İklim Değişikliği ile Birlikte Daha Büyük Bir Sorun Olan Sıcak Çarpması, Koşucuları Tehdit Ediyor!
Bu haber 3 ay öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Carolyn Baker, neon pembe bir üst ve ona uyan güneş gözlükleriyle, Cape Cod kıyısındaki Falmouth Yol Koşusu'nu koşarken gülümsüyordu. Gözleri bir yandan arkadaşlarını ararken kendisi düzinelerce kez tamamladığı yarışın sonuna yaklaşıyordu.
Baker aniden yere yığıldı. Güneşli bir Ağustos gününde sarf ettiği efor, vücut sıcaklığının aşırı yükselmesine neden olmuştu. Sağlık görevlileri yardımına koşup onu buz dolu bir küvete daldırdıklarında, vücut sıcaklığını neredeyse 41.6 derece olarak ölçtüler.
Aile üyeleri sorunu ilk olarak takip uygulamasında Baker'ın parkurun tersi yönde hareket ettiğini gördüklerinde anladı. Sağlık ekibi, onu çadıra doğru götürüyordu. Yarışı erken bitiren eşi, arkadaşlarıyla sohbet ederken bir anda kızından gelen telefonla irkildi ve "Aman Tanrım!" diyerek hızla çadıra koştu.
Geçen yıl Baker'ı yere seren sıcak çarpması, aşırı sıcaklarla ilişkili ölümcül olabilen bir hastalıktır ve iklim değişikliği bu riski daha da arttırıyor. ABD ana karasında tehlikeli derecede sıcak günlerin sıklığının yüzyılın ortasına kadar yaklaşık üçte bir oranında artması bekleniyor.
Egzersiz sırasında oluşan sıcak çarpması, vücut kendini düzgün şekilde soğutamadığında meydana gelir. Vücut sıcaklığı 40 derecenin üzerine çıktığında bayılma veya bilinç kaybı gibi merkezi sinir sistemi sorunları oluşur. Kişi hızla hızla soğutulursa etkili bir şekilde tedavi edilebilir, ancak birçok yarışta bunu sağlayacak yeterli kaynak veya uzman görevliler yoktur. Ayrıca azim ve acıya değer veren bir kültürde yetişen birçok koşucu, kendilerini riske atan koşulları görmezden gelebilir.
Kaslar parçalanarak böbreklere zarar verecek proteinleri açığa çıkarabilir. Sindirim sisteminin duvarı zayıflayıp bakteri sızabilir. Beyin hücreleri ölebilir. Organlar zarar görebilir ve bütün bunlar nihayetinde ölümle sonuçlanabilir.
Ancak sıcak çarpması geçirecekseniz, bunu Falmouth'tan daha kötü bir yerde yaşamak istemezsiniz. Burada birçok vaka ile başa çıkabilecek yeterli sayıda ekipman ve deneyimli insan bulunuyor. Tıbbi direktör John Jardine, yirmi yılı aşkın bir sürede neredeyse 500 sıcak çarpması vakasını belgeledi. Bu sayı o kadar büyük bir sayı ki, konu yarış araştırmacılarının ilgisini çekiyor.
2001'de antrenman sırasında sıcak çarpmasından hayatını kaybeden Minnesota Vikings oyuncusu Korey Stringer'ın adını taşıyan Korey Stringer Enstitüsü'nün direktörü Douglas Casa, asıl sorunun birçok yarışta doğru ve hayat kurtarıcı müdahaleyi sağlayacak ekipmanın ve uzmanın olmaması olduğunu belirtiyor:
5 kilometrelik yerel yarışları düşünün. Orada bir ambulans, hemşire ya da sağlık görevlisi olabilir ama sıcak çarpmasıyla başa çıkabilecek tam donanımlı bir sağlık çadırı bulunmuyor olabilir.
Koşucuları hayatta tutmak Birini hızla buzlu su dolu bir küvete koymak, hızlı bir şekilde soğutmanın en iyi yoludur. Bu, koşucuları anında tedavi etmek için hızlı teşhislerle yapılmalıdır. Tıbbi ekipler, vücut sıcaklığını doğru bir şekilde ölçmek için rektal termometreler kullanmalıdır, çünkü cilt yüzeyi yanıltıcı şekilde serin olabilir.
