İnsanlar "Penguen" Gibi Basit Bir Kelimeyi Bile Birbirinden Çok Farklı Şekillerde Algılıyor!
Merriam-Webster sözlüğü "penguen" kelimesini "Güney yarımkürenin kısa bacaklı, uçamayan su kuşları familyasının (Spheniscidae) üyeleri" olarak tanımlar. Bu tanım aslında gayet basittir, ancak insanların kelimeleri kullanırken akıllarındaki şey genelde tanımlar olmaz. İnsanlar tanımlar yerine kavramları; yani bir kelimeyi duyduğumuzda aklımıza gelen sayısız özellik, fikir, örnek ve çağrışımları algılar.
Kavramlar, bir dili konuşurken anlatılmak isteneni anlatmak açısından oldukça önemlidir. Ancak yeni bir araştırmaya göre "penguen" gibi basit kelimeler bile insanlar için çok geniş bir aralıktaki farklı kavramlara karşılık gelebiliyor. Bu, penguenin tanımı hakkında bir fikir birliğimiz yok demek değil. Araştırmanın gösterdiği şey; bazı insanlar penguenleri kartaldan çok balinaya benzeyen, gürültülü ve tombul yaratıklar olarak algılarken diğerlerinin penguenleri yunustan çok devekuşuna benzeyen garip hayvanlar olarak görebilmesi.
Bu farklı görüşler, yani farklı penguen kavramları, Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nden araştırmacıların geçen ay yayınlanan çalışmada toplamaya çalıştığı verilerdi. Çalışmanın sonuçları, en basit kelimelerin bile bireylerin zihninde onlarca farklı kavramı çağrıştırabileceğini gösteriyor. Çalışmanın yazarlarından U.C. Berkeley Üniversitesi'nde psikolog olan Celeste Kidd, bu konuda şöyle söylüyor:
Bu durumun insanlar arasındaki çoğu anlaşmazlığı açıklayabileceğini düşünüyoruz. Aynı şeyi konuşan insanların farklı tellerden çaldığı durumları bu yaklaşımla anlayabiliriz. Birbirimizi anlamakta ne sıklıkla sorun yaşadığımızı bilmekse önemli konularda aynı noktada olmamızı sağlayabilir.
İnsanların nesneler hakkındaki kavramlarının ne ölçüde örtüştüğü; filozofları, psikologları ve dilbilimcileri uzun zamandır meşgul eden bir sorudur. "Bilgi" ve "adalet" gibi soyut, yüksek oranda kavramsal kelimelerin tam olarak ne anlama geldiği konusu, sık sık tartışmalara yol açmaktadır. Bahsedilen çalışmada ise araştırmacılar, insanların kavramlarının nasıl farklılaştığını belirlemeye ve bu farklılaşmaların ne sıklıkla gerçekleştiğini ölçmeye çalıştılar. Kidd, bu alanda geçmişte yapılan çalışmaların tökezlediğini, çünkü kavramların tam olarak nelerden oluştuğunu anlayamadığımızı söylüyor.
Ancak geçmiş çalışmaların mükemmel olmaması, bu konuda hiçbir şey öğrenemediğimizi göstermiyor. Örneğin 1984'te yapılan ünlü bir çalışmada, küçük çocukların kelimeler için oluşturduğu kavramların genellikle gözlemlenebilen özelliklerden oluştuğu tespit edilmişti. Londra City Üniversitesi'nden psikolog James Hampton bu konuda şu örnekleri veriyor:
Dört yaşındaki bir çocuk için 'amca' kelimesi, bayramlarda çocuğa hediyeler veren ve anne babası ile arkadaş olan birisi anlamına gelir. Oysa sekiz yaşındaki bir çocuk için amca, babanın erkek kardeşidir.
Yani çocuklar başta gözlemledikleri özelliklerden oluşan kavramlara sahipken sonrasında daha derin anlamlı ve daha ilişkisel kavramlar oluşturuyorlar.
Tüm Reklamları Kapat
Çocukların çevreleriyle etkileşime girdikçe geliştirdikleri bu daha sofistike kavrayışlar, psikologların bilişin nasıl geliştiğine dair "Teori Teorisi" adını verdikleri bir modelle açıklanıyor.
