Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

İlk Doğan Avantajı Nedir? Ebeveynler, İlk Çocuklarını Gerçekten Kayırıyor mu?

14 dakika
23,542
İlk Doğan Avantajı Nedir? Ebeveynler, İlk Çocuklarını Gerçekten Kayırıyor mu?
Tüm Reklamları Kapat

Etrafınızdaki kardeşleri düşünün. Çok büyük ihtimalle göreceğiniz şudur: İlk çocuklar okulda daha başarılıdır, ikinci ve sonraki çocuklar ise kısmen daha düşük okul başarısına sahiptir; ama genelde daha yaratıcıdırlar. Elbette bu her zaman bu şekilde olmak zorunda değil; ancak istatistiki olarak bakıldığında bu senaryo, asırlardır süregelen bir örüntüye karşılık geliyor. Örneğin ilk doğan çocukların bir CEO ya da lider olma ihtimali, ikinci doğan çocuklardan %30 daha yüksektir. İsveç'te yapılan bir çalışmaya göre birinci çocuklar duygusal olarak daha stabiller, daha istikrarlılar, sosyal olarak daha dışa dönükler, sorumluluk ve insiyatif almakta daha başarılılar.[1] Ayrıca ilk doğanlar okulda daha ileri seviyelere ulaşabiliyorlar ve daha çok para kazanıyorlar. Neden dersiniz?

Bu konuyla ilgili fark edilebilecek ilk şey, bunu okuyanların refleksif olarak bu varsayıma/sonuca itiraz edecek olmalarıdır. Her şeyde olduğu gibi, çocuklarda da pratik yapmak en iyi sonuçları vermez mi? 30'lu ve 40'lı yaşlarına ulaşan ebeveynler daha varlıklı (ekonomik olarak daha fazla birikime sahip) olacakları için sonradan gelen çocuklarına daha fazla kaynak ayıramazlar mı? Ya da bireysel/anektodal anlatımlarla itiraz edilebilir: "Ben ailemin ilk çocuğuyum ve çok daha düzensizim, çok unutkanım ve başarısızım." gibi. Ya da tam tersi: "Benim arkadan gelen kardeşlerim benden çok daha başarılılar." Elbette, bu tür istisnalar mümkündür ve vardır; ancak bilimsel bir araştırmada çoğunluğun verdiği bilgiler önemlidir, tekil örnekler değil. Kaldı ki, araştırmalarda da bu şekilde azınlık gruplar bulunmaktadır. Ancak daha önemlisi, bu çalışmalar, istatistiki olarak anlamlı olan bu farkın nedenlerini de aydınlatmaktadır.

Öncelikle, bu durum uzun bir zamandır biliniyor ve bilimde buna ilk doğan avantajı adı veriliyor. Her ne kadar bu örüntü yıllardır biliniyorsa da, nedeni bir türlü tam olarak keşfedilememişti. Örneğin 1920'lerde psikoterapist Alfred Adler, bunu son derece şairane bir şekilde, ilk doğan çocuğun genç yaştan "gücü tattığını" ve bu nedenle küçük kardeşlerini domine ederek, kendisinin "tahttan edilmediğinden emin olmaya çalıştığını" düşündü. Yani büyük kardeş, aile tahtının varisi veya prensi olduğundan, bu pozisyonu koruyacak bir psikolojiye sahipti.[2]

Tüm Reklamları Kapat

Her ne kadar bu tür bir psikoterapik açıklama ilgi çekici olsa da, deneysel olarak doğrulanması mümkün olmamıştı. Ancak son birkaç yılda yapılan araştırmalar, konuyu aydınlatmamızı sağlayabilir. Önce, aklınıza gelebilecek bazı olası açıklamalar arasından hangilerinin doğru olmadığıyla başlayalım.

