İleri Yetişkinlik Dönemindeki Bireyler, Sosyo-Duygusal Açıdan Nasıl Gelişiyorlar?
Gelişim, bireyin doğumla başlayıp ölümüne kadar süren yaşamındaki gelişimini inceler. Gelişimde temel varsayım, gelişimin yetişkinlik sürecinde tamamlanmadığı ve bütün yaşam sürecinde devam etmesidir.
Gelişim bütün yaşam sürecinde, psikolojik yapılar ve bu yapıların işlevleri üzerinde uyum sağlayıcı bir sürecin öğeleri olan kazanım, sürdürme, dönüşüm ve yıpranma aracılığı ile gerçekleşir. Yaşam boyu gelişim yaklaşımı, öncelikle, insan gelişimini pek çok noktadan ele alır ve değerlendirir (Eryılmaz, 2011).
Biz bu yazıda gelişimi, ileri yetişkinlik, yani 60 yaşından hayatın sonuna kadar devam eden dönemi Psiko-Sosyal yönden ele alacağız. Fiziksel açıdan en fazla yıpranmanın olduğu, hastalıkların zayıf düşen beden üzerinde çeşitli olumsuz etkiler yarattığı bir dönemdir. Bu dönem için çeşitli gelişim ödevleri söz konusudur. Bu ödevler:
- Azalan fiziksel güce ve bozulan sağlığa uyum sağlama: İleri yetişkinlik döneminde fiziksel ve sağlığın bozulmalarına işaret ettiği dönemdir. Kişiler bu dönemde bu değişimlere uyum sağlaması, boş vakitlerinde gücünün yettiği işleri yapması ve sağlığını dikkat etmesi beklenmektedir.
- Emekliliğe ve azalan gelire uyum sağlama: İleri yetişkinlik döneminde bireylerin aynı zamanda maddi gelirinin de azaldığı bir dönemdir. Kişi artık daha az gelir sahibi oluyor ve daha çok boş zamanı oluyor bu vakitlerini aktif geçirişe yaşlı bireylerde hayata karşı daha olumlu bakıyor.
- Eş kaybına uyum sağlama: Eşler den biri daha önce öldüğünde, kalan kişinin bunu kabullenmesini bekleriz.
- Yaş grubu ile yakınlık kurma: Yaşlıların yeni nesillere uyum sağlaması zor olduğundan, kendi yaşıtlarıyla sosyal ilişkiye girmeleri beklenir. Onların artık zamanları çoktur, bir birlerini dinleyecekleri uzun zamanları bulunmaktadır. Yeni nesiller onlara bu kadar zaman ayırmaları zor oluyor.
- Toplumsal ve vatandaşlık yükümlülüklerini yerine getirme: Diğer dönemlerde de olduğu gibi bu dönemde de kişilerden toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeleri beklenmektedir.
- Durumuna uygun fiziksel yaşama koşullarını düzene koyma: Kişiler artık kendilerine özgün yaşamlarını kolaylaştıracak şekilde yaşam biçimi belirlemeler yapması gerekir. (Baymur,1985).
Yaş Nedir?
Yaşın farklı şekillerde tanımları bulunmaktadır. Bunlar kronolojik, biyolojik, psikolojik ve sosyal yaş, tanımlamalardan birkaç tanesidir:
- Kronolojik yaş, bireyin doğumundan başlayarak bu güne kadar yaşamış olduğu yılları belirtir. Kronolojik yaş, bireyin psikolojik gelişimi hakkında net açıklamalar yapmamızı pek de sağlamaz.
- Biyolojik yaş, bireyin biyolojik sağlık durumu ile ilgilidir. Biyolojik yaşın belirlenmesinde, yaşamsal öneme sahip organların işlev kapasitelerine bakılır.
- Psikolojik yaş, bireylerin norma uyum sağlama kapasitelerinin aynı kronolojik yaştaki bireylerle karşılaştırılması sonucunda ortaya çıkar.
- Sosyal yaş, kişinin yaşına bağlı olarak ondan beklenen sosyal rolleri ve beklentileri yerine getirme düzeylerini içermektedir (Eryılmaz, 2011).
Yaşlılık Dönemi ve Sosyal Özellikleri
Yaşlılık bireyin daha önceden kendisi ve başkaları için kararlar alıp belirleyici bir rol oynayan yaşam döneminden, biraz daha arka plana geçinilen bir yaşam dönemine geçiş anlamına gelmektedir. Bu dönmede yaşlıların daha az görev ve sorumlulukları ancak daha çok boş zamanları olmaktadır.
