Karanlık DNA: Yerinde Olması Gereken Ama Olmayan Gen!
Fizikçiler Gibi Biyoloji Yaparsanız Ne Olur? İşte Bu...
"Karanlık madde"yi duymuşsunuzdur: Evrenin yüzde 27'sini kaplayan fakat sıradan yöntemlerle saptanamayan gizemli madde. Oysa inatçı bir gizem bulmak için uzayın derinliklerine bakmamıza gerek yok. “Karanlık DNA”, orada olduğunu bilmemize rağmen görünmez oluşu ve evrimin en derin sırlarını saklıyor olma ihtimali bakımlarından karanlık maddenin biyolojik kuzeni olarak düşünülebilir.
Keşfedilmemiş Genetik Bölge
Bilim insanları daha fazla genom haritası çıkardıkça, genetik dizilerin, oluşumunu tamamlamış hayvanlarda kendini nasıl gösterdiği daha iyi anlaşılmaktadır. Zürafaların nasıl bu kadar uzun boyunlu ya da yılanların nasıl bu kadar uzun olduğunu anlamayı başardık ve muhtemel ki bazı insanların “Game of Thrones” dizisini sevmemesine neden olan geni de çok yakında bulacağız. Ama bazen, hangi genin ne işlevi olduğuna dair sağlam bilgilerle bile, orada olduğunu bildiğimiz bir genin peşine düşüp elimiz boş çıkabiliyoruz.
The Conversation adlı internet sitesinde yayımlanmış bir yazıda evrimsel biyolog Adam Hargreaves, isminin ima ettiğinden çok daha sevimli bir tür kemirgen olan kum fareleriyle çalışırken karşılaştığı engeli tam da böyle tanımlıyor. Bu küçük tüy yumaklarının tip 2 diyabete özellikle yatkınlıkları olduğu için Hargreaves ve meslektaşları bu yatkınlığın sebebini insülin üretimini yöneten Pdx1 geninde aradılar. Fakat ne bu geni bulabildiler ne de çevresindeki diğer 87 geni...
Mesele şu ki, kum faresinin Pdx1 genine sahip olduğundan eminiz, çünkü bu gen hayatta kalması için olmazsa olmaz. Dahası, geri kalan 87 kayıp genin çoğu da en az Pdx1 kadar gerekli. Hargreaves ve ekibi bundan emin olmak için kum faresinin kas dokusunda bu kayıp genler tarafından üretilebilecek belirli kimyasal bileşenler aradılar. Buldular da. O halde bu genler neden olmaları gereken yerde bulunmuyorlardı? Aslında neredeydiler?
Bu arada, kum fareleri bunun gibi kayıp genlere sahip olan tek hayvan değil. Örneğin; kuşlar, orada bir yerlerde olması gerektiğini bildiğimiz fakat henüz keşfedilememiş 200’den fazla gene sahiptir. Pdx1 ve çevresindeki genler, tıpkı kuşlardaki kayıp genler gibi, G ve C molekülleri bakımından zengin olsa da bu moleküllerin gen dizileme teknolojileriyle belirlenmesi tarih boyunca zor olmuştur. Bu yüzden beklediğimiz bölgelerde ortaya çıkmayınca, samanlığın içine düşen bir iğne gibi, gözümüzden kaçmayı başardılar.
Evrim, Dizili Gen Formunda Olmayacak!
Kum faresinin gen dizilemesinde küçük bir sürprizle daha karşılaşıldı: Genomlarının bir bölgesi diğerlerine göre mutasyona çok daha yatkındı. Bu bölge G ve C molekülleriyle doluydu. Her ne kadar modern gen dizileme teknolojimiz onları tanımlamakta henüz iyi bir iş çıkaramasa da bu bölgedeki G ve C moleküllerinin bolluğu kayıp genlerin o kısımlarda olması gerektiğini akla getirmektedir.
Bu mutasyona yatkın noktalar, evrimin ana bileşenlerinden biri olabilir. Bildiğiniz üzere, evrimin ilerlemesi mutasyona dayanmaktadır. Bir özellik ortaya çıktığında, doğal seçilim bunun iyi bir fikir olup olmadığına karar verir. Bu da şunu söylemenin daha havalı bir yolu: Eğer mutasyon hayvana zarar veriyorsa, bu hayvanın mutant geni aktaracak kadar uzun yaşaması pek olası değildir. Buna karşın eğer mutasyon hayvana yardımcı oluyorsa, ona, kendisiyle benzer genler taşıyan bir sürü bebek yapması için zaman kazandıracaktır.
Kum faresinin durumunda, insülin üretimini ve birtakım özellikleri yöneten mutasyon noktası bu canlıya zorlu çöl ortamında hayatta kalmanın anahtarını sunmuş olabilir. Fakat bu mutasyonlar hayvanlara bazı yönlerden yarar sağlarken, başka yönlerden zarar verebilir. Eğer çevre, çöl ortamına adaptasyona gerek duyulmayacak şekilde değişirse, kum faresinin yetersiz insülin regülasyonu onun başarı hikayesine yük olmaya başlayabilir. Neyse ki şimdilik olumlu yönleri daha fazla.
Teşekkür: Bu yazıyı çeviren Beste Özdeş'e teşekkür ederiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 18
- 11
- 9
- 6
- 6
- 3
- 3
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Curiosity | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 17:11:28 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5250
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Curiosity. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.