Çalışmaların gösterdiğine göre bunun sebebi genetik değil. Çünkü iki kardeşin genomlarının %99.95'inden fazlası birebir aynı; anne ve babalarından aldıkları genlerin %50'si birebir aynı. Buna ek olarak aynı anne baba tarafından, aynı evde yetiştirildikleri, aynı okullara gittikleri ve diğer birçok aynı deneyimi paylaştıkları gerçeğine rağmen, kardeşler çoğu kez birbirlerine aynı şehirde veya aynı ülkede yaşayan iki kişiden daha fazla benzer değil gibidir.[3] Hatta ikizler üzerinde yapılan çalışmalarda da, birebir aynı genlere sahip kardeşlerin bambaşka karakterlere ve başarılara sahip olabildiği biliniyor.[4], [5] Peki, aynı aileden gelen iki kardeşi bu kadar farklı yapan nedir?

Konunun sağlık ile de ilgisi yok. Yani eğer ki ikinci çocukların daha az sağlıklı doğduğunu, dolayısıyla hayata geriden başladıklarını düşünüyorsanız, bu doğru değil. Hatta her ne kadar buna yönelik kanıtlar çok daha kısıtlı olsa da, genellikle sonradan doğan çocuklar daha yüksek kilolarla doğuyorlar ve genel olarak daha sağlıklılar gibi gözüküyor.[6] Quartz yazarı ve Brigham Young Üniversitesi profesörlerinden Alex Jensen şöyle anlatıyor:

Bir iş arkadaşım; biri 11 diğeri 7 yaşında olan kızlarıyla bir yere giderken, bir arka koltuk savaşı başlamış. İş arkadaşımın durumu yatıştırma girişimleri, ne yazık ki birbirini suçlama yarışına yol açmış. Sonunda 11 yaşında olan, kardeşine ilan etmiş: "Sen bunu doğduğun gün başlattın ve annemin sevgisini alıp götürdün!" Bu iki kız kardeş sıklıkla kavga ediyor ve anneye göre sebeplerden en azından birisi, ikisinin ortak noktasının az olması.

Ama yaygın inancın aksine, yapılan çalışmalarda kardeşler arasındaki mizaç, bağlılık veya davranışsal sorun farklarının da ilk doğan avantajına etkisi olmadığı gösterildi (her ne kadar bu konudaki tartışmalar devam ediyor olsa da).[7] Örneğin hangi sırada doğarsa doğsun, çocuklar ergenlik döneminde ortalamada eşit özgüvene sahipti. Aileleri ile bağ kurma konusunda dikkate değer bir farka sahip değillerdi.

Tüm Reklamları Kapat

Konunun gelir düzeyiyle veya aile büyüklüğüyle de ilgisi yok.[8] Birincisi, bu örüntü tüm sosyoekonomik sınıflarda benzer işliyor. İkincisi, ilk doğan çocuklar genelde daha fakir ailelere doğuyorlar, çünkü ebeveynlerin yaşı ilerledikçe, gelirleri de artıyor. Dolayısıyla gelir, ayırt edici bir faktör değil. Tabii daha çok çocuk, kaynakların daha fazla bölüştürülmesi anlamına geliyor ama ikinci ve sonraki çocuklara daha az gelir düştüğüne dair herhangi bir bulgu gözükmüyor.[9], [10]

Ebeveyn Katkısı ve Bilişsel Stimülasyon: Farkı Oluşturan Ne?

Buradaki kilit noktalardan birisi, ebeveyn katkısı gibi gözüküyor. Her hayvan türünde ebeveynlerin yavru üretimine katkısı asimetrik ve değişkendir. Çoğu türde yavru üretimi ve bakımına dişiler daha fazla katkı sağlar; örneğin yumurtanın üretimi çok daha masraflıdır, bebeğin rahimde veya yumurta içinde gelişimi çok daha zorludur, doğumdan sonra annenin yavruya katkısı çok daha fazladır. Kimi türde babalar bu yükü daha fazla üstlenir, bazı türlerde ise iki ebeveynin katkısı kısmen daha eşittir. Ama ne olursa olsun, ebeveynler yavrulara belli miktarda katkı koyuyorlar ve bu, onların evrimsel uyum başarısını doğrudan etkiler. Sonuçta o enerjiyi hayatta kalmaya veya üremeye harcayabilecekken, yavru bakımına harcarlar.

