İnsanlarda Tek Eşlilik Nasıl Evrimleşti ve Bu Kadar Yaygınlaştı?
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Cambridge Üniversitesinden Dieter Lukas 2013 yılında gerçekleştirilen bir telekonferansta “Tek eşlilik bir problem” dedi. Dr. Lukas’ın muhabirlere de açıkladığı gibi, kendisinin yanı sıra başka biyologlar da tek eşliliği evrimsel bir muamma olarak görüyor.
Tüm memeli türlerin yüzde 9’unda, erkekler ve dişiler bir üreme döneminden daha uzun süreliğine ortak bir bölgeyi paylaşırlar. Bazı örneklerde bu bağ ömür boyu sürer. Bu, bilimsel açıdan bir problemdir. Çünkü teorik olarak erkek memeliler tek eşliliği bırakıp birçok dişi ile birlikte olurlarsa, daha fazla yavru sahibi olabilirler.
Dr. Lukas ve meslektaşı Tim Clutton-Brock 2013 yılında yaptıkları araştırmaya dayanarak, tek eşliliğin dişilerin geniş bir alana yayılmasıyla evrimleştiğini söylüyor. Çünkü bu durum, erkekler için bir yandan uzak yerlere gitmek, bir yandan da rakip erkekleri savuşturmak bakımından zorluk oluşturuyor.
Bu araştırmanın yayınlandığı gün, Londra Akademisinden (UCL) Kit Opie ve meslektaşları da tek eşliliğin daha fazla görüldüğü primatlarla ilgili benzer bir çalışma yayınladılar. Primat türlerin dörtte birinden fazlasında erkekle dişi bu tür bir bağ oluşturur. Londralı bu bilim insanları farklı bir sonuca ulaştılar: Yeni doğan yavruların öldürülme riski, erkekleri sadece tek dişiye bağlanmaya yönlendiriyor. Böylece dişiyi diğer erkeklerden koruyorlar.
Bu bilimsel problemin çözülmekten çok uzak olmasının yanı sıra, bu türden araştırmalar bizi kaçınılmaz olarak narsist yerine koyuyor. Gri elli gece maymununun neden tek eşli olduğunu anlamak güzel olabilir (Ç.N. Bunun nedeni olarak şu ileri sürülüyor: Gruptaki baskın erkekle rekabet edemeyen ya da etmek istemeyen erkeklerin gruba ait bölgeden uzaklaşarak kendisine bir dişi bulması ve bu dişiyi de kaybetmek istemeyerek tek eşliliği benimsemesi. Dişinin de bundan, erkeğin de bulduğu kaynaklara erişiminin olması ve tehditlere karşı ekstra korunma olarak faydalanması). Ancak biz şunu bilmek istiyoruz: Bu durum erkekler ve kadınlar hakkında ne söylüyor?
İnsan duygularıyla ilgili her şeyde olduğu gibi, bu konu da karmaşık.
Montreal Üniversitesinden Bernard Chapais, Evolutionary Anthropology isimli derginin 2013 sayısında, insanın çiftleşme sisteminin çok yüksek seviyede esnek olduğunu yazdı. İnsan kültürlerinin sadece yüzde 17’si katı biçimde tek eşlidir. İnsan topluluklarının çoğunda çeşitli evlilik tipleri görülür, bu evliliklerdeki kişilerin bir kısmı tek eşli yaşarken diğerleri çok eşlidir. (Ancak bu kültürlerdeki evliliklerin çoğu tek eşlidir.)
Hatta kimi toplumlarda bir kadın birkaç erkekle birden evlenebilir. Ayrıca bazı kadınlar ve erkekler birisiyle evliyken, başka birisiyle yıllarca süren gizli beraberlikler yaşar. Bu da bir tür ikili tek eşliliktir. Aynı cinsiyetten insanların evlilikleri yasal olmadan önceki dönemlerde bile, bu insanlar arası sadakat sıklıkla görülmüştür.
