İlk Gece Etkisi: Alışık Olmadığınız Bir Yatakta Neden Uyumakta Zorluk Çekiyorsunuz?
Bu haber 8 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Eğer bir otel veya yeni bir ev gibi yabancı bir ortamda iyi bir uyku uyumayı zor bulduysanız, yalnız değilsiniz. "İlk gece etkisi", uyku bilimcilerinin yakından haberdar olduğu bir şeydir. Bu, uyku konusunda yaptıkları araştırmalarda her zaman hesaba almak zorunda kaldıkları bir etmendir. Araştırmacılar genelde uyku deneylerinde, insanları evlerinden uzakta ve laboratuvar koşullarında gözlenikleri zaman, onların ilk geceki verilerini görmezden gelirler (ve veri setinin kalanından ayrı tutarlar). Peki ilk gece etkisine neden olan şey nedir?
Bir çalışmaya göre, bir savunma mekanizması çeşidi olarak alışık olmadığımız ortamlarda yetersiz şekilde uyuyoruz. Dinlendiğimiz zaman (yani, dinlenmeye çalıştığımız zaman), görünüşe göre beynin bir yarımküresi, genelde olduğundan daha uyanık halde kalıyor. Bu durum, muhtemel tehlikeleri atlatmak için bir gözü açık uyumanın bir tür beyinsel eşdeğeri.
Genel olarak bir muamma olan uyku, bilim insanları için bilmece gibidir. Pek çok hayvan uyur; ama bunun neden bir "ihtiyaç" olduğu tam olarak belli değildir. Hayatta kalma açısından bakarsak uyku, hayvanları günde en azından birkaç saat savunmasız bırakan, oldukça tehlikeli bir durumdur. Ama yine de hiç dinlenmeden yaşamaya evrimleşmek yerine, hayvanlardan bazıları, "tek gözü açık" uyuyabilecek biçimde evrimleşmiştir. Hayır, mecazen değil; gerçekten tek gözleri açık uyurlar! Şişe burunlu yunuslar, güney deniz aslanları, evcilleştirilmiş tavuklar ve beluga balinaları, beynin bir seferde sadece yarısının uyuduğu tek yarı küresel yavaş dalga uykusu (USWS) uygulayan türler arasındadır.
Bunu kendiniz de gözleyebilirsiniz. Mesela bir ördek sırasının sonundaki ördeğin dışa bakan gözü açık olacaktır. O göz, halen uyanık olan beyin yarıküresine bağlıdır. Bu şekilde uykudayken bile yırtıcı bir hayvan gördüğünde ördeğin beyindeki alarmı tetiklenir ve onun harekete geçmesini sağlar.
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu tetikte olan yarı uyku durumu tehlikeli ve öngörülemeyen ortamlarda gerçekten kıymetli bir özelliktir. Ancak ne yazık ki beyniniz otel odalarını ve yeni dairenizi de "tehlikeli" olarak kategorize edilebilir. Evet evet, doğru duydunuz: Bilim insanları, insanlarda da USWS (tek yarı küresel yavaş dalga uykusu) ya da daha doğrusu, "USWS Lite" denebilecek daha basit bir formunu keşfettiler. Brown Üniversitesi'nden uyku bilimci Masako Tamaki, The Guardian'a şöyle diyor:[2]
Eğer içinde uyuyacağımız bir odanın güvenli olup olmadığını bilmiyorsak, o zaman bu "gece bekçisi" sistemini devreye sokarız ve böylelikle olağandışı olan bir şey yaşanırsa kolayca tespit edebiliriz. Bu bir koruyucu gibidir.
Araştırmacılar, yeni ortamlardaki bu huzursuzluğa neyin katkı yaptığını anlamak için, 35 gönüllünün uykusu üzerinde çalıştılar. Bilim insanları, bir hafta arayla ve iki hafta boyunca laboratuvardaki katılımcıların beyin hareketlerini gözlemek için elektroensefalografi, manyetikensefalografi ve manyetik yankı görüntüleme kullandılar.
Bilim insanları, bir kişinin ne kadar derin uyuduğunu gösterebilen bir tür beyin davranışı olan yavaş dalga aktivitesine (İng: "Slow Wave Activity" ya da kısaca "SWA") odaklandı. Her iki uyku seansında da SWA'ya dört farklı beyin yolağında bakarak, uyku derinliğinin odadaki karmaşadan nasıl etkilendiğini izlediler.
Takım, ilk gecede sözde uykucuların, beyinlerinin sol yarımküresinde sürekli olarak sağdakinden daha büyük hareketlilik gösterdiğini buldu. Sol yarımküredeki bu artan hareketlilik, "yavaş dalga" olarak adlandırılan bir uyku evresi olan derin uyku esnasında özellikle belirgindi. Takımın katılımcılara uykuları esnasında düzensiz şekilde bip sesleri çalarak gösterdiği üzere, bu hareketlilik bizi uyanmaya karşı daha yatkın hale getiriyor. Takım, bu sesleri uyuyan insanların sağ kulağında çaldığı zaman (sol yarımküreyi uyararak), gönüllüler daha büyük bir uyanma olasılığı gösterdi. Ayrıca, (sol kulakta ses çalınarak) sağ yarımküre uyarıldığı zamankinden daha hızlı şekilde uyandılar.