İnsanlar 60 yaşını geçtikten sonra karşılanmasını istedikleri bir takım ihtiyaçları oluyor. Bu ihtiyaçların bazıları şunlardır:
- Saygı görmek isteme,
- Sosyal ortamlara katıla bilmek,
- Topluma yararlı olmak isteği,
- Genç insanlarla sürekli bir temas içinde olmak,
- Fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı bir hayat sürdürmek isteme (Kılavuz, 2002).
İnsanlar temel ihtiyaç olarak her zaman başkalarıyla, iletişime ihtiyaç duyar fakat bu ihtiyaç yaşlılık döneminde daha da artmaktadır. Yaşlı bireyler, eşleri, çocukları ve toplum tarafından ilgi, sevgi ve saygı görmemesi, değer verilmemesi “artık işe yaramaz” diye bir kenara itilmesi ruh sağlığını bozar.
Sosyoduyusal seçicilik kuramı, yaşlı bireylerin sosyal ilişki bağları konusunda daha seçici hale geldiklerini savunmaktadır. Laura Carstensen tarafından geliştirilen bu kuram yaşlı bireylerin tanımadıkları kişilerle sosyal ilişkilerde kasıtlı bir şekilde kaçındıklarını buna karşın yakın arkadaşları ve aile bireyleri ile görüşmelerini arttırdıkları görülmüştür. Bu duruma göre yaşlı yetişkinlerin sosyal ortamdan ayrılma nedeniyle duyusal umutsuzluk içinde bulunduklarına ilişkin kapalı yargılara karşı çıkmaktadır (Charles ve Carstensen,2009,2010; Scheibe ve Carstensen,2010). Sanılanın aksine, yaşlı bireyler arkadaşları ve aileleri ile daha fazla duyusal zaman geçirmek için sosyal ilişkilerine daha az önem verildiği gözlemlenmiştir.
Erikson’a göre yaşam döngüsü bir önceki evreden etkilenerek gelir ve her bir evrenin bir sonraki evreye hazırlayan 8 evresi vardır. Son dönem yaşlılığı içermektedir. Benlik bütünlüğü olarak adlandırılan bu son evre daha önceki dönemlere de kazanılmış olan benlik özelliklerinin olgunlaşması ve bir bütün haline gelmesi bu evrenin en önemli özelliğidir. Bu dönemde artık benlik bütünlüğü sağlanır ve benlik olumlu, olumsuz acı ve tatlı yönleriyle bütün bir yaşamı olduğu gibi kabul ederler.
Yaşlılık döneminde fiziksel ve zihinsel yeteneklerde ki kayıplar yaşlı bireyin kendinin kabulünü ve benlik saygısının düşmesine neden olmaktadır (Öz, 2002). Erikson, yaşlılık dönemini olgunluk dönemi olarak da ele almaktadır, üretken geçmiş kişiye ego bütünlüğü kazandırdığını, yaşlılık döneminde ise bu güne kadar ürettiklerinden çocuklarının ve torunlarının faydalanışını görmesi kişiye ego bütünlüğü ve doyumu sağlar. Eğer üretken bir yaşam yok ise yaşlılık da pişmanlık, umutsuzluk ortaya çıkar sonuç olarak da ego bütünlüğü kazanamaz ve yaşlıda ölüm korkusu, hayata yeniden başlama ve yaşama özlemi duyar.
Sonuç ve Öneriler
Sosyal Destek
İleri yetişkinler için sosyal destek, hastalık belirtilerinin azalmasını, bireylerin aynı zamanda bakım kuramlarına girme olasılıklarını azaltır ve depresyon daha nadir görülür. Yalnızlık; yaşlı bireylerin bağımsızlıklarını yitirme duygusuyla gelişen korku ve üzüntüye neden olur. Yalnızlık çeken yaşlı bireylerde negatif duygular hâkim olur ve her şeyi kendi üzerine odaklaştırma eğilimindedir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Diğer insanlarla güven bağı kuramazsa utangaçlık, öfke-gerginlik, depresif özellikler ve yalnızlık duyguları artmaktadır. Bunun yaşanmaması için ilk sosyal destek ailedir. "Aile güçlü sevgi, şefkat ve sadakat duygularıyla birbirlerine bağlı bireylerin oluşturduğu küçük bir sosyal destek sistemidir" (Berman, 1979). İleri yetişkin bireylerde aile onlar için başlıca psikolojik ve duygusal bir destek sistemidir.
