Indominus rex: Jurassic World'ün Dinozoru Hakkında Bilim Ne Diyor?
Hollywood’da yer almak kolay olabilir; ancak gerçek hayata dönmek daha zordur. Bu, paleontolog Jack Horner’ın tasalanmak zorunda olduğu bir şey değil. Şimdilik... Eğer biraz daha bilimsel dedikodu yapacak olursa, Horner sorunlarla yüzleşmek zorunda kalabilir.
Horner, Montana’daki Rockies Müzesi'nde paleontoloji sorumlusu, etkileyici bir şekilde harika olan “Nasıl Bir Dinozor Yapılır?” kitabının yardımcı yazarı ve belki de en çok bilinen tarafı, Jurassic Park filmlerinin her 4'ünde de ve 12 Haziran 2015'te vizyona giren Jurassic World filminde de teknik danışmanlık yapmış olması. İyi bir bilimkurgu, bilimkurgunun bizzat kendisi gibi, yığınla yeni keşif geldikçe değişir ve bu, Jurassic serisi için de geçerli.
Michael Crichton’un bir romanına dayanan orijinal film, dinozor DNA’sının, dino-kanından beslendikten kısa bir süre sonra reçine içerisinde tuzağa düşen antik sivrisinekleri toplayarak kurtarılabileceği üzerine kurulu, yeterince mantıklı bir fikre dayanmaktadır. Kanı elde et, birazcık modern klonlama uygula ve şüphenin tecilinden nispeten sadece bir tutam ekle, al sana Brontosaurus!
Ne var ki DNA, pek de dayanıklı bir şey değildir. Düzgünce saklansa ve taş çatlasa birkaç milyon yıl var olabilir. Ama dinozorların neslinin tükenmesinden beri 65 milyon yıl geçmedi mi? O zaman hiç şansı yok.
Yeni film, yeni bir dönemeç daha ekliyor: Eski ana temasını tamamen çöpe atmıyor, ama onun yerine 4 gerçek dinozorun (Gigantosaurus, Rugops, Majungasaurus ve Carnotaurus) kurtarılan genlerinden üretilmiş Indominus rex isimli yeni bir tür yaratıyor. İnsan tarafından genetik yapısı değiştirilmiş hayvanlar var olduğu için, Horner’ın yeni filmi eskiler üzerine bilimsel gelişme olarak sunabilmesi için belli bir dayanağı var. BBC ile olan bir son röportajında Horner şöyle söylüyor:
Melez bir şey yaratmayla ilgili güzel şey şu ki diğer hayvanlardan bütün bir salkım gen alabiliriz ve yeni bir hayvan yaratmak için onları hep beraber karıştırabiliriz - ki bu da onları geri getirmekten daha mantıklı.
Bu epey doğru bir iddia; fakat Horner'ın zorladığı kadar da değil. Horner'ın bizzat kendisi hem laboratuvarda hem de kamuoyunun karşısında dino-DNA’sı araştırmalarının öncüsü konumunda. 2011’deki bir TED konuşmasında, bir tavuğun tersine tasarımıyla (İng: "reverse-engineering") inanılmaz bir şekilde bir dinozor yaratma ihtimalini tartışıp, çılgınca bir popüler sıçrama yaptı.
Modern kuşlar, dinozorlara en yakın, hatta hayatta olan akrabaları sayılır ve DNA mahzeni olma açısından, bir reçine damlasındaki ölü bir sivrisinekten daha iyi bir adaydırlar. Şayet bir pençeyi kanada dönüştüren genleri kapatabilseydiniz ya da bir kuşun kuyruğu yerine bir dinozorun kuyruğu için kodlanmış olanları yeniden canlandırabilseydiniz, çalışmanızı milyonlarca yıldır görülmeyen hayvanlara kadar götürebilirsiniz.
2014’te Horner ve çalışma arkadaşları özellikle kuşların kuyruğunun evrimini ele alan bir çalışma yayınladılar. Bundan evvel, Harvard’lı genetikçi Matthew Harris timsahınkine benzer bir dişe sahip olan bir tavuk tasarlayarak sahayı daha da ileri taşımıştı. Tavukların bilimsel araştırmalarda bu kadar sık kullanılma nedeni, yemek tabaklarımızda sık bulunma nedenleriyle aynı: Ucuzlar, evciller ve sayıca çoklar.
Transgenik (gen aktarımı) bilimi, tavuğun evrimsel saatini geriye sarma hayallerinden çok uzakta; ancak bu alanda da başarılı adımlar atıldı. Bu hayvanlar genellikle transgenik olarak yaratılıyorlar; yani tek bir özelliği üretmek için birden fazla gen birbirine bağlanıyor: sütleri içinde, sonradan imalatta kullanılabilir örümcek ipeği üreten keçiler; nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek sinir koruyucu miyelin proteinleri üreten inekler, birazcık fare DNA’sı sayesinde daha temiz gübre üreten domuzlar...
Bunların hiçbiri, Horner’ın kafasındakilere "biraz ondan, biraz bundan karıştır" senaryosu ile uzaktan bile yakın değil. Bunun bir nedeni var. Bir mayanınki kadar basit ve bir insanınki kadar karmaşık olan genomlar üzerinde çalışan bilim insanları, tek bir özellik için tek bir gen bulmanın hiçbir zaman kolay olmadığını çoktan öğrendiler.
Daha doğrusu, tek bir türde nispeten sıradan bir karakter bile, esasen genlerin aç–kapat düğmeleri olan epigenlerden oluşan karmaşık bir sistemle etkileşime girerek, bütün bir gen takımıyla idare edilmektedir. Tüm bunlar sırayla, diğer tüm genler ve organizmayı oluşturan karakterlerle mükemmel bir senfonik işbirliği içerisinde çalışmak zorundadır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Evrimin doğru bir şekilde gerçekleşmesi milyarlarca yıl alabilir. Evrim, herhangi iki türün genlerini rastgele kaynaştırmaz ve kim bilir ne tür bir biyolojik kaos yaratmaz tereddüt yaşar. Bir köpeğin bir kediyle veyahut bir insanın bir şempanzeyle çiftleşememesinin sebebi budur. Bu vesileyle, bu türlerin –atın ve eşeğin katır yapması gibi– sistemden kaçmalarının da sebebi budur, ortaya çıkan yavru genelde kısırdır. İşler çığrından çıkmadan tüm deneyi durdurmak en iyisidir. Ve bu sadece iki türün diğer genlerle uğraşıp kaynaşmasından ibaret. Laboratuvar ortamında üç veya dördünü birleştirirseniz, işler katlanarak daha karmakarışık bir hal alır.
“Jurassic World” tabi ki işin gırgırı. Bilim kurgudaki (sci-fi) kurgu (fi) aslına uygunluk (fidelity) anlamına gelmiyor. Sonuçta kurgu... Ancak paleontologlar arasında bir ikon olarak kalan Horner, bilime karşı birazcık daha gerçekçi tavır takınmalı. “Jurassic” serisinin dinozor canlandırmasının en gerçekçi tasvir olduğunu ileri sürmek, 2014'ün olay yaratan filmi “Interstellar”ın kara deliğe atlarsak ne olacağının en gerçekçi tasviri olduğunu söylemek gibi bir şey...
Her iki durumda da, bu evde deneyeceğiniz bir şey değil.
Çeviren: Amil Guliyev
Kaynak: TIME
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 3
- 3
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Time | Arşiv Bağlantısı
- D. J. Rashid, et al. (2014). From Dinosaurs To Birds: A Tail Of Evolution. EvoDevo. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 17:16:31 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3770
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Time. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.