İş Dünyasındaki İçgüdüleriniz Neden Genellikle Yanlış Çıkar ve İçgüdülerinizin Doğru Olduğunu Nasıl Anlarsınız?
Bir Adayı İşe Alıp Almamaya Karar Verirken, İçgüdülerinize Güvenmeyin!
Diyelim ki iş başvurusu yapan biriyle görüşüyorsunuz ve bir şeylerin doğru olmadığını hissediyorsunuz. Tam olarak adını koyamıyorsunuz; ama bu kişiden biraz rahatsızsınız. Başvuran kişi doğru şeyler söylüyor, özgeçmişi harika, bu iş için biçilmiş kaftan; ama içgüdüleriniz size tam tersini söylüyor!
İçgüdülerinize Göre mi Hareket Etmelisiniz?
Bu gibi durumlarda vermeniz gereken tepki, içgüdülerinizden şüphe etmek olmalıdır. Araştırmalar, iş adaylarıyla yapılan mülakatların uyandırdığı izlenimin, başvuru sahibinin gelecekteki iş performansını öngörmek konusunda yetersiz olduğunu gösteriyor.[1]
Ne yazık ki çoğu işveren, mantıklarından ziyade içgüdülerine güvenme ve işe en nitelikli adaylar yerine beğendikleri ve kendilerine yakın hissettikleri kişileri alma eğilimindedir.[2], [3] Her ne kadar diğer birçok durumda karar vermek için içgüdülere güvenmek mantıklı olabilse de, işe alımlarda buna güvenmek büyük bir hata![4], [5]
Karar verme üzerine yapılan araştırmalar, iş dünyasının önde gelen isimlerinin çoğunun, içgüdülerine ne zaman güvenmeleri veya güvenmemeleri gerektiğini bilmediğini gösteriyor.[6] Bu alandaki çoğu araştırma yöneticilere yönelik yapılmış olsa da; güncel araştırmalar aynı sorunun doktorlar, terapistler ve diğer profesyoneller için de geçerli olduğunu göstermektedir.
Bu, şirketlere iş yeri ilişkilerini nasıl daha iyi ele alabilecekleriyle ilgili danışmanlık yapanların karşılaştığı zorluklardan birisidir. Uzmanların işe alımlarda karar verme konusunda yürüttüğümüz araştırmalar, içgüdülerimize ne zaman güvenip ne zaman güvenmememiz gerektiği konusunda bazı ipuçları sunar.
Mantık mı, İçgüdü mü?
İçgüdülerimizle verdiğimiz tepkiler, atalarımızın hayatta kalmasını sağlayan, beynimizin daha ilkel, duygusal ve sezgisel kısmına dayanır. Kabile sadakati ve dost ya da düşmanın hemen tanınması, özellikle atalarımızın yaşadığı ortamda diğerlerinden önde olmak için yararlı olmuştur.[7]
Ancak modern toplumda hayatta kalma konusundaki riskler çok daha azdır ve içgüdülerimiz bizi iş yeriyle ve diğer konularla ilgili kararlar verirken yanlış bilgilere odaklanmaya zorlar.
Örneğin, bir adayın ırk, cinsel yönelim, sosyoekonomik geçmişi size benziyor mu? Kıyafet seçimleri, konuşma stili ve jestler gibi görünüşle ilgili küçük şeyler bile, karşıdaki kişiyle ilgili yaptığınız değerlendirmede büyük fark yaratabilir. Sözsüz iletişim üzerine yapılan araştırmalara göre sesimizi, beden dilimizi ve kelime seçimlerimizi taklit eden insanları severiz.[8] İçgüdülerimiz, bu insanları otomatik olarak kabilemize ait ve dost olarak tanımlar ve gözümüzdeki statüleri artar.
Duygularımızın bu hızlı, otomatik tepkisi, beynimizin iki düşünme sisteminden biri olan otomatik pilot sistemini temsil eder.[9] Bu sistem çoğu zaman iyi kararlar almamızı sağlasa da aynı zamanda düzenli olarak bilim insanlarının bilişsel önyargılar olarak adlandırdıkları bazı sistematik düşünme hatalarına yol açar. [10]
Maksatlı sistem olarak bilinen diğer düşünce sistemi, kasıtlı ve yansıtıcıdır. Bu sistemi kullanmak çaba gerektirir ama otomatik pilotun düşünme hatalarını yakalayıp geçersiz kılabilir. Bu şekilde, beyninizin iş yeri ilişkilerinde ve hayatın diğer alanlarında yaptığı sistematik hataları ele alabilirsiniz.