İkinci sosyal destek sistemi ise aile dışı sosyal destek yaşlı bireylerde toplumsal kimliğin sürdürmesine ve sosyo duyusal destek sağlamaktadır (Öztop,2006). Sosyal destek yaşlı bireylerde en çok kişisel kriz esnasında tek başlarına yeterli olamadıklarında en değerli destek sistemi olarak görülür, çünkü sosyal destek stres oluşturuculara karşı etki azaltıcı bir etkiye sahiptir.
Boş Zaman Değerlendirme
Zaman, “üretilmeyen, iki defa kullanılmayan, durdurulamayan, uzatılmayan, geri getirilemeyen, depolanamayan, onarılmayan, devredilmeyen, herkesin eşit olarak sahip olduğu, boşa harcanabilen, değerlendirilebilen, ziyan edilebilen, her anı yaşanabilen, hatırlanabilen, ölçülebilen ve hesaplanabilen” bir şeydir (Kulaksızoğlu, 2003).
İleri yetişkin bireylerde kendilerine ayrılan zamanın sınırlı olduğunu ve bir gün öleceklerini bilmek, insanı yaşarken kaygılandırır. Yaşlılıkta yaşam standartlarını arttırmak için onların toplumsal yaşama daha fazla katılması için serbest zaman etkinlikleri ön plana çıkartılmalıdır. Bu etkinliklerin içeriğinde spor yapa bilecekleri, kendilerini ifade edebilecekleri ve yaratıcılıklarını kullana bilecekleri (hobiler ve sanatsal faaliyetler), etkinlik alanları mevcut olmalıdır. Bu tür boş zaman etkinlikleri yaşlı bireylerde hayata karşı daha olumlu duygular oluşturmaktadır.
Sosyal aktiviteler yaşlı bireylerde bunama riskini birçok araştırmada gözlemlenmiştir. Scarmes ve arkadaşlarının (2001) 65 yaş ve üzeri 1772 bireyde yaptıkları bir araştırma sonucuna göre boş vakitlerinin okuma, arkadaş ve akraba ziyareti, lokantaya gitme, yürüyüş ve seyahate çıkan yaşlı bireylerin %38’ de bunama riskinin daha az olduğu gözlemlenmiştir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 17
- 4
- 4
- 3
- 3
- 3
- 2
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- Çelebi, Ç. D. ve Yüksel, M. Y., et al. (2014). Yaşlılık Ve Yaşlılara Sunulan Psikolojik Danışma Ve Rehberlik Uygulamalarına Bir Bakış. Kalem Eğitim ve İnsan Bilimleri Dergisi, sf: 175-202. | Arşiv Bağlantısı
- Ersanlı, K. ve Kalkan, M, et al. (2008). Psikolojik, Sosyal Ve Bedensel Açıdan Yaşlılık. Yayınevi: Pegem.
- Eryılmaz, A. (2011). Yaşam Boyu Gelişim Yaklaşımı.. Current Approaches in Psychiatry/Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar. | Arşiv Bağlantısı
- Kılavuz, M.A.. (2020). Yetişkin Ve Yaşlılık Döneminde Eğitim Ve Din Eğitiminin Önemi. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi,, sf: 59-72. | Arşiv Bağlantısı
- Kulaksızoğlu, A.. (2003). Kişisel Gelişim Uygulamaları. Yayınevi: Nobel Yayın Dağıtım.
- Onur, B.. (1995). Gelişim Psikolojisi. Yayınevi: İmge Kitabevi.
- Öz, F.. (2020). Yaşamın Son Evresi: Yaşlılık Psikososyal Açıdan Gözden Geçirme. Kriz Dergisi, sf: 17-28. | Arşiv Bağlantısı
- Öztop, H.. (2006). Yaşlı Kadınların Ekonomik Ve Psikososyal Sorunları. Turkish Journal of Geriatrics, sf: 234-239. | Arşiv Bağlantısı
- Santrock, J. W. (2015). Yaşam Boyu Gelişim: Gelişim Psikolojisi: Life-Span Development. Yayınevi: Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 05:13:56 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8704
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.