460.000 kadar yumurta üretebilirler. Konus cinsindeki birçok salyangoz ise benzer şekilde kayaların altındaki kapsülere 1.5 milyon kadar yumurta yapıştırır.
Morfoloji
Mollusca filumunun karakteristik özelliği olan kaslı ayak ve radulaya Gastropodlar da sahiptir. Ayaklarındaki kas aktivitesi ve hidrostatik basınç sayesinde hareket ederler. Yumuşak manto boşlukları ise iç organları barındırır. Hepsinde kafa ortaktır ve ağız, duyu organları gibi yapılara ev sahipliği yapar.
Radula çok sayıda küçük dişe sahip, görünüş itibariyle testereye benzer bir yapıdır. Radüler diş olarak adlandırılan bu dişler, böceklerin dış kabuklarının da ana yapısı olan kitinden oluşur. Çoğu deniz Gastropodu bu radula ile kaya gibi yüzeylerden kazıdıkları alglerle beslenir. Koni salyangozları gibi bazı türlerde ise radula, evrim yoluyla karmaşık nörotoksinler kullanarak avı yakalamak ve hareketsiz kılmak için kullanılan zıpkın şeklinde bir yapıya dönüştürülmüştür.
Kabuk
Gastropodlara görünümlerini kazandıran en önemli unsur şüphesiz ki kabuklarıdır. Bu kabuklar kalsiyum karbonat (CaCO3) ve organik moleküllerden oluşur. Canlıyı güneşten ve su kaybından koruduğu gibi mekanik etkilerden de korur. Canlı manto tarafından oluşturulan açıklıktan birikim yoluyla büyür ve bu süreç kabuklardaki eksenel büyüme çizgileri ile kaydedilir. Fakat ağaçlarda her bir halkanın geçen bir yılı simgelemesi gibi bir çıkarım yapılamaz. Çünkü bu çizgiler geçen zaman ile ilgili bilgi vermez.
Kabuklarının bazı yırtıcı hayvanlara karşı faydası sınırlı olsa da, tatlı su ve kara salyangozlarının kabukları çok önemli bir fayda sağlar: Salyangozun kurumaya karşı direncine yardımcı olurlar. Ayrıca kamuflaj da sağlarlar. Genelde, kabuk 3 katmandan oluşur:
- İnce ve renkli dış katman.
- Kalın ve kalkerli orta katman.
- İnce ve aragonit (sedef) iç katman.
Kabuktaki desenler, kabuk inşa edilirken en üstteki karbonatlı tabakaya yayılan farklı organik pigmentlerden oluşur. Fosillerde dahi renk desenleri vardır ancak bazıları normal ışık altında görülmez. UV ışınına maruz bırakıldıklarında ışıma yaparlar. Oluşan renkler, uygun şekilde ters çevrilerek kabuğun gerçek rengine ulaşılır.
Kabuğun açık olan kısmı "ventral bölüm", sırt denebilecek kısmı ise "dorsal bölüm" olarak adlandırılır. Gastropod, kabuğunu ventralden dorsale gidecek biçimde bir eksen üzerine inşa eder. Yani bir zamanlar ventral olan kabuk materyali yeni materyallerin eklenmesiyle dorsal hale gelir.
Kabuğunun ucu sağa yatkın olanlara dextral, sola yatkın olanlara sinistral Gastropod denir. Kabuklardaki bu değişimin ve sarmallığın sebebi olan kabuk kiralitesi olayı tek bir gen tarafından belirlenir ve gelişimin ilk aşamalarında hücresel ölçekte belirgindir. Dextral olanlarda blastomer (zigotun mitoz geçirdikten sonraki ilk 2 ila 32 hücresinden her biri) milleri saat yönünde gelişir. Sinistral olanlarda ise bunlar saat yönünün tersinde gelişir.
Nadiren de olsa bir bireyin kabuğunun gelişim yönü ebeveynlerinkinin zıttı olabilir. Bu gibi durumlar anlık türleşmeyi doğurur. Çünkü zıt sarmallı iki birey birbiriyle çiftleşmez. Bu konuya ilişkin en çok bilinen olay; zıt sarmallı bir sinistral bahçe salyangozu olan Jeremy'ye aynı durumdan muzdarip bir eş bulmak için dünya genelinde yapılan araştırmadır.
