İnsanlar Sosyal Medyada Ne Kadar Dürüst?
Sosyal Medya Siteleri, Sahtekarlığın Üreme Alanlarından Birisi Olabilir!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Facebook. Twitter. Snapchat. Instagram. Tinder. Match.com.
Tüm dünyada sosyal medya kullanımı ve ve buradan kurulan etkileşimin miktarı giderek artıyor. Pew Enstitüsü’nün 2018 verilerine göre Amerikalı yetişkinlerin çoğunluğu YouTube (%73) ya da Facebook (%68) kullanıyor ve Facebook kullananların yarısından fazlası hesaplarını günde birkaç kez kontrol ediyor.[1]
Sosyal medya kullanımımız arttıkça kendimizi çocukların fotoğrafları, yiyecekler hakkında yorumlar ve güncel siyasi olaylara yönelik patlayıcı tepkiler arasında gezinirken buluyoruz. Bu artan sosyal medya kullanımı ve maruz kaldıklarımız şu soruyu gündeme getiriyor: Buradaki bilgiler ne kadar doğru? Daha spesifik olarak, sosyal medya sitelerindeki insanlar ne kadar dürüst?
Sosyal Medyada Dürüstlük ve Yalan
Gerçek şu ki, insanlar sosyal medyada yalan söyleme eğiliminde. Peki nasıl? Birincisi, insanlar sosyal medyada hayatları hakkında doğrudan yalan söylerler ki bu genellikle kendilerini daha beğenilesi veya pozitif gösterme çabasından kaynaklanır. Çevrimiçi buluşma (date) sitelerine üye 80 kişiyi inceleyen bir çalışmada, araştırmacılar katılımcıların 3’te 2’sinin kiloları hakkında yalan söylediğini buldu.[2] İngiltere’de Custard.com tarafından yürütülen ve 2000’den fazla kişinin katıldığı bir çalışmada ise erkeklerin yüzde 43’ü kendileri ve hayatları hakkında internette yalan söylediklerini kabul etti.[3]
Daha yaygın bir yöntem olarak ise, insanlar sosyal medyada kendilerinin ve hayatlarının muğlak ve kapsamlı olmayan bir temsilini sunarak takipçilerini yanıltmaya çalışıyor. Örneğin, Custard.com’un çalışmasında erkeklerin yalnızca %18’i ve kadınların yalnızca %19’u Facebook profillerinin kim olduklarını “birebir doğru şekilde” yansıttığını söylüyor. Katılımcıların daha geniş bir kısmı ise (%32), sosyal medyada sadece hayatlarının sıkıcı olmayan yönlerini paylaştıklarını, bir diğer kısmı ise (%14) aslında orada göründükleri kadar aktif bir yaşamları olmadığını söylüyor.
Sosyal Medyada Sahtekârlık Bizi Nasıl ve Neden Etkiler?
Hayatımızın seçici bir sunumu ya da kendimiz hakkında yalan söylemek sürpriz ya da önemli bir şey olarak kabul edilmeyebilir ama aslında bunun etkisi hayli büyük. Neden mi? İnsanlar doğal olarak sosyal yaratıklardır. Bizler sosyal etkileşim ve ilişkiler için can atıyoruz. İnsan doğasının en önde gelen teorilerinden bazılarına (örneğin, Adler psikoterapisi) ve geniş bir araştırma grubuna göre, sosyal etkileşim ve bir topluluğa ait olma duygusu, psikolojik ve fiziksel sağlığın en önemli iki yordayıcısıdır.[4] Sosyal yapımız göz önüne alındığında, insanlarla bağlantıda kalmayı ve arkadaşlarımız, ailemiz ve hatta ünlüler hakkında "bilgi sahibi" olduğumuzu hissetmeyi seviyoruz.
Sosyal olmamıza ek olarak, başkalarının bize karşı dürüst olduğuna güvenmek için doğal bir eğilimimiz var gibi görünüyor. Çok sayıda araştırma, başkalarına güvenmeye programlandığımızı gösteriyor.[5] Güvenme eğilimimizin nedenleri karmaşık olsa da kişiler arası bağlılık ve çevremizdekilerin bizi destekleyeceğine, koruyacağına ve bize saygılı davranacağına dair temel bir inancımız olmadan kendimizi güvensiz hissediyoruz. Özünde başkalarına güven, güvenlik ve emniyet duygularımız için gelişimsel olarak gereklidir.
Sosyal medyaya girdiğimizde ve bu başkalarına güvenme eğilimimiz açık yalanlarla ve dürüst olmayan sunumlarla karşılaştığında ortaya bir sorun çıkıyor çünkü bizler içsel olarak, sunulanın doğru olacağını varsayıyoruz. Yani insanların günlük yaşantılarında fotoğraflarda göründüğü kadar güzel olacağına, günlük ev hayatlarının fotoğrafların tasvir ettiği kadar mükemmel olduğuna, içsel bunalımlarının göründüğü kadar az olduğuna, insanların tatile gitmeyi, dışarıda bir şeyler yemeyi ve ebeveynlik pratiklerini mutlulukla gerçekleştirdiklerine inanma eğilimi taşıyoruz. Oysa bunun doğru olmadığı çok açık. Ancak diğer insanların hayatlarındaki pek çok gerçeği fark edemesek de bu durum kendi yaşantımızın ideal olmadığını oldukça iyi bir şekilde fark etmemize neden oluyor.