- Paylaşılan Psikotik Bozukluk (Folie à Deux): Psikolojik Sorunlarımızı Bizimle Paylaşan Dostlardan, Toplu Histeriye...
- Kelime Cambazlığı Safsatası: Sadece Laf Ebeliği ve Dalavere ile Argüman Kazanmaya Çalışmak...
- Ön Bağlılık: Tek Bir Hedefe Baş Koymak İçin Alternatif Seçenekleri Ortadan Kaldırmanın Avantajları Nelerdir?
Ne düşündüğünüzü biliyoruz: Sanki bu zavallı insanlar zaten ilk geceyi yabancı bir laboratuvarda geçirerek yeterince şeyle uğraşmamış gibi, bilim insanları bir de kasten ses işkencesi yapıyorlar!
İlk gece, diğer uyku evrelerinde (yavaş dalga uykusundan farklı olan), aynı gözlem araçları yer almasına rağmen iki yarımkürede de yükselen bir etkinlik veya uyanıklık görülmedi. Ayrıca grup, geçirdikleri ikinci gece itibariyle laboratuvar yataklarına alışmış görünüyordu ve bu durum, ilk gece etkisinin aslında ilk geceyle sınırlı olduğunu ve sadece yavaş dalga uykusu sırasında sol yarımkürede gerçekleştiğini akla getirdi.
Araştırma sonuçları, insanlarda da bir çeşit USWS olduğunu öne sürüyor. Dolayısıyla insanlarda ilk gece etkisi, aşina olunmayan ve potansiyel olarak tehdit içeren bir ortamda yarı-uyanık olmaktan kaynaklanıyor olabilir. Araştırmacılar, Current Biology'deki makalelerinde şöyle diyorlar:[1]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bildiğimiz kadarıyla, ilk gece etkisi ile ilişkilendirilmiş bölgesel asimetrik yavaş dalga etkinliği, insanlarda hiç bildirilmedi.
Yuka Sasaki ise bir basın açıklamasında şöyle diyor:
Beyinlerimiz, balina ve yunusların sahip olduğu sistemin minyatür bir versiyonuna sahip olabilir. Sık sık seyahat edenler, beyinlerini ilk gece etkisini etkisiz hale getirmek için, farkında olmaksızın eğitmiş olabilirler. Beyinlerimiz, fazlasıyla esnektir. Dolayısıyla, sıklıkla yeni yerlerde uyumak zorunda olan insanlar, uykusuzluk sorunu yaşamayabilir.
Takım, ilk gece etkisinin kapsamı hakkında hâlâ daha fazlasının keşfedilmesi gerektiğinin farkında. Sonuçta bu sadece küçük bir grup katılımcı ile gerçekleştirilen epey küçük bir deneydi ve deneyde yavaş dalga uykusunun sadece ilk aşaması gözlendi. Sonraki evreler sırasında beynin dahili uyanıklık bölgesinin içten değişebilmesi mümkün olabilir, bu durum daha önce yunuslar gibi hayvanlarda gözlenmişti. Tamaki, The Guardian'a şöyle aktarıyor:
Uyanık yarımkürenin gece boyunca değiştiğini gösteren güçlü bulgular var.
Bu özel kuramı doğrulamak, gelecekteki araştırmaya kalacak, fakat o zamana kadar, yeni bir yerde yetersiz bir gece uykusu geçirdikten sonra neden çok huysuz hissettiğimizi en azından şimdi biliyoruz. Ekibin sonraki çalışmaları, ilk gece etkisini devre dışı bırakmaya çalışmak... Böylelikle insanların daha iyi bir ilk gece uykusu almasını sağlamaya çalışacaklar.
Ayrıca aslında bu sisteme minnettar olmamız gerekir çünkü bu, vücudumuzun bizim geceleri güvende olduğumuzdan emin olma şeklidir. Hem rahat uyuyamazsanız, en azından sabahları dinçleşmek için her zaman kahve var, değil mi?
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 4
- 2
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Science Alert | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Tamaki, et al. (2016). Night Watch In One Brain Hemisphere During Sleep Associated With The First-Night Effect In Humans. Current Biology, sf: 1190-1194. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Sample. Struggle To Sleep In A Strange Bed? Scientists Have Uncovered Why. (21 Nisan 2016). Alındığı Tarih: 2 Ocak 2022. Alındığı Yer: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
- K. Horowitz. Why Is It So Hard To Sleep In A New Place?. (22 Nisan 2016). Alındığı Tarih: 2 Ocak 2022. Alındığı Yer: Mental Floss | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 03/12/2024 20:38:44 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4600
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.