İntikam ile Adalet Arasındaki Farklar Nelerdir?
Hiç "intikam" ile "adalet" arasındaki farkı düşündünüz mü? Aralıklarla gündemimize bu şekilde canilikler oturuyor ve her seferinde benzer çağrılar yapılıyor: İdam cezası, işkence, kısasa kısas yöntemiyle ceza verme (yani köpeğin bacaklarını kesen bir kişinin de bacaklarının kesilmesi) ve benzeri talepler... Sizce bunlar adalet mi, yoksa intikam mı?
Baştan söyleyelim: Bu yazının amacı, intikam arayışı kötüdür, adalet iyidir demek değildir. Nasıl bir sonuca varacağınız size kalmış. Çünkü ülkelerin ve toplumların koşullarının, adalet algısını ve adalete güven kavramını doğrudan etkilediğini de hepimiz biliyoruz.
Örneğin şu örneği düşünün: Ünlü psikolog Paul Bloom'un Bebeklerin Ahlaki Yaşamı isimli kitabında anlattığı üzere, 19. yüzyıl öncesinde Fransa'da kedileri diri diri yakmak, bir çeşit eğlence biçimiydi. Bu eğlencelere katılan insanların hepsi psikopatlar, manyaklar, hastalıklı insanlardan oluşmuyordu, sıradan halktı. O zamanın kültürü için bu normaldi. Ancak zaman değiştikçe bu davranış da kabul edilemez hale geldi.
Demek ki adalet algımızı tetikleyen unsurlar, objektif değil. Kültürün geri kalanı gibi zamana ve mekana göre değişiyor. Benzer şekilde, adalete güvenin olmadığı toplumlar için bu tip akademik içerikli yazıların kimi izleyicilerimize romantik geldiğinin farkındayız.
Ama bizim bilimdeki amacımız, gerçek olanı tespit etmek; felsefedeki amacımız ise ideal olanı irdelemektir. Dolayısıyla bu yazımızın amacı, bu temel kavramlar üzerinden giderek, sizleri bu konularda biraz daha sistematik bir şekilde düşünmeye sevk etmektir.
İntikam ve Adalet Arasındaki Farklar
Öncelikle farklardan başlayalım. İntikam ile adalet arasındaki farkları tespit etmek o kadar zor değil. Psikolog Leon F. Seltzer, bu farkları 5 madde altında topluyor:
İntikam duygusaldır; adalet ise akılcıdır.
İlk olarak, intikam büyük oranda duygusaldır; adalet ise ağırlıkla akılcıdır. Acı bir haber duyduğunuzda, talep ettiğiniz cezanın duygularınızın dışarı yansıması olup olmadığını bir gözden geçirin. Eğer sakin bir kafayla değil de, öfke veya nefretle ceza peşinde koşuyorsanız, amacınız yapılan hatayı düzeltmek değil de ödeşmek ise, siz adalet değil, intikam istiyorsunuz demektir.
İntikam kişisel iken; adalet kişiler üstü, tarafsız, toplumsal ve yasal bir olgudur.
İkincisi, intikam, doğası gereği kişiseldir. Adalet ise kişisel değildir; tarafsızdır. Hem toplumsal, hem yasal bir olgudur.
- Oy Birliği Paradoksu: Çok Fazla Kanıt ve Güçlü Oy Birliği, Gerçeğe Ulaştığımız Anlamına Gelmeyebilir!
- Kürtaj, Etik Olarak Makul Müdür? Kürtaj Yanlısı ve Karşıtı Argümanlar Nelerdir?
- İdam Cezası Ahlaki Olarak Savunulabilir mi? Ahlak Felsefesi (Etik), Bir Kişinin Devlet Eliyle Öldürülmesi Konusunda Neler Söyler?
Kesmek istediğiniz ceza, kişisel bir kan davasının uzantısı mı, yoksa yapılan bir yanlıştan doğan dengesizliği düzelterek, toplumu genel olarak daha güvenli hale getirme amacı mı güdecek? Bu sorunun cevabı da, intikam ile adaleti birbirinden ayırmaya yarıyor.
İntikam kindar bir davranıştır; oysa adalet, suçun gerçekliğini kanıtlamaktır.