Otomatik pilot ve maksatlı sistemlerin daha karmaşık süreçlerin basitleştirilmiş hali olduğunu ve bilimsel toplumda nasıl işledikleri konusunda tartışmalar olduğunu söylemekte fayda var.[11] Ancak, bu sistem düzeyindeki yaklaşım, günlük yaşamda düşünce, duygu ve davranışlarla başa çıkma konusunda çok yararlıdır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kabile sadakati ile ilgili olarak beynimiz, sevdiğimiz ve özdeşleştiğimiz bazı özelliklerin kişinin geri kalanına olumlu bir "hale" atmasına neden olan "halo etkisi" olarak bilinen mantık hatasına düşme eğilimindedir.[12] Bu, bir veya iki olumsuz özelliğin, bütünü nasıl gördüğümüzü değiştirdiği "boynuz etkisinin" tam tersidir. Psikologlar buna "demirleme" der, yani karşımızdaki kişiyi, ilk izlenimlerimizin çapası ile yargılarız.
İçgüdüleri Geçersiz Kılmak
Şimdi iş görüşmesi örneğimize geri dönelim.
Diyelim ki o kişi, sizinle aynı üniversiteye gitti. Muhtemelen kanınız daha çok ısındı. Ancak, bir kişinin size benzemesi, işinde iyi olacağı anlamına gelmez. Aynı şekilde, birinin dostça tavır sergilemede yetenekli olması, insan ilişkileri yerine teknik beceri gerektiren görevlerde daha iyi olacağı anlamına gelmez.
Araştırmalara göre, sezgilerimizin en iyi kararları verme konusunda (bir iş insanı için, en çok karı getirecek) bize her zaman faydası dokunmadığı açıktır.[13] Bilim insanları sezgiyi, düzgün çalışması için ayarlamalar gerektiren zahmetli bir karar aracı olarak adlandırır.[14] Sezgiye bu şekilde güvenmek, özellikle iş yerindeki farklılıklar için zararlıdır ve işe alma konusunda kişilere ırk, engel durumu, cinsiyet ve cinsel yönelim açısından önyargıyla yaklaşmaya yol açar.[15], [16], [17]
Sistemli müdahalelerin, işe alımda önyargının üstesinden gelmek için gerekli olduğunu gösteren çok sayıda çalışmaya rağmen, ne yazık ki yöneticiler ve insan kaynakları personeli aşırı yapılandırılmamış görüşmelere ve diğer sezgisel karar verme uygulamalarına güvenme eğilimindedir.[18], [19] Otopilot sisteminin karar verme yetkinliklerimizi olduğundan daha iyi değerlendirme eğilimi olan aşırı güven önyargısı nedeniyle yöneticiler, işe alma ve diğer iş kararlarında genellikle daha iyi sonuçlara ulaşılmasını sağlayan analitik karar verme araçları yerine; cesaretlerini kullanırlar.[20]
Bu konuda iyi bir düzeltme, işe alımda daha iyi sonuç alabilmek için daha rasyonel, daha az önyargılı bir seçim yapmak ve ilkel zamanlardan kalma hassasiyetlerimizi geçersiz kılabilmek için maksatlı sistemi kullanmaktır. Başvuru sahibinin sizden farklı olduğu yönleri not edebilir ve bunlara "olumlu puanlar" verebilir veya her başvuru sahibine aynı sırayla sorulan bir dizi kalıplaşmış soruyla yapılandırılmış görüşmeler oluşturabilirsiniz.
Yani, amacınız en iyi kararları vermek ise gerçeklikten bağımsız olarak, hissettiklerinizin doğru olduğu sonucuna vardığınız zihinsel bir süreç olan duygusal muhakemelerden kaçınmalısınız.[21]
Bazen İçgüdüleriniz Haklı Çıkabilir!
Başka bir durum düşünelim. Diyelim ki, aynı iş yerinde yıllardır tanıdığınız ve çok çeşitli projelerde iş birliği yaptığınız biriyle düzenli bir ilişki içindesiniz. Zaten o kişi hakkında belirli istikrarlı duygularınız var, bu yüzden iyi bir dayanak noktanız var.
Kendinizi, potansiyel bir iş birliği hakkında sohbet ederken düşünün. Nedense, her zamankinden daha az rahat hissediyorsunuz. Bu siz değilsiniz - aslında iyi bir ruh hali içinde, iyi dinlenmiş, iyi hissediyorsunuz. Ortada bariz bir sorun olmadığı için, etkileşim hakkında neden iyi hissetmediğinizden emin değilsiniz. Neler oluyor?
Büyük ihtimalle, sezgileriniz bir şeylerin ters olduğuna dair güç algılanan ipuçları topluyor.[22] Belki de o kişi gözlerini kısıyor ve gözlerinizin içine bakmıyor ya da her zamankinden daha az gülümsüyor. İçgüdülerimiz, bu tür sinyalleri almakta iyidir, çünkü kabileden dışlanma belirtilerini almak için hassas biçimde işlenmiştir.
Belki de önemli bir şey yoktur. Belki de o kişi kötü bir gün geçiriyordur ya da bir gece önce yeterince uyuyamamıştır. Ancak, bu kişi sizden bir şeyler saklamaya çalışıyor da olabilir. İnsanlar yalan söylediğinde, diğer rahatsızlık, endişe ve reddedilme göstergelerine benzer davranışlar sergilerler ve bu sinyallere neyin sebep olduğunu söylemek gerçekten zordur.