Elbette bu, evrimsel açıdan çok mantıklıdır, çünkü o yavrular, ebeveynlerin soyunu ve genlerini sürdürebilmesinin ana yoludur; üstelik o yavruların genleri, ebeveynlerin başarılı genlerinin büyük bir kısmını taşımaktadır. Ne kadar çok çocuğu gelecek nesle başarıyla bırakabilirlerse, kendi soylarını ve varlıklarını o kadar uzun süre korumuş olurlar.

Ebeveyn katkısı evrimle bu kadar yakından ilişkili olduğu için, çocukların varlığının ve sayısının ebeveynler üzerindeki etkisi de oldukça güçlü olmaktadır. Ebeveynler, ilk çocuklarına sahip olduklarında adeta psikolojileri, hormonları ve algıları değişir.[11] Bu da onların davranışlarını değiştirir. Buna, ebeveyn bilişsel stimülasyonu (uyarımı) adı verilir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Sözünü ettiğimiz bu ebeveyn bilişsel stimülasyonu daha ana rahminde başlamaktadır. Örneğin ilk defa anne olan kadınlar, alkol almayı ve sigara içmeyi veya bunların bulunduğu ortamlarda bulunmayı sonraki gebeliklerine göre daha keskin bir şekilde sınırlamaktadır. Ayrıca birinci doğumdan hemen sonra, anne sütüyle beslemeye ve bu süt ile daha uzun süreler beslemeye eğilimleri, sonraki doğumlara göre daha yüksek olmaktadır.

Bu davranışsal değişimin etkileri, çocuğun ilk 3 yılı üzerinde güçlü etkilere sahiptir. Ebeveynler, ilk çocuklarını hem toplumsal normlara hem de kendi ideallerine çok daha yakın bir şekilde yetiştirmeyi hedeflerler.[12] Toplumda sosyoekonomik üstünlüğü, yani sınıf üstünlüğünü daha yüksek maddi gelir, daha iyi bir eğitim, daha belirgin bir liderlik sağlıyorsa, ebeveynler de buna yönelik çabayı daha fazla sarf ederler. Çocuklarına daha fazla kitap okurlar, kültürün veya altkültürün değerlerini daha fazla yansıtırlar ve daha nicesi... Buna bağlı olarak, ilk çocuklarının okulda daha başarılı olduğunu düşünmeye daha meyilli olurlar; hatta ilginç bir şekilde, ikinci çocuğun okul başarısı objektif olarak daha iyi bile olsa, ebeveynler ilk çocuğun daha başarılı olduğunu inanmaya meyilli olurlar![13]

Bunun sebebi anne babaların ilk çocuklar için daha büyük beklentilerinin olması veya, herhangi bir zamanda, büyük kardeşin daha üst düzey okul çalışmalarıyla uğraşıyor olması olabilir - aileler bu "üst düzey" çalışmaları "başarı" olarak değerlendiriyor olabilirler. Ama tabii burada dikkat edilmesi gereken, coğrafyaya bağlı olarak belirli kültürel değer yargılarının değişebiliyor olmasıdır. Buradaki anlatım genel olarak batılı kültürlerin değer yargılarını içeriyor olsa da, birçok diğer topluma da benzer şekilde genellenebilir.

Burada ilginç bir istisna var: Büyük abiler ve küçük kız kardeşlerin olduğu ailelerde, anne babalar küçük kardeşi daha yetenekli olarak değerlendirmektedir.[13] Aslında bu ailelerde küçük kız kardeşler, abilerinden daha iyi notlar almıştı; fakat aileler küçük kızlarını buna göre değil, yaratıcılıklarına ve yeteneklerine göre değerlendirmekteydi. Bu durum, toplumsal cinsiyet algısına yönelik ilginç ve önemli bir bulgu olarak da not edilebilir.