Üç... İntikam kindar bir davranıştır. Adalet ise suçun gerçekliğini kanıtlamak ve ona uygun bir ceza kesmek ile ilgilidir.
Şunu bir düşünün: Kin, öylesine tuhaf bir duygudur ki; yıllar, on yıllar, hatta yüz yıllar önce yaşanmış olaylara karşı duyulan kin, nesiller boyu devam eden intikam arayışıyla sonuçlanabilmektedir. Öyle ki kimi zaman bir kişi veya gruba karşı neden nefret duymamız gerektiğini bile bilmeyiz. Çünkü nesilden nesle bu şekilde öğretilmiştir. İşte bu, intikam arayışıdır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Adalet arayışında ise bu öfkenin sebepleri irdelenir ve ceza, bu sebeplere göre, onurluca, adil ve erdemli bir şekilde kesilmeye çalışılır.
İntikam kısır döngülerden oluşurken; adalet, son vermeye çalışır.
Dördüncüsü çok kritik: İntikam kısır döngülerden oluşurken; adalet, bu kısır döngülere son vermeye çalışır. Örneğin ülkemizin baş belalarından biri olan "kan davaları", adalet arayışından değil; intikam arayışından kaynaklanmaktadır.
Ama sadece bizde değil, bu tip kısır döngüler ve döngüsel savaşlar, Dünya çapında ve tarih boyunca hep yaşandı. Hatta sadece biz insan türünde de değil; yaşayan en yakın kuzenlerimiz şempanzelerde bile intikama dayalı kavgalar, yıllar yılı süren savaşlara neden olabilmekte! Bununla ilgili detayları buradaki yazımızdan alabilirsiniz.
Ama bu tip kısır "ölüm döngülerinin" sonu, ancak adil bir yargı ile getirilebilir. Bu nedenle ülkelerde hukukun üstünlüğü, geleneklerden gelen intikamcı yaklaşımları sonlandırmak adına çok önemli.
İntikam misilleme arar; adalet ise denge kurmak ister.
Ve sonuncusu: İntikam misilleme arar; adalet ise dengeyi geri kurmak ister. Misilleme peşinde olan biri, neredeyse hiçbir zaman gerçek dengeyi sağlayamaz. Her zaman dengeyi sağlamanın ötesine geçip, karşı tarafı daha düşük bir pozisyonda bırakmak ister.
Örneğin biri size küfrettiğinde, siz ona aynı küfrü tekrar etmezsiniz. Daha da ağır bir küfür ederek, onları sizin düştüğünüzden daha kötü bir duruma düşürmek istersiniz. Biri kardeşinize asıldığında, siz de gidip karşı tarafın kardeşine asılmazsınız; muhtemelen gidip birilerini döver, camı çerçeveyi indirir, size verilen bu rahatsızlığın karşılığını misliyle vermek istersiniz. İşte bu, misillemedir.
Adalette ise amaç, suçun karşılığını vermektir; suçu tekrar etmek değil. Ne kadar iğrenç, ne kadar yoğun bir öfke ve nefret uyandıran bir davranış olursa olsun, tecavüzün cezasını tecavüz ederek veya penis keserek aramak adalet değildir; intikamdır. Hırsızlığın cezasını el kesmek ile vermek, adalet değil, intikamdır.
Modern adalet anlayışı, misillemeye dayalı intikamı en aza indirmeye çalışır. Ana görselde yer verdiğimiz gözleri bağlı, bir elinde kılıcı, bir elinde terazisi bulunan bir kadın olarak temsil edilen Adalet Ana'nın, ya da Lustitia'nın terazisi, bu eşitliği ve dengeyi temsil eder. Adalet Ana'nın adaleti terazisinden gelir, kılıcından değil. Kılıcın sembolize ettiği şey, adaletin "hızlı ve net şekilde gelmesi"dir.
Arada Her Zaman Fark Var mı?
Peki, öteki taraftan bakalım: Adalet ile intikam arasındaki farklardan söz ettik. Ama adaleti sağlamak için kullandığımız cezada, bir miktar intikam da yok mu? Bir kişiye para cezası kesmek kadar basit bir uygulama yoluyla da olsa, ömür boyu hapsetmek veya canını almak kadar ağır yollarla da olsa, herhangi bir cezai işlem uyguladığımızda, toplum olarak o kişiden intikam almakta değil miyiz?