Solunum
En ilkel türlerde, hâlâ Yumuşakçalardan gelen temel solunum sistemi yapıları bulunur. Ctenidia olarak adlandırılan bu yapı 1 ya da 2 solungaçtan oluşur. Bu solungaçlar manto boşluğunda bulunurlar. Genelde suyu sol taraftan alır ve sağ taraftan atarlar. Bu sayede geçen suyun hep temiz ve oksijenli kalması sağlanmış olur. Ayrıca anüs de vücudun sağında olduğundan oluşan atıklar CO2 yüklü suyla birlikte dışarı atılır.
Deniz sümüklü böceklerinde ctinidia değiştirilmiş ve dışarıya taşınmıştır. Bunun sonucunda ise bir deniz salyangozu grubu olan Nudibranchia'nin ilgi çekici tüylü çıkıntıları oluşur. (Nudibranchia, "çıplak solungaç" demektir.)
Bazı mikroskobik Gastropodlarda solungaç yoktur. Osijeni direkt olarak derilerinden sönümlerler. Karasal Gastropodlarda solunum, manto boşluğunun oldukça damarlı olan ve esas olarak akciğer görevi gören bir kısmı kullanılarak gerçekleştirilir. Buraya alınan hava difüzyon ile damarlara verilir.
Son olarak tatlı su Gastropodları solunum adaptasyonları açısından en çeşitli Gastropodlardır. Öyle ki, bazı türler akciğerlidir ve temiz hava solumak için düzenli aralıklarla yüzeye çıkarlar. Bu türler su altına girdiklerinde, hava girişini sağlayan pnömostom kanallarını kapatırlar. Physidae familyasının üyeleri bu türden tatlı su gastropodlarına örnektir. Geriye kalan tatlı su salyangozları ise akciğerli değildir ve bu gruplar, denizdeki kuzenleri gibi ctenidia yoluyla su solurlar.
Sindirim Sistemi
Çoğu türün ağzında besinleri yapıtaşlarına indirgeyen enzimler bulunur. Böylece birçok canlıda olduğu gibi sindirimleri ağızda başlamış olur.
Suda yaşayan otçulların bir kısmında mide, yiyeceğin öğütülmesine yardımcı olan bir taşlığa dönüşmüştür. Taşlık, ince çeperli olan ve esas amacı itibariyle kum gibi aşındırıcı maddeler içerebilen sert ve kaslı bir organdır. Kas hareketi ve aşındırıcı maddelerin kombinasyonu ile gıda parçacıklarını daha ince parçalara öğütür. Öğütülen bu besinler daha sonra bağırsaklara gider. Otçul olanların bağırsakları görece daha uzundur. Oluşan atıklar, bağırsak tarafından dışkı toplarına dönüştürülür ve anüsten atılır.
İlkin Gastropodlarda böbrek gibi davranan nefridyum, diğer Yumuşakçalarda da olduğu gibi bir çifttir. Fakat türler geliştikçe sağ nefridyum kaybolmuştur. Bundan ötürü modern Gastropodların tek bir nefridyumları vardır.
Sinir Sistemi
Gastropodların sinir sistemi; birbirine bağlanan 6 çift gangliyondan ve organlara ve kaslara bağlanan ufak sinirlerden oluşur. Bu gangliyonlardan en büyük 3'ü (Serebral, Plevral ve Pedal) birlikte beyni oluşturur.
Zekaları genelde kuvvetlidir. Örneğin; gölet salyangozları (Lymnaea stagnalis) hem iyi yiyeceğin nerede olduğunu hem de nerede tehlikeyle karşılaştıklarını hatırlayabilir. Uzun süreli hafızası iyi olan türlerde stres hafızayı olumsuz yönde etkilerken diğer türlerde pek etkili olduğu söylenemez.
