Homo erectus, Dünya'nın En Eski Karalama Çizimlerini Yaptı!
Deniz Kabuğu Fosilleri Üzerindeki Çizimler 500.000 Yıl Öncesine Tarihlendi!
Bu haber 7 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Endonezya’da bulunan ve bir kabuğa kazınmış zikzak şekil bugüne kadar bulunan en eski soyut işaret. Fakat bu beş yüz bin yıllık “karalama” ile ilgili en ilginç olan şey onun olası yaratıcısıdır: insanın atası olan Homo erectus.
İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nde arkeolog olan ve bu keşifte yer almayan Nick Barton, çevrimiçi Nature dergisinde 3 Aralık 2014’te yayınlanan yazı ile ilgili şunları söyledi:
Bu gerçekten muhteşem bir bulgudur ve erken Homo'ya bakış biçimimizi tersine çevirme potansiyeline sahiptir.
40.000 yıl önce, muhtemelen daha öncesinde de, Homo sapiens gibi anatomik olarak modern insanlar Avrupa ve Endonezya gibi birbirinden uzak noktalardaki mağaraların duvarlarına resim çiziyorlardı. Güney Afrika'da bulunan, aşı boyası ile yapılmış daha basit oyma resimler (ochre engravings) 100.000 yıl öncesine tarihlendirilmektedir. Bu yılın başlarında araştırmacılar, bir zamanlar Neandertallerin yaşadığı bir Cebelitarık mağarasında, oyularak yapılmış bir diyez işareti bulunduğunu bildirdiler. Bu, nesli tükenmiş türlere ait çizimlerin ilk kanıtıydı.
Ancak bu kabuğun keşfine kadar, Homo erectus'a sanatı andıran hiçbir şey atfedilmemişti. Tür, yaklaşık 2 milyon yıl önce Afrika'da ortaya çıkmış ve yaklaşık 140.000 yıl önce soyu tükenmeden önce Endonezya’daki Java Adası’na kadar gitmişti. Bazı paleoantropologlar, türü insanların ve Neandertallerin direkt atası olarak görüyor.
Ses Getiren Çalışma
Üzerinde oyma bulunan, tatlı su midyesi türüne ait bir kabuk 1890'larda Hollandalı paleontolog Eugène Dubois tarafından Java'nın doğusundaki Trinil adlı bir bölgede toplandı. Aynı bölgede Dubois ilk Homo erectus fosilini (bir kafatası fosiliydi) ve eski insanlara ait başka kemikler buldu. Ayrıca, siteden çıkarılan onlarca kabuğu eve getirdi. Bu kabuklar 1930'larda incelendikten sonra Hollanda'nın Leiden kentindeki bir müzede bir kutunun içine konup kaldırıldılar.
Leiden Üniversitesi'nden biyolog Josephine Joordens olmasaydı, oymalı kabuk keşfedilmemiş olabilirdi. Joordens, Java Denizi'nden yaklaşık 80 kilometre içerideki Trinil'de, H.erectus'un deniz kaynaklarını nasıl kullandığı üzerine bir projede çalışıyordu. Joordens sadece tatlı su kabukları buldu; ancak bazıları keskin bir cisimle yapılmış birkaç milimetre genişliğinde küçük delikler içeriyordu. Bu delikler, birinin kabuğu açmak için bir istiridye bıçağı kullanıyormuş gibi, köpekbalığı dişi benzeri bir alet kullanmış olabileceğini akla getirdi.
Ziyarete gelen bir meslektaşı kabukların fotoğrafını çekti ve daha sonra bir tanesinde silik bir zikzak şekli olduğunu fark etti. Joordens’in sözleri şöyle:
İnsanlar oyulmuş bu şekli daha önce görmediler; çünkü görülmesi neredeyse imkansız. Sadece belli bir açıdan ışık geldiğinde görülebiliyor.
Mikroskop altındaki incelemeler bu şekillerin kasıtlı olduğunu gösterdi. Hava etkisiyle aşınan ve her biri 1 santimetre uzunluğunda olan yivler, ciddi derecede yaşlanma belirtileri gösteriyor. Çizgi dönüşleri arasında boşluk olmaması da yapan kişinin detaylara önem verdiğini gösteriyor. Joordens ve ekibine göre, yapan kişinin kullandığı kabuklar büyük olasılıkla tazeydi ve bu oyma, yapıldığı sırada koyu renkli bir kanvas üzerindeki beyaz çizgilere benziyordu. Hala kabuğa gömülmüş duran kum parçalarının yaşı yaklaşık 500.000 yıl öncesine dayanıyor.
Kabuktaki oymalar sanat mı?
Joordens’in konuyla ilgili sözleri şöyle:
Tüm olasılıklara baktık, ancak sonunda bunun çok keskin bir aletle kasıtlı bir eylem gerçekleştiren bir özne tarafından yapılmış olması gerektiği konusunda kesinlikle eminiz. Ekip olarak taze ve fosilleşmiş kabuklar üzerine bu şekillerin aynısını yapmayı denedik ve bunun ne kadar zor olduğunu fark ettik. Kabuk üzerinde oymalar hakkında başka bir şey söylemek zor. Bunu yapan kişinin niyetini bilmiyorsanız, onu sanat olarak adlandırmanız imkânsız. Ancak öte yandan bu, eski çağlardan kalma bir çizimdir. Kendini ifade etmenin bir yoludur. Bunu yapan kişinin neyi amaçladığını bilmiyoruz. Kız arkadaşını etkilemek veya biraz karalama yapmak ya da kabuğu kendi mülkü olarak işaretlemek için yapmış olabilir.
Neandertallerle bağlantılı çapraz tarama şekilleri açıklayan ekipte görev alan, Cebelitarık Müzesi zoologlarından Clive Finlayson da H. erectus “karalamaları”nın sanat olarak adlandırılıp adlandırılamayacağı konusunda agnostik olduğunu söylüyor. Finlayson şunları ekliyor:
Daha önemli olan, bir zamanlar yalnızca H. sapiens'e atfedilen soyut düşünme gibi yeteneklerin, ataları dahil olmak üzere diğer arkaik insanlarda da mevcut olduğunun gittikçe daha çok fark edilmesidir. Ben, modern insanlarda gördüğümüz bu şeylerin diğer hominidlerde de olduğunu her geçen gün daha kuvvetle öne sürüyorum. Gerçekten bu kavramları tekrar ele almalı ve yeniden değerlendirmeliyiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 8
- 5
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Nature | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 10:14:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4987
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Nature. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.