Mesela bazı ülkelerdeki mahkemelerde suçlular, mağdurlar (veya maktullerin yakınları) ile yüz yüze getirilerek onların duygu ve düşüncelerini dinlemeye zorlanmaktadır. Yine bazı ülkelerde idam cezası mağdurlara ve maktul ailelerine açık olarak yapılır.
Hatta sinema filmlerini düşünün: İntikam peşinde olan biri, birazdan öldüreceği kurbanına, neredeyse her zaman neden intikam peşinde olduğunu söylemek, onunla konuşmak ister. Birdenbire, uzaktan kişiyi öldürüp de yaşamına devam etmez. Bu çok daha basit ve güvenlidir; ancak bunu yapmazlar. Bu, sinema dünyasındaki klişe bir dramatizasyondan ibaret değildir. İntikamın, adalet arayışının önemli bir parçası olduğuna dair bir göndermedir. Bu durumda adalet, intikamdan bağımsız düşünülebilir mi? Bir cezanın niteliğinin ne olması gerektiği, hukuk felsefesinin en temel konularından birisidir.
Sorulması gereken bir diğer soru da şu: Adalet ile intikam arasındaki çizgi nerededir? Ya da böyle bir çizgi var mıdır? Örneğin 2010 yılında İngiltere'de güvenlik kameralarına yakalanan bir kadın, kendi halindeki bir kediyi alıp çöp kutusuna atmıştı, aşağıdan izleyebilirsiniz:
Kediye hiçbir şey olmadı, sağ salim kurtarıldı. Buna rağmen kadına 250 pound para cezası kesildi. Ama bu, bazıları için yeterli değildi. Sosyal medya üzerinden birçok kişi kadına ölüm tehditleri gönderdi.
- Dış Sitelerde Paylaş
Bu tuhaf ve potansiyel olarak kediye zarar verebilecek olan, ama bu felaketin neyse ki yaşanmadığı davranışın cezası sizce ölüm müdür? Bazı kişiler için cevap evet. Ama çoğumuz için cevap, muhtemelen hayır olacaktır.
Buna rağmen, filmlerde haksızlığa uğramış birinin intikam arayışını seyretmekten hoşlanırız; intikam peşinde olan kişinin tarafını tutarız. Bu, işin sadece film olmasından mıdır, yoksa intikam duygusu, kontrol altında tutulması gereken temel içgüdülerimizden biri midir? Herkesin kendi adaletini aradığı ve cezasını kestiği bir düzen, dengeli ve işlevsel olabilir mi?
Elbette caniliğe karşı duygusal tepkiler vermemek mümkün değil. Bu, belli bir dozda kaldığı müddetçe elbette doğal ve anlaşılır. Ama ne zaman ki bu öfkeyle keskinleşmiş duygularımız, ceza kesip, adalet dağıtma noktasına taşar; işte o zaman kısır döngüler, intikam arayışları ve misillemeler başlıyor. Bunun önüne geçebilmemizin tek yolu da, özgür, adil, durmaksızın evrimleşen, etkili ve modern insan haklarına uygun yasaları el üstünde tutan bir hukuk anlayışıdır.
Kimi zaman adalete olan inancımızı yitirdiğinizi hissedebilirsiniz. Sistemin size karşı olduğunu düşünüyor olmanız da çok normal bir insanî duygu olabilir. Ancak ne olursa olsun, başkalarının hayatını ilgilendiren cezalar kesme noktasına geldiğimizde, duygularımıza yenik düşmediğimizden emin olmamız şart. Bu konuda J.R.R. Tolkien, Yüzüklerin Efendisi'ndeki Gandalf karakteri üzerinden şöyle yazar:
Yaşayan birçokları, ölmeyi hak eder. Ölen birçokları da yaşamayı... Sen bunu onlara verebilir misin? Öyleyse yargı olarak ölüm dağıtmakta bu kadar istekli ve aceleci olma! Çünkü en bilgeler bile bir konunun tüm taraflarını göremeyebilirler.
Veya Mahatma Gandhi’nin de dediği gibi:
Göze göz, hepimizi kör eder!
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 22
- 10
- 5
- 5
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Psychology Today | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 04:16:57 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4062
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.