İkinci ve sonraki çocuklarda, ebeveyn bilişsel stimülasyonu giderek zayıflamaktadır. Hem birinci çocuğa nazaran diğer çocukların üzerine daha az titrenmektedir, hem de birinci çocuğun yetiştirilmesi sırasında yapılan hatalardan öğrenilenler, ikinci ve sonraki çocuklarda yapılmamaktadır. İlk çocuğun yetiştirilmesi sırasında öğrenilen ve artık gereksiz görülen uygulamalar, sonraki çocuklarda uygulanmamaktadır. Bu da çocukların bilişsel gelişiminin doğum sırasına göre şekillenmesine neden olur. Yani aile dinamikleri değişmiş olur - ki bu, ilk doğan avantajını açıklayan ana faktördür.

Kardeşlere Özgü Nişler ve Kimlikler

Bunun ilginç bir sonucu şu: Birçok toplumda yaratıcılık gibi yetenekler ve sanat gibi ilgi alanları, para getiren sahalara göre daha az el üstünde tutulduğu için, ikinci ve sonraki çocukların bu tür sahalarda kendilerini geliştirmesi çok daha olası olur; çünkü ebeveynler bu alanlara yönelen çocuklarını çok daha az kısıtlarlar. Bu nedenle doğum sırasına göre ilgi alanlarında oldukça geniş bir çeşitlilik görülebilmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Bu tür bir ilgi alanı farkını tetikleyen bir diğer unsursa, aileye doğan çocukların kendi karakter gelişim alanlarının sınırlarını belirleme çabasıdır. Bu çabanın önemli bir parçası, özgünlüktür.[14] Eğer ilk çocuk daha fazla para kazandıran, belki daha analitik, belki daha klasik bir sahada özelleşmişse, sonraki çocukların bunun aksi yönde kendilerini geliştirmeye meyilli olduğunu görürüz. Bir çocuğun gözünden eğer abisi/ablası okulda sivrilirse, anne babasının dikkatini ve övgüsünü çekmek için kardeşiyle en iyi notları almakta yarışmak yerine, yıldız bir sporcu haline gelmek daha kolay olabilir. Bu yolda kardeşler arasındaki küçük farklılıklar bile zamanla önemli farklılıklar haline gelebilmektedir.[15] Yani yeni bir yaşam alanını işgal eden türlerin farklı nişlerde özelleşmesi gibi, yeni bir aile ortamını işgal eden çocuklar, kendilerine özgü nişler yaratırlar.

Gerçekten de bazı araştırmaların öne sürdüğüne göre, çocuklar kardeşlerinden farklı olmaya çalıştıklarında "kardeş kavgası" ortaya çıkmaktadır.[15] Jensen, bu konuda şöyle diyor:

İş arkadaşım, kızlarının sık sık kavga ettiğini çünkü ortak hiçbir noktaları olmadığını söylerken haklı olabilir; fakat onların kavgalarının nedeni, kızlarının kendi farklarının kız kardeşi doğduğu zaman başladığı ve "annesinin sevgisini alıp götürdüğü" şeklindeki algısı da olabilir. 

Ebeveynlerin İlk Keki Teorisi ve Diğer Teoriler

Yapılan yeni bir araştırmaya göre, daha önce doğan çocuklar okulda daha yüksek performans gösterme nedeni de ebeveynler. Ekonomist Joseph Hotz ve Juan Pantano tarafından yapılan araştırmaya göre anne ve babalar, basitçe, ikinci ve sonradan doğan çocuklarını daha rahat bırakıyorlar.[16] Bu da, ilk çocuğun ailesi tarafından daha fazla teşvik edilmesine ve dolayısıyla okulda daha yüksek notlar almasına neden oluyor.