Dolaşım Sistemi
Gastropodlar, açık kan dolaşım sistemine sahiptirler. Kalpleri bir zar tarafından korunur ve genelde nefridyumun önündedir. Bir kulakçık ve karıncıktan oluşur. Temelde, iki tane kulakçıkları vardır fakat torsiyon sırasında sağ kulakçıklarını kaybederler.
Gaz taşıyıcı molekülleri hemosiyanindir. Hemoglobinden farklı olarak yapısında demir değil bakır vardır. Oksijensiz iken berrak bir sıvıdır, oksitlendiğinde mavi rengini alır.
Evrimsel Tarih ve Taksonomi
Okyanuslarda yaşayan ilkin Gastropodlar, Erken Kambriyen'de bilateral simetrik olan Yumuşakça atalarından evrimleşmişlerdir. Fakat yaygın hallerini almaları, Paleyezoik döneme tekabül eder. Kambriyen ve Devonyen Dönem arasında tüm Gastropodlar deniz habitatında yaşarken Karbonifer Dönemi'nde, tatlı suda yaşayan türler ortaya çıkmıştır. Kara Gastropodları ise Geç Karbonifer'de gelişmişlerdir. Ancak bu su dışı yaşama bir anda geçilmediği gibi bu geçişin doğurduğu iki büyük soru vardı.
Birincisi bu canlıların nasıl nefes alacakları iken ikincisi ise yakıcı güneş altında nasıl kurumadan yaşayabilecekleriydi. İlk sorun, uzun süreli bir seçilimin ardından akciğerlerin gelişimi ile çözüldü. İkincisi içinse aktif olabilmek için gereken nem ve "ıslak" koşulların sağlanamadığı sıcak yaz dönemlerinde estivasyon adı verilen ve "yaz uykusu" denebilecek bir uyku dönemi oluştu. Tıpkı kış uykusunda olduğu gibi bu uykuda da canlının metabolik faaliyetleri yavaşlıyordu. Böylece 2 büyük sorun da çözülmüş oldu.
Permiyen Döneminin sonunda volkanik patlamalardan kaynaklanan ve türlerin %90-95'e yakınını yok eden kitlesel yok oluştan, elbette Gastropodlar da oldukça etkilendi. Fakat Mezozoik dönemle beraber yeni türler gelişti. Bununla birlikte deniz suları, acı ve tatlı sularda en az karada oldukları kadar iyi kolonileştiler.
Kretase Döneminin sonundan 65 milyon yıl önceki zamanlar Gastropodların en yüksek düzeyde gelişim gösterdiği zamanlardı. Dinozorları yeryüzünden silen Kretase-Tersiyer Yok Oluşu ile, Permiyen Yok Oluşu'ndaki kadar çok olmasa da türlerin birçoğunun nesli tükendi. Paleojen ile birlikte Kara Gastropodları iyice yaygınlaştı. Yine bu dönemde muhtemelen kabuksuz Gastropodlar da yaygınlaştı fakat kabuksuz olmaları nedeniyle fosil bırakamadılar.
Ekolojik Dağılım ve Habitat
Okyanus ve tropikal sular, her biri az sayıda bireyle temsil edilen çok sayıda Gastropod türünü barındırır. Kuzey Yarım Küre ise her biri çok sayıda bireylerce temsil edilen az sayıda Gastropod türü barındırır. Çöl bölgelerinin genelinde ise sadece bir veya iki tür bulunur.
Dağılımlarındaki bu bolluğa rağmen, Gastropodların birçoğu gözlemlenemeden göçer. Bunun sebebi, kara ve deniz türlerinin gün içinde saklı dururken gece aktif olmalarıdır. Aynı şekilde çoğu tatlı su türü de gececidir. Üstelik aktif olmadıkları saatlerde kabuklarının üstü o kadar yoğun bir şekilde alg benzeri organizmalarla kaplanır ki kaya parçası sanılabilirler.
Dikenlere ve kalınlaşmış kabuklara sahip karındanbacaklılar, özellikle yengeçler gibi kabukları kıran avcıların işgal ettiği tropik deniz habitatlarında yaygındır. Buna karşılık, tatlı su ve karadaki karındanbacaklıların kabukları daha pürüzsüz olma eğilimindedir ve daha az süse sahiptir.