Kazazadeleri buz dolu bir küvete sokmak, onları hızla soğutarak hayatta tutmanın en iyi yoludur. Koşucuları hızlıca orada tedavi etmek için teşhisi de hızlı koymak önemlidir. Cilt yanıltıcı bir şekilde serin olabileceğinden sağlık personelinin sıcaklığı ölçmek için rektal termometrelere ihtiyacı vardır. Casa şöyle anlatıyor:
Gelecekte olacakları elbette garanti edemem ancak takip ettiğimiz 3.000'den fazla vakaya dayanarak kişinin vücut sıcaklığı sıcak çapması yaşandıktan sonraki 30 dakika içinde 40 derece altına düşürülebildiğinde kimse ölmedi.
Casa ayrıca, kaç yarışta buna yönelik doğru önlemler alındığına ve doğru müdahalelerin yapıldığına yönelik iyi verilerin olmadığını belirtiyor. Onlarca yıllık deneyimine dayanarak, yarışların çok azında bu gereklilikler tam olarak sağlamsa da durumun başladığı zamana göre şimdi daha iyi olduğunu da ekliyor. Casa, yarış yönetim kurullarının güvenlik için sıcaklar ile ilgili ilgili öneriler yayınlamasını öneriyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Yarış direktörleri, her seviyeden koşucu için karmaşık etkinlikler düzenlemek zorundadır. Bazıları devasa kaynağa sahip büyük çaplı yarışlardır, bazı yarışlar ise ise kısıtlı bütçeye sahip küçük yerel etkinliklerdir. Boston Maratonu'nun organizasyonuna yardımcı olan ve diğer yarış direktörlerine de danışmanlık yapan Dave McGillivray'e göre, yarışa ayrılan kaynakların güvenlik, işçilerin ve gönüllülerin organizasyonu, koşucuların takibi ve tıbbi bakımı ihtiyaçları karşılaması gerekiyor.
Koşucuların da bu konuda bazı sorumlulukları var. McGillivray, 2012 Boston Maratonu'nda sıcak bir gün olduğu için koşuculara kendilerini çok zorlamamaları gerektiğini ve herkesi çadırlara sığdıramayacaklarını söylediğini hatırlıyor. Aylarca hedeflerine ulaşmak için antrenman yapmış koşucular için bu oldukça zordu. Sonuç olarak o gün 2000 kişinin tedavi olması gerekti, yaklaşık 200 kişi ise hastaneye kaldırıldı. McGillivray, o anları şöyle anlatıyor:
Kan gövdeyi götürüyordu ama kimse ölmedi, insanlar evlerine döndü, ucuz atlattığımızı söyleyebilirim. Ancak her yarışta bunu söylemek mümkün olmayacak. Yeterli kaynağınız yoksa yarışı başlatmamalısınız.
Başka bir hikaye ise Lisede çok branşlı bir sporcu olan Evan Hauptmann'dan geliyor. 17 yaşında Falmouth'ta koşmaya karar verdi. Yarışı bir saatin altında bitirmek istiyordu. Yarışın sonlarına doğru büyük bir tepeye gelene kadar kendini iyi hissediyordu ama tepeye çıkmak ve inmek, onu başını döndürecek kadar zorladı. O sırada bitiş çizgisini görmüştü ve yarışı tamamlamak için kendini zorlamıştı. Bitiş çizgisini geçtikten kısa bir süre sonra bayıldı. Vücut sıcaklığı, 44.9 dereceye ulaşmıştı. Bu, Jardine'in Falmouth’ta gördüğü en yüksek vücut sıcaklığı vakasıydı.
Pennsylvania Üniversitesi'nden tıp profesörü Dr. Sameed Khatana bunun çılgınlık olduğu ve büyük bir risk içerdiği konusunda hemfikir. Neyse ki sağlık ekibi Hauptmann'a hemen müdahale etti, yarım saat buzda tutulduktan sonra vücut sıcaklığının hızla normal seviyelere düştü ve evine doğru yola koyuldu. Doktorlar organ hasarından endişeliydi. Yapılan kan testlerinde kas yıkımından dolayı yüksek protein seviyeleri görülse de bu değerler bir süre sonra düştü ve Hauptmann, durumu kalıcı bir hasar oluşmadan atlattı.