Tüm Reklamları Kapat

Bu bulguyu, yaygın açıklama olarak görülen Ebeveynlerin İlk Keki Teorisi çerçevesinde değerlendirelim: Bu teori, kısaca, bir insanın pişirdiği ilk kekin birazcık garip olacağını söyler. Aynı şekilde, ilk doğan çocuklar da "birazcık garip" olurlar. Siz de, bu nedenle, küçük kardeşlerinizden "birazcık garip" olabilirsiniz. Ta ki ebeveynler, "kek yapmak" konusunda ustalaşana kadar...

Fakat bunun ebeveynlik ile doğrudan bir alakası yoktur. Doğum sırası ve davranışlar üzerinde yapılan uluslararası katılımcılı araştırmalar, Dünya çapındaki her kültürde ilk doğan çocukların daha yüksek IQ değerlerine, daha yüksek okul başarılarına ve daha yüksek başarılara sahip olduklarını göstermektedir. Örneğin 1979 yılında yapılan ve ebeveynlerin yavrularını değerlendirmesi istenen bir araştırmada, annelerin ilk çocuklarını neredeyse her zaman "daha yüksek başarıya sahip" olarak gördükleri ortaya konmuştur. Sonradan gelen çocukların ise "daha ortalama başarıya sahip" olarak değerlendirmişlerdir. Benzer bir şekilde, 1990-2008 yılları arasını kapsayan bir araştırmanın sonuçları aşağıda gösterilmektedir:

image

Görselde, yukarıdaki tabloda annelerin çocuklarını akademik başarılarına göre değerlendimelerinin sonuçları gösterilmektedir. Aradaki fark çok fazla olmasa da, 1. çocukların sınıflarındaki en başarılı öğrencilerden biri olarak görülme sıklığı %33.8 iken, ikinci çocuklar için bu %31.8, üçüncü çocuklar için %29, dördüncü çocuklar içinse %27.2'dir. Benzer şekilde, "sınıfın en kötü öğrencileri" listesine girme miktarı birinci çocuklarda %1.8 iken, ikinci çocukta %2'ye, üçüncü çocukta %2.1'e, dördüncü çocukta %3.6'ya çıkmaktadır. Alttaki grafikte de, doğum sırası arttıkça (daha geç doğan çocuklarda) okul başarısının düştüğü görülmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Sugeçirmez İncil

Umutsuzluk, şüphe ve acizlik gibi en yıkıcı hisleri bile güzelleştiren, sevgi dolu, fantastik, sürükleyici bir kitap… Sugeçirmez İncil arzunun ve ihtiyacın, korkunun ve inancın tufanlarını ustaca keşfediyor. Kaufman çok güçlü akıyor.” Lisa Foad, The Globe and Mail
Sugeçirmez İncil uyanmak istemeyeceğiniz türden bir rüya… büyülü bir sevgi ve yalnızlaşma öyküsü.
Rebecca Reynolds’un oldukça sıradışı ve rahatsız edici bir sorunu var; ne kadar uğraşırsa uğraşsın duygularının bedenini terk edip çevresindeki insanların kafalarına girmesini engelleyemiyor. Neyse ki kendini terk keden duyguları kutulayıp hapsetmek için zekice bir yöntem geliştirmiş – ama genç bir kadın geçmiş duygularının ağırlığı altında ezilmeden kaç tane ayakkabı kutusunu doldurabilir ki?
Üç olay Rebecca’nın hayatını değiştirmesine yol açıyor: kocası Stewart’ın kendisini habersizce terk edişi; müzisyen kız kardeşi Lisa’nın ani ölümü; ve Lisa’nın cenaze törenine giderken, bir Honda Civic’i pervasızca hızlı kullanan dev bir kurbağa kadın yüzünden trafik kazası geçirmesine ramak kalması.
Bu arada Lisa’nın yaslı kocası cenaze törenine katılmayıp, onu pişmanlıklarından kurtaracak tuhaf bir yolculuğa çıkıyor… kendini Tanrı olarak adlandıran bir kadının yardımıyla. Ve başka bir yerde, hiçbir yerin ortasında, bir adam yelkenli inşa ediyor, sanki vahiy gelmişcesine.