Her bir türün kendine özgü zorlukları vardır. Bu zorluklar türün içinde yaşadığı iklim, hayatta kalmasının temel dayanağı olan besin ya da kendisiyle beslenen avcı hayvanlar olabilir. Belirli koşullar da, tüm dezavantajlarına karşın tek eşliliği teşvik edebilir. İnsan çiftleşmesinin kökenlerine ilişkin bir ipucunu, en yakın akrabalarımız olan şempanzelerde ve bonobolarda görebiliriz. Bu türler, dişilerin yumurtlama döneminde birçok erkekle çiftleştiği büyük gruplar içinde yaşar. Erkek şempanzeler çiftleşme ihtimali için diğer erkeklerle kavga eder ve bir dişiden yavru sahibi olabilme olasılığını artırmak içn ekstra sperm üretir.
Bizim atalarımızla şempanzelerin ataları birbirlerinden yaklaşık yedi milyon yıl önce ayrılmıştır. Fosiller, bu yol ayrımından sonra çiftleşme sistemlerimizin nasıl evrimleştiğine ilişkin ipucu verebilir. Tek eşli primatlarda hormon seviyelerinin izlediği süreç diğer türlerden farklıdır. Bunun olası nedeni, erkeklerin dişiler için sürekli savaşmak zorunda kalmamasıdır.
Hormonlardaki bu fark, primatların gelişimini de dikkate değer biçimde etkiler. Örneğin, parmakların uzunluklarının oranları farklıdır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
2011 yılında Liverpool Üniversitesinden Emma Nelson ve meslektaşları, antik hominid fosillerinde parmak kemiklerini incelediler. Bulgularına göre hominidler 4.4 milyon yıl önce birçok dişiyle çiftleşiyorlardı. Ancak parmak uzunluk oranlarının gösterdiğine göre, 3.5 milyon yıl önce hominidler tek eşliliğe geçmeye başladı.
Soy hattımız asla sıkı bir şekilde tek eşli olmamız yönünde evrimleşmemiştir. Ancak çok eşli ilişkilerde bile, erkekler ve kadınlar, şempanzelerdekinden çok farklı bir biçimde, uzun süreli bağlar oluşturur.
Bahsettiğimiz iki çalışmada tek eşliliğin evrimine yol açan faktör farklı açıklanmıştır; ancak önemli bir noktada uzlaşırlar. Dr. Opie’nin ifadesiyle:
Tek eşlilik evrimleştikçe, erkeklerin de çocuk yetiştirmeye katkıda bulunması çok daha olasıdır.
Tek eşli primat bir baba etraftayken, kendi yavrularının hayatta kalma olasılığını artıracak fırsatlara sahip olur. Onları taşıyabilir, tüylerini temizleyebilir ve onları saldırılardan koruyabilir.
Ancak bizim soy hattımızda babalar daha da ileri gittiler. Avcılık ve et toplayıcılığı yeteneğini evrimleştirdiler. Temin ettikleri bu yiyeceklerin bir kısmını da çocuklarına götürdüler. Dr. Opie konu hakkında, “Tek eşli primatlar için olağan olan şeyin ötesine gittiler” diyor.
İnsanlarda çocukların edinmeye başladığı bu ekstra protein ve kalori, evrimimizde bir kırılma noktası olarak geniş kabul görür. Bizim neden diğer memelilerden daha büyük beyinlerimiz olduğunu açıklayabilir.
Beyinler aç organlardır, benzer bir kas parçasından 20 kat daha fazla kalori gereksinimi duyarlar. Dr. Opie’nin konu ile ilgili sözleri şöyle:
Sadece enerji yönünden zengin ve sürekli bir et teminiyle büyük beyinler ve onunla birlikte tüm bu zihinsel kapasiteyi geliştirebilirdik. İnsanlarda beyin boyutunun bu kadar artmasının nedeni tek eşlilik gibi görünüyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
- Tek eşli hayvanlar var mı?
- Evlilik evrimsel açıdan insana avantaj sağlar mı? Sağlıyorsa bunlar nelerdir?
- 22
- 12
- 9
- 8
- 5
- 4
- 3
- 2
- 2
- 2
- 2
- 1
- Çeviri Kaynağı: The New York Times | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 23/11/2024 13:07:55 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/6953
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The New York Times. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.