Hauptmann, iki hafta sonra futbol oynamaya geri döndü. Ancak artık sıcak havanın tehlikelerinin daha çok farkında olduğunu, yeterince su içip vücudunun daha iyi dinleyeceğini söylüyor:
Bir sporcu olarak bu durumun beni yarışmaktan alıkoymasına izin veremem. Bundan ders çıkarmam, neyi yanlış yaptığımı fark etmem ve gelecekte vücudumu daha iyi dinlemeyi öğrenmem gerekiyor.
Başka bir hikaye ise Güney Carolina'dan geliyor. Kolej basketbolu için seçilen Zoë Wallis, 2014'te yapılacak bir test için takımıyla birlikte bir saat içinde 8 kilometre koşması gerektiğini öğrendi. Bu mesafe, Wallis’in o zamana kadar koştuğunun yaklaşık iki katıydı.
Yarışın ikinci yarısında bulanık görmeye ve paniklemeye başladı. Her iki yanında birer takım arkadaşı onu tutuyordu. Wallis, durmak istediğini söylediğini ama ileriye doğru itildiğini söylüyor:
Sonlara doğru bir enerji patlaması yaşadığımı ve kendi sınırlarıma ulaşarak koşuyu güçlü bir şekilde bitireceğimi hissettiğimi hatırlıyorum. Gerçekte olan ise tamamen farklıydı. Yere yığılıp bayılmıştım. Kollarım, dirseklerim, dizlerimdeki deriler sıyrılmıştı.
Takım arkadaşlarının yardımıyla bir araba ile hastaneye götürüldü. Acil serviste şaşkın bir halde uyanan Wallis, böbreklerinin ve karaciğerinin iflas ettiğini öğrendi. Wallis, bundan sonra okula dava açtı ve tazminat aldı.
Wallis, antrenmanlara yeniden başlamasının yaklaşık üç ay sürdüğünü belirtiyor. Ancak spor yapmak artık eskisi kadar iyi hissettirmediği için takımdan ayrıldı, bursunu kaybetti ve okul değiştirdi. Olaydan 10 yıl sonra, tedavi ve terapi ile kendini daha iyi hisseden Wallis, şöyle anlatıyor:
Sıcak çarpmasının zihinsel etkisi beni tüketti. Kendimi o kadar kırılgan hissediyordum ki, sadece spor yaparken ya da antrenmanlarda değil, normal hayatta bir şeyler yapmak çok zor geliyordu, korkuyordum.
Yarışlar, nadir de olsa bir koşucunun sıcak çarpması ya da kalp durması gibi ciddi bir olay yaşama riskini artırabilir ancak fazla abartmadan koşmanın sağlık açısından birçok faydası olduğunu özellikle belirtiyor. Boston Maratonu'nun eski tıbbi direktörü ve Lausanne Üniversitesi profesörü Dr. Aaron Baggish, şöyle söylüyor:
Koşucular ve sporcuların sadece kalp krizi değil, tüm kalp hastalıklarına yakalanma riski, koşmayan insanlara kıyasla daha düşüktür.
Baker'e geri dönecek olursak bilinçsizce yere yığıldığı sırada sağlık ekipleri onu hemen buz dolu bir küvete aldı ve vücut sıcaklığını güvenli bir seviyeye indirdi. Hissettiği baş ağrısı ve halsizlik yüzünden ancak ailesinin yardımıyla ayağa kalkıp evine gidebildi. 61 yaşında olan Baker, olaydan sonra bayıldığını hatırlamadığını, internette yarış fotoğraflarını gördüğünde gördüğü fotoğrafların oldukça "ürkütücü" geldiğini söylüyor.
Bir hafta sonra, Baker aynı pembe üstü, aynı güneş gözlüğü ve yarış numarasını giyerek Falmouth'un kalan kısmını koşmaya geri döndü. En sonunda bayıldığı yerin yanından da geçerek bitiş çizgisine ulaştı ve eşinin çektiği fotoğrafta bitiş çizgisinde gülümseyip kaslarını sergileyerek poz vermeyi de ihmal etmedi. Baker, sözlerini şöyle bitiriyor:
Arkadaşlarımızın ve ailemizin de dahil olduğu büyük bir koşu grubumuz var. Grubumuzdaki herkes yarışı bitirmişti, tabii ben hariç. Ben de dedim ki hayır, bunu yapmam ve zihinsel olarak iyi olacağımı bilmem gerekiyor.
Baker bu yıl tekrar Falmouth'a katıldı ve yarışı sağ salim bitirmeyi başardı.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 08:39:15 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18529
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.