Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

İnsanlar Konuşurken Kendilerini Minimum Çabayla Anlatmaya Çalışıyorlar

5 dakika
1,368
İnsanlar Konuşurken Kendilerini Minimum Çabayla Anlatmaya Çalışıyorlar Sciencemag
Tüm Reklamları Kapat

(Not: Bu çalışma İngilizce üzerinde yapıldığı için örnek cümlelerin bir kısmı İngilizce olarak bırakılmıştır.)

''Çocuk onun oynuyor köpek Frizbi ile,'' demek yerine neden ''Çocuk köpeğiyle Frizbi oynuyor.'' dediğinizi düşündünüz mü? Yeni bir çalışmaya göre beyninizi kısa bir süreliğine dinlendirmeye çalışıyor olabilirsiniz. Aralarındaki gözle görülür büyük farklılıklara rağmen 37 dil üzerine yapılan analiz, insan dilinin evrensel özelliklerinden birini bulgulamıştır: Dillerin hepsi mümkün olduğu kadar etkin ve tasarruflu şekilde iletişim kurmak üzere evrimleştiler.

Dünya gerçek bir Babil Kulesi gibidir, genelinde yaklaşık olarak 150 dil ailesine ait 7000 kadar dil konuşulur. Ve bu diller genelde cümleleri nasıl bir araya getirdikleri konusunda büyük ölçüde farklılık gösterir. Örneğin, bir cümlenin 3 ana yapısı olan özne (Ö), nesne (N), ve yüklem (Y) 3 farklı dizilimle bir araya gelebilirler. Almanca ve Japonca Ö-N-Y cümleleri kullanırken, İngilizce ve Fransızca Ö-Y-N dilleridir ve Arapça ve İbranice gibi çok daha az dil Y-Ö-N dizilimini kullanır. (Bazı dil bilimciler şaka ile karışık şekilde Klingon dilinin böyle olabileceğini öne sürse de kapsamlı araştırılmış hiçbir dil, cümle veya cümleciğe nesneyle başlamaz.)

Tüm Reklamları Kapat

Ancak, cümleleri farklı şekillerde kurma yollarına rağmen, diller hakkında sınırlı sayıda yapılmış eski çalışmalar dillerin, anlamları aracılığıyla birbirlerine bağlı olan kelimeler arasındaki uzaklığı sınırlamaya eğilimli olduklarını göstermiştir. Bu ''bağlılık'' cümleler anlamlıysa önemlidir.

Örneğin, ''Jane çöpü dışarı attı,'' cümlesinde “Jane” kelimesi ''attı'' kelimesine bağlıdır: Neyin atıldığını bilmemiz için “çöp” ve çöpü nereye attığımız bilmemiz için “dışarı” kelimesine ihtiyacımız olması gibi bu bağlılık bize atma eylemini kimin yaptığını söyleyerek yüklemi değiştirir. ''Attı'' ve ''çöp'' kelimeleri birbirine 3 kelime uzaklıkta olmasına rağmen, hala cümleyi kolayca anlayabiliriz.

Ancak ''Jane dışarı mutfakta duran eski çöpü attı,'' gibi bir cümleyi anlamakta daha fazla zorluk çekeriz, çünkü şimdi ''attı'' ve ''çöp'' kelimeleri birbirlerine 4 kelime uzaklıktadır ve ''attı'' ve ''dışarı'' birbirinden 8 kelime uzaklıktadır. Bu bağlılık uzunluğunu kısaltabiliriz ve cümleyi ''Jane mutfakta duran eski çöpü dışarı attı,'' olarak okumak için değiştirerek daha net hale getirebiliriz.

(Yukarıdaki son iki paragraf aşağıdaki İngilizce örneğe göre incelenmelidir.)

Tüm Reklamları Kapat

null

Bu gözlemler bazı dil bilimcilerin dünya dillerinin tamamının bağlılık uzunluğu azaltımı (BUA) (Ç.N.: dependency length minimization) diye adlandırılan bağlı kelimeler arasındaki uzaklığı azalttığı varsayımında bulunmalarına neden oldu. Buna karşın bu varsayımı araştıran öncül çalışmalar yalnızca 7 dil üzerinde yapılmıştı. Bu dillerin birçoğu BUA’yı belli oranda desteklese de Almanca BUA kriterlerine uymuyordu. Bu bulgu, BUA’nın gerçekten insan dilinin evrensel bir özelliği olup olmadığı hakkındaki şüpheleri artırdı.

Bu soruyu çözmek için Cambridge’de Massachussetts Teknoloji Enstitüsünde dil bilimci olan Richard Futrell tarafından yönetilen bir ekip dillerin bağlılık uzunluğunu rastlantısal olarak beklenenden ne kadar fazla azalttıklarını görmek için 10 dil ailesinden 37 dili analiz etti. Çalışmanın veri tabanına İngilizce, Almanca, Fransızca ve İspanyolca gibi ana dillerin yanında, aynı zamanda eski Yunanca, Arapça, Bask dili, Tamilce, ve Hindistan’ın eski dillerinden biri olan Telugu dilini de dahil ettiler. Araştırmacılar Eski Yunanca ve Latince için şiiri kullanırken, diğer dillerin çoğu için gazetelerde, romanlarda ve bloglarda bulunan düz yazılardan faydalandılar. Bağlılık uzunluğunu ölçmek için tasarlanan yazılımı kullanarak binlerce cümleyi çözümlediler.