İnsanlarla Etkileşim ve Kültürel Referanslar
Çoğu Gastropod, ölü bitki ve hayvan atıklarını bitkiler tarafından kullanılabilecek organik malzemelere dönüştürdüğü için ayrıştıcılar arasında önemli bir yer tutar.
Erken zamanlarda insanlar, çoğu deniz salyangozu türünü beslenme veya balık yemi için kullanmıştır. Tatlı su salyangozları nispeten daha az yenirken kara salyangozlarından olan Helicidae, tarih öncesi zamanlarda Orta Doğu ve Avrupa'da beslenme amaçlı kullanılmıştır.
Bugün ise yenilebilir salyangozlardan olan Helix aspersa ve Helix pomatia üyelerinin tonlarcası, salyangoz çiftliklerinde yetiştirilmekte veya doğadan avlanmaktadır. Bazı türlerin kabukları ise süs eşyası veya takı olarak kullanılır. Benzer şekilde Otala ve Eobania cinslerine ait bazı türler, Fas ve Arnavutluk'tan yiyecek sektöründe kullanım amaçlı ihraç edilir.
Şili'de yenilebilir salyangoz yetiştiren işçiler, salyangozlarla ilgilenirken düzenli olarak mukusa temas ettikten sonra kesik ve yara izlerinin daha hızlı iyileştiğini fark etmiştir.Bu gözlemden sonra cilt yaralanmalarının tedavisinde salyangoz mukusuna olan ilgi artmıştır. Ayrıca henüz bir temele oturtulmamış "yaşlanma karşıtı" gibi özelliklerinin yanı sıra mukusun, antimikrobiyal olduğu ve kuruluğu önlediği bilinmektedir. Bu gelişmeler doğrultusunda, eczanelerde bulunabilen kremler ve jeller daha yaygın hale gelmiştir.
Bazı yerlerde, Achatina ve Helix türlerinin hızlı çoğalmasının mahsüllere ve ekinlere zarar verdiği kaydedilmiştir. Buna karşın, yaşam alanlarının bozulması, yırtıcı kemirgenler ve insanların kabuk koleksiyonculuğu; Hawaiii'deki Achatinella türlerinin %50'sinin neslinin tükenmesine neden olmuştur. Kalan 19 türün ise 18'i yok olmanın eşiğine itilmiştir.
Çok az sayıda tür insanlara hastalık bulaştırır. Buna örnek olarak bazı deniz salyangozlarının insanlara bulaşabilen yassı kurtlara ara konak olması gösterilebilir. Schistosomatidae familyasından olan bu kurtlar, insanda Şistosomiyaza sebep olurlar ve aynı rahatsızlık kuşlara ve memelilere de bulaşabilir. Halihazırda enfekte olmuş bir kuştan insana geçmeye çalışan bu parazit, derinin alt katmanlarına ulaşamadan ölür. Orada ayrışmasıyla da lokal enfeksiyon oluşturur ve yüzücü kaşıntısı (Serkaryel Dermatit) adı verilen bir tür deri döküntüsüne neden olur.
Ayrıca enfekte bir Gastropod, salata gibi bir yiyeceğe doğranır ve yenirse kurt beyne gidip orada kistleşerek orta veya şiddetli derecede hasarlara yol açabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- British Geological Survey. Gastropods - British Geological Survey. (9 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 25 Ağustos 2023. Alındığı Yer: British Geological Survey | Arşiv Bağlantısı
- G. A. Solem. Gastropod | Definition, Examples, & Facts. Alındığı Tarih: 25 Ağustos 2023. Alındığı Yer: Encyclopedia Britannica | Arşiv Bağlantısı
- Digital Atlas of Ancient Life. Class Gastropoda. (17 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 25 Ağustos 2023. Alındığı Yer: Digital Atlas of Ancient Life | Arşiv Bağlantısı
- G. Ramel. Gastropod Anatomy (Guts, Brains, Blood And Slime). (20 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 25 Ağustos 2023. Alındığı Yer: Earth Life | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:46:31 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15422
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.