Genellikle bu durum, içgüdülerinizin devreye girerek normalden daha şüpheci olmanız için iyi bir zamandır.
İçgüdülerimiz, karar aşamasındayken bir şeylerin yanlış olabileceğini fark etmemize yardımcı olma konusunda hayati önem taşır. Yine de iş yeri ilişkileriyle ilgili önemli kararlarla karşı karşıya olduğumuz çoğu durumda, en iyi kararları vermek için içgüdülerimizden çok mantığımıza güvenmemiz gerekir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 5
- 3
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: SciTechDaily | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. R. Barrick, et al. (2009). What You See May Not Be What You Get: Relationships Among Self-Presentation Tactics And Ratings Of Interview And Job Performance.. American Psychological Association, sf: 1394-1411. doi: 10.1037/a0016532. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. E. Board. Companies Not Ready To Realize Promise Of Big Data According To Corporate Executive Board. (7 Eylül 2011). Alındığı Tarih: 15 Ocak 2021. Alındığı Yer: PR Newswire | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Halevy, et al. (2008). “In-Group Love” And “Out-Group Hate” As Motives For Individual Participation In Intergroup Conflict: A New Game Paradigm. Psychological Science, sf: 405-411. doi: 10.1111/j.1467-9280.2008.02100.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Francisco, et al. (2021). Deliberate Intuition: Giving Intuitive Insights Their Rightful Place In The Creative Problem Solving Thinking Skills Model. Bridge Point Effect. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. Kutschera. (2021). Implications Of Intuition For Strategic Thinking: Practical Recommendations For Gut Thinkers. SAM Advanced Management Journal. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. R. Patton. (2003). Intuition In Decisions. Management Decision, sf: 989-996. doi: 10.1108/00251740310509517. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. J. Richerson. (184-220, 2001). The Evolution Of Subjective Commitment To Groups: A Tribal Instincts Hypothesis. Not: Russell Sage Foundation.
- ^ M. R. Key. (1974). Paralanguage And Kinesics (Nonverbal Communication).. Scarecrow Press, Inc.. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Tversky, et al. (1975). Judgment Under Uncertainty: Heuristics And Biases. Springer, sf: 141-162. doi: 10.1007/978-94-010-1834-0_8. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Kahneman. (2003). Maps Of Bounded Rationality: Psychology For Behavioral Economics. American Economic Review, sf: 1449-1475. doi: 10.1257/000282803322655392. | Arşiv Bağlantısı
- ^ H. R. Arkes. (2016). A Levels Of Processing Interpretation Of Dual-System Theories Of Judgment And Decision Making:. Theory & Psychology, sf: 459-475. doi: 10.1177/0959354316642878. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. E. Nisbett, et al. (2006). The Halo Effect: Evidence For Unconscious Alteration Of Judgments.. American Psychological Association, sf: 250-256. doi: 10.1037/0022-3514.35.4.250. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Spaulding. Intuitive Decision Making. (1 Mart 2005). Alındığı Tarih: 15 Ocak 2021. Alındığı Yer: Police Magazine | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. C. Miller, et al. (2005). Intuition In Strategic Decision Making: Friend Or Foe In The Fast-Paced 21St Century?. Academy of Management Perspectives, sf: 19-30. doi: 10.5465/ame.2005.15841948. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. M. Neckerman, et al. (1991). Hiring Strategies, Racial Bias, And Inner-City Workers. Social Problems, sf: 433-447. doi: 10.2307/800563. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. E. Drehmer, et al. (2009). Hiring Decisions For Disabled Workers: The Hidden Bias.. American Psychological Association, sf: 157-164. doi: 10.1037/h0091030. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. P. Gerdes, et al. (1983). Sex Bias In Hiring: Effects Of Job Demands And Applicant Competence. Sex Roles, sf: 307-319. doi: 10.1007/BF00289666. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Isaac, et al. (2009). Interventions That Affect Gender Bias In Hiring: A Systematic Review. Ovid Technologies (Wolters Kluwer Health), sf: 1440-1446. doi: 10.1097/ACM.0b013e3181b6ba00. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Highhouse. (2008). Stubborn Reliance On Intuition And Subjectivity In Employee Selection. Industrial and Organizational Psychology, sf: 333-342. doi: 10.1111/j.1754-9434.2008.00058.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Klayman, et al. (1999). Overconfidence: It Depends On How, What, And Whom You Ask. Organizational Behavior and Human Decision Processes, sf: 216-247. doi: 10.1006/obhd.1999.2847. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Arntz, et al. (1995). “If I Feel Anxious, There Must Be Danger”: Ex-Consequentia Reasoning In Inferring Danger In Anxiety Disorders. Behaviour Research and Therapy, sf: 917-925. doi: 10.1016/0005-7967(95)00032-S. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. A. Conger, et al. (1987). Toward A Behavioral Theory Of Charismatic Leadership In Organizational Settings. Academy of Management Review, sf: 637-647. doi: 10.5465/amr.1987.4306715. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 03/12/2024 20:02:01 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9952
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in SciTechDaily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.