3 Ağustos 2015 tarihinde Proceedings of the National Academy of Sciences Raporlarında çevrimiçi olarak yayınlanan sonuçlar Almancayı da içeren 37 dilin hepsinin rastlantısal olarak beklenenden daha büyük derecede bağlılık uzunluğunu azalttığını gösteriyor. Bununla beraber, ekip BUA’nın kapsamında büyük farklılıklar buldu. Japonca, Korece ve Türkçe çok daha az azaltım gösterirken, İtalyanca, Endonezyaca ve İrlandaca önemli azaltma dereceleri gösterdi. Sabit bir kural olmasa da Almanca gibi Ö-N-Y dizilimli diller daha uzun bağlılık uzunluğuna sahip olmaya eğilimlidir.

Yazarlar, bu farklılıkların neden oluştuğu sorusunun yeni bir araştırma konusu olduğunu ifade ediyorlar ve Almanca ve diğer Ö-N-Y dillerinin bir cümlede anahtar kelime modifikasyonlarıyla özneyi nesneden ayırt etmeyi kolaylaştıran, ''ismin halleri' (Ç.N.: case marking) denilen dilbilimsel bir yol kullandıklarına dikkat çekiyorlar. Örneğin, İngilizce konuşanlar kimin kimi öptüğünü anlamak için ya ''John Mary’yi öpüyor'' ya da ''Mary John’u öpüyor'' demek zorundadır. Buna karşın Japonca konuşan biri ''John Mary öp'' diyebilir; ismin halleri John’un Mary’i öptüğünü açıklar. (İngilizce, genel olarak ismin hallerini kullanmayan bir Ö-Y-N dilidir. Bununla beraber eski Germen kökenlerinden izler vardır: Kimin özne kimin nesne olduğunu kesin bir şekilde belirtmek için ''Topu ben attı'' (He threw the ball to she) demek yerine ''Topu bana attı'' (He threw the ball to her) diyoruz.)

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Futrell, karmaşık cümlelerin daha fazla bellek işlemleme gerektirdiğini belirterek dinleyiciler için de, konuşucular için de daha büyük enerji kullanımına sebep olduğunu ifade ediyor ve bağlılık uzunluğunu kısıtlamanın avantajlarını vurguluyor. Bu avantajlar, kısa bağlılık uzunluğu ilkelerinin insan dilinde evrensel bir özellik haline gelmesini mantıklı kılıyor. Futrell:

Dilin kullanıcıları olarak kendimizi ifade etmenin birçok yolu vardır. Dillerin yapmadığı şey etkisiz ve boşa enerji harcayıp hafızanızı kullanmaya sizi zorlamaktır.

New York’taki Rochester Üniversitesinde bilişsel bilimler akademisyeni olan David Temperley, BUA’nın diller için genel bir özellik olduğunu belirtiyor ve çalışmayı büyük bir ilerleme olarak değerlendiriyor. Yine de, BUA’nın insanların kendilerini anlatmak için zaman içinde geliştirdikleri bir strateji değil de, dilin ''evrensel'' ya da ''bütünleşik'' bir özelliği olduğu sonucunu çıkarmak güç.

Rochester Üniversitesinde çalışan bir başka akademisyen, psikodilbilimci Florian Jaeger de bu görüşü destekliyor. Diğer güncel çalışmalar ile bu çalışmayı değerlendiren Jaeger, tasarrufa yönelik eğilimlerin dünyada konuşulan dillerin ortak özelliklerini açıklamada kullanılabileceğini; fakat bulunabilecek bir evrensel paternanın ‘genlerimize kodlanmış olmak zorunda olmadığını’ ifade ediyor.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 3
  • Tebrikler! 2
  • Merak Uyandırıcı! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • İnanılmaz 1
  • Bilim Budur! 0
  • Güldürdü 0
  • Umut Verici! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Sciencemag | Arşiv Bağlantısı
  • PNAS. Psychological And Cognitive Sciences. (21 Mart 2019). Alındığı Tarih: 21 Mart 2019. Alındığı Yer: PNAS | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/12/2024 14:10:48 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5311

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Kategoriler ve Etiketler
Tümünü Göster
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Sars-Cov-2 (Covid19 Koronavirüs Salgını)
Sars-Cov-2
Genetik Değişim
Arkeoloji
Yok Oluş
Ağız
Kuantum
Tarih
Test
Kedi
Yılan
Toplumsal Cinsiyet
Devir
Evcil Hayvanlar
Biliş
Özel Görelilik
Travma
Galaksi
Kozmoloji
Viral
Okyanus
Balık Çeşitliliği
Siyah
Hastalık Dağılımı
Işık Hızı
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
M. Balter, et al. İnsanlar Konuşurken Kendilerini Minimum Çabayla Anlatmaya Çalışıyorlar. (15 Ocak 2018). Alındığı Tarih: 26 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/5311
Balter, M., Coşkun, D., Bakırcı, Ç. M. (2018, January 15). İnsanlar Konuşurken Kendilerini Minimum Çabayla Anlatmaya Çalışıyorlar. Evrim Ağacı. Retrieved December 26, 2024. from https://evrimagaci.org/s/5311
M. Balter, et al. “İnsanlar Konuşurken Kendilerini Minimum Çabayla Anlatmaya Çalışıyorlar.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Duygu Coşkun, Evrim Ağacı, 15 Jan. 2018, https://evrimagaci.org/s/5311.
Balter, M.. Coşkun, Duygu. Bakırcı, Çağrı Mert. “İnsanlar Konuşurken Kendilerini Minimum Çabayla Anlatmaya Çalışıyorlar.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Duygu Coşkun. Evrim Ağacı, January 15, 2018. https://evrimagaci.org/s/5311.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close