Hampton'ın çalışmaları da "prototiplerin" kavramların temeli olduğu fikrini destekliyor. Prototipler, bir şeyin belirli bir örneğinin daha geniş bir kategori içerisinde ne kadar tipik olduğunu belirleyen özellikler dizisi olarak tanımlanabilir. Örneğin bir karatavuk, prototipik kuşa penguenden daha çok benzer.
Bu prototiplerin oluşumunda birçok farklı süreç yaşanıyor ve bu süreçler büyük ihtimalle insan bilişinde birer rol oynuyor. Yine de insanların herhangi bir kelimeyi düşünürken aklından tam olarak ne geçtiğini henüz bilemiyoruz. Ele aldığımız çalışmaya kadar, insanların akıllarından geçenlerin ne derece benzerlik gösterdiği de bir muammaydı.
Kidd ve ekibi; kavramların doğasına ilişkin tartışmaları ele almak yerine, insanlar arasındaki bazı farklılıkları tespit etmeye çalışan yöntemler kullanarak bu tartışmalardan sıyrıldı. Araştırmanın ilk aşamasında görevliler, katılımcılara "Penguenlere ispinozlar mı daha çok benzer yoksa yunuslar mı?" gibi benzerlik olgusuna dayalı sorular sordular. İkinci aşamada ise "Penguenler gürültülü müdür?" gibi özelliklerle ilgili sorular soruldu.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Araştırmacılar katılımcı örnekleminde bulunan farklı penguen kavramlarının sayısını tahmin etmek ve daha sonra bu tahmini dünya geneline uyarlamak için matematiksel kümeleme yöntemlerini kullandılar. Sonuçlar, penguen gibi yaygın kullanılan bir kelimenin bile en az 10 ila 30 farklı kavramlaştırmasının olduğunu gösteriyordu. Araştırmacılar bu sayıların kabaca hesaplandığını ancak ölçülü değerler olduğunu belirtiyor.
Dahası, katılımcıların kavramlarda ayrıştığı tek kelime penguen değildi. Araştırmacılar katılımcıların her kelime için farklı bir kavramsallaştırması bulunduğunu gözlemledi. Ayrıca katılımcılar mesela fokların zarif hayvanlar olup olmadığı konusunda da hemfikir değildi.
Araştırmacılar, çalışmada hayvan isimlerinin yanı sıra George W. Bush ve Joe Biden gibi politikacıların isimlerine de yer verdi. Bulgulara göre katılımcıların siyasilere dair kavramları hayvanlara dair kavramlarına göre çok daha fazla çeşitlilik gösteriyordu.
Aslında araştırmacılar, farklı politik görüşlerden dolayı politikacılara dair kavramların oldukça çeşitli olmasını bekliyordu; ancak hayvanlara dair kavramların da yüksek oranda çeşitli olması ekibi şaşırttı. Kidd bu konuda şöyle söylüyor:
Rastgele seçtiğiniz iki insanın penguen kavramlarının aynı olma olasılığı yaklaşık %12. İnsanlar örneğin penguenlerin ağır olup olmadığı konusunda ayrışabiliyorlar, çünkü bir penguen kaldırmayı hiç denememiş oluyorlar.
Bu noktada Kidd, varyasyondaki çeşitliliklerin çoğunun kişisel deneyimlerden kaynaklandığına işaret ediyor:
Penguenlerin nasıl yürüdüğünü izlediyseniz paytak yürüyüşlerinin nedeninin ağırlıkları olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak eğer anatomiyle uğraştıysanız kuşların iskeletlerinin hafif olduğunu bilirsiniz ve bu nedenle penguenlerin de hafif olduğunu düşünebilirsiniz.
Kavramsallaştırmadaki bu farklılıklar, kendilerini farklı şekillerde gösterir. Örneğin felsefecilerin "bilgi" anlayışı çoğu insanınkinden farklıdır. Eğitimin kavramsallaştırma üzerindeki etkileri araştırılmış olsa da bu araştırmalar insanların kavramlarının ne dereceye kadar farklılaştığı hakkında ancak küçük bir fikir verebilir. Kidd ve meslektaşlarının penguen gibi basit kelimelere dair bulguları ise kavramsal farklılıkların nesneleri nasıl düşündüğümüzün temelini oluşturacak derecede yaygın olduğunu gösteriyor.