Devamını Göster
₺257.00
Sugeçirmez İncil

 

Durumu Açıklama Potansiyeli Olan Teoriler

Bu durumu değerlendiren ve "İlk Kek Teorisi"ni görmezden gelmemize neden olan birçok açıklama geliştirilmiştir. Bunlara kısa kısa bakacak olursak:

1) Bölünmüş İlgi Teorisi

İlk çocuk, ikinci ve sonraki çocuklar doğana kadar ebeveynlerin tüm ilgisini üzerinde toplayabilecektir. Ancak daha sonraki çocuklar doğdukça, bu ilgi bölünmeye başlayacaktır. Örneğin ikinci çocuk, daha doğar doğmaz büyük kardeşiyle ilgiyi paylaşmak zorunda kalacak, dolayısıyla toplamda bakıldığında ilk çocuğa göre daha az ilgi görecektir.

2) Kötü Genler Teorisi

Her ne kadar neredeyse kimse tarafından kabul edilmiyor olsa da, ilk çocukların daha yüksek IQ'ya sahip olma nedeninin, sonraki çocuklara giderek "daha kötü genlerin" aktarıldığına yönelik teoridir. Oldukça zayıf bir açıklama olarak görülmektedir.

3) Çocuklardan Bıktım Teorisi

Bazı ebeveynler, bir çocuğun dertlerini çektikten sonra, daha fazla çocuk yapmaktan vazgeçerler. Ancak buna rağmen ikinci ve sonraki çocukları yapabilirler. Bu durumda, ister istemez onlara daha az ilgi gösteriyor olabilirler. Hatta bazı ailelerin, artık "dayanamayacakları kadar bıkana kadar" çocuk yapmaya devam ettikleri, yalnızca ondan sonra durdukları raporlanmıştır. Bu durum, sonraki çocukların ne kadar az ilgi göreceğini göstermek açısından faydalıdır.

4) Öğretecek Kimse Yok Teorisi

Bu teoriye göre büyük kardeşler, küçük kardeşlerinin başlarına gelenden bazı dersler çıkarabildiklerini ve bu deneyim sayesinde okulda daha başarılı oldukları ileri sürülmektedir.

5) Boşanma Teorisi

Boşanma gibi ailevi krizlerin yaşanma ihtimali, ilk çocuk doğduktan sonra katlanarak artmaktadır. Yani evlenip, boşanıp, sonra çocuk yapmak pek görülen bir şey değildir. Bu da, sonraki çocukların yetiştirilme biçimini olumsuz etkiliyor olabilir.

6) Tembel Ebeveyn Teorisi

İlk çocuklarına muazzam zaman ve enerji harcayan ailelerin, kendilerini dizginlemek için "tembelleşmesi", sonraki çocukların fazlasıyla rahat bırakılmasına ve ders performanslarının düşmesine neden oluyor olabilir. Hele ki "Nasılsa ilk çocuğumuzu düzgün yetiştirerek başarımızı ispatladık, ikincisine o kadar önem vermesek de olur." gibi bir iç düşünce mekanizmasının devreye girmesi, ebeveynleri tembelleştiriyor olabilir.

Hangi Teori Daha Olası?

Bu yeni araştırmayı yapan Hotz ve Pontano, 6. teorinin daha geçerli olduğu kanısındalar. Ellerindeki veriye göre ebeveynler, yukarıda da gördüğümüz gibi, ilk çocuklarına çok daha katı kurallar koyuyorlar (televizyon izlememek gibi). Bu da, onların akademik performansını arttırıyor. Örneğin aynı şekilde ebeveynler, ilk çocuklarını kötü notlardan ötürü cezalandırmaya çok daha meyilli oluyorlar.