Sosyal Medyada Sosyal Karşılaştırma
Sosyal medyada gördüğümüz şeylerin gerçek ve bizimle ilgili olduğuna içsel olarak inandığımız zaman kendimizi çevremizdeki kişilerle kıyaslayarak değerlendirmeye yönelik içsel çabamız da artıyor (örneğin; görünüşümüz, zenginliğimiz, eşimiz, ailemiz vb. her şey kıyaslanıyor). Bu kıyaslamayı sosyal medyaya nüfuz eden idealize edilmiş fotoğraflarla ve mantıksız derece pozitif yaşantılarla yaptıkça, kendimiz ve yaşamlarımız hakkında daha kötü hissetme eğiliminde oluyoruz.
Gerçekten de giderek artan sayıda araştırma, sosyal medya kullanımının, özellikle de kendinizi sosyal medyada gördüğünüz olumlu görüntülerle karşılaştırmanın, psikolojik sağlığınızı olumsuz etkileyebileceğini öne sürüyor. 339 üniversiteli kadın üzerinde yapılan bir çalışmada (Puglia, 2017) birisini başkalarıyla karşılaştırma eğilimi düşük beden saygısı ile ilişkiliydi. Ayrıca, çalışmada 58 kadından oluşan bir alt-örneklemde, daha yüksek Facebook kullanım düzeyine sahip olanlar, daha düşük Facebook kullanımına sahip olanlara göre bedenlerinden daha az memnundu.[6] Benzer şekilde, Vogel ve meslektaşlarının yaptığı deneysel bir çalışmada kendilerini başkalarıyla kıyaslama eğilimi yüksek olan ve düşük olan katılımcılara Facebook kullandırtıldı.[7] Facebook kullandıktan sonra, kendilerini başkalarıyla kıyaslama eğilimi yüksek olan katılımcılar daha düşük özgüven, daha fazla negatif duygu ve kendileri hakkında daha olumsuz görüşler bildirdi.
Açık olan şudur: Artık çoğumuz sosyal medyanın bir türünü kullanıyoruz. Araştırmalar, insanların sosyal medyada paylaştıkları şeylerin hayatlarının veya kim olduklarının doğru bir temsili olmadığını gösteriyor. Aslında paylaşılanların çoğu bariz yalanlar.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Sonuç olarak, sosyal medyayla uğraşırken, kendinize, gördüğünüz şeyin gerçekliğin doğru bir yansıması olmadığını hatırlatmanız çok önemli. Kendinizi arkadaşlarınızın, meslektaşlarınızın veya ünlülerin fotoğraflarıyla kıyaslamayın. Unutmayın, gördüğünüz şey başkalarının görmenizi istediği sadece anlık bir yansıma.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 16
- 4
- 4
- 3
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Psychology Today | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Smith, et al. Social Media Use In 2018. (1 Mart 2018). Alındığı Tarih: 7 Ekim 2020. Alındığı Yer: Pew Research Center | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. T. Hancock, et al. The Truth About Lying In Online Dating Profiles. (6 Haziran 2007). Alındığı Tarih: 7 Ekim 2020. Alındığı Yer: Association for Computing Machinery (ACM) doi: 10.1145/1240624.1240697. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Custard. Over Three Quarters Of Brits Say Their Social Media Page Is A Lie. (7 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 7 Ekim 2020. Alındığı Yer: Custard | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Reblin, et al. Social And Emotional Support And Its Implication For Health. (1 Ağustos 2009). Alındığı Tarih: 7 Ekim 2020. Alındığı Yer: NCBI doi: 10.1097/YCO.0b013e3282f3ad89. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. E. Schaefer, et al. (2016). A Meta-Analysis Of Factors Influencing The Development Of Trust In Automation: Implications For Understanding Autonomy In Future Systems. Human Factors, sf: 377-400. doi: 10.1177/0018720816634228. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Puglia. Social Media Use And Its Impact On Body Image: The Effects Of Body Comparison Tendency, Motivation For Social Media Use, And Social Media Platform On Body Esteem In Young Women. (9 Mayıs 2017). Alındığı Tarih: 9 Ekim 2020. Alındığı Yer: Carolina Digital Repository | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. A. Vogel, et al. (2015). Who Compares And Despairs? The Effect Of Social Comparison Orientation On Social Media Use And Its Outcomes. Personality and Individual Differences, sf: 249-256. doi: 10.1016/j.paid.2015.06.026. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:49:47 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9425
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Psychology Today. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.