Araştırmanın insanların ortak bir anlayışı olmadığını göstermediğine dikkat edilmesi gerekiyor. Hiçbir insan albatros ile pengueni karıştırmıyor, ancak muhtemelen bu kavramlara dair algımız eskiden düşünülene göre daha farklı. University of Michigan'dan dil ve düşünce arasındaki ilişkiyi araştıran psikolog Susan Gelman bu konuda şunları söylüyor:
İnsanlar arasında bu konuda ortak bir zemin olduğu söylenebilir. Ancak belki de kelimelerle ilişkilendirilen şeyler düşündüğümüzden çok daha kişiye özgü ve çeşitlidir.
Çalışmada katılımcılardan diğer katılımcıların kendi benzerlik ve özellik yargılarına ne derecede katılacaklarını tahmin etmeleri de istendi. Katılımcılar diğerlerinin yaklaşık 3'te ikisinin kendilerine katılacağını düşünse de gerçek oran bundan çok daha düşüktü. Hatta bazı katılımcılar çoğunluğun kendileri gibi düşündüğünü tahmin etse de neredeyse kimse onlar gibi düşünmüyordu. Bu da insanların, diğerlerinin kendileriyle ne derecede aynı kavramları paylaştığı konusunda pek iyi tahminler yürütemediğini gösteriyor. Gelman bu konuda şöyle söylüyor:
Bu ilginç bir durum ve bu durumun farkında olmak iletişim kurabildiğimizi sandığımız halde aslında kuramadığımız durumlarda işimize yarayabilir.
Bulgular, penguenlerin ağır olup olmamasından daha ciddi konulardaki anlaşmazlıklar için de geçerli olabilir. De Meyer, bu konuda şunları belirtiyor:
Yaygın kullanılan kelimelerde bile böyle bir anlaşmazlık varsa büyük sorunları ifade etmek için kullandığımız soyut kelimelerin herkes için ne kadar farklı anlamlar ifade ettiğini bir düşünün. Kullandığımız yöntemler; insanların eşitsizlik, adalet, iklim değişikliği gibi bizim için önemli olan herhangi bir konudan bahsetmek için kullandığımız kelimelere dair farklı kavramları olduğunu gösteriyor.
Ancak araştırma, farklı düşündüğümüz noktaların bilincinde olmanın anlaşmazlıkları çözmeye yetebileceğine de işaret ediyor. Kidd bu konuda şu tavsiyeleri veriyor:
İnsanlar bir anlaşmazlığa düştüğünde, bunun nedeni bazı kelimelere dair kavramlarının örtüşmemesi olabilir. Böyle durumlarda detaylara inerek konuşmak ve 'Ne demek istiyorsun?' gibi sorular sormak anlaşmazlığın ilerlemesini engelleyebilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
- L. Marti, et al. (2023). Latent Diversity In Human Concepts. Open Mind, sf: 79-92. doi: 10.1162/opmi_a_00072. | Arşiv Bağlantısı
- R. Nuwer. People Literally Don't Know When To Shut Up Or Keep Talking, Science Confirms. (1 Mart 2021). Alındığı Tarih: 27 Haziran 2023. Alındığı Yer: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
- J. Clifton. Many Differences Between Liberals And Conservatives May Boil Down To One Belief. (1 Mart 2023). Alındığı Tarih: 27 Haziran 2023. Alındığı Yer: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
- F. C. Keil, et al. (1984). A Characteristic-To-Defining Shift In The Development Of Word Meaning. Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior, sf: 221-236. doi: 10.1016/S0022-5371(84)90148-8. | Arşiv Bağlantısı
- J. A. Hampton. (2006). Concepts As Prototypes. Psychology of Learning and Motivation, sf: 79-113. doi: 10.1016/S0079-7421(06)46003-5. | Arşiv Bağlantısı
- K. D. Meyer, et al. (2020). Transforming The Stories We Tell About Climate Change: From ‘Issue’ To ‘Action’. Environmental Research Letters, sf: 015002. doi: 10.1088/1748-9326/abcd5a. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 15/12/2024 01:48:45 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14948
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Scientific American. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.