Hotz ve Pontano'nun söylediğine göre ebeveynler, ilk çocukları olduğunda onlar üzerinde sert bir otorite kurabilmek için oldukça katı davranıyorlar; ancak çocuk büyüdükçe yumuşuyorlar. Fakat ikinci çocuk doğduğunda, ilk çocuk üzerindeki otoritenin devam edeceği kanısına varıyorlar ve o kadar sert davranmıyorlar. 

Tüm Reklamları Kapat

Her ne kadar bu teori çok ilginç olsa da, tamamen ikna edici olduğu söylenemez. İlk olarak, fark etmiş olabileceğiniz gibi, bu kadar geniş varsayımları doğrudan test etmenin bilinen hiçbir yolu yok. Makalenin hiçbir yerinde, daha basit bir açıklama tartışılmıyor: 4 çocuğa, tek 1 çocuğa gösterilen ilginin aynı şekilde gösterilmesi imkansız ve ölümcül derecede yorucudur. Bu nedenle, ebeveynler tükenmiş olabilirler. 

Sonuç

Sonuç olarak, ebeveynler kendi ellerinden gelenin en iyisini yaparak, duygusal destek ve benzeri konularda tüm çocuklarına eşit davranıyor olsalar da, sıfırdan bir çocuk sahibi olmanın yarattığı biyolojik ve psikolojik devrimin etkisiyle, ilk çocukların üzerine biraz daha fazla titreyip, onları kendi deneyimleri, önyargıları, bilgileri, idealleri çerçevesinde biraz daha fazla şekillendirebiliyorlar. Bu da doğum sırası farkını yaratıyor olabilir.

Yani kardeşinizle farklıysanız, milyarlarca yıldır süregelen evrimin anne-babalarınızı kaçınılmaz bir biçimde şekillendirdiğini unutmayın. Bu çok normal ve muhtemelen sizler bir ebeveyn olduğunuzda sizin de başınıza gelecek. Tabii bu durumun farkına varmak, belki bazı düzeltici önlemler alınmasını sağlayabilir; çünkü yapılan çalışmalar, ebeveynlerin çocuklarının yetenek veya başarıları konusundaki inançlarının, o çocukların yıllar geçtikçe yetenek ve başarılarını şekillendirdiğini gösteriyor. Ama bu konuda kimseyi suçlamaya gerek yok, çünkü en nihayetinde bu durum, bir ailedeki çocuklara çeşitlilik kazandırıyor ve çeşitlilik, evrimsel açıdan her zaman iyidir.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişi platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin Evrim Ağacı'nda..
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺30/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
32
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 15
  • Bilim Budur! 5
  • Merak Uyandırıcı! 4
  • Üzücü! 3
  • Muhteşem! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • İnanılmaz 2
  • Güldürdü 0
  • Umut Verici! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/02/2025 17:42:24 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4356

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı, et al. İlk Doğan Avantajı Nedir? Ebeveynler, İlk Çocuklarını Gerçekten Kayırıyor mu?. (5 Mayıs 2016). Alındığı Tarih: 22 Şubat 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/4356
Bakırcı, Ç. M., Karagözoğlu, . (2016, May 05). İlk Doğan Avantajı Nedir? Ebeveynler, İlk Çocuklarını Gerçekten Kayırıyor mu?. Evrim Ağacı. Retrieved February 22, 2025. from https://evrimagaci.org/s/4356
Ç. M. Bakırcı, et al. “İlk Doğan Avantajı Nedir? Ebeveynler, İlk Çocuklarını Gerçekten Kayırıyor mu?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 05 May. 2016, https://evrimagaci.org/s/4356.
Bakırcı, Çağrı Mert. Karagözoğlu, . “İlk Doğan Avantajı Nedir? Ebeveynler, İlk Çocuklarını Gerçekten Kayırıyor mu?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, May 05, 2016. https://evrimagaci.org/s/4356.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close